Seçim çalışmalarının en önemli ayaklarından birini de ilçe merkezlerinde açılan stantlar oluşturuyor. Hangi partinin standının yoğun ilgiyle karşılandığı, o ilçeye dair ipuçları veriyor. Biz de İstanbul’un her iki yakasında bulunan, Marmara Denizi’nin birbirine bağladığı Üsküdar ve Beşiktaş ilçelerinin meydanlarına kurulan stantları gözlemledik.
İlk durak noktamız olan Üsküdar’a vapurla gittik. Vapurun içinde pek çok farklı kesimden insanlar var; öğrenciler, emekliler, turistler…
Nüfusun yüksekliği bakımından İstanbul’un en büyük ilçeleri arasında yer alan Üsküdar’ın ekonomik hayatının belkemiğini ticaret ve hizmet sektörü oluşturuyor. İlçede, tarımsal üretim ve sanayi kuruluşu yok denecek kadar az. Nitekim vapurda birçok turist ile karşılaşıyoruz.
Sağ siyaset kültürünün hakim olduğu bir ilçe: Üsküdar
Son dört yıldır yapılan seçim sonuçlarında, AKP’nin büyük bir farkla galip gelmesi, Üsküdar’ın siyasi yapısında sağ siyaset kültürünün egemen olduğunu gösteriyor.
Vapur iskelesine vardığımızda hemen karşımıza parti broşürlerini dağıtanlar çıkıyor. Yeşil Sol Parti’nin standından yükselen seçim şarkısı eşliğinde coşkuyla halaya tutuşan gençler görüyoruz. Hemen yanında sadece üç dört kişinin olduğu Zafer Partisi, onun yanında masada oturan iki kişinin dışında kimsenin olmadığı Memleket Partisi stantları bulunuyor.
Bu iki parti röportaj talebimizi kabul etmeyerek sessizliklerini korurken, yanında bulunan Yeşil Sol Parti’nin bir gönüllüsüyle Üsküdar’daki seçim çalışmalarına dair konuşmaya başlıyoruz.
Yeşil Sol Parti Üsküdar İlçe Örgütü’nden Şahabettin Demir, ilçenin muhafazakar karakteri nedeniyle zaman zaman parti çalışmalarında zorluklar yaşandığını söylüyor:
‘Önyargıları yıkmaya çalışıyoruz’
Üsküdar çok milliyetçi bir ilçeydi hep ve hala da öyle. Dolayısıyla çalışma alanlarımızda belli sıkıntılar yaşıyoruz. Belli provokasyonlar geliştiriliyor bize yönelik fakat halk buna eskisi kadar müsaade etmiyor. Aslında bu ve benzeri durumlar belirli gruplar tarafından gerçekleştiriliyor.
Karadeniz halkının yoğun olarak yaşadığı ve Erdoğan’ın evinin bulunduğu bir yer Üsküdar. Dini milliyetçi çevrelerin de çok fazla olduğu bir yer aynı zamanda. Kenar mahallelerinde ve merkezinde yoğun Kürt halkının zamanla göç ettiği bir ilçe. Burada en çok sıkıntı yaşadığımız konulardan biri de dini kullanarak belli bir yere gelen ve bundan nemalanan bir kesimin ‘Ülke bölünecek, ülke elden gidiyor’ düşüncelerini etrafa yayması. Biz de tam bunun önüne geçmeye ve bu tarz önyargıları yıkmaya çalışıyoruz.
Üsküdar’ın İstanbul’da, parti çalışmalarını yapmakta en çok zorlandıkları ilçe olduğunu belirten Demir, hiçbir ilçede sorun yaşamazken burada sorun yaşıyor olmalarına karşın yine de kendilerini sahiplenen bir kesimin de olduğunu vurguluyor.
Saldırılara rağmen boyun eğmeyen Yeşil Sol
Demir, neden Yeşil Sol Parti’ye oy vermeleri gerektiğini soran seçmenlere ise şöyle yanıt verdiklerini açıklıyor:
Doğadan, kadından, ekolojiden, işçiden, emekçiden yana olduğu için partimizi adres olarak gösteriyoruz. Çünkü bunun pratikte bir karşılığı ve geleneği var. Ayrıca gençler ve kadınlardan çok olumlu tepkiler alıyoruz. Kararsız seçmenlere de ulaşmaya çalışıyoruz. Mahalle, kafe ve birçok farklı mekan çalışmalarımızda onlarla yoğun sohbetler gerçekleştirerek derdimizi anlatmaya gayret ediyoruz.
