Ana SayfaGüncelYüksel’de yine polis müdahalesi: Karadağ ve CHP’li Şeker hastaneye kaldırıldı

Yüksel’de yine polis müdahalesi: Karadağ ve CHP’li Şeker hastaneye kaldırıldı

HABER MERKEZİ – KHK ile işlerinden ihraç edilen kamu emekçilerinin Yüksel Caddesi’nde düzenlemek istedikleri basın açıklamasına polis yine izin vermedi.  Polisin müdahalesinde fenalaşan eğitimci Acun Karadağ ile CHP milletvekili Ali Şeker hastaneye kaldırıldı. Polis müdahalesinde yararlananlar arasında bulunan Veli Saçılık ise açlık grevlerinin 90. gününde olan Gülmen ve Özakça için yapılan tahliye taleplerinin reddedilmesine tepki göstererek, “Nuriye ve Semih’i ya orada öldürmek ya da sakat bırakmak istiyorlar” dedi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen ve tutuklandıktan sonra da devam ettikleri açlık grevlerinin 90. gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gözaltına alındığı günden bu yana abluka altında bulunan Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yapmak için bir araya gelen ve aralarında öğretmen Acun Karadağ ile açlık grevinde bulunan Esra Özakça ve Sultan Özakça’nın da bulunuğu gruba polis bugün de müdahale etti.

Polisin biber gazını yüzüne sıkması nedeni ile fenalaşan Acun Karadağ ile gazdan etkilenen CHP’li Ali Şeker hastaneye kaldırıldı. Karadağ hastaneye kaldırıldığı sırada, “Yine geleceğiz, sizler buradan gidene kadar” diye bağırdı.

Polisin sert müdahalesi sonucu, açıklama düzenlemek için bir araya gelen grup Konur Sokak üzerinde bulunan Mimar ve Mühendisler Odası’na ait binaya sığınmak zorunda kaldı.

‘Yaşadıklarımızın adı polis terörü’

Müdahalede polisin gözlerine gaz sıkması sonucu görme problemi yaşayan Veli Saçılık, Gazete Karınca’ya açıklamalarda bulundu. Polisin saldırısının “üstten gelen bir emir ile gerçekleştiğini” belirten Saçılık şunları kaydetti:

Öğle saatlerinde polisin önceki tutumlarına göre insani olarak değerlendirebileceğimiz bir saldırı yaşadık. Ancak alandan ayrılırken, akşam saatlerinde fabrika ayarlarına döneceklerini ve bizlere işkence yapacaklarını belirtmiştim. Akşam saatlerinde açıklama yaparken, üzerimize çullandılar ve CHP’li milletvekillerini hedef alarak gaz sıktılar. Esra, Acun ve Nazife arkadaşlarımıza gazı boşaltacakları sırada polisin elini tutmak istediğimde ise gözlerimin içine gaz sıkmaya başladılar. Acun Karadağ ile CHP’li Ali Şeker saldırı sonucu hastaneye kaldırıldı. Gözerimize gaz sıkmaları sonucu görme problemi yaşarken polis tarafından yerlerde sürüklendim. Yaşadıklarımızı polis terörü olarak adlandırmamız yersiz olmayacaktır.

Bizler günde iki defa bizlere yaşatılan bu acıları çekmeye razıyız, ancak Nuriye ve Semih’in açlık grevi 90. günde  ve ölümle karşı karşıyalar. Talebimiz yasaları ve insan haklarını işletilmesi ve işimize geri dönmek; ancak bunun karşılığında onlar bizleri dövmeyi ve İnsan Hakları Anıtı’nı abluka altına almayı tercih ediyorlar. Bizler burada kurulan ablukaya ‘İnsan Hakları Karakolu’ diyoruz ve polisin buradan gitmesi ile her şeyin çözüleceğini düşünüyoruz. Ancak belli ki yukarıdan bir emir var ve bu emir bütün insan hakları ve özgürlüklerin yok edilmesi yönünde.

‘Nuriye ve Semih’i öldürmek istiyorlar’

Gülmen ve Özakça’nın tutukluluk kararına yapılan itirazın reddedilmesini de değerlendiren Saçılık şunları kaydetti:

Nuriye ve Semih’i ya orada öldürmek ya da sakat bırakmak istiyorlar. Bir yerde amaçları bilinçleri kapandığında müdahale etmek, ancak biliyoruz ki zorla müdahale demek sakatlık demek. Ortada bir mahkeme olduğuna da inanmıyoruz. Nuriye ve Semih’in gözaltına alınmaları da tutuklanmaları da tutukluluklarına yapılan itirazın reddedilmesi de yukarıdan gelen bir emir ile gerçekleşti.

Nuriye ve Semih’in açlık grevleri tutuklanmalarına rağmen devam ediyor. Toplum eylemimizi duydu, ancak duymanın yetmediğini görüyoruz. Artık ses verme zamanı ve tüm toplumdan bu sese ses olmalarını bekliyoruz. Yürütülen mücadele yalnızca bir işe iade mücadelesi değil, elimizden alınan özgürlükleri yeniden kazanma mücadelesi olarak görülüyor. Bizlere olan ilginin temelinde, yaşanan hukuksuzuklarda gedik açma ihtimalimizin görülmesidir. Bizler kazanacağız diyoruz ve bu kazanç çok uzun bir gelecekte değil, yakın zamanda gerçekleşecek.