HDP Eş Genel Başkanı Sancar, AKP’nin HDP ziyaretiyle yükselen tartışmalara ilişkin AKP’ye seslendi: Önce karar verin, bu ülkenin başı Soylu mu, siz misiniz?
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında, AKP’nin başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliğine destek talebiyle muhalefet partilerine yaptığı ziyaretin ardından yükselen tartışmaları değerlendirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP’yi bir kez daha hedef haline getirdiğini hatırlatan Sancar, AKP’ye “Önce karar verin, bu ülkenin başı Soylu mu, siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı ise AKP politikalarının mimarı ve sahibi, neden heyet gönderiyorsunuz?” diye seslendi.
AKP’nin HDP ziyaretini ‘iş birliği’ olarak yorumlayanlara da sözü olduğunu belirten Sancar şunları kaydetti:
‘HDP’ye ahkam kesecekseniz…’
Müzakerenin de değerini biliriz. Mücadeleden bağımsız bir şey değildir. Bir görüşmeyi iş birliği diye yorumlayanlara sözüm olacak. Biz mücadelemizden de siyasetimizden de taviz vermiyoruz. Bu iktidarla gerçek ve yıkıcı iş birliği, bu iktidarın varlığını dayandırdığı temel unsurlara, mesela Kürt sorununda inkarcı zihniyete, güvenlikçi anlayışa ve savaş politikalarına destek olmak değil midir? Bu politikalara destek olanlar, iktidarla gerçek iş birliğinde olan çevreler değil midir? İktidarın asıl destekçileri onun varlığını sürdürmesine yardımcı olanlar, temel konularda onun çizdiği oyun sahasından ayrılmayanlardır.
Konuşmasında ‘demokratik cumhuriyet’ vurgusu yapan Sancar, “Muhalefete baktığımızda tablo çok aydınlık görünmüyor” diyerek muhalefet bloğunu eleştirdi:
‘Çözüm vardır, mümkündür, yakındır’
Kalıcı çözümler üretmekte gerekli basireti, iradeyi ortaya koymayan bir muhalefet blokuyla karşı karşıyayız ne yazık ki. İşte HDP’nin politikaları tam da burada devreye giriyor. Siyaset eğer çözümün değil sorunun bir parçası haline dönüşüyorsa çıkmazlar büyür, geleceğe dair umut ve güven yıkılır. Bir toplumun yaşayabileceğin en büyük facialardan biri budur.
Bizi, HDP’yi diğer partilerden ayıran temel özellik tam burada yatıyor. Biz demokratik seçeneklere dayanan, çözüm odaklı bir politik mücadele yürütüyoruz.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken tüm sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Bu gücün bu toplumda bulunduğuna inanıyoruz. Yeter ki bu güçleri birleştirelim. Çözüm vardır, mümkündür ve yakındır.
‘Alevilerin talepleri torbaya sığmaz’
Cemevleriyle ilgili torba yasadaki düzenlemeye tepki gösteren Sancar, Alevilerin taleplerinin torbaya sığmayacağını söyledi, “Hiçbir güç ve iktidar Alevilerin ve Aleviliğin ne olduğunu, ibadetlerinin ve ibadethanelerinin neresi olduğuna keyfince karar veremez” dedi:
Bu iktidarın oyunları bitmiyor. Alevi sorununu elektrik, su, beton meselesine indirgeyecek torbalar getiriyor. Alevilerin talepleri bu torbalara sığmaz. Alevi canlar mücadelesi bu torbalarla ayrıştırılamaz, gölgelenemez, zayıflatılamaz. Temel talep bellidir. Eşit yurttaşlık. Ne kast ediyoruz? Çok basit. Bütün Alevi kurumlarının ve canlarının ilk talebi cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve bunun anayasal güvence altına alınmasıdır. Cemevleri ibadethanedir, kültür merkezi değildir. Elbette Alevilik folklorik bir gösteri nesnesi değildir. Buna kim böyle bakarsa Alevi inancına, on yılların mücadelesine hakaret etmiş olur. Alevilerin kendini tanımlama ve kendini yaşama hakkı vazgeçilmezdir, dokunulmazdır.
‘Hedefimiz müzakere kanallarını genişletmek’
Diyalog ve müzakereyi sadece Kürt sorunu için değil, bütün sorunların çözüm yolu olarak gördüklerini belirten Sancar, bunun yolunu/yöntemini/dilini bulmakta kararlı olduklarını söyledi:
Bizler Kürt sorunundan Alevi sorununa, kadınların eşitlik talebine, gençlerin sorunlarından tüm alanlardaki meselelere varıncaya kadar tüm bu başlıkların çözümü için toplumsal mücadeleyi büyütmek, siyasal müzakere kanallarını genişletmek hedefindeyiz. Bunları birbirimizle diyaloğumuzda, bütün demokrasi çevrelerinin bir biriyle ilişkilerinde, toplumun bize en uzak kesimleriyle temaslarımızda gerçekleştirmeye kararlıyız. Bunun yolunu, yöntemini, dilini bulmak bizim görevimizdir.