Stant çalışmalarımızda AKP- MHP faşist bloğunun sempatizanları küfür, hakaret ve sataşmalarla bizi taciz edip tehdit ediyor. Ama biz hiç kimseye boğun eğmedik, eğmeyeceğiz ve çalışmalarımızı sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz.
Başka bir gönüllü ise Yeşil Sol Parti’ye yönelik saldırı ve tacizleri şöyle tarif ediyor:
Standımızı açtığımız ilk günden bu yana hem halk hem de diğer parti stantları bize yönelik çeşitli saldırı girişimlerinde bulundu. Örneğin hemen yan tarafımızda bulunan Memleket Partisi, seçim müziklerimizi çalamayalım diye gizliden fişimizi çekmiş. Kabloyu takip ettiğimizde anladık ki bunu yapan kişiler Memleket Partisi’nden. Çünkü kabloyu takip ettiğimizde bizi onların standına götürdü. Başka bir gün iskelede çalışan işçiler bize saldırmaya kalkıştı fakat başarılı olamadılar.
Üsküdar İskelesi’nde ilerlerken CHP ve AKP’nin stantlarının yan yana oluşu dikkatimizi çeken bir diğer durum oldu. İki stantta da ilgi yoğun olmasına karşın AKP standı CHP’den daha kalabalık.
CHP standında bulunan bir gönüllüye kendisiyle konuşmak istediğimizi söylediğimizde, Üsküdar İlçe örgütünde çalışan biri yanımıza yaklaşıp, röportaj yapmama kararı aldıklarını söylüyor. Bunun üzerine iskelede bulunan stantlardan uzaklaşıp meydana doğru ilerliyoruz.
Meydanın kalabalığı içinde yükselen konuşmalar, partiler arasındaki zıtlıkları gözler önüne seriyor. HÜDA PAR’ın neredeyse boş standındaki bir iki kişinin yanına gelen halktan kişiler hemen yanı başındaki CHP ve İYİ parti stantlarıyla laf dalaşına giriyor.
Ellerinde bildirilerle yürürken konuşmaya başladığımız hukuk öğrencileri olduğunu söyleyen bir grup genç, CHP standından yükselen İzmir Marşı’na eşlik ediyor. İçlerinden biri ‘nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?’ sorumuzu şöyle cevaplıyor:
Biz hukuk öğrencileri olarak 14 Mayıs seçimleri için gönüllü ve bağımsız olarak çalışma yürüyoruz. İnsanların merak ettiği soruları cevaplamaya çalışıyoruz. Üsküdar’ın Atatürk’e yönelik bir tepkisi oluyor. Çünkü ellerimizdeki broşürlerde Atatürk’ün fotoğrafı yer alıyor. Birçok kez broşürü alıp yırtan kişilerle karşılaştık. Ama yine de bir değişimin olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü sizin de gördüğünüz gibi her ne kadar çevrenin sözlü tacizlerine maruz kalsak da önceden İzmir Marşı bile çalamazken şimdi çalabiliyoruz.
CHP ve İYİ Parti’nin meydandaki stantlarındaki gönüllüler, kendilerine birkaç soru yöneltmemize izin veriyor. Gönüllüler, AKP tabanının güçlü olduğu Üsküdar’dan Millet İttifakı bloğuna bir kaymanın olduğundan, özellikle AKP’nin HÜDA PAR ile olan ilişkisinden rahatsızlık duydukları için ve ekonomik kriz nedeniyle, bundan sonra İYİ Parti veya CHP’ye oy vereceklerinden bahseden seçmenlerden söz ediyorlar.
Üsküdar’da bir değişim rüzgarının estiğini gözlemledikten sonra vapura tekrar binip yönümüzü Beşiktaş’a çeviriyoruz.
Sol egemen kültürün yaygın olduğu bir ilçe: Beşiktaş
Son seçimlerde sırasıyla en çok CHP, HDP, AKP, İYİ Parti’nin oy aldığı bir ilçe olan Beşiktaş, muhafazakar seçmenin Üsküdar’a göre hayli az olduğu bir ilçe. Yüz ölçümü büyük olmamasına karşın yoğun bir nüfusa sahip Beşiktaş’ın iskelesinden günde üç milyona yakın insanın geçtiği biliniyor.
