Ekolojistler, Samandağ’da zehirli enkaz dökümlerinin durdurulmasını talep ettikleri eylem esnasında gözaltına alınan yurttaşların serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada, moloz dökümünün ikinci büyük felakete neden olduğu belirtilirken delillerin de yok edildiğine dikkat çekildi.
Hatay Samandağ’da halk sağlığı ve ekolojiyi tehdit eden zehirli enkaz dökümlerinin durdurulması talebiyle iki gündür eylem yapan bölge halkı, dün yaptıkları eylem sırasında kolluk güçlerinin müdahalesi ile karşılaşmıştı.
Yaşam alanlarını savunan yurttaşların darp edilerek gözaltına alınmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’de toplanan ekolojistler basın toplantısı düzenledi.
“Samandağ Halkının Yaşam Nöbetini Savunuyoruz. Enkaz Kaldırma-Taşıma İşlemlerini Durdurun!” yazılı pankartın yer aldığı toplantıda, açıklamayı katılımcı kurumlar adına Melis Tantan okudu.
‘Enkazlar, delillerle beraber ortadan kaldırılıyor’
Depremlerin ardından enkaza dönen kentlerde devletin günlerce bulunmadığı ve deprem bölgesindeki insanların kaderine terk edildiğini ifade eden Tantan, “Depremin daha ilk haftasında arama-kurtarma çalışmalarında olmayan devleti, büyük bir hızla enkaz kaldırma faaliyeti içerisinde gördük. Henüz daha cenazeler enkazlarda bulunurken, enkazlar içerdikleri delillerle, birer suç mahalli halindeyken, bu suç mahallerinin ortadan kaldırılma çabasını gördük” dedi.
‘Kimyasal maddeler yaşam alanlarına dökülüyor’
Binaların içerdiği ağır kimyasallar, tozlar ve asbest gibi maddelerle ilgili bilimsel çalışma ve ayrıştırma yapılmadan, çalışanların ve halkın sağlığını tehlikeye atacak şekilde enkaz kaldırma ve yıkım işlemlerinin hızla sürdüğünü vurgulayan Tantan, kaldırılan enkazların yol kenarlarına, dere yataklarına ve sulak alanlara dökülerek ikinci büyük felaketin yaratıldığına dikkat çekti.
‘Depremzedeler darp edilerek gözaltına alındı’
Deprem bölgesinde üç gündür “Depremde ölmedik, molozlardan ölmek istemiyoruz” diyerek “yaşam nöbeti” sürdürüldüğünü hatırlatan Tantan, “Yaşam alanlarına, ayrıştırılmamış inşaat atıklarını taşıyan hafriyat kamyonlarının, atıkları dökmesini istemeyen Samandağlılar, dün darp edilerek ve gaz sıkılarak gözaltına alındılar. Gözaltına alınan 20 depremzedenin 8’i gece boyunca gözaltında tutuldu. 3 depremzede ise halen daha savcılıkta işlemler için tutuluyor” diye konuştu.
‘Kentler toz bulutu altında, kanser ve silikozis riski artıyor’
Samandağ halkının “Yaşam Nöbeti”ni savunduklarını vurgulayan Tantan, devamında şunları söyledi:
“İçinde bulunduğumuz asbest farkındalık haftasında dahi deprem bölgesindeki enkaz kaldırma ve hafriyat çalışmaları, halk sağlığını ve doğal miras alanlarını tahrip etmeye devam ediyor. Enkazlar asbest tozlarına ve diğer zehirli kimyasallara karşı hiçbir önlem alınmadan, vinçlerle kırılarak apar topar kaldırılıyor. Enkazda çalışan personelin ve civarda yaşayan halkın sağlık ve güvenliğine yönelik önlemler alınmıyor. Bu sırada ne hukuki delillerin toplanmasına izin veriliyor ne de enkazlardaki cenazelerin beden bütünlüğüne saygı gösteriliyor. Toplanan yıkıntı atıklarını taşıyan kamyonların üzeri örtülmediği için yol boyunca moloz tozları tüm yerleşim yerlerine ve doğaya yayılıyor, kentler haftalardır toz bulutuyla kaplanmış durumda. Dökümlerin yapıldığı alanlar yerleşim yerlerinin çok yakınında ve döküm sırasında ne zemine izolasyon yapılarak toprağa sızma engelleniyor ne de toz kalkmasına karşı bir önlem alınıyor.”
Depremden sağ kurtulanların molozların yarattığı tehlikelere maruz bırakıldığına dikkat çeken Tantan “Çalışmalar devam ettikçe de görülecek olan bu tehlike nedeniyle kısa-uzun vadede ortaya çıkabilecek üst solunum yolu hastalıkları, kanser ve silikozis riski giderek artıyor” dedi.
‘Meslek örgütleri ve halk dikkate alınmalı’
Tantan, deprem bölgesine dair talepleri şöyle sıraladı:
- Enkaz kaldırma, taşıma ve depolama işlemleri, enkazların asbest tanımlamaları, ayrıştırılmaları, bilimsel ve ekolojik saiklere uygun kaldırma, taşıma, depolama yöntemleri ve depolama yerleri bulununcaya kadar derhal durdurulmalıdır.
- Enkazların kaldırılması sürecinde ‘bir an önce kalksın’ ve ‘ben yaptım oldu’ anlayışı yerine yerel halkın, ilgili meslek örgütlerinin ve demokratik kurumların, ekoloji örgütlerinin katılımı şarttır. Meslek uzmanlarının kalıcı depolama alanlarına yönelik tüm ekosistem etkilerini dikkate alarak yapacakları çalışmalar, yerel halkın onayına sunulmalıdır. Enkazın ne zaman kaldırılacağına ve nerede depolanacağına deprem bölgesinde yaşayanlar karar vermelidir.
- Kalıcı depolama alanları halkın onayından geçtikten sonra tekrar başlatılacak enkaz faaliyetlerinde aceleciliğe son verilmeli ve tüm yönetmeliklerin titizlikle uygulanması sağlanmalı, kuralsız uygulamalar ve tüm seviyelerdeki sorumlular cezalandırılmalıdır.
‘Geleceğimizin enkaza çevrilmesine izin vermeyeceğiz’
Enkaz çalışmaları durdurulana kadar her yerde mücadeleye devam edeceklerini bildiren Tantan, “Kısa vadeli kazançlar uğruna geleceğimizin enkaza çevrilmesine ve ekolojik yıkımlara yol açılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
“Depremden kurtulan insanları ikinci bir felaketin eşiğine sürükleyemezsiniz” diyen Tantan, Samandağ’da gözaltına alınan yurttaşların derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Açıklamaya katılan kurumlar ise şöyle:
Polen Ekoloji, Yeşiller ve Sol Gelecek Parti Ekoloji, Partizan, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Yeryüzü Ekoloji, Halkların Demokratik Partisi (HDP), İHD Ankara Şube, KESK Ankara Şubeler Platformu, İHD Balıkesir Şube, İklim Adaleti Koalisyonu, Karala, Malatya Çevre Platformu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ankara Deprem Dayanışma Platformu (ADDP)