HDP Eş Genel Başkanı Sancar, ziyaret ettiği Malatya Ören’deki dayanışamaya işaret ederek “İktidarın yıkım politikalarını durduracak olan kendi gücümüzdür, halkın iradesidir. Bizler acıları azaltmak için dayanışmadan başka yol seçemeyiz” dedi. Sancar ayrıca, ‘suç mahalli haline gelen’ enkazlarda delillerin karartılmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Maraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Malatya’da partisinin yürüttüğü deprem çalışmalarına katıldı, ardından da deprem bölgesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Yıkımın boyutlarının ne kadar büyük olduğunu gittiğimiz her yerde bir kez daha görüyoruz” diyen Sancar, “Deprem bir doğa olayıdır fakat depremin sonuçları siyasidir. İktidar ve yandaşları sürekli bu meselenin siyasi olmadığını, bir büyük doğa afetinden ibaret olduğunu söylüyorlar ama bunlar gerçekleri yansıtmıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyanın çeşitli ülkelerinden deprem bölgesine gelen gönüllü insanlar ve kuruluşların dayanışmasına dikkat çeken Sancar, “Şimdi Ören Mahallesi’nde (Malatya, Akçadağ) gördüğümüz manzara da halkın kendi yaralarını dayanışmayla sarmasının güzel bir örneğidir. Buradaki bütün bu çalışmalar hepimize örnek olacaktır. Başka yerlerde de aynı dayanışma sürüyor” dedi.
Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
İktidarın yıkım politikalarını durduracak olan kendi gücümüzdür, halkın iradesidir. Bizler acıları azaltmak için dayanışmadan başka yol seçemeyiz. Bu yıkımların açtığı yaraları gidermek için de en büyük aracımız dayanışmadır. Hep birlikte çalışmaktır. Türkiye toplumu bu konuda yüksek bir irade ortaya koymuştur. 7’den 70’e gerçek bir seferberlik ruhu yaşanmaktadır. Bu dayanışmanın bize, bütün bu acılar içinde bir teselli olmanın ötesinde umut da verdiğini mutlaka görmek durumundayız. Dayanışma acıları azaltmak ve yaraları sarmak için önemli ama geleceği adalet ve hak üzerine kurmak için de en büyük umut kaynağımızdır.
‘Yaraları mutlaka saracağız’
Bizler parti olarak da sahadayız. Bütün arkadaşlarımız ilk günden beri ulaşabildikleri her yere gitmek için ellerinden gelen çabayı gösteriyor. Fakat bunu tek başımıza da yapmıyoruz. Gönüllüler, demokratik kuruluşlar, meslek örgütleri, emek örgütleri, çeşitli çevrelerden insanlar var. Hep birlikte gücümüzü birleştirerek bu yaraları mutlaka saracağız, bu yıkımın hesabını da mutlaka soracağız.
‘Bütün enkazlar birer suç mahalli’
“Enkaz kaldırma çalışmaları artık can kurtarma amacından uzaklaşmış durumda. Bu saatten sonra maalesef enkazın altından insanlarımızı canlı çıkarma ihtimali çok çok düştü” diyen Sancar, ‘suç mahalli haline gelen’ enkaz alanlarında delillerin karartılmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi:
Bütün enkazlar aynı zamanda birer suç mahallidir. Enkazların rastgele, delillerin karartılması için apar topar temizlenmesi, delilleri yok etme gibi ağır bir sonuç da doğuruyor. O deliller, hem tek tek bireylerin ve müteahhitlerin hem de bir silsile olarak bütün görevlilerin, en tepede iktidarın sorumluluğunu ortaya koymak için çok önemlidir. Bütün emek ve meslek örgütleriyle birlikte bizlerin hukuk birimi de barolar da hukuk kuruluşları da bu konuda çalışmalar yürütüyorlar. Şimdi bu çalışmaları daha fazla koordineli hale getirmemiz gerekiyor. Delillerin karartılmasını önlememiz gerekiyor. Bu yıkımın sorumlularını hesap verecek bir noktaya getirecek her türlü çabayı da birlikte harcamamız gerekiyor.
Sadece yıkımları tamir etmek, yıkımın sonuçlarını tamir etmek değil; yolsuzluk, rant, talan üzerine kurulu bu düzeni değiştirmek için de daha fazla birlikte olmak zorundayız. Acı hepimizindir. Yakınlarını kaybeden bütün insanlarımıza tekrar başsağlığı diliyoruz. Yiten bütün canlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Kalanlara da sabır ve daha çok dayanışma, daha çok direnç öneriyoruz.
Sancar’ın Malatya’nın ardından Adıyaman’a geçeceği belirtildi.