Beşiktaş vapuru da oldukça kalabalık. Yine Üsküdar vapurunda olduğu gibi turist sayısı da bir hayli fazla. Beşiktaş Meydanı’nda da bizi partilerin stantları karşılıyor.
Hemen girişte İYİ Parti ve CHP stantlarının önünde pamuk şeker ve patlamış mısır almak için sıraya giren insanlar çekiyor dikkatimizi. Palyaçosuyla renkli anlar yaşatan bu stantların hemen karşısında duran AKP standının cansızlığı da Beşiktaş’a dair ilk izlenimlerimizi oluşturuyor.
CHP ve İYİ Parti stantlarındaki gönüllüler yine röportaj vermediklerini söylüyorlar. Bunun üzerine yaptığımız kısa bir sohbette kendilerine yönelik çok olumlu tepkiler aldıklarını ve çok umutlu olduklarından bahsediyorlar. İYİ Partililer se özellikle stantlarında kendilerine, ‘neden Altılı Masa’dan kalkıp tekrar oturdunuz?’ sorusunun yöneltildiğini anlatıyorlar.
Meydanın ortasına doğru yöneldiğimizde ise Yeşil Sol Parti gönüllülerinin burada da büyük bir coşkuyla halaya durduğunu görüyoruz. İçlerinden HDP Beşiktaş İlçe Eş Başkanı Derya Göral’a, Beşiktaş’taki çalışmalarının nasıl gittiğini soruyoruz:
Şu an bizi yöneten erkek egemen bir sistem ve tek adam rejimine karşı burada yürüttüğümüz çalışmalarda buna karşı olmayanların rahatsız olduklarını söyleyebilirim. Burada çok ağır şiddet içeren durumlar olmadı ama ufak tefek sıkıntılar yaşadık. Yeşil Sol Parti siyasetini ve politikalarını anlamak isteyen gençlerle yoğun olarak karşılaşıyoruz. ‘İlk defa oy kullanacağım, bana kendinizi anlatın’ diyen Z kuşağı dediğimiz kuşaktan arkadaşlarımız da çadırımızı ziyaret edip bilgi alıyorlar.
Yeşil Sol Parti tabanı olsun, CHP tabanı olsun bu durumdan çok memnun. Çünkü tek adam rejiminin dayatmaları, haksızlıklar, hukuksuzluklar, hayat pahalılığı varken doğru aday üzerinde birleşerek kazanmanın yolunu arıyorlar.
Biz Yeşil Sol Parti olarak, Türkiye halklarına, şunu anlatmaya çalışıyoruz; flamaların bu kadar yoğun kullanıldığı paranın kaynağı nereden geliyor? Bunu sormalıyız diyoruz.
Beşiktaş bunu sorgulamaya yakın olan bir kitleye sahip. AKP’nin Beşiktaş yerelindeki kitleyi etkilediği veya etkileyecek bir çalışma yürütemediğini düşünüyorum. Burası sahil olduğu için Beşiktaş’ın dışında, İstanbul’un diğer ucundan buraya gezmeye gelen yurttaşlar AKP’li olabilir ama onların çekim gücü sadece, içerisinde tepsiden tutalım da hurmalara kadar birçok şeyin olduğu göz boyamak için dağıttıkları poşetlerden ibaret.
‘Hiç susmayan müziğimizi susturdular’
Göral, AKP standının kendilerine tahammül edemediğini söylüyor ve bunu şöyle açıklıyor:
En son burada yaptığımız halaya bile tahammül edemedikleri için kolluk güçlerini arkalarına alarak müziğimizi kestiler. Sonrasında bizim yoğun çabalarımızla sırayla yarımşar saat çalmak gibi bir sonuca gidildi. Yani hiç susmayan müziğimizi susturdular. Beşiktaş, Türkiye coğrafyasında 72 milletin de aynı muameleyi göreceği bir yönetim sistemi istiyor. Bizim partimizin politikası buyken Beşiktaş yerelinde güçlü bir tabanı olan CHP’nin de benzer kaygıları güderek seçime yaklaştıklarını görüyoruz.