cezaevi - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com Sözün yükünü taşır Tue, 18 Apr 2023 08:08:14 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.1.1 https://gazetekarinca.com/wp-content/uploads/2020/07/cropped-karincalogo-512x512-1-32x32.jpg cezaevi - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com 32 32 Baluken: Karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umuttur https://gazetekarinca.com/baluken-karanlik-donemlerden-arta-kalan-tek-sey-enkaz-degil-umuttur/ Tue, 18 Apr 2023 08:08:14 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255688 HDP’nin eski Grup Başkanvekili İdris Baluken, cezaevinden çıkmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada “Büyük yıkımlar ve karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umut olmalıdır” ifadesini kullandı. Eski HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 6 buçuk yıllık tutukluluğunun ardında 5 Nisan’da cezaevinden çıkmıştı. Baluken, yazılı bir açıklama yaparak “Tahliye işleminin gerçekleştiği andan bugüne dek gerek doğrudan […]

The post Baluken: Karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umuttur first appeared on Gazete Karınca.

]]>
HDP’nin eski Grup Başkanvekili İdris Baluken, cezaevinden çıkmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada “Büyük yıkımlar ve karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umut olmalıdır” ifadesini kullandı.

Eski HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 6 buçuk yıllık tutukluluğunun ardında 5 Nisan’da cezaevinden çıkmıştı.

Baluken, yazılı bir açıklama yaparak “Tahliye işleminin gerçekleştiği andan bugüne dek gerek doğrudan ziyaretler gerek telefon aramaları gerekse de basın ve sosyal medya aracılığıyla geçmiş olsun dileklerini ileten kişi ve kurumlara yürekten teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

“Yaşamı boyunca bir elinde kalem, diğer elinde zeytin dalı taşımaktan onur duyan birisi olarak bundan sonra da karınca misali yangına su taşıma gayreti içerisinde olacağım” diyen Baluken, “Büyük yıkımlar ve karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umut olmalıdır” mesajı da verdi.

Baluken’in yazılı açıklamasının tamamı şöyle:

Bugüne dek barış, demokrasi, özgürlük başta olmak üzere temel insani değerler ile onurlu ve eşit bir yaşamı önceleyen siyasi çalışmalar gerçekleştirdik. Bu çalışmalar esnasında muhatap kaldığımız yargısal süreçlerin haksız, hukuksuz ve siyasi saiklerle gerçekleştirildiği iç ve dış kamuoyu ile hukuk camiasının ortak kanaatidir. Genişleyen adaletsizliklerden şahsıma düşen pay 6,5 yıllık fiziksel esaret koşulları ile kesintisiz bir şekilde sürdürülen mahkeme süreçleri olmuştur. Uluslararası ve ulusal yargı mercilerince oldukça gecikmiş olarak verilen son kararlar neticesinde 5 Nisan 2023 tarihinde denetimli serbestlik kapsamında tahliye işlemim gerçekleştirilmiştir.

Tahliye işleminin gerçekleştiği andan bugüne dek gerek doğrudan ziyaretler gerek telefon aramaları gerekse de basın ve sosyal medya aracılığıyla geçmiş olsun dileklerini ileten kişi ve kurumlara yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Farklı fikir ve parti mensubiyetlerinin temel değerler ve insani ilişkiler hususunda göstermiş oldukları hassasiyet, ortak bir yaşam ile demokratik bir gelecek açısından oldukça umut verici bir durum oluşturmaktadır. Gösterilen ilgi, siyasi çalışmalarımızın temelini oluşturan ve ömrümüzü vakfetmekten yüksünmediğimiz görev ve sorumluluklarımızı arttırmıştır. Bu dönemde küçük bir sevincin dahi farklı kesimlerde yarattığı bu ortak duyguya bakarak barışa dair güçlü bir toplumsal umut ve iradeye tanık olduk.

Çoğu kez kuru bir gürültünün ötesine geçemeyen karamsar ve çözümsüz sözlerin yerine, az sözle çok şey söyleyerek çözüme katkı sunan yeni bir barış dili ve söylemine ihtiyaç vardır. Bu süreci barış, demokrasi ve özgürlükleri esas alan bir yaşama dönüştürmek başta siyaset kurumu olmak üzere tüm yurttaşların ve toplumsal kesimlerin öncelikli görevidir. Siyaseti iktidar amaçlı başa taç geçirme hırsları yerine, barış hedefli sırtta yük taşıma erdemi üzerine oturtmaya çalışmalıyız. Yaşamı boyunca bir elinde kalem, diğer elinde zeytin dalı taşımaktan onur duyan birisi olarak bundan sonra da karınca misali yangına su taşıma gayreti içerisinde olacağım. Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye’nin tarihsel ve siyasal boyutları olan tüm sorunlarının demokrasi ve özgürlükler eksenindeki köklü bir dönüşüm ve yenilenme süreciyle çözülmesi ortak geleceğimiz için kaçınılmaz gerekliliktir.

Büyük yıkımlar ve karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umut olmalıdır. Bu umudu büyütmek ve yeni yaşamı inşa etmek için hiçbir bedelin boşa ödenmediği bilinciyle bir kez daha geçmiş olsun dileklerinde bulunan herkese teker teker özel selamlarımı ve şükran duygularımı iletiyorum.

HABER MERKEZİ

The post Baluken: Karanlık dönemlerden arta kalan tek şey enkaz değil, umuttur first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Ağır hasta tutuklular Yıldırım ve Süsin için tahliye çağrısı https://gazetekarinca.com/agir-hasta-tutuklular-yildirim-ve-susin-icin-tahliye-cagrisi/ Sat, 15 Apr 2023 13:09:40 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255284 İHD İstanbul Hapishane Komisyonu, yüzde 98 engelli ağır hasta tutuklu Serdal Yıldırım’ın, ATK’nin ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermesine rağmen tahliye edilmemesine dikkat çekti. Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise 30 yıldır çeşitli cezaevlerinde tutulan ve ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayan hasta tutuklu Mehmet Emin Süsin’in tahliyesini talep etti. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, gerçekleştirdiği 577’nci F […]

The post Ağır hasta tutuklular Yıldırım ve Süsin için tahliye çağrısı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İHD İstanbul Hapishane Komisyonu, yüzde 98 engelli ağır hasta tutuklu Serdal Yıldırım’ın, ATK’nin ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermesine rağmen tahliye edilmemesine dikkat çekti. Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise 30 yıldır çeşitli cezaevlerinde tutulan ve ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayan hasta tutuklu Mehmet Emin Süsin’in tahliyesini talep etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, gerçekleştirdiği 577’nci F Oturması’nda yüzde 98 engelli raporu bulunan tutuklu Serdal Yıldırım’ın durumunu aktardı.

‘Yüzde 98 engelli ve ‘cezaevinde kalamaz’ raporu var’

Mersin R Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Serdal Yıldırım’ın durumuna dikkat çekilen eylemde, açıklamayı İHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Meryem Bars okudu.

Tek başına yaşamını idame edemeyen Yıldırım’ın ölüme terk edildiğini belirten Bars, belden aşağısı felçli olan Yıldırım’ın mide ülseri nedeniyle yeterli beslenemediği için aşırı kilo kaybı yaşadığını, sırt omurlarına takılan platinlerin kayması nedeniyle de sürekli ağrı çektiğini aktardı.

Yıldırım’ın Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 5 kez “Cezaevinde kalamaz” raporu verdiğini, buna rağmen “güvenlik tehdidi yaratacağı” gerekçesiyle tahliye edilmediğini kaydeden Bars, tutuklunun yaşamına kast edildiğini söyledi.

‘Sağlık ve yaşam hakkı için derhal serbest bırakılmalı’

Yıldırım’ın tahliye edilmesi çağrısında bulunan Bars, şu ifadeleri kullandı:

Acı çekerek ve zor koşullarda ölümle yaşam arasında bir çizgide yaşama tutunmaya çalışan Serdal Yıldırım’ın sağlık ve yaşam hakkının korunabilmesi için derhal serbest bırakılması, tedavi ve bakımının ailesinin desteğiyle serbest koşullarda sürdürülmesi gerekmektedir. Yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz.

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdikleri eylemlerinin 449’uncu haftasında İHD Ankara Şubesi önünde bir araya geldi.

Açıklamayı, İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen okudu. “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartının açıldığı eylemde Giresun Espiye L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mehmet Emin Süsin’in durumuna dikkat çekildi.

Açıklamaya Yeşil Sol Parti Ankara 1’inci bölge milletvekili adayları Ali Özkan, Ercan Sadık İpekçi, Sıla Altun, Çağdaş Sinan Küpeli, Zişan Kürüm Yılmaz, Mehmet Akın Atauz, Hatice Gözen, Bülent Kaya, Erol Akkuş ve Ufuk Özel de katıldı. Açıklama öncesi Galatasaray Meydanı’nda yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri’nin gözaltına alınması protesto edildi.

‘Cezaevi koşulları durumunu ağırlaştırdı’

1993’te tutuklanan Mehmet Emin Süsin’ın yaklaşık 30 yıldır çeşitli cezaevlerinde tutulduğunu belirten Çevirmen, “Uzun hapislik süresi boyunca ve kötü koşullardan kaynaklı pek çok hastalık meydana gelmiş ve gün geçtikçe de durumu ağırlaşmıştır. İlk tutuklandığı 1993 yılından, 2000 yılına kadar Diyarbakır’da hapishanede tutulan olan Süsin daha sonra Adıyaman E Tipi Hapishanesine gönderilmiş ve 2000-2011 yılları arasında burada tutulmuştur. Sonrasında Karabük, Şırnak, Van, Erzurum, Giresun E Tipi Kapalı hapishanelerinde tutulmuş ve son olarak Giresun/Espiye L Tipi açıldığında buraya getirilmiş ve yaklaşık 2 yıldan fazla bir süredir de bu hapishanede bulunmaktadır” bilgilerini paylaştı.

‘Fiziksel engelleri bulunan tutuklu, ihtiyaçlarını yalnız karşılayamıyor’

Süsin’in hipertansiyon ve şeker hastası olduğunu, ayrıca şeker hastalığından dolayı fiziksel engellerinin bulunduğunu belirten Çevirmen, şu bilgileri aktardı:

Hastalıklarına bağlı olarak neredeyse tüm dişleri dökülmüş durumda ve bundan kaynaklı olarak beslenmede sorun yaşıyor. Şeker hastası olmasına rağmen sıvı gıdalarla beslenmek zorunda kalmıştır. Bu hastalıklarının yanı sıra kalp hastasıdır. Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamıyor ve arkadaşlarının desteği ile yaşamını devam ettirebiliyor. Aile görüşüne ve telefona ancak koluna girilerek ve yürüteç desteği ile çıkabilecek duruma gelmiştir. Daha önce hastalıkları nedeni ile 2017-18 yılları arası Giresun Devlet Hastanesinde sağlık kuruluna çıkarılmış ancak heyet oy çoğunluğuyla ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdiği için tahliye edilmemiş ve durumu her gün daha da kötüleşmiştir. 2020 yılında yapılan avukat görüşünde de sonraki süreçlerde de Adli Tıp Kurumuna sevk için başvuru yaptığını, hastaneye gidişlerde dar ve havasız ring araçlarında saatlerce elleri kelepçeli bir şekilde yolculuk ettiğini, yolculuk sırasında nefes dahi alamadığını bu sebeple rapor almak için ATK’ ye gitmek istemediğini aktarmıştır.

’30 yılını dolduran Süsin, acilen tahliye edilmeli’

Süsin’in, ailesinden uzak cezaevinde tutulduğuna bundan kaynaklı olarak ziyaretlerin gerçekleştirilemediğine dikkat çeken Çevirmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu durum, hem aile bireyleri hem de hasta mahpus üzerinden olumsuz bir duruma ve tahribata neden olmaktadır. 30 yılını doldurmasına 6 ay kalan Mehmet Emin Süsin’in hapishanede yaşamını devam ettiremeyeceği açıktır. Mehmet Emin Süsin’in hastalıklarından kaynaklı olarak acil olarak tahliyesinin gerçekleştirilmesi ve tedavisine ailesinin yanında sağlıklı koşullarda devam edilmesi gerekmektedir. 30 yılını tamamlamasına zaten 6 ay kalmış olan mahpusun, hapishanede kaldığı her gün durumunun geri dönülemeyecek duruma gelmesi demektir. Yaşam hakkının korunması için Mehmet Emin Süsin acil olarak tahliye edilmelidir.

