14 Mayıs seçimlerine dair hazırladıkları ‘Seçim Tutum Belgesi’ni açıklayan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Geleceğimizi tek adamın keyfi kararlarına bağlayan bir sistemin sürmesi ya da sona ermesi arasında bir tercih yapacağız. Kamu emekçileri kararlı bir şekilde tek adam rejimine ‘hayır’ diyecek” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimleri öncesinde 35 maddelik “Seçim Tutum Belgesi“ni KESK Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
“Tek adam rejimine hayır! Tercihimizi, emekten, eşitlikten, demokrasiden, adaletten, laiklikten, özgürlükten yana kullanıyoruz” pankartının yer aldığı toplantıda, açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik yaptı.
‘Önümüzdeki yüzyılı belirleyecek bir karar alacağız’
“Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız. Toplumu otoriterliği ile boğan, emekçileri uyguladığı sermaye politikaları ile yoksullaştıran, yoksunlaştıran, geleceğimizi tek adamın keyfi kararlarına bağlayan bir sistemin sürmesi ya da sona ermesi arasında bir tercih yapacağız” diyerek sözlerine başlayan Bozgeyik, kamu emekçileri olarak yapacakları tercihle demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü, laik temelde bir cumhuriyetin inşasına katkıda bulunacaklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adıyla yaşama geçirilen sistemin, toplumsal sorunlara hızlı ve etkili çözümler getirmediğini vurgulayan Bozgeyik, “Kamu kurumlarının çökmesine, liyakatsizliğin, kayırmacılığın yaygınlaşmasına, hukuksuzluğun derinleşmesine, adaletsizliğe, yoksullaşmaya, ayrımcılığa ve kutuplaşmaya neden olmuştur” dedi.
‘Kamu emekçileri tek adam sistemine ‘hayır’ diyecek’
Kamu emekçilerinin bu seçimde en kararlı biçimde “tek adam sistemine ‘hayır'” diyeceklerini ve demokratik bir anayasa ile toplumun her kesimini kapsayan, emekçilerin güçlü biçimde temsil edildiği bir parlamenter sistem için oy vereceklerini belirten Bozgeyik, şunları ekledi:
AKP iktidarı dönemi özelleştirme politikalarının hızla hayata geçirildiği, Türkiye emekçilerinin her katmanı için güvencesizleşmenin derinleştiği bir dönemdir. Taşeron, sözleşmeli, geçici, mevsimlik, kiralık çalışma biçimleri, toplum yararına çalışma gibi eğreti istihdam modelleri yaygınlaşmış, güvencesizlik bir norm halini almıştır.
Kamu emekçileri Anayasada belirtilen çalışma hakkının korunduğu, insana yakışır iş yaklaşımının gelişeceği ve güvenceli istihdamın yaygınlaşacağı bir Türkiye için oy verecektir.
AKP iktidarı dönemi sendikal hak ihlallerinin zirveye ulaştığı bir dönem oldu. Kamu emekçileri için gerçek bir toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı sağlanmadı. 4688 sayılı yasa yandaş konfederasyonun da desteği alınarak son sözü iktidarın söylediği bir şekilde düzenlendi. Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci Cumhur İttifakı’nın gölgesindeki sendikaların da desteğiyle başı sonu belli bir oyuna dönüştü. Grev hakkı işçilerde ise keyfi ve sistematik ertelemelerle neredeyse kullanılamaz hale getirildi. Örgütlenme hakkını kullanmak isteyen on binlerce emekçi çalışma hakkından yoksun bırakılarak işten atıldı. Barajlarla ve aylara, yıllara yayılan yetki süreçleriyle örgütlenmeler fiilen sönümlendirildi.
‘Hukuk ve adaletin egemen olduğu bir ülke için oy vereceğiz’
Ayrıca Bozgeyik, “Kamu emekçileri fiili OHAL ve KHK düzenine son verilmesi, KHK’lerin yarattığı tüm hak ihlalleriyle birlikte tasfiye edilmesi, hukuksuzca ihraç edilenlerin işlerine iade edilmesi, hukuk ve adaletin egemen olduğu bir ülke için oy verecektir” diye konuştu.
