Ana SayfaÇeviriHaiti devlet başkanına suikast, ülkede yıllardır süren çekişmeyi ve kilitlenmeyi nasıl etkileyecek?

Haiti devlet başkanına suikast, ülkede yıllardır süren çekişmeyi ve kilitlenmeyi nasıl etkileyecek?


Natalie Kitroeff ve Anatoly Kurmanaev

Çeviri: Baran Erbeyi


200 yıldan uzun bir süre önce Fransız sömürgeci derebeylerinin yönettiği kölelerce kurtarılan ülke, yolsuzluk, şiddet ve siyasi felçle mücadele ediyor.

Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise’nin Çarşamba günü özel konutunda saldırıya uğrayıp öldürülmesi, Karayip ulusundaki kargaşaları artırdı ve daha yaygın siyasi şiddet konusundaki korkuları derinleştirdi.

Devlet Başaknı Jovenel Moise 7 Temmuz günü öldürüldü

Geçici başbakan Claude Joseph, cumhurbaşkanının “korkakça suikaste uğradığını” söyleyip ülkeyi “sakin kalmaya” çağırmıştı. Joseph, Haitililere ve dünyaya, polisin ve ordunun durumu kontrol ettiği konusunda güvence vermeye çalıştı.

Ancak Joseph’in sözleri olası kaos endişelerini gidermeye yetmedi.

Fransa’nın eski Haiti Büyükelçisi Didier Le Bret, “Artık parlamento yok, senato uzun süredir kayıp, Yargıtay başkanı yok” dedi ve Bay Joseph’e gönderme yaparak “Her şey onun kontrolünde olacak” dedi.

Siyasi şiddet tarihi

Moise’nin öldürülmesi, uzun süredir kanunsuzluğun ve şiddetin ele geçirdiği ülkede yıllarca süren istikrarsızlığın doruk noktası.

Bir zamanlar ‘efendileri’nin gaddarlığıyla ün salmış bir köle kolonisi olan Haiti, kölelerin 1803’te isyan edip Napolyon Bonapart’ın güçlerini yenmesinden sonra Fransa’dan bağımsızlığını kazandı.

Claude Joseph kendini geçici devlet başkanı ilan etti.

Ancak aradan geçen 200 yılda Haiti, uzun süredir devam eden diktatörlükler ve darbeler döngüsünden çıkmak için mücadele etti. Ülke yoksullaştı ve halkının çoğu temel hizmetlere ulaşmakta zorlandı.

Ülke yaklaşık otuz yıl boyunca Papa Doc olarak bilinen François Duvalier ve ardından Baby Doc olarak bilinen oğlu Jean-Claude’un diktatörlüğü altında acı çekti.

Ülkenin yoksul bölgesinden gelen ve bir rahip olan Jean-Bertrand Aristide, 1990’da demokratik olarak seçilen ilk başkan oldu.

Ancak bir yıldan kısa bir süre içinde bir darbeyle görevden alındı, ardından 1994’te binlerce Amerikan askerinin yardımıyla iktidara döndü.

Aristide, 2000 yılında yeniden seçildi, ancak başka bir silahlı ayaklanmanın ardından yeniden görevden alındı ve sürgüne gitti. Aristide bunu, Amerikan ve Fransız hükümetleri de dahil olmak üzere uluslararası aktörler tarafından düzenlenen bir “kaçırma” operasyonu olarak nitelendirdi.

2019 yılında on binlerce Haitili, iktidarın yolsuzluklarını protesto etmek için sokağa çıkmıştı.

Deprem, kolera, yolsuzluk…

2010 yılında yıkıcı bir deprem ülkenin çoğunu yerle bir ettiğinde yaşanan felaketi, hükümet yıpranmış altyapıyı canlandırmak ve yeni bir başlangıç yapmak için bir fırsat olarak gördü.

9 milyar dolardan fazla insani yardım ve bağış yapılan ülkeye aynı zamanda, o zamanki güçlü müttefikleri Venezuela’dan destek için tahmini 2 milyar dolarlık ek ucuz petrol ve krediler olarak gönderdi.

Uluslararası yardım kuruluşları, ülkenin toparlanmasına yardımcı olmak için yardıma koştu.

Ancak yardım parası Haiti’de işlerin yoluna girmesini sağlamadı ve birçok uzman, yeniden yapılanma başladığından beri ülkenin daha kötü durumda olduğuna inanıyor.

En az 10 bin Haitiliyi öldüren depremden kısa bir süre sonra ülkede, Birleşmiş Milletler’in barış gücü askerlerinden bulaştığı düşünülen kolera salgını baş gösterdi.

Yıllar sonra BM bunu kabul etti ancak uluslararası anlaşmalarla korunan örgüt yasal sorumluluğu reddetti.

Bir zamanlar popüler bir şarkıcı ve 2011’de cumhurbaşkanı olan Michel Martelly, büyük yolsuzluk yapmak ve yeniden yapılanma amaçlı fonları yanlış yönetmekle suçlandı.