HABER MERKEZİ

The post Ağır hasta tutuklular Yıldırım ve Süsin için tahliye çağrısı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
30 yıllık tutuklu Babat’ın infazı ikinci kez yakıldı https://gazetekarinca.com/30-yillik-tutuklu-babatin-infazi-ikinci-kez-yakildi/ Thu, 13 Apr 2023 08:58:24 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=254796 30 yıllık tutuklu Hamit Babat’ın infazı ‘Suyu tasarruflu kullanmama’, ‘Manevi etkinliklere katılmama’ gibi gerekçelerle ikinci kez yakıldı. Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 30 yıllık tutuklu Hamit Babat, İdare ve Gözlem Kurulu’nun (İGK), ‘pişmanlık dayatması’nı kabul etmediği için serbest bırakılmıyor. 1993’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Doluçanak köyünde yapılan ev baskınında gözaltına alınan Babat, çıkarıldığı Devlet […]

The post 30 yıllık tutuklu Babat’ın infazı ikinci kez yakıldı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
30 yıllık tutuklu Hamit Babat’ın infazı ‘Suyu tasarruflu kullanmama’, ‘Manevi etkinliklere katılmama’ gibi gerekçelerle ikinci kez yakıldı.

Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 30 yıllık tutuklu Hamit Babat, İdare ve Gözlem Kurulu’nun (İGK), ‘pişmanlık dayatması’nı kabul etmediği için serbest bırakılmıyor.

1993’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Doluçanak köyünde yapılan ev baskınında gözaltına alınan Babat, çıkarıldığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) “Devletin birliği ve bütünlüğü bozmak” iddiasıyla 36 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Cezasının infazı 13 Şubat’ta dolan Babat, İGK’nin hazırladığı raporda, ‘Suyu tasarruflu kullanmama’, ‘Örgütten ayrılmama’, ‘Pişmanlık dilekçesi vermeme’, ‘Manevi etkinliklere katılmama’ gibi gerekçelerle infazı 3 ay süreyle yakıldı.

Dün serbest kalması gereken Babat, hakkında son dakikada hazırlanan İGK raporu gerekçesiyle infazı ikinci kez 3 ay süreyle yakıldı.

Diyarbakır’dan Bolu’ya giderek Babat’ı cezaevi kapısından bekleyen ailesi, İGK’in raporu sonucu geri dönmek zorunda kaldı.

  30 yıllık tutuklunun infazı iki kez yakıldı
  30 yıllık tutuklunun tahliyesi 'pişman olmadığı' gerekçesiyle engellendi
  Tahliyelere engel | ‘İnfaz hakimliği cezaevinin görüşüne göre karar veriyor’
HABER MERKEZİ

The post 30 yıllık tutuklu Babat’ın infazı ikinci kez yakıldı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
30 yılın ardından tahliye olan Kurt: Onurlu bir mücadele verdik https://gazetekarinca.com/30-yilin-ardindan-tahliye-olan-kurt-onurlu-bir-mucadele-verdik/ Fri, 07 Apr 2023 15:38:36 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=253661 Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 30 yılın ardından tahliye olan Tahir Kurt, “Onurlu bir mücadelenin verdik. Sonunda biz kazanacağız” dedi. Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tahir Kurt, 30 yılın ardından tahliye oldu. 1993’te Siirt’te gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yapılan yargılamada “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis […]

The post 30 yılın ardından tahliye olan Kurt: Onurlu bir mücadele verdik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 30 yılın ardından tahliye olan Tahir Kurt, “Onurlu bir mücadelenin verdik. Sonunda biz kazanacağız” dedi.

Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tahir Kurt, 30 yılın ardından tahliye oldu.

1993’te Siirt’te gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yapılan yargılamada “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan Kurt, aldığı cezanın dörtte üç olan 30 yıllık infazını tamamlamasının ardından bulunduğu cezaevinden tahliye edildi.

Kurt’u ailesi, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği TUHAY -DER Diyarbakır Şubesi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) cezaevi çıkışında karşıladı.

Kurt, tutuklu bulunduğu süre içinde mide, bağırsak, çene ve dizinden birer defa ameliyat oldu.

30 yılın ardından tahliye olan Kurt, “Onurlu bir direnişin mücadelesini verdik. Sonunda bu mücadeleyi biz kazanacağız “dedi.

HABER MERKEZİ

The post 30 yılın ardından tahliye olan Kurt: Onurlu bir mücadele verdik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İdris Baluken 6 yıl sonra cezaevinden çıktı https://gazetekarinca.com/idris-baluken-6-yil-sonra-cezaevinden-cikti/ Wed, 05 Apr 2023 06:21:26 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=252993 Eski HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, hakkındaki cezanın infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı. HDP Grup Başkanvekili olduğu dönemde 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan Baluken, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Baluken, 30 Ocak […]

The post İdris Baluken 6 yıl sonra cezaevinden çıktı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Eski HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, hakkındaki cezanın infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı.

HDP Grup Başkanvekili olduğu dönemde 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan Baluken, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Baluken, 30 Ocak 2017’de görülen duruşmada hakkında verilen tahliye kararı sonra cezaevinden çıkmıştı. Ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Baluken, 22 gün sonra 21 Şubat 2017’de yeniden tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Hakkındaki cezanın infazını tamamlayan Baluken, 6 yıl sonra tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden çıktı.

HDP, Baluken’in tahliyesine ilişkin Twitter hesabından, “Geçmiş dönem Grup Başkanvekilimiz ve Diyarbakır Milletvekilimiz İdris Baluken, infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı. Diğer arkadaşlarımızın da özgürlüğüne kavuşması yakındır” açıklamasında bulundu.

HABER MERKEZİ

The post İdris Baluken 6 yıl sonra cezaevinden çıktı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Sincan Cezaevi’nde bir tutuklu yaşamını yitirdi https://gazetekarinca.com/sincan-cezaevinde-bir-tutuklu-yasamini-yitirdi/ Tue, 21 Mar 2023 14:13:59 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=250598 Ankara Sincan Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Abdullah Oran, geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. Ankara Sincan Cezaevi’nde 2 yıldır tutuklu bulunan Abdullah Oran (63), 19 Mart günü geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. Oran’ın cenazesi aynı gün Adli Tıp Kurumu’na (ATK) kaldırıldı. Ölüm nedeninin kalp krizinden kaynaklandığı belirtildi. Oran’ın cenazesi, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde toprağa verilecek. […]

The post Sincan Cezaevi’nde bir tutuklu yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Ankara Sincan Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Abdullah Oran, geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi.

Ankara Sincan Cezaevi’nde 2 yıldır tutuklu bulunan Abdullah Oran (63), 19 Mart günü geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi.

Oran’ın cenazesi aynı gün Adli Tıp Kurumu’na (ATK) kaldırıldı. Ölüm nedeninin kalp krizinden kaynaklandığı belirtildi.

Oran’ın cenazesi, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde toprağa verilecek.

HABER MERKEZİ

 

The post Sincan Cezaevi’nde bir tutuklu yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
‘Hatay Cezaevi’ndeki isyanda vur emri verilmiş midir?’ https://gazetekarinca.com/hatay-cezaevindeki-isyanda-vur-emri-verilmis-midir/ Fri, 17 Mar 2023 10:56:03 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=249540 DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “Hatay Cezaevi’nde yaşanan isyan sonrasında verilen ‘vur emri’ ve disiplin cezası iddiaları” hakkında soru önergesi verdi. Cezaevinde üç mahpusun yaşamını yitirdiği, 15 mahpusun da yaralandığı belirtilmişti. 6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilden biri de Hatay’dı. Hatay T Tipi Kapalı […]

The post ‘Hatay Cezaevi’ndeki isyanda vur emri verilmiş midir?’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “Hatay Cezaevi’nde yaşanan isyan sonrasında verilen ‘vur emri’ ve disiplin cezası iddiaları” hakkında soru önergesi verdi. Cezaevinde üç mahpusun yaşamını yitirdiği, 15 mahpusun da yaralandığı belirtilmişti.

6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilden biri de Hatay’dı.

Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, depremden dolayı mahpuslar, yakınlarından haber alamamıştı. Bu nedenle cezaevinde isyan başlamış ve sonrasında yangın çıkmıştı.

İsyanı bastırmak amacıyla yetkililer tarafından verilen ‘vur emri’ sebebiyle üç mahpusun öldüğü ve 15 mahpusun da yaralandığı iddiaları vardı.

Aynı iddialar arasında mahpuslara nakledilme sırasında işkence yapıldığı, isyana karışmadıkları halde mahpuslara disiplin cezası verildiği bilgileri de var.

İddialar araştırılsın

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Sorumlusu ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, konuya ilişkin Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi.

Önerge bağlamında yöneltilen soru maddelerinden birkaçı şöyle:

  • İsyanın bastırılması kapsamında ‘vur emri’ verilmiş midir? Bu emir verilmiş ise kim tarafından verilmiştir?
  • Verildiği iddia edilen ‘vur emri’ sonrasında herhangi bir ölüm ve yaralanma olayı meydana gelmiş midir? İsyanın bastırılması sırasında yaralanan mahpusların sağlık durumları nasıldır? Böyle bir olay meydana gelmiş ise yetkili ve görevli kişiler hakkında adli veya idari herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
  • Başka cezaevlerine nakledilen mahpuslar hakkında gönderildikleri cezaevlerinde haklarında herhangi bir disiplin cezası uygulanmış mıdır? Uygulanmış ise hangi disiplin cezası uygulanmıştır?
  • İddialarda yer aldığı üzere mahpusların tamamına yani olaya karışmayan mahpuslara da disiplin cezası uygulanmış mıdır?
HABER MERKEZİ

The post ‘Hatay Cezaevi’ndeki isyanda vur emri verilmiş midir?’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Tahliyelere engel | ‘İnfaz hakimliği cezaevinin görüşüne göre karar veriyor’ https://gazetekarinca.com/tahliyelere-engel-infaz-hakimligi-cezaevinin-gorusune-gore-karar-veriyor/ Thu, 16 Mar 2023 12:11:51 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=249402 Cezaevlerinde uzun süredir devam eden keyfi ‘infaz yakma’ uygulamalarına dair konuşan Avukat Rengin Ergül, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyelerin engellendiğine dikkat çekerek “Temel hukuk ilkeleri ihlal edildi” dedi. Cezaevlerinde uzun süredir “infaz yakma” olarak tabir edilen, infazlarını tamamlayan hükümlülerin tahliyelerini engelleyen hak ihlalleri yaşanıyor. Tahliyelerin engellenmesi özellikle ağır hasta tutuklular açısından büyük risklere yol […]

The post Tahliyelere engel | ‘İnfaz hakimliği cezaevinin görüşüne göre karar veriyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Cezaevlerinde uzun süredir devam eden keyfi ‘infaz yakma’ uygulamalarına dair konuşan Avukat Rengin Ergül, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyelerin engellendiğine dikkat çekerek “Temel hukuk ilkeleri ihlal edildi” dedi.

Cezaevlerinde uzun süredir “infaz yakma” olarak tabir edilen, infazlarını tamamlayan hükümlülerin tahliyelerini engelleyen hak ihlalleri yaşanıyor. Tahliyelerin engellenmesi özellikle ağır hasta tutuklular açısından büyük risklere yol açıyor.

Cezaevi personelinden oluşan İdare ve Gözlem Kurulu (İGK) kararlarıyla “pişmanlık” dayatması gibi çeşitli gerekçelerle infaz yakma özellikle siyasi tutuklulara sıkça uygulanıyor.

Çok sık gerçekleşen bir uygulama olması sebebiyle infaz yakmaya dair veri tutmakta aksaklık yaşanıyor.

infaz yakma kararlarına ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Adalet Bakanlığı ve Meclis’e pek çok kez araştırma ve soru önergeleri sunuldu ancak hepsi reddedildi.

30 yıllık cezasını bitirmesine rağmen tahliye edilmeyen tutuklulardan biri de Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şermin Demirdağ.

Yerine kayyum atanan ve tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen Karayazı Belediyesi Eş Başkanı Melike Göksu, abisi Erol Göksu’ya telefonla ulaşarak, yan koğuşta bulunan arkadaşı Şermin Demirdağ’ın 30 yıllık cezasını tamamladığını ancak 3 ay daha cezaevinde tutulacağını iletti.

