Daha dün meclis kürsüsünden canlı yayında “Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet, adalet, müsavat…” diye haykırırken, sokaklarda ‘samimiyet ve cesaret’ afişleri asılan İYİ Parti lideri Meral Akşener’e siyasetteki son vedasında partisini de uçuruma atmayı göze aldıran zaruret, basit bir hesap hatasından ibaret olabilir mi sahiden?
Aslında sadece Yeni Çağ, Sözcü, Cumhuriyet ve Halk TV’deki Kılıçdaroğlu-Akşener haberlerine bakınca bile Akşener ve İYİP kurmaylarının özellikle son 1 haftadır süreci adım adım planladığı söylenebilir. Her gün en az 2 yayında, en az 2 İYİ Partilinin Kılıçdaroğlu’na itirazlarının ciddiyetine vurgu yaptığı, masada isyan başlattığı açıktır, görülebilir.
Ve anlaşılan o ki, 2 Mart’taki aday buluşmasında Yavaş ve İmamoğlu’nu öne sürmesine karşın, 5 liderden bir aday tartışması çıkmayınca, ortak anlayış metnini imzalamak zorunda kalarak susan Akşener, o gece kurmaylarıyla saatlerce uzlaşma değil, masadan ayrılma formülüne gerekçe arar. Zaten İYİ Partiden yapılan ilk açıklamalarda da bu açıkça itiraf edilir.
İlk saatlerde Koray Aydın ile Yavuz Ağıralioğlu’nun dillendirdiği ‘Tek adaya zorlandık, ayrılmadık, dışlandık, itildik’ gerekçesinin inandırıcılığının, sadece Yeni Çağ ve Sözcü TV yayın yönetmeni Yılmaz Özdil ile sınırlı kalması kaçınılmazdır.
Akşener’in 6’lı masada neredeyse fiziki müdahale ile susturularak imzaya zorlandığını ima eden çok sert açıklamasından bir kaç gün sonra bugün, sertliğin arkasının boş olduğu anlaşılırken, İYİP oyun planındaki ilk hata da dikkat çeker. Son toplantıya aday tartışması yaratma beklentisiyle gittiği kurmaylarınca itiraf edilen Akşener’in masadaki liderlerin tavrını yanlış hesapladığı açıktır.
İlk plan tutmayınca bu kez Yavaş ve İmamoğlu’nu isyana davetle, masayı dağıtarak Kılıçdaroğlu’nu devirmeyi planlayan Akşener’in yalana temayüllü bir açıklamayla yaşattığı 1 günlük kaosun sonuçlarını yanlış hesaplaması ise İYİP’in kader planı gibidir. Sadece 1 günde yaklaşık 100 bin üye kaybeden İYİP yöneticilerinin hesap hatalarını hala ‘Kılıçdaroğlu kazanamaz ki’ diye izahta ısrarları acıklıdır.
Aslında Akşener ve bazı İYİ Partililerin Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu ve Yavaş’ı önermelerinin kökeni daha eskiye dayansa da, bunun İYİP için zaruri bir şarta dönüşmesi en çok 2 ay önceye dayanır.
Yeni yılın ilk günlerinde, Yeni Çağ gazetesindeki arka arkaya 3 makale ile ardından çeşitli illerdeki bazı yerel İYİP yöneticilerinden gelen açıklamalar, İYİP’in ‘adaylık’ meselesini yeni bir boyuta taşıma hazırlığına işaret eder. Bir el düğmeye basmış, İYİ Partililer Kılıçdaroğlu’na kazan kaldırmaya başlamış gibidir.
Ocak sonuna doğru da İYİP’in isyanı genel merkeze taşınır. Daha önce Kılıçdaroğlu’na destek açıklayan Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, 25 Ocak’ta İYİP’in ‘Kılıçdaroğlu’nun adaylığına onay vermeyeceğini’ Habertürk’ten Nagehan Alçı’ya anlatır.
Alçı’nın yazısına CHP’den gelen hızlı ve sert tepki karşısında uzun süre sessiz kalsa da, sonunda Paçacı’nın istifasını isteyen Akşener, kurmaylarının beklediği iddia edilen ikinci adımı atmayı, tartışmayı yeniden başlatmayı nedense erken bulur; kimi İYİP yöneticilerine göre Şubat ortasına erteler. Muhtemelen araya deprem girince de Kılıçdaroğlu’na karşı planlı İYİP isyanı, son haftaya sıkışır; üstelik onca zaman sonra ‘kazanamaz’ gerekçesi de, itirazın zemini de zayıflamış gibidir.
Kendi itirafıyla, siyasi parti liderlerinin sohbetteki görüşleri ile sıkışınca verecekleri kararı karıştırdığı anlaşılan Akşener’in 3 Mart kararı da elbette siyasi geçmişindeki diğer kararlarından azade değildir.
MHP, DYP, Refah, Türkeş, Erdoğan, Bahçeli ve Gül’den Kılıçdaroğlu ile ittifaka uzanan çizgideki görünür tercihlerini, genellikle öncekine lanetle açıklayan Akşener’in her değişiklikte bir acelesi, çoğu kez bir zarureti var gibidir. Ve ayrıca o zaruret hallerinde dünden bugüne Çatlı, Gülen ve Ağar ile MİT ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’ndan mafyaya uzanan derin ve karanlık bağları görmek mümkündür.
Bu sebeple belki hatalı bir strateji ve hatalarla dolu bir plandan ziyade, Akşener için motivasyon sadece zaruretten ibarettir. Kılıçdaroğlu’nun sola, HDP’ye açılma zarureti, belki Akşener için masadan ayrılma zaruretidir. Belki son 2 ayda görüştüğü Ağar gibi bazı isimler, bürokratlar önemlidir, anlamlıdır Akşener’in son kararında; bakmak gerekir.
Nihayetinde anketlerde yüzde 15’leri görürken hatalı bir stratejiyle daha seçime giderken kazanma planı yapan Akşener, günün sonunda baraj tehlikesi ile bir ittifaka mecbur sayılabilir. Artık muhalefetteki yeri tartışmalı hale gelen İYİP’in Millet İttifakı ile ilişkisi de şimdi CHP için bir sınav olabilir.