İHD İstanbul Hapishane Komisyonu, ilaçları verilmeyen gırtlak kanseri Mahmut Tat’ın hastalığının nüks ettiğine, ‘muadil’ diye verilen ilaçların da sağlığını kötü etkilediğine dikkat çekti. Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise, iki böbreği de iflas eden Fırat Nebioğlu’nun durumunu aktararak “İnfazının ertelenmesi zorunlu hale geldi” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, gerçekleştirdiği 573’üncü F Oturması’nda Marmara (Silivri) Kampüs Ceza İnfaz Kurumu’nda tek kişilik hücrede tutulan hasta tutuklu Mahmut Tat’ın durumunu aktardı.
‘Gırtlak Kanseri tutukluya ilaçları verilmiyor’
Gırtlak kanseri olan ve ilaçları temin edilmeyen Mahmut Tat’ın, hastalığının nüks etmesi ve diğer organlarına yayılması tehlikesi yaşadığına dikkat çekilen açıklamada, tutukluya dair şu bilgiler verildi:
Sığınma talebi ile gittiği İsveç’te 22 Kasım 2022’de İsveç polisi tarafından gözaltına alınıp Türkiye’ye gönderilen ve İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılarak 6 yıl 3 aylık kesinleşmiş cezası nedeniyle tutuklanarak Metris hapishanesine götürülen, ardından Marmara (Silivri) Kampüs Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilen Mahmut Tat; İsveç’te gırtlak kanseri tanısı ile 2 defa ameliyat edilmiş ve tedavisi devam ederken Türkiye’ye iade edilmiştir. Tat, Türkiye’ye giriş yapar yapmaz tutuklanmış, düzenli olarak kullanmakta olduğu ilaçlar ailesi tarafından temin edildiği halde verilmemiş, ‘muadili’ denilen ilaçlar verilmiştir. Muadil denilerek verilen ilaçlar tedavi ve sağlığına olumsuz etkiler yaratmasına rağmen sorun çözülmediğinden, tedavisi aksayan Tat’ın sağlık sorunları hızla artmakta, bu durum sağlık ve yaşam hakkına ağır tehdit oluşturmaktadır.
Koşulları kötü, ailesi hayatından endişeli
Açıklamada tutuklunun ailesi tarafından yapılan başvurular da yer aldı. Tat’ın kardeşi tarafından İHD’ye verilen beyanda, ”Abim kanser hastası, görüşe gittik ve ilaçlarını götürdük ama abimin ilaçlarını vermediler. Bize rapor olması gerektiğini söylediler, biz raporu İsveç’ten nasıl çıkaralım, bu raporları nasıl verelim? Abimin revire çıkıp ilaçlarını alması lazım ve şu anda orada 15 gündür aç susuz” ifadelerine yer verildi.
Tat’ın yeğeni ise İHD’ye yaptığı başvuruda şu beyanlarda bulundu:
Amcam, Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu cezaevinde tek kişilik hücrede kalıyor. Gırtlak Kanseri olmasına rağmen apar topar İsveç devleti tarafından Türkiye’ye iade edildi. Amcam hiçbir örgüte üye olmamasına rağmen itirafçı ifadesine dayanılarak ‘Terörist’ olduğu gerekçesiyle iade edildi ama Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yurt dışında ‘Kırmızı Bülten’ listesinde olmadığına dair basında açıklaması var. İsveç’te kullandığı ilaçları verilmiyor. Hapishane revir doktoru tarafından kendisine muadili olan ilaç verildiğinden dolayı ilaç yan etki göstermiş, kafasında ve vücudunda yaralar çıkmıştır. Hastalığı ilerlemiş durumda. İsveç’ten bizlerin kargo ile getirttiği ilaç hapishane tarafından kabul edilmemiştir. Türkiye’ de bu ilacı kullanabilmesi için rapor alınması gerekir diyorlar ama halen aldırılmadı. Amcamın göz göre göre ölümüne neden olacaklar. Sağ bacağı uyuşuyor, kolları uyuşuyor. Çok zayıflamış, yemekler çok kötü ortam sağlıklı bir ortam değil.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdikleri eylemlerinin 445’inci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. Açıklamayı İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Seylan okudu.