‘Eşit yurttaşlığı esas alan anayasa için oy kullanacağız’
AKP-MHP iktidarında hukuksuzluk rejiminin işletildiğini, yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığının tümüyle ortadan kaldırılarak, tek elde toplandığını söyleyen Bozgeyik, “Kamu emekçileri, söz, yetki ve kararın gerçek sahipleri olan emekçilere, halklarımıza veren, eşit ve özgür yurttaşlığı esas alan, ülkemizde farklılıklarıyla bir arada yaşayan halklar gerçeğini gören ve haklarını tanıyan yeni bir anayasa için, oy kullanacaktır” ifadelerini de kullandı.
KESK’in hazırladığı Tutum Belgesi’nden bazı maddeler şöyle:
Kamu emekçileri,
*Yıllardır uygulanan neoliberal politikaların ve özelleştirmelerin ret edileceği,
*Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik başta olmak üzere tüm kamusal hizmetlerin herkes için eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir hayata geçirileceği,
*Çalışma hakkının gereğinin yerine getirileceği, İnsanca yaşanacak bir ücretin sağlanacağı,
*Vergi adaletinin esas alınarak herkesin gelirine göre vergilendirileceği,
*“Eşit İşe Eşit Ücret” ilkesinin benimseneceği,
*İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin ön plana alınacağı,
*ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası standartlar çerçevesinde gerçek ve özgür TİS gerçekleştirileceği, grev hakkının engellenmesinden vazgeçileceği, bu çerçevede 4688 sayılı yasanın değiştirileceği,
*Çalışanları bölen, iş ve ücret güvencesini tehdit eden her türlü istihdam biçiminin kaldırılacağı, esnek, kuralsız, performansa göre çalışmaya-ücretlendirmeye son verileceği, kurallı çalışma, iş güvenceli ve kadrolu istihdamın sağlanacağı,
*Atama, yer değiştirmelerin ve istihdamın siyasal çıkarlardan arındırılacağı,
*ILO’nun 190 sayılı İşyerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi’nin onaylanacağı ve gerekli denetim mekanizmalarının kurulacağı,
*Kadınların iş yerlerinde maruz kaldığı cinsiyete dayalı her türlü şiddet, ayrımcılık ve mobbingi önleyici mekanizmaların oluşturulacağı, kadın beyanının soruşturmanın başlatılması için yeterli görüleceği,
*8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılacağı,
*Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bütçe oluşturulacağı, çocuk, yaşlı, engelli ve hasta bakımı gibi hizmetlere yönelik bütçe paylarının artırılacağı,
*Sendika, siyasi ve felsefi düşünce, etnik köken, inanç, cinsiyet, engellilik, yaş, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığa son verileceği,
*0-6 yaş grubu çocuklar için kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın, gece çalışması olan yerlerde 24 saat açık olacak şekilde, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm emekçilerin yararlanacağı ücretsiz, anadilinde ortak bebek bakım üniteleri ve kreşlerin açılacağı,
*Engelli haklarının kamuda ve yaşamda tam anlamıyla karşılık bulacağı, engellilere yönelik ayrımcı ve ötekileştirici söylem ve pratiklerin yasal olarak yaptırıma tabi tutulacağı, engellilerin kurumlara erişimi ve ulaşımı için gerekli düzenlemelerin yapılacağı, engelli personelin durumunun iyileştirileceği, binaların fiziki yapısı engelli çalışanların durumları gözetilerek oluşturulacağı ve durumlarına uygun işlerde çalıştırılmalarının sağlanacağı,
*Kamu sermayeli şirketlerin Varlık Fonu’na devrine son verilerek Varlık Fonu’nun lağvedileceği,
*Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’na konan çekincelerin kaldırılacağı,
*Başta eğitim olmak üzere anadilde kamusal hizmetler önündeki engellerin kaldırılacağı,
*KHK’larla hukuksuzca ihraç edilenlerin tüm haklarıyla birlikte işlerine iade edileceği, baskı, sürgün ve gözaltılar nedeniyle meydana gelen mağduriyetlerin giderileceği,
*Bağımsız yargı için gerekli düzenlemelerin yapılacağı,
*Özgürce toplantı ve gösteri, yürüyüş yapmanın önünde engel olan 2911 sayılı yasadaki hürriyeti bağlayıcı hükümlerin ve polis devleti anlayışıyla getirilen tüm yasakların kaldırılacağı,
Artan yoksulluğa, gelir bölüşümü adaletsizliğine ve açlığa karşı emekçi halkları koruyacak, insanların hayatlarını iyileştirecek, hem üretimdeki emekçileri, hem işsizleri aynı zamanda doğadaki müşterek varlıklarımızın daha az tüketilmesine yardımcı olabilecek ekoloji dostu siyasal programları destekleyecektir.