Yeşil Sol Parti’nin Siirt milletvekili adayı Tuncer Bakırhan’a kentte ilgi büyük. Daha önce Siirt Belediye Başkanlığı da yapan Bakırhan, bu dönemde bıraktığı mirasın meyvesini topluyor demek abartılı olmaz. Esnaf ziyareti sırasında kendisine eşlik ettiğimiz Bakırhan halkın sıcak ilgisi ile karşılanıyor. Kendisi de Siirt’in bu coşkulu ve sıcak karşılamasından etkilendiğini belirtiyor.
Gazete Karınca olarak mikrofon uzattığımız Tuncer Bakırhan’a, Siirt’in temel problemlerini ve taleplerini soruyoruz. Bakırhan, Siirt’in taleplerinin diğer Kürt illerinden çok farklı olmadığını söylüyor ve “En başat sorun demokrasi ve özgürlük” diyor. Bakırhan, Siirt’in bir diğer çok önemli sorununun nedeninin ise yoksulluk olduğunu ifade ediyor:
Siirt çok yoksul bir kent. Siz de gördünüz, gözlediniz. Türkiye’de işsizlik oranının en yüksek olduğu yer. Siirt Türkiye’de genç nüfusun Şırnak’tan sonra en fazla olduğu, doğum oranının en yüksek olduğu kentlerimizden biridir. Fabrika yok. İnsanlar daha çok tarlasıyla, hayvancılığıyla geçinmeye çalışıyorlar. Bir taraftan yoğun baskılar, ciddi özgürlük sorunları, diğer taraftan bilinçli olarak yürütülen ekonomik politikalardan dolayı yoksun, yoksul bıraktırılmış bir kenttir.
‘Sistem Kürt’ü buradan göçertmeye çalışıyor’
Tuncer Bakırhan, Siirt’in yollarının yapılmadığından bahsediyor, biz de kente giden yolda epey zorluk çekiyoruz. Bir şehre değil de bir köye gider gibiyiz. Bakırhan bunun bilinçli bir politika olduğunu söylüyor. Dikkat çektiği diğer bir konu da kentteki betonlaşma ve barajlar:
Burada ekolojik dengeyi altüst ettiler. Her akarsuyun önüne bir baraj diktiler. Doğayı talan ettiler. Kenti görüyorsunuz. Bizden sonra ciddi bir betonlaşma durumu söz konusu. Yeşil alanın en az olduğu il düşünün. Bu kadar kırsal bir yerde, kent merkezinde ciddi anlamda yeşil alan sorunu yaşanıyor. Bilinçli yapılıyor. Kürt’ün buradan göçmesi, metropollere gitmesi, orada kimliğinden, doğasından, kentinden uzak kalması için sistemin yapmadığı hiçbir şey yok.
‘İktidarı sessizliğe gömen toplumun kendisidir’
Bakırhan, iktidarın çok kritik bir seçime doğru giderken sessiz olmasının ise endişelenecek bir durum olmadığını düşünüyor. Tuncer Bakırhan’a göre iktidar sessiz çünkü karşılığı yok:
Çok büyütüyorlar bu iktidarın gücünü, kudretini. Kudretli olan halkın kendisidir. Bu sessizlik isteyerek yaptıkları bir şey değil. Karşılıkları yok. Siirt’te AKP milletvekilleri sokağa çıkınca iki kişi selam vermiyor. İnsanlar onların girdikleri kahveyi boşaltıyorlar, parkı boşaltıyorlar. İnsan içerisine çıkma yüzü olmayan, karşılığı olmayan insanların zaten sesli olmasını bekleyemeyiz ki. Toplumda aslında bizim bazı söylemlerimiz tedirginliğe sebebiyet veriyor. Ne yapacaklarsa yapsınlar.
Karşılarında halk var. Bugüne kadar yapmadıkları bir şey kalmadı. Kentler yıkıldı. Taş üzerinde taş kalmadı, binlerce Kürt siyasetçi hapsedildi. Gençlerimiz, insanlarımız sokak ortasında vuruldu. Hiç yok gerekçelerle insanlara dünya kadar dava açıldı. Mallarına, iş yerlerine el konuldu. Dolayısıyla Türkiye aydını, yazarı, çizeri bence kendi kaygılarını toplumun kaygıları, kendi korkularını toplumun korkuları, kendi düşüncelerini, toplumun düşünceleri gibi anlatmayı çok seviyorlar. Bizim için esas olan halkın kendisidir. En kudretli olan odur. Dolayısıyla sessizlik bence bizim için kıymetlidir. Çünkü onları sessizliğe gömen toplumun kendisidir.