Deprem bölgesinde enkaz kaldırma işlemleri sırasında yapılarda kullanılan asbestin ölümcül risk taşıdığını vurgulayan Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari: Çalışmalar sırasında yeterli özenin gösterilmemesi ileride binlerce insanın kansere yakalanmasına sebep olabilir.
Maraş merkezli iki büyük depremin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti. Depremin büyük yıkımlara neden olduğu yerlerin başında Adıyaman geliyor.
Yetkililerin arama kurtarma çalışmaları konusunda yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler gelirken, bu durumun çok sayıda insanın yaşamını yitirmesine neden olduğu belirtildi.
Ardından geride kalanların barınma, beslenme gibi yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasında da ciddi anlamda eksiklik var.
Depremzedeler başta salgın hastalıklar olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarıyla da karşı karşıya. Yıkılan binaların enkazları ise en büyük risklerin başında geliyor.
Binaların yapımında kullanılan ve kanser başta olmak üzere birçok hastalığa sebebiyet veren asbest, kurşun, cıva, küf mantarları ve PCB gibi tehlikeli maddeler moloz kaldırma çalışmaları sırasında özenli çalışmalar yürütülmediğinde havaya ve yağışlarla da suya karışıyor.
Kaldırılan molozlar binlerce kişinin çalıştığı Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi ile yüzlerce insanın yaşadığı yerleşim yerlerinin yakınındaki dere yatağına boşaltılıyor.
Molozlar arasındaki insan sağlığına zararlı maddeler sadece deprem bölgesinde yaşayanları etkilemiyor. Havaya ve suya karışan bu maddeler, deprem bölgelerinde üretilen tarımsal ürünler aracılığıyla ülkenin her noktasına dağılmış oluyor. Enkazlardan toplanan demirler başta İzmir olmak üzere çok sayıda kente götürülürken asbest dahil zararlı kimyasalları da beraberinde taşıyor.
ABD’de 11 Eylül saldırılarından 20 yıl sonra 2021’de yapılan çalışmaya göre, saldırı sonrasında havaya yayılan asbest ve zehirli tozlardan 90 bini arama-kurtarma personeli toplamda 500 binden fazla insan etkilendi. 3 binden fazla kişi, zehirli madde solumaya bağlı hastalıklardan, bin 500’e yakın kişi de akciğer kanseri sebebi ile hayatını kaybetti.
Bölgede görevli itfaiyeciler arasında ise asbeste bağlı kanser vakalarının yüzde 19 oranında arttığı açıklandı. Bu çalışma hem depremzedelerin hem de deprem bölgesinde yaşayanların uzun süre sonra kansere yakalanmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
‘Bir kuşağın hayatını kurtarmak zorundayız’
Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari hem arama kurtarma faaliyetleri hem de enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yeterli özenin gösterilmemesinin ileride binlerce insanın kansere yakalanmasına sebep olacağını söyledi.
Ensari “Binlerce insanı deprem felaketi öldürdü ama daha fazlasını cehalet öldürecek” derken, hem enkaz bölgesinde yaşayanların hem de yardım çalışmaları yürütenlerin maske takmamalarının birçok hastalığa sebep olacağına dikkat çekti.
‘Deprem bölgesini ziyaret eden yetkililerin ve siyasetçilerin maske takmayarak kötü örnek olduklarını’ savunan Ensari, başta maske olmak üzere güvenlik önlemlerinin alınmasının acil önem taşıdığının altını çizdi. Özellikle çocukların bir an önce bölgeden tahliye edilmesi gerektiğini vurgulayan Ensari, “En azından bir kuşağın hayatını kurtarmak zorundayız, çünkü fizyolojik olarak çocukların ciğerleri küçük olduğu için en büyük risk grubunu onlar oluşturuyor” dedi.