Cumhuriyetin ikinci yüzyılını karşılayacak ilk seçim olan 14 Mayıs 2023 seçimleri yaklaşıyor. Bu seçimde yurttaşların önüne bir Cumhurbaşkanlığı bir de parlamento seçimleri için iki pusula konacak.
Vakit yaklaştıkça, seçim sisteminin de zemin sunmasıyla birlikte ittifaklar tahkim edilmeye başladı. Önce ittifaklar arası güç dengelerinin sahnelendiği hızlandırılmış günlere tanık olduk. Şimdi ise ittifaklar arasındaki seçim harbine tanık olacağız.
Emek ve Özgürlük İttifakı, tek sol, demokrat ve devrimci ittifak olarak yarışa katılacak. Geniş bir sol ideolojik yelpazeyi, kimi liberter unsurlarla bir araya getiren bu ittifak, iktidara yürüme imkânı zor olsa da iktidara yürüyecek olan ittifakı belirleme kudretine sahip. Bu sebeple diğer iki ittifak açısından hep kurucu öteki olarak süreçte yer alacak.
Millet İttifakı, muhalefet partilerinden oluşuyor. İttifakın ana motoru, CHP. Cumhuriyetin kurucu partisi, kurucu ideolojinin merkezi üssü ama son on yıllardır muhalefete müptela bir parti. İYİ Parti MHP’den kopanların kurdukları, merkez-sağ olmamaya yeminli, politik spektrumdaki konumu belirsiz ve lideri Akşener’in karizmasıyla gemiyi karaya götüren bir parti. Deva ve Gelecek Partileri, hegemonik parti AKP’den kopan, her ikisinin sureti de sağa dönük olan sırasıyla biri sağın liberal diğeri ise sağın muhafazakâr yorumuyla konumlanıyor. İttifakın diğer bileşeni Saadet Partisi, Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun liderliğinde hala güncellenmeyi bekleyen Millî Görüş çizgisini temsil ediyor. Son olarak Demokrat Parti (DP) var: Bu parti seçimlerin tek parti iktidarının devrildiği (1950) 14 Mayıs’ta yapılmasının sembolik mücadelesinde Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’na katkı sağlama potansiyeline sahip bir parti…
Bir acayip ittifak
Muhalefet bloku karmaşık bir yapıya sahip olsa da “daha acayip ittifak” Cumhur İttifakı’dır. Yani bir anlamda 14 Mayıs’ta milyonlarca insan “acayip-ler” arası tercihte bulunacak.
Cumhur İttifakı’nın kompozisyonunun merkezinde AKP yer alıyor. 7 Haziran 2015 seçimleri hariç, 2002’den beri girdiği her seçimi kazanan, Türkiye’de parlamenter rejimi değiştirmiş, lider merkezli hale gelerek kadro partisi özelliklerinden ayrılmış son derece pragmatist, 2013-2015 sonrası ise sağ ile aşırı sağ arasında salınan bir parti. İttifakın ikinci partisi ise MHP. Devlette kadrolaşmayı ve emniyet sübabı olarak görev görmeyi, yeri geldiğinde sokaklara çıkmayı vazife edinmiş, aşırı sağcı bir parti. İttifakın üçüncü partisi ise BBP. Aşırı sağda yer alan ve AKP ile MHP’ye göre çok çok az oy alan bir parti olarak siyasi hayatına devam etmeye çalışıyor. Buraya kadar çok bir acayiplik yok “aynılar aynı yere” durumu görünümü var…
Cumhur İttifakı’nın “acayiplik” kat sayısını yükselten iki parti var: Yeniden Refah Partisi ve Hüda Par.
Yeniden Refah Partisi, Milli Görüş’ün öncüsü Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın liderliğinde etkisi ve oy potansiyeli çok az olan bir parti. AKP ile ittifak görüşmelerinde talep ettiği siyasal-sosyal taleplerle “skolastik çağı” yeniden hatırlatması, ittifaktaki varlığını acayip kılmıyor. Varlığını acayip kılan şey, Erbakan-Erdoğan atışmalarında Erbakan’ın mirasını taşımalarına rağmen neredeyse tümüyle Erdoğan’a teslim olmaları. Yani kendi deyimleriyle “20 yıllık günaha” ortak olmaları durumu acayip kılıyor.
Acayiplik katsayısını Hüda Par’ın varlığı ciddi ölçüde arttırıyor. Hizbullah’ın geleneğini temsil eden bu parti, son yıllarda Kürt halkını esas alan politikalarıyla beliriyor. Kürt halkının İslamizasyonu üzerinden “gölge ilişkiler”ini siyasete tahvil eden bu parti, Kürtlerin kolektif haklarını savunmak dahil, çeşitli söylemlere sahip. Bu söylem normal olmasına normal de, bu söylemlerin arkasına gizlenen “gölge ilişkiler” ve daha dikkat çekici olanı ise MHP ve BBP’yle aynı kampta toplanabiliyor olmaları işi acayip kılıyor: Hem Hüda Par açısından hem de Türk İslamcılığının en sert tonlarına sahip ittifakın diğer partilerinin penceresinden.