Herhangi bir gerekçe olmadığı bilgisini abisi Göksu’ya aktaran Melike Göksu, keyfi olarak sürenin uzatıldığının basın aracılığıyla duyurulmasını istedi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Sekreteri Rengin Ergül de bu uygulamayı ve gerekçelerini Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyeler engelleniyor

Rengin Ergül

Bu uygulamaların 2020 yılında yürürlüğe giren “Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik” ardından başladığını belirten Avukat Rengin Ergül, şu bilgileri paylaştı:

Türkiye’de bir ceza aldığınızda, size müddetname adında bir belge tebliğ ediliyor. Bu müddetnamede ‘hak ederek tahliye tarihi’ bir de ‘şartlı tahliye tarihi’ şeklinde iki tarih bulunuyor. Aslında şartlı tahliye tarihi gelince tahliye edilmeniz gerekiyor ama İGK diye bir sistem kurdular. Bu kurul, tahliye tarihiniz geldiğinde sizinle görüşüp ‘iyi halli’ olup olmadığınıza karar veriyor. ‘İyi halli değildir’ raporu verildiğinde de tahliyeniz engelleniyor.

Uygulamanın hukuken karşılığı olmadığını ifade eden Ergül, temel yasa mantığına da uygun olmadığını belirtti. İlk başlarda 6 ayda bir yapılan görüşmelerin şu an 3 aylık periyotlarla yapıldığını belirten Ergül, Sincan Cezaevi’nde genel olarak ‘iyi halli’ raporunun verilmediğini söyledi.

Dışarıdan kitap almak gibi ilginç gerekçelerle infaz yakılıyor

ÖHD olarak genelde siyasi tutuklulardan başvuru aldıklarını ve durumlarını takip ettiklerini söyleyen Ergül, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) gelen mektuplara göre adli tutukluların da infazının yakıldığını söyledi.

Görüşme esnasında yapılan pişmanlık dayatmalarının yanı sıra ‘suyu çok kullanıyorsun’ ya da ‘kitap okuyorsun ama cezaevi kütüphanesinden kitap almıyorsun’ gibi gerekçelerle de tutukluların infazının yakıldığına dikkat çeken Ergül, “Maalesef infaz yakmaya dair düzenli bilgi alamıyoruz. Türkiye cezaevlerinde bu mümkün olmuyor. Birbirini tutmayan verilerle karşılaşıyoruz” dedi.

‘Temel hukuk ilkeleri ihlal edildi’

Ergül, “Siyasi tutuklular için devletin tabiri ile ‘terör’ kapsamındaki suçlar için savcının da GİK’e girme yetkisi var ancak her zaman kurul kararı olmuyor. Cezaevinin müdürünün tek başına karar verdiği durumlar da yaşanıyor” dedi ve ekledi: “Tamamen hukuksuz bir durum işletiliyor.”

Bu yönetmeliğe dair, avukatlar olarak idare mahkemesine başvuru yaptıklarını söyleyen Ergül, şu bilgileri aktardı:

Aslında infazda aleyhe yasa geriye yürümüyor. Sadece kişinin lehine olan yasa geriye yürüyebilir. Mesela örgüt suçlarında daha fazla ceza verileceği yasayla düzenlense de geçmişe yürümez. Bundan sonrasını kapsar ama bunu geçmişe de yürüttüler. Temel bir hukuk ilkesini ihlal ettiler. Bu yönden de dava açtık ama reddedildi.

‘İnfaz hakimliği cezaevinin görüşüne göre karar veriyor’

Tutukluya ‘iyi halli’ olmadığı raporu verildi diyelim. İnfaz hakimliğine başvuruyoruz. İnfaz hakimliği de genelde dosya üzerinden karar veriyor. Bir tutuklu şöyle demişti; ‘İnfaz hakimliği, cezaevinin aldığı kararı noter gibi onaylar.’ Buradan genelde olumlu karar alamıyoruz, bir üst mercii olarak ağır cezaya gidiyoruz. Buradan da olumlu sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gidiyoruz.

Dünyadaki şartlı tahliye sistemlerinden örnek veren Ergül, “Uluslararası Ceza Mahkemesi sisteminde ‘iyi halli’ olup olmadığınızı tespit eden 3 yargıçlı bir mekanizma var. Burada tek bir infaz hakimi dosya üzerinden karar veriyor ve kişiyi bilmiyor, görmüyor. Sadece yattığı cezayı ve cezaevinin hazırladığı görüşünü biliyor. Böyle bir sistemde iş iyi işlemiyor tabii ki ama kısmen de olsa aldığımız olumlu kararlar oluyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

HABER MERKEZİ

The post Tahliyelere engel | ‘İnfaz hakimliği cezaevinin görüşüne göre karar veriyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Bir aile enkaz altında kaldı, tutuklu babanın cenazeye katılımı engellendi https://gazetekarinca.com/bir-aile-enkaz-altinda-tutuklu-babanin-cenazeye-katilimi-engellendi/ Tue, 14 Mar 2023 12:46:12 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=248940 Depremlerde 6 yakını enkaz altında kalan Şevin Aksoy, cezaevinde bulunan babasına yönetimin çıkardığı zorluklar yüzünden günlerce haber veremedi. Yakınlarını kaybeden Aksoy, “O gece kimse yoktu, herkes yok oldu” dedi ve ekledi: 26 yıldır cezaevinde olan bir babanın, kızının ve torunlarının yasına katılma hakkını da elinden aldılar. 6 Şubat’ta gerçekleşen Maraş merkezli depremlerde on binler kişi […]

The post Bir aile enkaz altında kaldı, tutuklu babanın cenazeye katılımı engellendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Depremlerde 6 yakını enkaz altında kalan Şevin Aksoy, cezaevinde bulunan babasına yönetimin çıkardığı zorluklar yüzünden günlerce haber veremedi. Yakınlarını kaybeden Aksoy, “O gece kimse yoktu, herkes yok oldu” dedi ve ekledi: 26 yıldır cezaevinde olan bir babanın, kızının ve torunlarının yasına katılma hakkını da elinden aldılar.

6 Şubat’ta gerçekleşen Maraş merkezli depremlerde on binler kişi hayatını kaybetti, binlerce bina yıkıldı.

Şevin Aksoy, enkaz başında

32 yaşındaki Şevin Aksoy da yakınlarını kaybedenlerden biri.

İstanbul’da yüksek lisans öğrencisi olan Aksoy, Adıyaman’da yaşayan ablası, eniştesi ve dört yeğenini depremde kaybetti.

Depremin ilk anından itibaren Aksoy, bir yandan enkaz altındaki yakınlarının akıbetini öğrenmeye çalışırken diğer yandan Tekirdağ Cezaevi’nde tutuklu bulunan babası ile haberleşmek için uğraştı.

Aksoy, cezaevi yönetiminin çıkardığı engelleri, arama kurtarma ve sağlık ekiplerinin eksikliğini ve bunlara karşı verdiği mücadeleyi Gazete Karınca’ya anlattı.

‘O gece kimse yoktu, herkes yok oldu…’

“Ben, yüksek lisans yapıyorum ve tezimi yazdığım için depremin olduğu saatlerde uyanıktım. Arkadaşımın mesajıyla haberdar oldum. Ailemden herkes depremden etkilenen illerde yaşıyordu. İlk andan itibaren herkese ulaşmaya çalıştım” diye sözlerine başlayan Aksoy, şöyle devam etti:

Adıyaman’ın da yerle bir olduğunu öğrendim. Ablam, dört çocuğu ve eşi Adıyaman’da, Varan Sitesi, D Blok’ta yaşıyordu. Nuriye Doğan, İrfan Doğan, Şiyar, Delila, Solin, Masal Doğan. Şiyar, erkek olan ve engelli. Konuşamıyor. Ablamı defalarca aramama rağmen ulaşamadım. Ablamın, eşinin kardeşine ulaştım. Onlar evlerinden çıkabilmiş ama ablamların evinin yerle bir olduğunu söylediler. Defalarca AFAD’ı aradım. Sabah saat 05.08’de AFAD’a ulaştım. Ablamların adresini verdim evde kaç kişi olduklarını söyledim. AFAD’ı arayıp ilk acil durum bildiren insanlardan biri olduğuma eminim. Kayıtlarda vardır. Arayabileceğim, oraya yetişebilecek herkesi aradım. ‘Adıyaman’a yetişin’ dedim. Ama kimse gitmedi. Her ulaştığım anda bana ‘enkazda ses var mı?’ diye sordular. Oysa benim yeğenim engelliydi ve konuşamıyordu.

Abimler Adana’da yaşıyor. Onları da arayıp durumu haber verdim. Abimler ilk saatlerde yola çıktı yetişmek için. İkinci depremde abimler Adıyaman’a ulaştılar. Vardıklarında halen hiçbir çalışma yokmuş, yağmur yağıyormuş. İlk gün, gece bir şahıs kepçesi bulmuşlar ve kepçe sahibinden yalvar yakar yardım almışlar. Ablamı, Şiyar’ı ve Solin’i bulmuşlar ve kendi çabalarıyla çıkarmışlar. Çıkarıldıklarında üçünün de nabzı varmış fakat ne sağlık görevlisi ne de ilk yardımı yapacak kimse yokmuş. Adana’da havaalanında bekletilen doktorlara, sağlık ekiplerine ulaştım. Gitmek için izin alamadıklarını söylediler. O gece kimse yoktu, herkes yok oldu… Ablam ve yeğenlerim, yardım edecek kimse olmadığı için öldüler… 3’üncü gün akşama doğru eniştemi, Masal’ı ve Delila’yı çıkardılar. Hayatta değillerdi. Yaşadıklarımız o kadar kötüydü ki cenazelerimizi çıkarabildiğimize ve gömebildiğimize sevindim.

‘Babamın, benden duymaya hakkı vardı’

Şevin-İbrahim Aksoy

Babasının 26 senedir cezaevinde olduğunu belirten Aksoy, cezaevini defalarca aramasına rağmen görüştürülmediğini söyledi.

Babam İbrahim Aksoy, siyasi tutsak ve Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu. Depremin ilk günü babamı da aradım. Benden duymasını istedim depremi ve de ablamların enkaz altında olduğunu. İlk aramamda bana öğle tatili olduğunu söylediler, ulaşamadım. Defalarca babama ulaşmak için aradım. En son konuştuğum kadın memur, ‘sizi görüştüremem numaranız kayıtlı değil’ dedi. Ben düzenli olarak, her ay yüz yüze görüşe gidiyorum.

Böyle bir felaket yaşanmış ve beni babamla görüştürmediler. ‘Numarası kayıtlı biri arasın’, dediler. Numarası kayıtlı olan herkes depremzede… Abimler enkaz başında ablamı ve çocuklarını kurtarmaya çalışıyorlar, Adıyaman’da şebeke yok. Babamın bunu benden duymaya hakkı vardı. ‘Tamam, arayacağız’ dediler ama aramadılar. Mesai bitti. Ertesi gün yine aynı şey… Kızı ve iki torunu enkazdan çıkmış hayatını, kaybetmiş ve bunu aileden birisinden duyması gerekirken görüştürmediler.  ‘Arama kurtarma devam ediyor deyin’ dedim. Bir gardiyanın, bir memurun babama gidip ‘senin ilk göz ağrın ölmüş’ demesini istemedim.

‘Babamın, yasa katılma hakkını elinden aldılar’

“Eniştem ve diğer yeğenlerim de enkazdan çıktıktan sonra hastaneden ‘gelip teşhis edin yoksa toplu mezara gömülecek’ denilmiş. Adıyaman’da bir kıyamet ortamı varmış. Apar topar bir şekilde eniştem, Masal ve Delila Adıyaman’a gömüldü. Ablamı, Şiyar’ı ve Solin’i Lice’de köyümüze götürdüler” diye anlatan Aksoy, babasının cenazeye katılması için yaptıklarını şöyle anlattı:

Abim Lokman, Lice savcılığına gidiyor ve babamın cenazeye katılabilmesi için dilekçe veriyor. Sistemden kaynaklı UYAP’ın çöktüğü ve süreci faksla halledebilecekleri bilgisi veriliyor. Tekirdağ Cezaevi’ne faks çekiliyor, cezaevi kabul ediyor babamın gelişini. Ama şartlar sebebiyle Lice Emniyet Müdürlüğü’nden güvenliğin sağlanacağına dair bir yazı talep ediyor. Emniyet Müdürlüğü, abime, yardımcı olacaklarını söylüyor ama sonrası tam bir kaos. Önce Tekirdağ Cezaevi’nden faksın geldiğini ve müdürün odasında olduğunu, müdürün de Diyarbakır’da olduğunu söylüyorlar. Sonra faks cihazının bozuk olduğunu, mail geleceğini… Daha birçok şey. Yani abimi oyalamışlar. Ulaşılamayan faks Cuma günü mesai bitiminde ortaya çıkmış. İki gün olan yasal süre geçsin diye oyaladılar bizi. Abim, babam gelsin diye uğraşırken her çabasında sen dilekçe yaz denildi. Umutlandırıldı ama yardımcı olunmadı. Babamın yasal hakkı kullandırılmadı. 26 yıldır cezaevinde olan babamın, kızının ve torunlarının yasına katılma hakkını elinden aldılar.

