Kadın örgütleri 8 Mart öncesi Kadıköy’de gerçekleştirdikleri kadın buluşmasında “Bize dayatılan bu yaşama mahkum değiliz” diyerek “hükümet istifa” sloganları attı. Ankara’da yapılmak istenen açıklamaya ise polis müdahale etti, en az 5 kadın gözaltına alındı.
8 Mart Kadın Platformu, “Soracak hesabımız var, yeniyi kuracak gücümüz var” diyerek Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskele Meydanı’nda kadın buluşması gerçekleştirdi. Kadınlar polis engellemesine rağmen sloganlar ile birçok farklı koldan yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüşte HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP eski milletvekili Gülten Kışanak ve Gezi Davası tutuklularından Mücella Yapıcı’nın fotoğrafları ve “Siyasi tutsaklara özgürlük” dövizleri taşındı.
‘AKP iktidarına itaat etmiyoruz’
8 Mart Kadın Platformu adına basın metni okundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi Bilge Seçkin Çetinkaya Türkçe, Kadın Zamanı Derneği üyesi Nevruz Ünverdi Kürtçe, Mor Dayanışma üyesi Sezen Ezer ise basın metnini Arapça okudu.
Bilge Seçkin Çetinkaya, talana, savaşa, katledilmeye karşı olan isyanla alanda olduklarını dile getirdi. Çetinkaya, şunları ifade etti:
Depremin ilk günlerinde hayati önem taşıyan adımları atmayan devlet, biz kadınların deprem bölgesinde yaşayan kadınlarla kurduğumuz dayanışmayı engellemeye çalışıyor. Biz bu saldırıları bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden, kadın özgürlük mücadelesi yürüten kadın kurumlarının kapatılmaya çalışılmasından, kadın kurumlarına ve iradesine atanan kayyımlardan, 25 Kasım’larda, 8 Mart’larda, 1 Mayıs’larda sokağa çıkan kadınların işkence edilerek gözaltına alınmasından tanıyoruz. Tarikat ve cemaatler eliyle kadınların, çocukların yaşamlarını gerici bir kuşatma altına alanlar, depremzede çocuklarla ilgili ‘evlatlık edinilen depremzede çocuk ile evlenmekte bir sakınca yoktur’ diyerek çocuk istismarının önünü açıyor. Deprem bölgesine psikolojik destek için ilahiyatçı gönderip, çadırlara okuldan önce kuran kursu açıyor. Yaşamlarımız üzerinde kurulan bu kuşatmayı, tarikat ve cemaatleri, sömürü ve şiddet yuvası olan her alanı reddediyoruz. Baskı ve zor yoluyla kadınları susturmaya çalışan erkek egemen sisteme, onun temsilcilerinden olan AKP iktidarına itaat etmiyoruz.
‘Bizlere dayatılan bu yaşama mecbur değiliz’
Biz kadınlar bizlere dayatılan bu yaşama mecbur değiliz.
Biz kadınlar biat etmedik, etmeyeceğiz. 8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınları fabrikaya kilitleyerek katledenler ile bugün depremde halkı göçük altlarında ölüme terk edenler, bankaların para kasalarını çıkarmak için vinç yollayanlar, halkın emeğinden çalarak halka çadır satanlar aynı sermaye egemenliğidir. Hayatlarımızı yok sayan erkek egemen devlete karşı tek güvencemiz mücadelemiz, tek güvencemiz birlikteliğimizdir. Bugün burada kentlerimizi yeniden dayanışma ile inşa etmek için isyanımızla, öfkemizle bir aradayız. Biz kadınlar, şiddetin ve sömürünün olmadığı eşit ve özgür bir yaşamı birlikte mücadelemizle kuracağız. Yeniyi biz kuracağız. Yaşamlarımızı bizler savunacağız. Yaşasın kadın dayanışması.
Açıklama kadınların sloganları ile son buldu.
Ankara’daki kadın eylemine polis müdahalesi
“Depremde ölümü de, kadın cinayetlerini de durduracağız” sloganıyla 8 Mart eylemine çağrıda bulunan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ankara Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Bizi ölüme terk edenlerden hesap soracağız” dövizlerinin taşındığı eylemle sık sık, “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Depremde ölüm kader değildir” sloganları atıldı.
‘Kadınları korumayan devlet depremzedeleri de korumadı’
Kadın Meclisleri’nden Tuana Gencer depremde ölenlere dikkat geçerek, “6 Şubat’tan beri gözümüz, kulağımız, aklımız deprem bölgesinde. Hala yemek, su, hijyen malzemesi temel ihtiyaçlar yok. Depremzedeler, enkaz altında ölümü beklediler. İnsanlar yardım isterken enkazların altında öldüler. Tıpkı kadınlar nasıl devlet tarafından korunmuyorsa, oradaki depremzedeler de korunmadı” dedi.
‘Sorumlu siyasi iktidar’
Depremde insanların yalnız bırakıldığını söyleyen Gencer, önleyici politikalarla bilime uygun binalar inşa etmenin mümkün olduğunu vurguladı. Depremin de kadın cinayetleri gibi kader olmadığının altını çizen Gencer, “Bunun sorumlusu var. Depremde ölümlere, kadına yönelik şiddete, cinayetlere engel olabiliriz. Bunların sorumlusu kim? Kim on binlerce insanın ölümüne sebep olanlar? O müteahhitlerle kol kola gezenler, rant sevdalısı siyasi iktidar. Zenginler, servet sahipleri, yetkililer hiç 2023 yılında soğuktan donarak ölebilir mi? ölmez. Bu siyasi iktidar, emekçi halka bunu reva görüyor” diye konuştu.
Hükümet İstifa sloganına gözaltı
Statlarda atılan “Hükümet İstifa” sloganının tesadüf olmadığını, depremde yakınlarını kazmayla, kürekle çıkarmaya çalışanların da sesi olduğunu söyleyen Gencer, devamında şunları ekledi:
Orada bir suya muhtaç bırakılanların, aç bırakılanların sesi, 4 yıldır Ceren Damar için mücadele eden yakınlarının sesi. O ses ‘ölmek istemiyorum’ diyen ama öldürülen kadınların sesi. Mücadele edenleri baskılamaya çalışıyorlar. Biz bu sloganı her yerde, her zaman atmaya devam edeceğiz.
Gencer’in konuşmasının ardından “Hükümet İstifa” diye slogan atan kadınlar polis tarafından gözaltına alındı.
İzmir ve Manisa’da kadın buluşması
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Kadın Meclisi ve TJA İzmir, 8 Mart öncesi HDP Çimentepe Mahalle temsilciliğinde kadın buluşması gerçekleştirdi. HDP İzmir İl Eş Başkanı Berna Çelik, “8 Mart’ı her sene yılın coşkusu ile karşılıyorduk. Ama bu sene yaşanan bu felaketten kaynaklı coşkumuzu isyana ve öfkeye çevirdik. Yasta değil, isyandayız. Yakmış olduğumuz özgürlük meşalesini daha da yükselteceğiz. Hem depremde hem erkek şiddetinde hem de özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuştu.
Açıklamanın ardından depremde yaşamını yiteren kadınlar anısına mumlar yakıldı.
HDP Manisa Kadın Meclisi de HDP Manisa İl binasında 8 Mart öncesi kadınlarla buluşma gerçekleştirdi.