Tarih 8 Haziran 1992.
Kürt coğrafyasının insansızlaştırılması için devlet tüm imkanlarıyla çalışıyordu.
Sokaklarda, köylerde, mezralarda her yerde asker, polis, korucu, paramiliter güçler kol geziyordu.
Ormanlar, köyler, dağlar, taşlar yakılıyor, köyler boşaltılıyordu.
Devlette devamlılık esastı, en temel hakları için mücadele eden Kürtler, köylerinden kentlerinden sürgün ediliyordu.
O dönemin askeri strateji düşük yoğunluklu savaştı.
‘Denizi kurut balık ölsün’ diyordu, dönemin muktedirleri.
Ve denizi kurutmak için uygulamadıkları yöntem kalmadı.
Devletin resmi silahlı güçlerinin yanı sıra her dönem yedekte tuttuğu ve pis işlerini yaptırdığı paramiliter güçler de devredeydi.
İnsansızlaştırılmaya çalışılan Kürt coğrafyasına gazete, dergi, muhalif gazetecinin girmesine izin verilmezken, ‘Anadolu’dan Görünüm’ adlı programlarla toplum uyutulmaya, yalanlar TRT’den tüm memlekete Genelkurmay’ın denetiminden geçirilerek duyuruluyordu.
Böylesi bir atmosferde, gizli saklı, binbir emekle ve tehlike içerisinde Kürt coğrafyasına sokulan, özgür basının gazetelerinden hakikat, yakılan, yıkılan coğrafyanın insanlarına ulaşıyordu.
Bu hakikatin, emek işçilerinden olan Hafız Akdemir’i 8 Haziran 1992 tarihinde Hizbullah adını verdikleri paramiliter güçler eliyle katlettiler.
Denizi kurutacaklardı, balığı öldüreceklerdi ve deniz kurutulup, balık öldürülürken hakikatin görülmemesi için gerçeğin peşinde koşan özgür basın emekçilerini de katledeceklerdi.
Genelkurmay denetimli ‘Anadolu’dan Görünüm’ formatlı yalanların baki kalacağına inanıyor ve bunun için canhıraş çalışıyorlardı.
27 yaşındaki Hafız Akdemir’den sonra onlarca özgür basın emekçisini daha çeşitli tarihlerde resmi veya gayri resmi silahlı güçler eliyle katlettiler.
Aradan 30 yıl geçti.
Tarih 8 Haziran 2022 ve yer yine Diyarbakır.
O günün sabahında Hafız Akdemir’i anacak ardıllarını, sabahın köründe evlerini basıp, gözaltına aldılar.
30’uncu yılıydı Hafız Akdemir’in katledilmesinin.
22 özgür basın emekçisi gözaltına alındı.
Onlarca özgür basın emekçisi, gözaltına alınan arkadaşlarının haberlerini duyurdu.
Sonra Hafız Akdemir’in katledildiği sokağa gidip, gözaltındaki arkadaşlarının yerine de Hafız Akdemir’i andılar kırmızı karanfillerle.
16 Haziran’da, 22 gazeteciden 16’sı tutuklandı.
Bu yaşadığımız ne ilk ne de son olacak.
“Devlette devamlılık esastır” derler, egemenler.
Özgür basın emekçileri, olarak yalancı resmi tarihi de gerçek tarihi de iyi okuyarak, tanıyoruz devleti ve de halk gerçeğini.
Hakikati de bu gerçeklik üzerinden kuruyoruz.
Hafız Akdemir’i katledenler, denizi kurutup, balığı öldürerek; gerçekleri karanlıkta bırakacaklarına inanıyorlardı.
Yanıldılar.
30 yıl sonra Hafız Akdemir’in katledildiği gün, özgür basın emekçilerini gözaltına alıp tutuklayanlar da yanılacaklar.
Ne o deniz kuruyacak ne de o balıklar bitecek.
Hafız Akdemir’in ardılları, derya içerisinde hakikati peşinde koşan ışıklar olarak yoluna devam edecekler.
Devlette de mücadelede de devamlığın esas olduğunu bilerek…