“Cezaevi yönetimi bu süre içinde babama ulaşmak için ekstra arama hakkı bile vermedi” diyen Aksoy, şunları paylaştı:

Babam her şeyi telefonda öğrendi. Yüz yüze görüşe gittiğimde babamı çökmüş halde buldum. Bu kadar büyük bir felakette, tutsak birine bu zulmü yaptılar. Babamın acısından ailesine sarılması engellendi. Bizi oyalayarak görevi kötüye kullandılar.

‘Bize yaşatılanların hepsi görevi kötüye kullanma’

Aksoy, “Avukatlarla görüştüm ve hukuki olarak babama ve bize yaşatılanlar için ne yapabileceğimi öğrenmeye çalıştım” diyerek devam ediyor:

Önce, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayı düşündük. Bu başvuru için tüm resmi yazışmalara ihtiyacımız vardı. Babamın da yazdığı dilekçe bizde olmalıydı. Şubat’ın 27’sinde cezaevini aradım ve babamın yasal haklarını sordum. ‘Babamla nasıl acil olarak iletişim kurabilirim?’ dedim. ‘Faks gönderebilir miyim?’ diye sordum. ‘Olur, faks gönderin biz iletiriz’ dediler. Abim faks gönderdi. Bu defa ‘faks genel ortama geliyor babanıza veremeyiz’ dediler, ‘siz telgraf gönderin’ dediler. Telgrafın babamın eline ulaşması ve babamın dilekçeyi bize yollaması 1 hafta sürdü. Bize yaşatılanların hepsi görevi kötüye kullanma.

‘Tüm hukuki yollara başvuracağım’

Aksoy, hem depremde yitirdiği aile üyeleri hem de babası için hukuki olarak her yola başvuracağını vurguladı ve sözlerini şöyle noktaladı:

Şu an babamın vasisi ben değilim. O sebeple öncelikli olarak vasilik sürecini halletmek için uğraşıyoruz. Vasisi olduktan sonra avukatların da desteği ile babama bu acı içinde yapılanların hesabını soracağım. Babamın yasal hakkı kullandırtılmadı ve bizi manevi olarak yıprattılar. Bunun için bütün yargı kanallarını zorlayacağım.

Depremin 10’uncu günü Adıyaman’a gidebildim ben. Ablamların evi tuz buz olmuştu. O enkazın içinde ablamların fotoğraflarını bulabildim. Ablamlar geçtiğimiz Ağustos ayında o eve taşınmıştı. Ve orada bulunanlardan aslında ablamların evinin Elazığ Depremi’nden hasar aldığını, DASK’tan 7 bin lira hasar parası yatırıldığını, sitede yaşayanların müteahhitle davalık olduğunu öğrendim. Bu yıkılma ilgili de birçok avukatla görüştüm. Süreci takip ediyoruz. O yıkımın hesabını sormak için de her şeyi yapacağım.

The post Bir aile enkaz altında kaldı, tutuklu babanın cenazeye katılımı engellendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Hasta tutuklular için İstanbul ve Ankara’da eylemler https://gazetekarinca.com/hasta-tutuklular-icin-istanbul-ve-ankarada-eylemler/ Sat, 11 Mar 2023 13:43:15 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=248486 İHD İstanbul Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde tutulan hasta tutuklu kadınların durumuna dikkat çekti. Ağır hasta tutuklu Turan Çelik’in durumuna değinen Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise acil tahliye çağrısında bulundu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, gerçekleştirdiği 572’nci F Oturması’nda Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde tutulan hasta tutuklu kadınlar için tahliye çağrısında bulundu. Türkiye’deki cezaevlerinde […]

The post Hasta tutuklular için İstanbul ve Ankara’da eylemler first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İHD İstanbul Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde tutulan hasta tutuklu kadınların durumuna dikkat çekti. Ağır hasta tutuklu Turan Çelik’in durumuna değinen Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise acil tahliye çağrısında bulundu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Hapishane Komisyonu, gerçekleştirdiği 572’nci F Oturması’nda Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde tutulan hasta tutuklu kadınlar için tahliye çağrısında bulundu.

Türkiye’deki cezaevlerinde 1 Mart 2023 tarihi itibari ile 450’si 65 yaş ve üzeri olmak üzere 14 bin 273 kadın tutuklu bulunduğu belirtilen açıklamada, kadınların fiziksel, biyolojik, psikolojik farklılıklarının ve ihtiyaçlarının dikkate alınmadığı, LGBTİ+ tutukluların ise temel hak ve ihtiyaçlarının göz ardı edilmesinin yanı sıra ayrımcı ve nefret içeren infaz uygulamalarına maruz kaldıkları ifade edildi.

Cezaevlerinde kadın olmanın zorlukları yanı sıra depremde yakınlarını kaybedenlerin, evleri yıkılanların ağır bir psikolojik travma yaşadıkları halde ailelerinden çok uzak yerlerdeki cezaevlerine sevk edilerek ayrıca mağdur edildiklerine dikkat çekildi.

F Oturması’nda bu hafta, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Marmara Bölgesi’ndeki Bakırköy, Marmara (Silivri), Kandıra, Gebze, Bursa ve Düzce cezaevlerinde tutulan ve aralarında ağır hastalıkları da olan 44 kadın hasta tutuklunun durumları aktarıldı.

Açıklamada “Sağlık ve yaşam haklarının korunabilmesi için Marmara Bölgesi cezaevlerinde tutulan hasta kadın tutukluların serbest bırakılmaları için yetkilileri göreve çağırıyoruz” denildi.

  Hasta tutuklu Nimet Deyiş 31 yıl sonra tahliye edildi

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdikleri eylemlerinin 444’üncü haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. Açıklamayı İHD Ankara Şube Eş Başkanı Sevil Turgut okudu.

‘Kronik hastalıkları bulunuyor’

Maraş Türkoğlu 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Samsun/Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen Turan Çelik’in durumu aktarıldı. 24 Şubat’ta yapılan avukat görüşünde alınan bilgilere göre, Çelik’in 2007’den beri tansiyon hastası olduğu, ayrıca hemoroid, bel-boyun fıtığı, böbrek yetmezliği gibi hastalıklarının da bulunduğu, bunların yanı sıra 2011’de kalp krizi geçirdiği kaydedildi.

‘Böbrek yetmezliğinden kaynaklı başka hastalıkları var’

Pandemi süresince hastaneye gidemeyen tutuklu Çelik’in vücudunun sol kısmının uyuştuğunu, hastanede doktorun kendisine anjiyo olması gerektiğini söylediğini, sevkinin yapıldığını ancak anjiyo yapılmadığı bilgisini paylaşan Turgut, şu bilgileri verdi:

Sonraki dönemlerde diş hastalıklarından ve dişlerinde sürekli kanama olmasından kaynaklı diş hekimine sevk edilmiş, hekimin kendisine ‘böbrek yetmezliği ve kalp hastalıkları olduğunu, diş hastalıklarının bunlardan kaynaklanmış olabileceğini’ söyleyerek tahlillerin yapılması için hastaneye sevk etmiş ancak yapılan tahliller ve röntgen sonuçları kendisine verilmemiştir.

3 ay sonra hastaneye tekrar gitmiş ve burada doktorlar tarafından ‘3 ay önceki tahlillerine göre, 4 damarının kapalı olduğunu ve acil olarak anjiyo olması için sevk edilmesi gerektiği’ söylenmiştir. 4 gün sonra anjiyo olmuş ve burada bypass ameliyatı olması gerektiği ve acil olarak ailesine haber vermesi gerektiği söylenmiştir.12 Ocak 2023’te anjiyo olmuş ve ardından 16 Ocak 2023 tarihinde de bypass ameliyatı olmuştur.

‘Ameliyatta dahi kelepçeli tutuldu’

Çelik’in hastaneye götürülüp getirilirken ve bypass ameliyatında kelepçeli halde tutulduğunu belirten Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ameliyatın ardından vücuduna birçok tüp ve kablo bağlandığını,  boğazında bir tüp ile solunum cihazına bağlandığını, göğüs tüpleri ve kalp monitörü, idrar çıkısı için de bir sonda takılı olduğunu, İntravenöz (damar içi) bağlantıların takılı olduğunu, bu tüp ve bağlantılara rağmen kelepçeli halde tutulduğunu, kollarındaki tüplerin yana ve kenara çekilmesi sırasında bile kelepçelerin açılmadığını ve bu halde kelepçeli işkencenin 12 gün boyunca devam ettiğini aktarmıştır. Ameliyattan sonra beklenilmesi gereken süreden önce tekerlekli sandalye ile hapishaneye geri götürülmüştür.

‘Sevk sırasında tutuklulara su dahi verilmedi’

6 Şubat depreminden 4 gün sonra, 20.00-21.00 saatleri arasında Kavak’a sevk edilmek için içlerinde Çelik’in de bulunduğu tutuklular, ring aracıyla götürülürken, bir kere mola verildiğini, bu sırada jandarmaların yemek yediğini, tutuklulara su dahi verilmediğini belirten Turgut, “Mahpusları hiçbir şekilde ring aracından çıkarmadıklarını, Çelik’in geçirdiği ameliyat nedeniyle çok büyük ağrılar ve acılar çektiğini hatta yolun son kısmında dayanamadığını, hayati riskinin oluştuğunu aktarmıştır” dedi.

‘Hastaneye gitmesi gereken tutukluya disiplin cezası verildi’

Bel ve boyun fıtığı rahatsızlığı bulunan ancak Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi’nde ikinci katta tutulan Çelik’in, alaturka tuvalet olması nedeniyle tuvalet ihtiyacını giderirken çok zorlandığını ifade eden Turgut, devamında şu bilgileri aktardı:

Bypass ameliyatı nedeniyle 23 Şubat 2023 tarihinde hastaneye kontrol nedeniyle götürülmesi gerektiğini, X-RAY cihazına kadar gittiğini ancak görevlilerin kendisine ağız içi aramayı dayattıklarını, bu onur kırıcı eylemden dolayı ağzını açmadığını, bu nedenle hastaneye götürülmediğini, kendisi hakkında tutanak tutulduğunu disiplin cezası nedeniyle 24 Şubat 2023 tarihinde kendisinden savunma istenildiğini ifade etmiştir.

Çelik’in geçirmiş olduğu ağır ameliyatlardan kaynaklı olarak hastane sevklerinin önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunan Turgut, “Hapishanede kalamayacak kadar ağır olan hastalıkları nedeniyle ailesinin yanında tedavi olabilmesi için tahliyesi sağlanmalıdır” dedi.

HABER MERKEZİ

The post Hasta tutuklular için İstanbul ve Ankara’da eylemler first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Çankırı Cezaevi ‘deprem önlemleri’ kapsamında boşaltıldı https://gazetekarinca.com/cankiri-cezaevi-deprem-onlemleri-kapsaminda-bosaltildi/ Sat, 11 Mar 2023 12:54:28 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=248478 Çankırı Cezaevi ‘deprem önlemleri’ gerekçesiyle boşaltılırken, tutuklular başka cezaevlerine gönderildi. Maraş merkezli depremlerin ardından Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi de boşaltıldı. Cezaevindeki tutukluların ise çeşitli cezaevlerine sevki yapıldı. Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi: 1983 yılında hizmete açılmış ve bugüne kadar aynı binada hizmet veren Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde […]

The post Çankırı Cezaevi ‘deprem önlemleri’ kapsamında boşaltıldı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Çankırı Cezaevi ‘deprem önlemleri’ gerekçesiyle boşaltılırken, tutuklular başka cezaevlerine gönderildi.

Maraş merkezli depremlerin ardından Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi de boşaltıldı.

Cezaevindeki tutukluların ise çeşitli cezaevlerine sevki yapıldı.

Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:

1983 yılında hizmete açılmış ve bugüne kadar aynı binada hizmet veren Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklu vatandaşlarımızın, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüzce, yaşanan deprem felaketleri akabinde alınan önlemler kapsamında, yakın bölgelerdeki ceza infaz kurumlarına nakilleri gerçekleştirilmiştir.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü talimatları doğrultusunda nakiller sırasında hükümlü ve tutukluların güvenliklerinin sağlanması ve nakil işlemlerinin sorunsuz gerçekleştirilmesi için tüm önlemler eksiksiz olarak alınmıştır.

Diyarbakır ve Bingöl cezaevleri de boşaltılmıştı

1992 yılında açılan Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevi ile 2003 yılında açılışı yapılan Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi de yine aynı kapsamda boşaltılmıştı.

Cezaevlerindeki tutuklular başka şehirlerde bulunan cezaevlerine gönderilmişti.

HABER MERKEZİ

The post Çankırı Cezaevi ‘deprem önlemleri’ kapsamında boşaltıldı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
CİSST: Cezaevlerinde afet iletişim masaları kurulmalı https://gazetekarinca.com/cisst-cezaevlerinde-afet-iletisim-masalari-kurulmali/ Tue, 21 Feb 2023 17:14:34 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=245321 CİSST, 17 bin 600 tutuklunun depremden direkt etkilendiğini belirterek, hapishanelerde tutuklu yakınlarının ve tutukluların bilgi alabilecekleri afet iletişim masalarının oluşturulmasını istedi. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), deprem nedeniyle bölgede bulunan cezaevlerindeki tutukluların durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, meclis tutanakları ve internet taramalarında elde edilen ve cezaevi kapasitelerinin temel alınmasıyla; Maraş’ta açık cezaevleri […]

The post CİSST: Cezaevlerinde afet iletişim masaları kurulmalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
CİSST, 17 bin 600 tutuklunun depremden direkt etkilendiğini belirterek, hapishanelerde tutuklu yakınlarının ve tutukluların bilgi alabilecekleri afet iletişim masalarının oluşturulmasını istedi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), deprem nedeniyle bölgede bulunan cezaevlerindeki tutukluların durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, meclis tutanakları ve internet taramalarında elde edilen ve cezaevi kapasitelerinin temel alınmasıyla; Maraş’ta açık cezaevleri hariç olmak üzere 3.830, Antep’te Islahiye, Şehitkamil ve Antep Açık Ceza İnfaz kurumları hariç olmak üzere 7600, Osmaniye’de Osmaniye ve Toprakkale açık cezaevi hariç olmak üzere 1.240, Hatay’da 3.500, Adıyaman’da açık cezaevleri hariç olmak üzere 60 mahpus, Malatya’da Akçadağ açık cezaevi hariç olmak üzere 1,370 mahpus olmak üzere 17 bin 600 tutuklunun depremden direkt olarak etkilendiği ve buna bağlı olarak yaklaşık 70 bin tutuklu yakınının da bu depremden direkt olarak etkilendiğini bilgisi paylaşıldı.

Açıklamada, tutuklu yakınlarının da depremden doğrudan etkilenmiş olabileceğinin altı çizilerek,“ CİSST’e doğrudan ulaşan mahpus ve mahpus yakınlarından gelen aktarımlar ve basından edindiğimiz bilgilere göre bölgedeki 6 ilde bulunan hapishanelerdeki tutukluların bir kısmının başka illere sevk edildiği, bir kısmının ise hala deprem bölgesindeki hapishanelerde tutulduğu aktarılmıştır” denildi.

Açıklamanın devamında, tutukluların dış dünya ile iletişimlerinin kısıtlandığı ve bu nedenle bedensel ve ruhsal problemler yaşadıkları ifade edildi.

Talepler sıralandı

Adalet Bakanlığı’na çağrı yapılan açıklamada, bilgi akışının aksamaması adına hapishanelerde mahpus yakınlarının ve mahpusların bilgi alabilecekleri afet iletişim masalarının oluşturulması talep edilerek şu talepler sıralandı;

  • Bu süreçte bilgi akışının aksamaması adına hapishanelerde mahpus yakınlarının ve mahpusların bilgi alabilecekleri afet iletişim masalarının oluşturulmasını,
  • Hükümlü ve tutuklu ayrımı gözetmeksizin mahpuslara ek telefon hakkı verilmesini,
  • Telefon hakkından yararlanacak mahpuslar için mevzuatta yer alan dakika sınırının ve sabit gün uygulamasının esnetilmesini,
  • Yakınları depremden doğrudan etkilenen ve bu yüzden mahpuslara ekonomik destek sunamayan aileler ve mahpuslar arasındaki iletişimin kopmaması için; mahpuslara ücretsiz telefon kartının sağlanmasına,
  • İhtiyaç durumunda hapishanelerde kayıtlı bulunan telefon numaraları dışındaki numaraların da aranabilmesine belge talep edilmeksizin izin verilmesini,
  • Mahpusların depremden etkilenen yakınlarından gelen telefonları yanıtlama olanaklarının sağlanmasını,
  • Suriye uyruklu mahpusların, depremden etkilenen yakınlarından bilgi alabilmesinin sağlanmasını,
  • Suç tipi ve infaz koşullarının ayrımı gözetilmeksizin, bütün mahpusların görüntülü görüşme hakkından yararlandırılmasını,
  • Hükümlülerin de tutuklulara tanınan haklardan yararlanarak yapılacak avukat ziyaretlerinde, vekaletname ve yetki belgesi zorunluluğunun aranmamasını,
  • Hükümlülere her gün ve her saatte, vekaletname aranmaksızın ve üç ile sınırlandırılmaksızın, avukat görüş hakkının verilmesini talep ediyoruz.
HABER MERKEZİ

The post CİSST: Cezaevlerinde afet iletişim masaları kurulmalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Deprem bölgesinde 17 bin tutuklu var: Aileler çocukları, çocukları da aileleri için kaygılı  https://gazetekarinca.com/deprem-bolgesinde-17-bin-tutuklu-var-aileler-cocuklari-cocuklari-da-aileleri-icin-kaygili/ Tue, 14 Feb 2023 14:27:57 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=244027 Deprem bölgesinde 17 binden fazla tutuklunun bulunduğunu açıklayan EGE-TUHAYDER yöneticisi Leyla Kaygısız, “Tutukluların ailelerinden haber alamaması büyük bir ruhsal ve psikolojik etkilenme ile travmayı beraberinde getiriyor” dedi. İslahiye T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutukluların yakınları da cezaevinden haber alamadıkları için kaygılı. Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği (EGE-TUHAYDER), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), […]

The post Deprem bölgesinde 17 bin tutuklu var: Aileler çocukları, çocukları da aileleri için kaygılı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Deprem bölgesinde 17 binden fazla tutuklunun bulunduğunu açıklayan EGE-TUHAYDER yöneticisi Leyla Kaygısız, “Tutukluların ailelerinden haber alamaması büyük bir ruhsal ve psikolojik etkilenme ile travmayı beraberinde getiriyor” dedi. İslahiye T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutukluların yakınları da cezaevinden haber alamadıkları için kaygılı.

Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği (EGE-TUHAYDER), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, Maraş merkezli iki şiddetli depremin ardından zarar gören cezaevlerine ilişkin HDP İzmir İl Örgütü binasında basın toplantısı yaptı.

EGE-TUHAYDER Yöneticisi Leyla Kaygısız, deprem sonrası Malatya E Tipi Cezaevi, Maraş Türkoğlu ve Hatay Cezaevi ile ilgili bazı iddiaların basına yansıdığını hatırlattı.

Kaygısız, iddialar sonrası toplumu derinden yaralayan görüntülerin paylaşıldığını söyleyerek, şu bilgileri verdi:

Kamuoyuna yansıyan görüntülerde bahsi geçen hapishanelerde tutulan mahpuslar elleri ters kelepçeli bir şekilde yere dizilmiş vaziyette olup birçok mahpusun kafa ve yüz bölgelerinde darp edilmeye bağlı kanamaların olduğu gözlemlenmiştir. Yine bahsi geçen hapishanelerde bazı mahpuslara jandarma tarafından ateş açıldığı ve kadın mahpuslara tecavüz edildiği iddiaları mevcut olup bu iddiaların doğruluğu teyit edilememiştir. Sözü edilen iddialar doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nın 6 Şubat’ta yayımladığı açıklamada ‘tutuklu ve hükümlülerin yaralanmadığı’ ifade edilmiş ancak, 9 Şubat’ta yapılan açıklamada jandarma tarafından yaralanan 12 tutsaktan üçünün yaşamını yitirdiği belirtilmiştir. 3 gün içerisinde bakanlık yetkilileri tarafından yapılan ve birbiri ile çelişen ve ilk açıklamayı adeta yalanlayan bu tutum bizlerin ve kamuoyunun kaygılarını arttırmaktadır.

Tutukluların ailelerinden haber almaması

Deprem bölgelerinde 17 binden fazla tutuklunun bulunduğunu ifade eden Kaygısız, ağır yıkıcı etki yaratan bu depremlerden tutukluların etkilenmemesinin mümkün olmadığını söyledi.

Kaygısız, “Sadece fiziki etkilenme değil, bunların aileleri, akrabaları ve yakın çevreleri bu bölgede olduğundan ruhsal yönden büyük bir etkilenme yaşadıklarını biliyoruz. Batı ve Karadeniz illeri hapishanelerinde bulunan on binlerce tutsağın ailesi, akraba ve yakınları deprem bölgesinde bulunmaktadır. Bu tutsakların ailelerinden haber alamaması büyük bir ruhsal ve psikolojik etkilenme ile travmayı beraberinde getirmektedir. O nedenle biran önce kaygılar giderilmelidir” diye konuştu.

‘Tutukluların İslahiye Cezaevi’nde can güvenlikleri yok’

Antep’te depremde ağır hasar gören İslahiye T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Yunus Emre Ergin’in annesi Serap Ergin, oğluyla yaptığı telefon görüşmesinde, cezaevinde temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve cezaevinin ağır hasarlı olduğunu söyledi.

Serap Ergin, “Tutukluların İslahiye Cezaevinde can güvenlikleri yok. Depremlerde ağır hasar gören cezaevi artçı depremlerden dolayı da hasar görmeye devam ediyor. Cezaevi duvarlarında çatlaklar artçı depremlerle daha da derinleşiyor. Sevkler ağır ağır işleniyor” dedi.

Oğlunun can güvenliğinden kaygılandığını dile getiren anne Ergin, şunları da belirtti:

Tutukluların sevkleri daha güvenilir yerlere yapılsın. Yaşanan depremden dolayı şu an bulundukları mevcut cezaevinde can güvenlikleri yok. Cezaevinin ağır hasarlı olduğunu Adalet Bakanı da biliyor, buna rağmen sevkler gerçekleştirilmiyor. Tutuklular ölüme terk ediliyor. Tutukluların sağlık durumundan Adalet Bakanlığı sorumludur.

HABER MERKEZİ

The post Deprem bölgesinde 17 bin tutuklu var: Aileler çocukları, çocukları da aileleri için kaygılı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>
30 yıldır tutuklu bulunan Oflar ve Arı tahliye edildi https://gazetekarinca.com/30-yildir-tutuklu-bulunan-oflar-ve-ari-tahliye-edildi/ Sat, 11 Feb 2023 14:58:35 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=243344 Nurettin Arı ve Abdullah Oflar, tutuklu bulundukları Şakran Cezaevi’nden 30 yılın ardından tahliye oldu. 30 yıllık tutuklular Nurettin Arı ve Abdullah Oflar, İzmir Şakran 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye oldu. Oflar ve Arı, 1993 yılında Şırnak’ın İdil ilçesinin Dirsekli köyünde gözaltına alındı. Abdullah Oflar ve Nurettin Arı, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı […]

The post 30 yıldır tutuklu bulunan Oflar ve Arı tahliye edildi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Nurettin Arı ve Abdullah Oflar, tutuklu bulundukları Şakran Cezaevi’nden 30 yılın ardından tahliye oldu.

30 yıllık tutuklular Nurettin Arı ve Abdullah Oflar, İzmir Şakran 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye oldu.

Oflar ve Arı, 1993 yılında Şırnak’ın İdil ilçesinin Dirsekli köyünde gözaltına alındı.

Abdullah Oflar ve Nurettin Arı, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı ve ‘Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’ iddiasıyla müebbet hapis cezası aldılar.

Cezaevinden çıkan 2 isim cezaevi önünde akrabaları ve Ege Tutuklu Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER) yöneticileri tarafından karşılandı.

