İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Altılı Masa’dan kalkmasıyla ilgili, “Bana herkes masadan kalktı diyor ama masa kalktı, masada oturmaya devam ettim” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı canlı yayında gündeme dair sorulara yanıtladı. Altılı Masa’dan kalktığı yöndeki değerlendirmelere yanıt veren Akşener, “Müzakereye kapalı bir ortam olmuştu. Siz bir teklif ortaya koyuyorsunuz, diğer 5 kişi tek bir konuda karar almış ve geri gitmiyor. Siz de bunun tartışmasını arz ediyorsunuz. Dolayısıyla, bana herkes masadan kalktı diyor ama, masa kalktı, masada oturmaya devam ettim” diye konuştu.
Meral Akşener, HaberTürk TV’de Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının açıklandığı günden önceki gece hiç uyumadığını söyleyen Akşener, şunları ifade etti:
Bir gece evvel ben hiç uyumadım. İnsanlar geldi gitti evime. Mansur ve Ekrem Bey evime geldi, gece 2:15 gibi. Sıfır uykuylaydım. Hareketleriniz ağırlaşıyor uykusuzluktan. Başka bir şey yoktu. Uzlaşı, mutabakat sağlandı. İki metnin altına biz imza attık. Bununla ilgili mutsuzluk söz konusu değil. Doğru bulmadığımız kararın altına niye imza atasınız. Yemek yiyecektik, Temel Bey’e ‘beni affedin, eve gideyim dinleneyim’ dedim.
Müzakereye kapalı bir ortam olmuştu. Siz bir teklif ortaya koyuyorsunuz, diğer 5 kişi tek bir konuda karar almış ve geri gitmiyor. Siz de bunun tartışmasını arz ediyorsunuz. Dolayısıyla, bana herkes masadan kalktı diyor ama, masa kalktı, masada oturmaya devam ettim.
‘İsim hiç konuşulmadı’
Kemal Bey ile buluşmadık. Toplantının önce gündemini yazıyoruz. Sonra genel başkanları dolaşıyorum. Ekleme ve çıkarma yapılıyor. Sonra kendi arkadaşlarımızla basına söyleyeceklerimizi planlıyoruz. Yazılan metni tüm siyasi partilere yolluyoruz. Geri dönüyor, yeniden düzenleniyor, sonra bizim masada tekrar kontrol ediliyor. Perşembe günkü toplantıda, başkanlık konuşmasını öne almada katkım olduğunu düşünüyorum. Parlamenter sisteme geçişle ilgili yol haritasını yazdık. Sonra ona bağlı olarak kanun ve Anayasa değişiklik metnini yazdık. Şu anda adayımızın elinde her şey var. Bunlar çalışılırken aynı zamanda akademisyenlerin de katkısı var. Geniş kitleye de gitti. Son haline geldikten sonra da tartışmaya açıldı. İsim hiç konuşmadık.
‘O metni kendim yazdım, evet sertti, sert olmalıydı’
Basın toplantısındaki sert sözleri hatırlatılan Akşener, “Evet sertti, sert olmalıydı. O metni kendim yazdım. Sert olarak algılanabilir ama net olmasına dikkat ettim. Aşırı netlikler sinir bozar. Oradan çıkan sonuç şu: Böyle düşünüyoruz, senin önerilerin herhangi bir takdire uygun değil gibi bir tutum alınırsa, o zaman net olursunuz. Çünkü ben, kişisel olarak hiçbir şeyin talibi değilim. Adaylıktan vazgeçmemiş olsaydım, 5 erkeğin arasında tek kadınım. Bugünkü sistemi oluşturabilmek için bir gayretim oldu.” diye konuştu.
’13. Cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu olacak’
Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için şunları söyledi:
Şu anda Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı. Başından beri destekleyeceğiz orada sorunumuz yok. Ama milletin ‘hadi hadi’ dediği iki büyükşehir belediye başkanını da onun koşu partneri haline getirdi masa. Bugün itibariyle çok net söylüyorum: 13. Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu olacak. Koşu partneri, üçü birden en önde Kılıçdaroğlu seçtirmek için.