Bir seçim var, seçimden öte!
İttifakın acayiplik derecesi ile bu ittifakı kurduran temel motivasyonlar arasında güçlü korelasyonlar var. Bu ittifakı sadece seçimi kazanmaya odaklanmış bir ittifak olarak görmek de politik bir yanılgıdır. Seçime doğru bir araya gelmeleri yasal sınırlarla ilgili olsa da bir araya gelebilme potansiyelleri seçimden öte bir anlam kümesini var ediyor. Seçimden öte bir seçim varsa, bu nihai/kesin/kati seçimin adı, iktidarı almanın yanında belli paydalarda bir araya durabilenlerin iktidarı ele geçirmesidir. Yani sadece iktidarı almak değil, belli bir paydaşlıkta iktidarı alarak gelecek dönem siyasetinin rotasını da bu renge boyamaktır.
Bu sebeple, Cumhur İttifakı’nın acayipliği “seçim hesapları”, “milletvekili savaşları”, “koltuk paylaşımları”na indirgenemez. Bilakis, ikinci yüzyıla yakıştırılan bir yaşam tasavvuru ve politik hakimiyet istencine işaret ediyor.
Acayip olanın motivasyonu
Cumhur İttifakı’nın acayipliği, politikadan arındırılmış bir hayreti değil; politik özneler arasında söylemler-ideolojiler ile bir araya gelebilmeleri imliyor. Yani durumu acayip kılan şey, bu ittifaktaki partilerin paydaş olamadığı alanların barizliğine dair yarattıkları yanılsama.
Oysa, bu ittifaktaki acayipliği var eden öznelerin ortak paydalarına bakarsak; acayipliğin siyasal gerçeklik karşısında nasıl da tuzla buz olduğunu görüyoruz. Bu bağlamıyla;
- Bu ittifakın siyasal çekirdeğinin kurulduğu tarihe bakmak gerekiyor. 2014-2015 yıllarında Çözüm Süreci Türkiye’nin önüne iki yol koymuştu: Ya demokratikleşme serüvenini başlatmak ya da tarihteki en otoriter bir ara döneme girmek. 7 Haziran seçim sonuçları, bu iki seçenekten demokratikleşmenin, hem de tüm siyasi öznelerin dahiliyetiyle gerçekleştirilmesine dair mesajdı. Bu mesaj ret edildi ve bugünkü ittifakın çekirdeği oluşturuldu: AKP, MHP ve bir takım ulusalcı-milliyetçi ekipler. Beka kaygısıyla ortak düşmanın kesiştiği sıfır noktasında bir araya gelindi.
- Acayip İttifak’ın temel motivasyonu Kürt halkı ve Sünni olmayan etno-dinsel topluluklara karşıtlıktır. 2015 dönemecinde demokratik egemenliği kurmak ve tüm toplumsal kesimleri bu egemenliğe ortak etmek istemediler. Hüda Par’ın Kürt halkını gözeten söylemleri bu karşıtlık iddiasını boşa çıkarmaz, aksine güçlendirir. Çünkü Hüda Par, acayip ittifaka tam da diğer paydaşlık olan İslamcılık çabası üzerinden bağlanmaktadır. Hüda Par için öncelik Kürtlükte değil, bir tür İslamcılıktadır. MHP’ye rağmen AKP’yle birliktelik tam burada kurulmaktadır. Yani paydaşlıklar aynı yere topluyor.
- Paydaşlık illa ki olumlu yönler üzerinden değil, ortak karşıtlıklar üzerinden de kurulabilir. Türkiye siyasi tarihi bunun çok bariz örnekleriyle dolu.
Nihayetinde 14 Mayıs 2023’te sadece ittifaklardan hangisinin iktidar olacağı değil, gelecek tasavvurunun ve dolayısıyla iktidar-direniş diyalektiklerinin seyri de belirlenecek. Türkiye’de barış, demokrasi ve özgürlük isteyenlerin temel motivasyonu sadece seçimi kazanmak değil, seçimden fazlasını kazanmak olmalıdır.
Hasan Kılıç kimdir?
Lisans ve yüksek lisans derecelerini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden aldı. Doktora öğrenimine Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi Anabilim Dalında tez aşamasında devam ediyor. Türkiye siyasi tarihi, devlet kuramı ve felsefesi, Kürt Sorunu gibi alanlarda çalışıyor ve yazıyor.