İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” kapsamında okullardaki “manevi danışman” görevlendirmelerine tepkiler sürüyor. Eğitim emekçileri projenin, tek bir inancı destekleyen bir uygulama olduğunu söyleyerek, var olan eğitim sistemindeki eşitsizliği büyüteceğini ifade etti.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) adıyla imzalanan protokol kapsamında okullardaki “manevi danışman” görevlendirilmelerine eğitim emekçileri tepki gösteriyor.
Evrensel’den Didem Omaklılar’ın haberine göre ÇEDES kapsamında İzmir’de ilkokul, ortaokul ve liselerde olmak üzere 842 okulda “manevi danışman” adı altında imam hatip, vaiz gibi din görevlileri görevlendirildi. 1 din görevlisine 4-5 okul bağlandı.
Buca Kaymakamlığı, İlçe Eğitim Müdürlüğü’nden gönderilen yazıda şu ifadeleri kullanarak protokol imzalandığını duyurdu:
Öğrencilerimizin millî, mânevî, ahlâkî, insânî, kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan, geliştiren ve kendi yaşantılarında inşa eden fertler olmalarına, çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış… akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim sahibi, bedensel ve sosyal bakımdan dengeli bireyler olarak yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla…
‘Muhafazakâr kesimler de tepkili’
Proje henüz uygulanmaya başlamasa da kimi velilerle görüştüklerinde özellikle muhafazakâr kesimlerde de tepkilerin olduğunu ifade eden bir eğitim emekçisi şu ifadeleri kullandı:
Velilerin, ‘Biz kendi dini inançlarımıza göre çocuklarımızı zaten yetiştiriyoruz. Yazın Kur’an kurslarıyla ya da sosyal ilişkilerimizle bunu sağlıyoruz. Ben çocuğumun bu kurumlarda daha çok fen bilimi, matematik, İngilizce gibi dersleri almasını istiyorum’ gibi bir tutumları var. Kimi kesimlerin bu yönde tepkisi var.
Bir proje olarak durduğu için nasıl ele alınacağının belirsiz olduğunu söyleyen bir başka eğitim emekçisi de şu bilgileri verdi:
Örneğin deprem bölgesinde ‘deprem sonrası tramvayla baş etme’ olarak yapıyorlar bunu. Ancak buradaki belirsiz, yapılan bir çalışma yok. Protokolü imzalandı ama nasıl olacağı biraz kulüpler üzerinden yürüyecek. Sosyal etkinliklerde kulüpler kurulabiliyor, ÇEDES’in çalışması da kulüpler üzerinden yürütülecek. Bu kulübün paydaşlarıyla yürütülecek.
Eğitim emekçisi son olarak bu sistemin veliler ve öğrenciler arasında sorun yaratacağını kaydetti:
Emekçilerin yoksullaşmasıyla birlikte hükümetin verebileceği en masrafsız şey din oldu, bunu da veriyor. Laik eğitime, devletin inançlar karşısındaki mesafesinin kaldırıldığı, tek bir inancın desteklendiği bir uygulama. Bu ayrıca velilerin, öğrencilerin birbiriyle etkileşiminde yeni sorunların önünü açacaktır. Çocukların ortak duygularla bir arada yaşama kültürünü tahrip eden bir şey.