‘Böbrek yetmezliğinden kaynaklı kulakları duymuyor’
Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan 24 yaşındaki Fırat Nebioğlu’nun sağlık durumunu aktarılarak şu bilgiler paylaşıldı:
2017 yılında tutuklanan Nebioğlu, 2 dosyadan 18 yıl hapis cezası aldı ve bir dosyada 3 buçuk yıl yattıktan sonra tahliye edildi. Diğer dosyadan aldığı 12 yıl ceza 5 yıla indirildi ve başka bir dosyadan da 2 yıl 6 ay ceza verildi ve yaklaşık 1 buçuk yıldır hapishanede tutuluyor. Ailesinde genetik olarak böbrek yetmezliği bulunmaktadır. Böbrek yetmezliğinden kaynaklı olarak kulakları duymuyor.
‘Doktor ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi’
Batman/Beşiri Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde iken 7 Mart 2022’de Eğitim ve Araştırma hastanesine başvuru yapan Nebioğlu’na, Nefroroji Uzmanı tarafından “Hapishanede kalması hayatı açısından ciddi risk barındırır’’ şeklinde rapor verildiğini belirten Seylan, “Şu an diyaliz tedavisi gören hastanın böbrek nakli olması gerektiği söylenmiş ancak doktorlar tarafından böbrek nakli ameliyatının hapishanede olduğu süreçte yapılmasının riskli olacağı belirtilmiştir” bilgisini paylaştı.
‘ATK ‘cezaevinde kalabilir’ dedi’
Doktorun verdiği raporun cezaevi idaresine gönderildiği bilgisini veren Seylan, “Rapor üzerine hapishane idaresi 15 Mart 2022 tarihinde Fırat Nebioğlu’nu İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk etmiştir. Ancak ATK muayene, kan tahlili ya da herhangi bir tetkik yapılmadan, ayaküstü inceleme yapmış ve ‘Cezaevinde kalabilir’ şeklinde rapor vermiştir” dedi.
İki böbreği de iflas eden tutuklu cezaevinde tutuluyor
30 Mart tarihinde cezaevinde durumu kötüleşen Nebioğlu’nun Beşiri Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü, bu hastanenin ise tutukluyu Batman Eğitim Araştırma Hastanesine sevk ettiğini belirten Seylan, devamında şu bilgileri paylaştı:
Batman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde doktorlar tarafından aileye, ‘her iki böbreğinin iflas ettiği, bu saatten sonra tek çarenin nakil veya diyaliz olduğu’ söylenmiş ve ‘tahlilleri biraz düzelince onu tekrar cezaevine göndermek zorunda olduklarını da’ ifade etmişlerdir. Yaşamını haftanın 3 günü diyalize bağlı olarak idame ettirmektedir. Tedavisi için ve böbrek nakli için bütün ailemiz seferber olmuş ancak bu sefer de Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesine sevk edilmiştir.
‘Yaşam hakkının korunması için infaz ertelemesi zorunludur’
Nebioğlu’nun ailesi tarafından daha önce TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir sonuç alınamadığına dikkat çeken Seylan, “Ailesi tarafından böbrek nakli için girişimde bulunulacak ancak bu ameliyat hapishanede olduğu süreç içinde riskli ve yapılamaz bir ameliyattır. Nebioğlu’nun böbrek naklinin bir an önce yapılması gerektiği göz önüne alınarak tahliyesinin sağlanması gerekmektedir. Yaşam hakkının korunması için mahpusun infazının ertelenmesi zorunlu bir hale gelmiştir” diye vurguladı.