20 yaşında girdiği cezaevinden 50 yaşında çıkan Arı, mutlulukla hüznü bir arada yaşadığını belirterek, “20-30 yıldır tanıdığımız arkadaşlarımız arkamızda kaldı. Kürtler hem mutluluklarını hem hüzünlerini bir arada yaşıyor. Maalesef böylesi bir gerçekliğimiz var. 30 yıl, cümleler yetmiyor. Şuan bütün duyguları bir arada yaşıyorum” dedi.

40 yaşında girdiği cezaevinden 70 yaşında çıkan Oflar ise arkadaşlarının geride bıraktığı için sevincinin buruk olduğunu ifade etti.

HABER MERKEZİ

The post 30 yıldır tutuklu bulunan Oflar ve Arı tahliye edildi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Deprem bölgesinde ‘en geride bırakılan’ yerler cezaevleri https://gazetekarinca.com/deprem-bolgesinde-en-geride-birakilan-yerler-cezaevleri/ Thu, 09 Feb 2023 12:55:50 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=242709 Maraş merkezli depremlerin ardından 7 Şubat günü Hatay Cezaevi’nde çıkan isyanda üç mahpusun hayatını kaybettiğinin öğrenilmesinden sonra, bölgedeki diğer cezaevlerindeki durum belirsizliğini koruyor. CİSST’ten Berivan Korkut, şu an cezaevlerinde en büyük sorunun bilgi alınıp verilememesi olduğunu belirtiyor. Maraş merkezli depremlerin hemen ardından, depremin etkilediği bölgelerde bulunan cezaevlerinde herhangi bir hasar oluşmadığı açıklanmıştı, dün de Maraş’taki […]

The post Deprem bölgesinde ‘en geride bırakılan’ yerler cezaevleri first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Maraş merkezli depremlerin ardından 7 Şubat günü Hatay Cezaevi’nde çıkan isyanda üç mahpusun hayatını kaybettiğinin öğrenilmesinden sonra, bölgedeki diğer cezaevlerindeki durum belirsizliğini koruyor. CİSST’ten Berivan Korkut, şu an cezaevlerinde en büyük sorunun bilgi alınıp verilememesi olduğunu belirtiyor.

Maraş merkezli depremlerin hemen ardından, depremin etkilediği bölgelerde bulunan cezaevlerinde herhangi bir hasar oluşmadığı açıklanmıştı, dün de Maraş’taki Türkoğlu L Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklu ve mahkumların çeşitli cezaevlerine sevk edildiği öğrenilmişti.

Kaygıyla takip edilen deprem bölgesindeki cezaevlerinden dün yeni bir haber geldi. Adalet Bakanlığı tarafından, Hatay Yayladağı T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 7 Şubat günü isyan çıktığı ve jandarma müdahalesi sonucu üç mahpusun hayatını kaybettiği duyuruldu.

Avukat Berivan Korkut

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, bölgede bulunan cezaevlerinin durumunu Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

‘Tüm bilgiler teyide muhtaç’

Berivan Korkut, cezaevlerindeki en temel sorunun, hiçbir bilginin teyit edilememesi olduğunu vurguladı:

Bölgedeki avukat arkadaşlarımız zaten şu an bir facianın içinde. Bizler deprem bölgelerine giden milletvekillerine, avukatlara ve sivil toplum kuruluşlarına ulaşmaya çalıştık. Fakat bu bölgelerde çok büyük bir insani kriz yaşanıyor ve herkes enkaz alanlarına yönelmiş durumda. Hapishanelerden bilgi alma veya birilerini yönlendirme konusunda maalesef çok ciddi bir kriz yaşıyoruz. Bu sebeple bizim paylaşacağımız bilgiler de dahil tüm bilgilerin teyide muhtaç olduğunu belirtmek istiyorum.

‘Cezaevleri en geride bırakılan yerler’

Detaylı bilgiye ulaşmanın güçlüğünü ve en gözden ırak kalan yerlerin cezaevleri olduğunu belirten Korkut, bölgede çok fazla cezaevi bulunduğu bilgisini paylaşarak şöyle devam etti:

Deprem bölgesindeki cezaevlerinin kapasiteleri hakkında biz de tam bilgiye ulaşamadığımız için kaç mahpus olduğuna dair net bir rakam veremiyoruz. Ama şu an bölgede açık, kapalı, yüksek güvenlikli, kadın ve çocuk olmak üzere, doğrudan etkilenen 34 tane cezaevi var. Bize gelen ama teyit edemediğimiz bilgilerden biri de ilk 24 saat birçok cezaevinde kapıların kapalı olduğu… Ama şunu da göz ardı etmemek gerekiyor; oradaki görevli personel, infaz koruma memurları ve müdürler de aynı insani krizin içerisindeydi. Bazı infaz koruma memurları evlerindeyken göçük altında kalmıştı, birçoğunun ailesi şu an göçük altında.

Deprem bölgelerindeki cezaevlerinde yapılması gereken ilk şey -ki yapılıp yapılmadığını da bilmiyoruz-, bir afet düzenlemesi çerçevesinde bölgede bulunan cezaevlerine, afetten doğrudan etkilenmeyen personelin aktarılmasıydı.

Korkut, “Zor şartlarda yardım konvoylarıyla cezaevlerine ulaşmaya çalışan avukatlar var. Ama avukatların önüne bürokratik engeller çıkarıyorlar. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılması ve sivil toplum merkezli giden avukatlara mahpuslarla görüşme imkanı sağlanması lazım” dedi.

‘Kamuoyu ve aileler bilgilendirilmeli’

Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi ile ilgili basına yansıyan iddiaları hatırlatan Korkut, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Maalesef çok büyük çabaların sonucunda ancak bugün açıklama yapıldı. Bu açıklamada da isyan çıktığı, 12 kişinin yaralandığı ve 3 kişinin hayatını kaybettiği bilgisi paylaşıldı. Benzer duyumları felaketin ilk gününde Malatya için almıştık. Ama maalesef bu konuda hiçbir netleştirmeye gidemedik. Adalet Bakanlığı’nın, Cezaevleri Genel Müdürlüğü’nden gelen bilgi akışını; kamuoyuyla, ilgili kurumlarla ve paniğe kapılan ailelerle paylaşması çok önemli. Cezaevlerinde bilginin alınıp verilmesi konusu şu an çok ciddi bir sorun.

‘Cezaevlerinde bulunan mahpuslara psikolojik destek verilmeli’

Korkut, ailelerinden sağlıklı haber alamamanın ve kendi can güvenliklerinden şüphe duymanın mahkumlarda ciddi bir gerilime yok açtığını ifade etti:

Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi’nde gerçekleşen olaylardan yola çıkarak şunu tahmin edebiliriz; insanlar, öncelikli olarak kendi can güvenliklerinden emin olamıyorlar. Her ne kadar cezaevlerinin kaçma girişimlerine karşı çok sağlam yapıldıklarını ve deprem gibi afetlerden en az etkilenen kurumlar olduğunu bilsek de içeride kapalı kalmış insanlar bundan emin olamıyor.

Depremden sonra herkesin yaptığı gibi dışarı çıkma refleksini gerçekleştirememiş olmak mahkumlarda çok ciddi bir gerilime yol açıyor. Ve bu insanların aileleri dışarıda. Ailelerinden sağlıklı haber alamamak da çok büyük bir kaygı yaratıyor. Afet koordinasyon merkezi kurulması ve daha fazla gerilim yaşanmaması için cezaevlerinde bulunan insanlara psikolojik destek verilmesi gerekiyor.

Barolara çağrı

Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde erzak ve benzeri ihtiyaçlar ile altyapı sorunlarına dair bilgi de paylaşmadığını hatırlatan Korkut, şunları aktardı:

Örneğin İslahiye T Tipi Cezaevi’ne giden Gaziantep Barosu’ndan avukat arkadaşımız, bize orada alt yapının çöktüğünü, telefonların çalışmadığını ve görevlilerin iyi niyet gösterip kendi telefonları üzerinden mahpusları aileleriyle görüştürdüklerini anlattı.

Korkut, deprem bölgesindeki cezaevlerinin durumunun netleştirilmesi için tüm barolara birlikte çalışma çağrısı yaparak sözlerini bitirdi:

Bölge dışındaki bütün barolara da çağrımız var. Bir an önce heyetler oluşturulup bu cezaevlerinin ziyaret edilmesi ve kamuoyu ile net ve somut bilgilerin paylaşılması gerekiyor.

  Hatay T Tipi Cezaevi’nden 7 saat silah sesleri yükselmiş

The post Deprem bölgesinde ‘en geride bırakılan’ yerler cezaevleri first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Hatay T Tipi Cezaevi’nden 7 saat silah sesleri yükselmiş https://gazetekarinca.com/hatay-t-tipi-cezaevinden-7-saat-silah-sesleri-yukselmis/ Thu, 09 Feb 2023 11:13:18 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=242681 Hatay Yayladağı T Tipi Kapalı Cezaevi’ne giden Av. Mehdi Zana Akkaya, müvekkili ile görüştürülmediğini söyledi. Akkaya, “Gittiğimde çok büyük bir yangının izleri vardı. Köylüler sabah 10:00’dan akşam 17:00’a kadar kurşun sesleri duyduklarını söylediler” dedi. Depremle birlikte en çok merak edilen yerlerden biri de cezaevleri. Tutuklu ve hükümlülerden haber almaya çalışan yakınları kadar dışardaki yakınlarından haber […]

The post Hatay T Tipi Cezaevi’nden 7 saat silah sesleri yükselmiş first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Hatay Yayladağı T Tipi Kapalı Cezaevi’ne giden Av. Mehdi Zana Akkaya, müvekkili ile görüştürülmediğini söyledi. Akkaya, “Gittiğimde çok büyük bir yangının izleri vardı. Köylüler sabah 10:00’dan akşam 17:00’a kadar kurşun sesleri duyduklarını söylediler” dedi.

Depremle birlikte en çok merak edilen yerlerden biri de cezaevleri. Tutuklu ve hükümlülerden haber almaya çalışan yakınları kadar dışardaki yakınlarından haber almaya çalışan tutuklu ve hükümlüler de tedirgin.

Hatay Yayladağı T Tipi Kapalı Cezaevi’nde de depremin ardından ölümle sonuçlanan olaylar yaşandı.

Resmi açıklamaya göre söz konusu cezaevinde 3 mahpus hayatını kaybetti. Olay üzerine cezaevine giden Avukat Mehdi Zana Akkaya, Gazete Karınca’ya bilgi verdi.

Avukatı müvekkili ile görüştürülmedi

Akkaya, cezaevine alınmadığını ve orada bulunan müvekkili ile görüştürülmediğini söyledi.

Avukat Akkaya, cezaevindeki bir askeri yetkilinin kendisi ile muhatap olduğunu belirterek, “Görüştüğüm yetkili isyan olduğunu doğruladı ve tutuklu ve hükümlülerin sevkine başlandığını söyledi” dedi. Akkaya, cezaevi önünde olduğu süre içerisinde 10-15 otobüsün yola çıktığını gördüğünü anlattı.

Akkaya, görüştüğü askeri yetkilinin “İsyan doğru ama ölü ve yaralı bilgisi veremem” dediğini anlattı. Hatay Yayladağı T Tipi’nde çoğunlukla Suriyeli ve adli tutukluların olduğu bilgisine ulaştıklarını belirten Akkaya, ancak bu cezaevinde siyasi tutuklu ve hükümlülerin olup olmadığı konusunda net bir bilgiye sahip olmadıklarını ifade etti.

‘Saatlerce kurşun sesleri duyduk’

Cezaevinin yakınındaki köylülerle de görüştüklerini belirten Mehdi Zana Akkaya, şunları anlattı:

Köylüler önceki gün (7 Şubat) sabah 10:00’dan akşam 17:00’a kadar kurşun sesleri duyduklarını söylediler. Cezaevine birçok kez helikopter inip kalkmış. ‘Asker vur emri vermiş, 15 kişi ölmüş’ diyorlar ama bu bilgi teyide muhtaç. Çok yoğun bir ambulans trafiği yaşanmış.

‘Deprem bölgesi cezaevlerinde tutuklular aileleriyle görüştürülsün’

İzmir Barosu, Maraş merkezli depremlerden sonra cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini Adalet Bakanlığı’na sordu.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan İzmir Barosu, deprem bölgesi olan cezaevlerinde ağır hak ihlallerinin yaşandığını, yaşam hakkı ve işkence-kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirtti.

Yaşananlarla ilgili kamuoyunun aydınlatılmasının hayati önem taşıdığı ifade edilen açıklamada, Adalet Bakanlığı’na şu sorular yöneltildi:

  • Hatay, Malatya ve Türkoğlu Cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen ölüm ve yaralanmalar hakkında açıklama yapılması,
  • Yazı ekinde bulunan listede yer alan cezaevlerinin deprem sebebiyle hasar görüp görmediğine ilişkin bilgi verilmesi,
  • Hasar görmüş cezaevlerinde bulunan mahpusların; hangi cezaevlerine nakledildiğine ilişkin bilgi verilmesi,
  • Yazı ekinde yer alan listede yer alan cezaevlerindeki tüm mahpusların yaşam hakkının korunmasına  yönelik tedbirler hakkında bilgi verilmesi,
  • Mahpusların yaşam hakkı ve işkence/kötü muamele yasağını ihlal edecek şekilde muamelelere maruz kaldıklarına ilişkin iddialar hakkında açıklama yapılması,
  • Tüm cezaevlerinde bulunan mahpusların aileleri ve yakınları ile süre kısıtlaması olmadan görüntülü görüşme, iletişim kurma hakkının tanınması ve bu konuda zaman geçirmeden gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.
  Hatay Cezaevi'nde isyan: 3 mahkum yaşamını yitirdi

The post Hatay T Tipi Cezaevi’nden 7 saat silah sesleri yükselmiş first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Hatay Cezaevi’nde isyan: 3 mahkum yaşamını yitirdi https://gazetekarinca.com/hatay-cezaevinde-isyan-3-mahkum-yasamini-yitirdi/ Wed, 08 Feb 2023 21:58:10 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=242531 Depremin etkisinin yıkıcı olduğu Hatay’daki cezaevinde bulunan adli tutuklu ve hükümlüler ailelerine ulaşmak için isyan çıkardı. Jandarma müdahalesi sonucu 3 mahpus yaşamını yitirdi. Maraş merkezli gerçekleşen depremler nedeniyle büyük yıkımın yaşandığı Hatay’daki T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan mahpusların isyan ettiği belirtildi. 7 Şubat günü öğle saatlerinde Hatay T Tipi Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler koğuşları […]

The post Hatay Cezaevi’nde isyan: 3 mahkum yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Depremin etkisinin yıkıcı olduğu Hatay’daki cezaevinde bulunan adli tutuklu ve hükümlüler ailelerine ulaşmak için isyan çıkardı. Jandarma müdahalesi sonucu 3 mahpus yaşamını yitirdi.

Maraş merkezli gerçekleşen depremler nedeniyle büyük yıkımın yaşandığı Hatay’daki T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan mahpusların isyan ettiği belirtildi.

7 Şubat günü öğle saatlerinde Hatay T Tipi Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler koğuşları ateşe verdi. İsyan sırasında 250’e yakın tutuklu ve hükümlü cezaevinden kaçmaya çalışırken, jandarma isyana silahla ateş ederek müdahale etti.

Yaralanıp hastaneye kaldırılan 12 tutuklu ve hükümlüden 3’ü hayatını kaybetti.

Cezaevi kullanılamaz hale gelirken, hükümlü ve tutuklular başka cezaevlerine sevk edildi.

İsyanın nedeninin tutukluların “yakınlarından haber alamaması ve güvenli bir yerde kalmak istemeleri” olduğu belirtiliyor.

Konuya ilişkin açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Akdeniz Bölge Temsilciliği, şunları belirtti:

Hatay T Tipi K.C.İ.K’da 07 Şubat 2023 günü saat 13.00’da adli H/T’ların bulunduğu her 2 blokta kalan mahkumların toplu şekilde koğuşları yakarak isyan girişiminde bulundukları bilgisi alınmıştır. Cezaevi Savcısı ve müdürünün talebi ile Yayladağı Cezaevi J.Bl.K.lığı emrinde görevli personellerle ivedi müdahalede bulunulmuştur. İsyanın ve yangının büyümesi ile çevre İlçe J.K.lıklarından ve komando birliklerinden takviye kuvvetler gelmiştir. Yaklaşık 250 kişilik mahkum grubu cezaevinden iç ihataya çıkmıştır. Firar edecekleri esnada dış kapı eşiğinde püskürtülmüşlerdir. Bu arbedede yaralanan 12 H/T Mkü Hastanesine sevk edilmiştir. Sevk edilen bu mahkumlardan üçünün hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. 390 H/T teslim alınarak muhafaza altına alınmıştır. Cezaevinin kullanılamaz hale gelmesinden dolayı bütün H/T ların çevre illerdeki Ceza İnfaz Kurumlarına nakil edilmesi hazırlıklarına başlanılmıştır.

Adalet Bakanlığı’nda açıklama

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü de Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi’nde gerçekleşen isyana ilişkin açıklama yaptı.

Hatay Cezaevi’nde bulunan bir kısım adli hükümlü ve tutuklunun firar teşebbüsünde bulunduğu ve ardından yangın çıkardığı ifade edilen açıklamada, firarı önlemek, yangını söndürmek ve cezaevindeki tutuklu ile hükümlülerin güvenliğini sağlamak için yasal mevzuat çerçevesinde gerekli müdahalenin yapıldığı aktarıldı.

Müdahale sonucunda firar girişiminin engellendiği ve yangının söndürüldüğü belirtilen açıklamada, “Olaylara müdahale sırasında 12 adli hükümlü ve tutuklu yaralanmış, hastaneye sevk edilen yaralılardan 3’ü vefat etmiştir. Hadisenin soruşturulması için Adalet Bakanımız tarafından Adalet Bakanlığı müfettişleri ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kontrolörleri görevlendirilmiş, olayla ilgili adli ve idari tahkikat başlatılmıştır. Ceza infaz kurumunda kadın hükümlü/tutuklulara tecavüz edildiği iddiaları ve diğer asılsız ithamlar tamamen gerçek dışıdır” denildi.

Açıklamada, söz konusu olaylar sonucu cezaevinin kullanılamaz halde tahrip edilmesi nedeniyle hükümlü ve tutukluların başka cezaevlerine sevkinin sağlandığı bilgisine yer verildi.

HABER MERKEZİ

The post Hatay Cezaevi’nde isyan: 3 mahkum yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Altılı Masa’nın ‘mutabakat metnine’ eleştiriler | ‘Devletin güvenlikçi yaklaşımını barındırıyor’ https://gazetekarinca.com/altili-masanin-mutabakat-metnine-elestiriler-devletin-guvenlikci-yaklasimini-barindiriyor/ Sat, 04 Feb 2023 13:01:05 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=241394 Millet İttifakı’nın ‘Ortak Mutabakat Metni’nin içeriğine dair eleştiriler sürüyor. İHD Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin ve hasta tutukluların metinde yer almamasını eleştirdi. DAD Ankara Şubesi Eş Başkanı Mustafa Karabudak, metnin Alevilere dönük ayrımcılığın devamı olarak yorumladı. HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü ise metinde Kürt sorununa değinilmediğine dikkat […]

The post Altılı Masa’nın ‘mutabakat metnine’ eleştiriler | ‘Devletin güvenlikçi yaklaşımını barındırıyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Millet İttifakı’nın ‘Ortak Mutabakat Metni’nin içeriğine dair eleştiriler sürüyor. İHD Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin ve hasta tutukluların metinde yer almamasını eleştirdi. DAD Ankara Şubesi Eş Başkanı Mustafa Karabudak, metnin Alevilere dönük ayrımcılığın devamı olarak yorumladı. HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü ise metinde Kürt sorununa değinilmediğine dikkat çekti: Bir daha Roboski’lerin yaşanmaması için gerçekle yüzleşmek gerekiyor.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti liderlerinin oluşturduğu Altılı Masa, bir süredir üzerinde çalışılan ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni 30 Ocak’ta açıkladı.

9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta, 2 bin 300’den fazla hedef, politika ve projeler ortaya konuldu. Hazırlanan ‘Mutabakat Metni’ne yönelik de eleştiriler sürüyor.

‘Geçen yıl 22 hapishane açıldı ve 2023 yılı içinde de 20 hapishane daha açılacak’

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, Mutabakat Metni’nin, devletin güvenlikçi yaklaşımını olduğu gibi barındırdığını belirterek, insan hakları temelli çözümlerin mutlaka üretilmesi gerektiğini söyledi.

Cezaevlerinde hak ihlallerinin artarak devam ettiğine, tutuklular üzerinde ağırlaşan bir tecrit söz konusu olduğuna dikkat çeken Çevirmen, şu bilgileri paylaştı:

En önemli ihlal, sağlık hakkına erişimde yaşanan sorunlar ve yaşam hakkı ihlali oluyor. Sorun sadece Adli Tıp Kurumları (ATK) değil, bu sorunlardan yalnızca bir tanesi. Mahpuslar insan onuruna aykırı uygulamalar nedeniyle hastanelere gidemiyor. Hasta mahpuslar yaşamlarını kaybediyor, intihar vakaları ve şüpheli ölümler var. Şu anda 399 hapishanede 341 bin 497 tutuklu ve hükümlü var. Sürekli artan mahpus sayısı mevcut. Geçen yıl 22 hapishane açıldı ve 2023 yılı içinde de 20 hapishane daha açılacak. Avrupa’da en çok mahpus bulunduran ülke duruma geldik. Bu kadar devasa sorun metinde görünür halde değil. Ayrıca Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında insanlar sürekli olarak tutuklanıyor. Hapishanelerde siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, hukukçular, sendikacılar, insan hakları savunucuları ve itiraz haklarını kullananlar var. Haklarında iddianame olmayan insanlar tutuklu. Oysa tutukluluk istisnai olmalı. Hapishanelerde bu kadar insanın tutulması ve sürekli devam eden sirkülasyonla hapsetme sistemi toplumun ortak sorunu olmasına rağmen, metinde maalesef bir çözüm ortaya konulmamış.

Çevirmen, insan hakları temelli Anayasa düzenlemesinin mümkün olduğunu ancak bunun insan haklarını, eşitliğini ve özgürlüğünü önceleyen planlama ve çalışmalarla mümkün olabileceğini söyledi.

Mutabakat, barış politikalarıyla sağlanabilir

Altılı Masa’nın, Emek ve Özgürlük İttifakı ile ortaklaşmamasıyla, doğal olarak ortak bir mutabakat sağlanmadığını belirten Çevirmen, toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına eğilecek, barış politikalarını ortaya koyacak bir planlama yapılırsa samimiyetin sağlanabileceğini ifade etti.

‘Ulusalcı kanadı kaybetme kaygısıyla Aleviler, Kürtler, diğer kimlikler ve inançlar yok sayıldı’

Paylaşılan metinde, Alevilerle ilgili hiçbir değerlendirme ya da çalışma olmadığını belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Mustafa Karabudak da ‘Mutabakat Metni’ni eleştirerek, şunları ifade etti:

Geçmişte olduğu gibi toplumsallığımızı yok sayan bir zihniyet var. Altılı masanın tezahürü de budur. AKP’den kopup gelen bileşenlerin olması, CHP’nin de bunu denge unsuru olarak görmesi bazı şeyleri yok saymıştır. Düşünceleri şudur; ‘Aleviler yok sayılsa bile CHP’ye oy verir. Kürtler de zaten oy vermeyecek şimdi onlara dair söz kurulduğunda ulusalcı kanadı kaybederiz’ bu kaygılarla Aleviler, Kürtler, diğer kimlikler ve inançlar yok sayılmıştır. Doğru bulmuyoruz.

Altılı Masa’dan beklentileri olmadığını ifade eden Karabudak, “Altılı Masa bileşenleri, geçmişte sorun yaşadığımız bileşenlerdir” dedi.

Altılı Masa’nın Alevilere dönük bir düzenlemesi olsa dahi samimi olmayacaklarını vurgulayan Karabudak, seçim sürecinde Alevilerin lehine dönük söylemlerin olabileceğini ancak pratikte gerçekleşmeyeceğini ifade etti. Karabudak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Alevi katliamlarında ya da çalışmalarına bu insanlar yoklardı. CHP’nin hiçbir genel başkanı, Madımak Oteli’nin ne önüne, ne de mahkemesine gelmiştir. Bunların ötesinde de Kürtleri ve Alevileri egale ederek çalışma yapıyorlar.  Bugün iktidarda olsalar AKP’nin bir muadili olacaklar, pek bir şey fark etmeyecek sadece isim değişecek. Emekçilere ve diğer kimliklere pek faydası olacağını sanmıyorum.