Haiti mahkemesi tarafından atanan denetçilerin raporları, Cumhurbaşkanı Martelly’nin Venezüella tarafından ülkeye ödünç verilen 2 milyar doların çoğunu sekiz yıl içinde zimmetine geçirdiğini veya bu paraların boşa harcandığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koydu.

Politikaya girmeden önce az bilinen bir meyve ihracatçısı olan Başkan Moise’nin ismi de raporda, yol onarımları için ayrılan fonları zimmetine geçirme planında ismi geçiyordu.

Usanmış Haitililer sokaklara çıkıyor

Takip eden yıllarda kalıcı ekonomik sorunlar, artan suç ve yolsuzluk oranları, Martelly’nin istifasını talep eden Haitililerin protestolarına neden oldu. .

Ancak Martelly iktidarı elinde tuttu ve bir dönem sonra, 2015 seçimlerinde Moise’in yerini alması için görevlendirdi.

Moise’in iktidara gelmesi en başından beri şaibeliydi.

Kampanyası dolandırıcılık ve yolsuzlukla suçlandı ve seçmenlerin sandık başına gitmesinden 14 ay sonra -seçim mahkemesinin, yaygın seçim usulsüzlüklerine dair hiçbir kanıt bulamamasının ardından- iktidara geldi.

2017 yılında Venezüella yardımlarıyla ilgili yolsuzluk suçlamasıyla yüzleşirken göreve alındı.

Sonraki birkaç yıl boyunca, Moise, yargı sistemi üzerindeki kontrolünü, suçlamaları ortadan kaldırmak ve seçimi kabul etmeyen muhalefeti sindirmek için kullandı.

Sonuç, ülke 2020’nin başlarında Corona virüsü pandemisiyle karşı karşıya kalırken, tamamen kilitlenen ve hükümeti tamamen felç olan bir ülke oldu.

Bir liderlik krizi, güç boşluğu ve Covid

Moise ile muhalefet arasında başkanlık döneminin başlamasıyla ilgili bir anlaşmazlık, parlamentosuz kalan ülkeyi seçim tarihi belli olmayan bir krize sürükledi.

Kriz uzadıkça, Moise kararnamelerle ülkeyi yönetmeye başladı ve bu hükümetinin meşruiyetini daha fazla yitirmesine neden oldu.

Moise’nin yönetimine karşı yapılan protestolar da daha fazla arttı.

Siyasi tıkanıklık, Corona virüsü vakaları yayılırken ülkenin zaten zayıf olan sağlık sistemine ciddi şekilde zarar gördü.

Corona virüsteki vaka artışıyla başa çıkmaya çabalayan Haiti, Batı Yarımküre’de herhangi bir Covid-19 aşısı almayan tek ülke olmaya devam ediyor.

Sınırlı testler nedeniyle resmi Corona virüsü ölümleri nispeten düşük görülse de, yardım kuruluşlarının çalışanları hastanelerin tamamen dolduğunu söylüyor.

Suç çeteleri ve terör yönetimi

Haiti’nin iktidar boşluğu nedeniyle geçtiğimiz yıl içinde başkentin bazı kısımlarını ele geçirerek bir terör yönetimi kuran organize suç liderlerinin sayısını giderek daha fazla artırıyor.

Kaçırma, yağma ve çete bağlantılı şiddet olayları, ülkenin bazı bölgelerini yönetilemez hale getirdi.

Bu tür olaylar birçok Haitiliyi evlerini bile terk edemez hale getirdi ve ülkedeki birçok kişinin hayatta kalması için çalışan bazı yardım kuruluşları, faaliyetlerini kısıtlamak ya da kapatmak zorunda kaldı.

Eski bir polis olan “Barbekü” lakaplı çete lideri Jimmy Chérizier, yayınladığı videolarla halkı isyana çağırıyor.

İnsan hakları örgütleri, çete şiddetindeki artışın nedenini ülkenin siyasi çıkmazına bağlıyor.

İnsan hakları örgütleri, önde gelen politikacıları, işlemeyen bir hükümetin yönetimi altında muhalifleri sindirmek ve kişisel hesaplaşma için organize suç örgütleriyle çalışmakla suçluyor.

Geçen ay, Haiti’nin en önde gelen çete liderlerinden biri, vatandaşları yerleşik işletmelere baskın yapmaya çağırarak, ülkenin geleneksel seçkinlerine karşı alenen bir savaş ilan etti.

“Barbekü” takma adıyla tanınan çete lideri Jimmy Cherizier, sosyal medya hesabından yayınladığı bir video mesajında, “Bankalarda, mağazalarda, süpermarketlerde ve bayilerde olan sizin paranızdır. Git ve hakkın olanı al” çağrısı yaptı.


Bu yazı New York Times’tan çevrilmiştir. 




Önceki Haber
Danıştay yürütmeyi durdurdu: Tozkoparan'da halk kazandı
Sonraki Haber
HDP Kadın Meclisi: İstismarı meşrulaştıran ‘somut delil’ şartını kabul etmiyoruz