İmamoğlu ve Yavaş görüşmesi
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile olan görüşmesine ilişkin ise şunları anlattı:
22:30 gibi Ekrem Bey beni aradı, yola çıktım gelebilir miyim, Mansur Bey’i de alacağım dedi. Hay hay dedim. Kemal Bey’in haberi var mı dedim evet dediler. Sonra bir haber çıktı beni değil, iki başkanı rencide eden bir haber. Arkadaş iş çeviriyorlarmış haline getiren. Kendileri talep etti kendileri iptal etti. Sonra dedim ki, ne olur ne olmaz, ben size bir arkadaşımı göndereyim, onun arabasıyla gelin, en azından görünmeyin.
Geldiler, sonra bazı seçenekler ileri sürdüler. Şu an izin almadığım için söyleyemem. Bu iki arkadaşımızın popülüterliği benden fazla. Bu süreçte aktif olmaları gerekiyor ama belediye başkanı görevi üzerinden yardım etmek başka bir şey, bu kampanyada ve sonrasında taşın altına ellerini ve gövdelerini koyacaklarının da ispatı lazımdı.
Biz önce üçümüz uzlaştık. Konuşurken ortaya çıkan bir şeydi yardımcılık görevi. Sonra gittiler. Saat 9:30’du Kemal Bey beni aradı. 2 arkadaşımız sizi ziyaret edecekler bilginiz olsun diye. Bunun üzerine ben de dedim ki, dün iki başkan sizin bilginiz dahilinde geldiler ve konuşma yaptık. Ben yazıya döküyorum bazı şeyleri. Size iletilmek üzere yazı haline döktüm, bunları gönderdim dedim. Bu bilgiler size geldi mi dedim, evet dedi, benim görüşlerimi getirecekler dedi. 9:30’da onlar geldi eve tekrar, yeniden el sıkıştık, sonra ben partiye gittim. Perşembe günü GİK’ten şu kişileri şöyle götür dendi, oyladık.
Önerimizin arkasında durma kararı çıktı. 9:30’daki toplantı sonrası tekrar yetki almam gerekiyordu. Jet hızıyla giyinip, genel merkeze gittim. Bütün arkadaşlar milletvekilleri, GİK üyeleri, divan üyelerini topladık. GİK’le zoom üzerinden kayda alınmak kaydıyla genel sekreterimiz görevlendirildi. Bu yetkiyi bana aldı. Bunu nasıl kamuoyuyla paylaşacağız. İki belediye başkanımız geldiler, son durum oldu. Sonra ben masaya katılacağımı ilan ettim Kürşad Zorlu Beyefendi üzerinden. Amma uzun şeyler yaşamışız, kalbim yoruldu anlatırken. Hakkını helal etsin herkes, iyi bir şey oldu.
‘Milletvekili adayı olmayacağız’
Akşener, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Milletvekili adayı olmayacağız. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız dedik. Aday olsam bu işe inanmıyorum demektir. Sayın Yavaş ile İmamoğlu’nun yaptığı iş bizden farklı. Başkan Yardımcılığını Kılıçdaroğlu atayacak. Hepimiz atanacağız aslında. Buradaki iddialı olmamızın nedeni milletvekili adayı olmayacağızdır. Birçok arkadaşımız milletvekili seçilecek, CHP’den bizden, diğerlerinden. Bazı yerlerde iş birliği yapılacak.
‘Altı siyasi partinin birer bakanlığı var şu anda’
Bakanlık konuşmadık, ben hiç itiraz etmedim. O kadar insan bir arada, sen büyüksün ben küçüğüm denemez, ayıptır. Kader birliği yapılmış, hepimizin sosyal çevresi var. Ben başka türlü diğerleri başka türlü eleştiri alır, kader birliği önemli. Her siyasi partiye seçim öncesi söz, şu bakanlık değil ama birer bakanlık… Altı siyasi partinin birer bakanlığı var şu anda…
‘CHP, HDP ile görüşebilir ama bize asla getiremez’
İnsan olmaktan dolayı saygı, hukuğa saygı, vatanın birliğine, milletin birliğine, anayasanın ilk dört maddesine saygı, birlik beraberliğe yapılan vurguya saygı. İnsanların Atatürk ile derdi olmayacak. HDP’nin de diğer partilerin de düşünmesi gereken o.
Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir, CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. ‘Sizin oy oranınızla HDP’nin oyu farklı hadi size güle güle’ deselerdi o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez.