“Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı. Şimdi grevler yok” diyen Cumurbaşkanı Erdoğan’ın partisi AKP’nin döneminde ‘erteleme’ denerek 20’ye yakın grev fiilen yasaklandı. Yasaklara gerekçe olarak en çok ‘milli güvenlik’ ile ‘ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte olması’ gösterildi. Çalışma Bakanlığı’nın grev tarifi ise ‘iş günü kaybı’.
AKP dönemindeki grev yasaklarının sonuncusu metal iş kolundaki fabrikalar Bekaert ve Kartepe AŞ’ye geldi.
Birleşik Metal-İş Sendikası ile Özçelik-İş Sendikası’na üye işçiler tarafından alınan grev kararları milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 60 gün süreyle ertelendi.
‘Grev erteleme‘ denerek fiilen yasaklanan grevlerin AKP iktidarında istisna değil kural haline geldiği biliniyor. AKP’li yıllarda 20’ye yakın grev ‘erteleme’ denerek yasaklanırken, en bilinen yasak gerekçeleri ‘milli güvenlik’ten sonra ‘ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte olması’ ile ‘genel sağlığı bozucu nitelikte görülmesi’ oldu.
Erdoğan, 2018 yılında partisinin il başkanları toplantısında grevlerin iktidarları döneminde bittiğini ‘müjdeliyordu’.
Erdoğan: İş dünyası rahat çalışabilsin diye…
“Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı. Şimdi grevler yok. Grev olmuyorsa işçinin hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun demektir” diyen Erdoğan, yabancı sermayeli yatırımcılara hitap ettiği bir başka konuşmasında Olağanüstü Hal’in (OHAL) iş dünyasının rahat çalışabilmesi için yapıldığını da itiraf ediyordu:
Biz göreve geldiğimizde Türkiye’de OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri. Ama şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz.
Tam da Erdoğan’ın dediği gibi AKP döneminde 20’ye yakın grev yasağının 7’si OHAL döneminde gerçekleşti, böylece yaklaşık 200 bin işçinin anayasal hakkı engellenmiş oldu.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, 21 Temmuz 2016’da ilan edilen ve 3 ay aralıklarla 7 kez uzatılan OHAL, resmi olarak 2 yıl sürdü.
OHAL’in devam ettiği 24 Nisan 2018’de partisinin grup toplantısındaki konuşmasında sanayicilere seslenen Erdoğan, şöyle diyecekti:
Bir tane fabrikada grev söz konusu mu? Böyle bir şeyde anında müdahalemizi yapıyoruz. Ve OHAL anında bir çözüm kaynağı oluyor. Huzurun olduğu bir ortam var, böyle bir ortamda bunlar OHAL’in olmamasını tavsiye ediyorlar. Tezgah bozulacak o yüzden, size biz bu tezgahı bozdurmayız.
Çalışma Bakanlığı’nın ‘grev’ tarifi: Kayıp iş günü
Erdoğan grev hakkını baltalamak için OHAL’i fırsat olarak gördüğünü açıkça söylerken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı anayasayla güvence alınmış grev hakkı için ‘kayıp iş günü’ tarifini yapıyordu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın internet sitesinde grevlerin ‘kaybolan işgünü’ denerek kodlandığı tablo şöyle:
Çizelgede görüleceği üzere 1015 işyerinde 48 bin 679 işçinin katıldığı grev yapılmış. Bakanlığa göre bu grevlerde 1 milyon 574 bin ‘işgünü kaybolmuş’.
Sendikal hakların en kritiği: Grev
Türkiye’de grev hakkı 12 Eylül sonrası yasalarla sınırlandırılır ve etkisi zayıflatılırken 2012 yılında 6356 sayılı yasayla yapılan değişiklilerle 12 Eylül’ün yasaklı grev mevzuatı önemli ölçüde korundu. Bugün bu sınırlı grev mevzuatına ‘grev erteleme’ adı altındaki grev yasakları eşlik ediyor.
20 yılda otoriter bir çalışma rejimi inşa ettiği belirtilen AKP, sendikal hakların en kritiği olan grev hakkını daha önce Bakanlar Kurulu kararlarıyla engellerken, şimdi Erdoğan’ın imzasıyla yasaklıyor.
AKP’nin OHAL dönemi yasakları dahil ‘grev erteleme’lerinden bazıları şöyle:
- AKP’nin OHAL’i fırsat bilerek yasakladığı ilk grev Asil Çelik oldu. AKP, toplu iş görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine Asil Çelik’te 18 Ocak 2017’de başlayacak grevi yasakladı.
- Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu EMİS’e bağlı işyerlerinde 20 Ocak 2017’de başlayan grev, Erdoğan’ın da imzasının bulunduğu bir kararla ‘Milli güvenliği bozucu’ nitelikte olduğu gerekçe gösterilerek yasaklandı.
- 20 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Akbank grevi ‘Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
- 22 Mayıs 2017 tarihli Resmi Gazete’de yer alan kararla Şişecam işçilerinin 24 Mayıs 2017’de başlatacağı grev “Milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
- Mefar İlaç fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine alınan grev kararı Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı. 5 Haziran 2017 tarihinde alınan kararda, “Genel sağlığı bozucu nitelikte görüldüğünden” ifadeleri yer aldı.
- MESS sözleşmesi kapsamında 130 bin işçiyi kapsayan ve 2 Şubat’ta (2018) başlayacak olan grev, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla yasaklandı. Yasaklama kararının, patron sendikası MESS’in işçi sendikalarıyla yapacağı görüşme gününde alınması dikkat çekti.
- Petrol-İş Sendikası ile Şişecam’a bağlı Mersin Soda Sanayi AŞ arasında süren toplusözleşme görüşmeleri patronun dayatmaları nedeniyle tıkandı. 530 işçiyi kapsayan sözleşme görüşmeleri tıkanınca 12 Nisan 2018’de grev kararı fabrikaya asıldı, 23 Mayıs’ta da greve çıktı. Grevin hemen ardından ‘milli güvenliği tehdit’ iddiasıyla yasak kararı geldi.