‘İnancın devlet tarafından yönetilmesini kabul etmiyoruz’

Alevilerin demokratik bir anayasayla eşit yurttaşlık istediğini belirten Karabudak, devletin, halklara ve inançlara eşit mesafede yaklaşması gerektiğini vurguladı. “Laiklik kavramı yeniden yazılmalı” diyen Karabudak, “Alevi toplumsallığı anayasal güvence altına alınmalı. 65 tane alevi dedesine kadro, 11 tane de personel verilmesiyle ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayınlandı.  İnancın, devlet tarafından maaşa bağlanmasını, yönetilmesini ve devlet tarafından verilen direktifler çerçevesinde hareket etmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu inanç kalu beladan bu yana günümüze gelmiş, kendi toplumsallığıyla, yol yürüten insanların lokmalarıyla ayakta durmuş, bundan sonra da böyle olmalıdır” diye konuştu.

‘Yüzyıllık mevcut kurgu yeniden hayata geçiriliyor’

Türkiye’nin en can alıcı sorunu olan ve toplumsal barış açışından ilk önce ele alınması gerekilen Kürt meselesinin, metinde yer almamasıyla toplumsal bir hakikatin yok sayıldığına dikkat çeken HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü, şunları vurguladı:

Kürt meselesinin, demokratik yol ve yöntemlerle nasıl çözülmesi gerektiğinin görmezden gelinmesi bizler açısından bir eleştiri konusudur. Altılı Masa’nın bu uzun mutabakat metninde, Kürtlere dair herhangi bir emarenin bulunmaması, Kürt sözünün dahi geçirilmemesi ileriki süreçte nasıl bir Türkiye ile karşı karşıya kalacağımızı ve yine aynı sorunların gündemde tutulacağını gösteriyor. Savaş, çatışma, yok sayma, inkar politikası üzerinden işleyen yüzyıllık mevcut kurgunun yeniden hayata geçirilmesi ve bunun üzerinden siyaset geliştirmesine yönelik bir metindir.

Bu ülkenin demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere kavuşmasının ancak toplumsal barışla mümkün olacağını ifade eden Encü, metnin yalnızca Kürt meselesi için değil, inanç özgürlüğü açısından da problemli olduğunu dile getirdi. Encü,  “Toplumda belli bir kesimin beklentileri var, bu beklentilerin karşılanması gerekiyor. Yüzyıllık bir acı ortadadır. Bu acılarla yüzleşilmediği takdirde, ifade ettiğimiz bütün hukuksuzluklar ve krizler yaşanmaya devam edecektir” dedi.

‘Altılı Masa, AKP-MHP iktidarının çizdiği sınırların dışına çıkmıyor’

Encü, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sözde iktidarla mücadele eden ancak AKP-MHP iktidarının çizmiş olduğu sınırların dışına pek fazla çıkmak istemeyen bir Altılı Masa görmekteyiz. Bu konuda ciddi endişelerimiz ve kaygılarımız var. HDP olarak biz, toplumsal gerçeği esas alarak, toplumsal barışın sağlanması için yoğun bir mücadele veriyoruz. Dolayısıyla toplumun hakikatini görmezden gelenlere karşı da hakikati her zeminde ifade etmeye çalışıyoruz.

‘Bir daha Roboski’lerin yaşanmaması için gerçekle yüzleşmek gerekiyor’

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Roboski ailelerini ziyaret etmesini hatırlatarak, şunları söyledi:

Roboski neden yaşandı? Bununla yüzleşilmesi gerekiyor. Orada, sadece sınırı geçtikleri için insanların üzerine bomba yağdırılmadı. 100 yıldır inkar edilen imha politikalarının sonucu olarak ortaya çıktı. Kürt sorununu; savaş ortamıyla, diliyle çözmeye çalışan bir anlayışın sonucuyla katliam gerçekleşti. Mesele sadece Roboski’nin üzerine bomba yağdıran isimlerin yargı önüne çıkarılıp cezalandırılması değildir. Şüphesiz bu önemlidir ancak nihayetinde bir daha Roboski’lerin yaşanmaması hayati önem taşıyan bir konudur. Dolayısıyla gerçekle yüzleşmeden, ne yaparsanız yapın söylemde kalıyor. Toplumun bazı hassasiyetlerine vurgu yaparak, değişim dönüşüm beklentisini yaratma ve bunun üzerinden rant sağlama anlayışını maalesef gözlemliyoruz, umarım yanılıyoruz.

Restorasyonu esas alan anlayışa karşı, üçüncü yol

HDP’nin öncülük ettiği Emek ve Özgürlük İttifakının, toplumun bütün sorunlarına çözüm olacağı perspektifiyle umut taşıdığına değinen Encü, şu çağrıda bulundu:

Gelin, Emek ve Özgürlük ittifakının çizmiş olduğu değer ve ilkeler etrafında birleşelim. Restorasyonu esas alan anlayışlara karşı, gerçekten değişim ve dönüşümü, barışı, demokrasiyi, adaleti tesis etmeyi esas alan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın oluşturduğu mücadeleye destek ve katkı sunalım.

 

 

The post Altılı Masa’nın ‘mutabakat metnine’ eleştiriler | ‘Devletin güvenlikçi yaklaşımını barındırıyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
19 Aralık Katliam Davası | Sadettin Tantan mahkemeye yine ‘mazeretli’ katılmadı  https://gazetekarinca.com/19-aralik-katliam-davasi-sadettin-tantan-mahkemeye-yine-mazeretli-katilmadi/ Thu, 26 Jan 2023 11:54:57 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=240125 ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ adı verilen ve 20 ayrı cezaevinde 28 siyasi tutuklunun öldürüldüğü, onlarcasının da yaralandığı 19-22 Aralık 2000 tarihli katliamla ilgili süren davanın duruşması görüldü. Tanık olarak çağrılan dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan yine duruşmaya katılmadı.  Bayrampaşa Cezaevi ile ilgili açılan davada, 37 er ve 2 astsubayın yanı sıra birleşen dosyalarla Ankara Jandarma Özel […]

The post 19 Aralık Katliam Davası | Sadettin Tantan mahkemeye yine ‘mazeretli’ katılmadı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>
‘Hayata Dönüş Operasyonu’ adı verilen ve 20 ayrı cezaevinde 28 siyasi tutuklunun öldürüldüğü, onlarcasının da yaralandığı 19-22 Aralık 2000 tarihli katliamla ilgili süren davanın duruşması görüldü. Tanık olarak çağrılan dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan yine duruşmaya katılmadı. 

Bayrampaşa Cezaevi ile ilgili açılan davada, 37 er ve 2 astsubayın yanı sıra birleşen dosyalarla Ankara Jandarma Özel Harekat mensubu rütbeli askerler ile birlikte toplamda 194 kişi yargılanıyor.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 48. duruşmaya taraf avukatları katıldı.

Mahkeme başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliği’ne yazılan yazıya cevap geldiğini belirtti.

Yazıda, 1994 yılında 1, 1996 yılında ise 3 basın bildirimlerinden cezaevleri hususunda bilgi bulunduğu, söz konusu bildirilerin tam metninin ekte gönderildiği ifade edildi.

Başkan, duruşmada tanık olarak dinlenmesi beklenen dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın hastaneden baş dönmesi sorunları nedeniyle 5 günlük istirahat raporu aldığını bu yüzden duruşmaya katılamayacağına dair dilekçesini dosyaya gönderdiğini belirtti.

‘Sürekli 3 celsedir tanıklıktan kaçınıyor’

Şikayetçi avukatı Erhan Ergun, Sadettin Tantan’ın çok önemli bir tanık olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Sürekli 3 celsedir tanıklıktan kaçınıyor. Davanın bir zamanaşımı süresi var. Bu dava zamanaşımına girecekse Sadettin Tantan yüzünden girecek. Tantan’ın mahkemeye zorla getirilmesini istiyoruz. SEGBİS ile bağlanmasını kabul etmiyoruz. Bu işlenen suçların ortaya çıkarılması için Tantan’ın dinlenmesi zorunludur. Operasyon sırasında çekilmiş görüntüler var biz bu görüntüleri Tantan ile birlikte izleyip bu duruşma salonunda kendisine sorularımızı bu şekilde iletmek istiyoruz.

‘Zorla getirme kararı çıkarılması istiyoruz’

Avukat Murat Çelik, 23 yıldır gerçeğin ortaya çıkması için iğneyle kuyu kazdıklarını belirterek, “O dönem Sadettin Tantan canlı yayınlanan bir brifing verdi. Tüm operasyon kararlarını kendisinin aldığını ve yetkili olduğunu söyledi. Raporlarda da var. Tantan bu katliamın en önemli sanığı olması gerekirken 23 yıl geçti hala tanık olarak bile beyanını alamadık. Zorla getirme kararı çıkarılmasını istiyoruz” dedi.

Tantan’ın tanık olarak dinlenmesi için duruşma ertelendi

Mahkeme heyeti, tanık Sadettin Tantan’ın gelecek duruşma bildirilen adresi İstanbul dışında olması halinde SEGBİS vasıtasıyla ifadesinin alınması için talimat yazılmasına, bildirilen adresin İstanbul’da olması durumunda mahkemede hazır edilmesinin bildirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 19 Aralık 2000 tarihinde düzenlenen operasyonda Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin öldüğü, 29 kişinin de yaralandığı bildirildi.

İddianamede, sanık olan dönemin 39 jandarma görevlisinin, ‘Görev sınırlarını aşarak, aşırı güç ve silah kullanıp, faili belli olmayacak şekilde 12 kişinin ölümüne sebep oldukları, 29 kişiyi de öldürmeye teşebbüs ettikleri’ belirtildi.

Jandarma görevlisi olan sanıklar hakkında ölen 12 kişi için ayrı ayrı, ‘Görevin ifası sırasında kasten öldürme’ suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar, 29 mağdur için de ‘Görevin ifası sırasında kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ayrı ayrı 9 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezası talep edildi.

Yargılama sürerken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili 157 sanık hakkında ek iddianame düzenleyerek, ‘Kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Bu iddianame Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayla birleştirilince, sanık sayısı 196’ya yükseldi. İki sanığın yargılama sürerken hayatını kaybetmesi nedeniyle sanık sayısı 194 oldu.

HABER MERKEZİ

The post 19 Aralık Katliam Davası | Sadettin Tantan mahkemeye yine ‘mazeretli’ katılmadı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Mehmet Emin Özkan’ın kızı: ATK ölümlere sebep oluyor https://gazetekarinca.com/mehmet-emin-ozkanin-kizi-atk-olumlere-sebep-oluyor/ Mon, 23 Jan 2023 07:08:39 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=239629 Adli Tıp Kurumu’nun hasta tutuklular için tarafsız karar vermediğini belirten ağır hasta mahpus Mehmet Emin Özkan’ın kızı, “ATK bugüne kadar birçok insanın ölümüne sebep oldu. Adalet varsa babam tahliye edilmeli” ifadelerini kullandı. 27 yıldır cezaevinde bulunan 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ın yüksek tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, duyma-görme eksikliği ve hafıza kaybı gibi ağır sağlık […]

The post Mehmet Emin Özkan’ın kızı: ATK ölümlere sebep oluyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Adli Tıp Kurumu’nun hasta tutuklular için tarafsız karar vermediğini belirten ağır hasta mahpus Mehmet Emin Özkan’ın kızı, “ATK bugüne kadar birçok insanın ölümüne sebep oldu. Adalet varsa babam tahliye edilmeli” ifadelerini kullandı.

27 yıldır cezaevinde bulunan 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ın yüksek tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, duyma-görme eksikliği ve hafıza kaybı gibi ağır sağlık sorunları var. Bugüne kadar 5 kez kalp krizi geçirdi.

Yüksek tansiyon hastalığına rağmen özel beslenme kapsamına alınmayan Özkan için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi. Ancak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Özkan’ın cezaevinde kalabileceği yönündeki raporları nedeniyle mahkeme tahliye kararı vermedi.

Cezaevinde ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak durumda olan Özkan’ın ihtiyaçlarını, kendisiyle aynı koğuşta tutuklu bulunan oğlu Ahmet Özkan tarafından karşılanıyor.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (Ombudsman) Mayıs 2022’de yayımlanan raporuna göre, Özkan 302 kez cezaevi revirine, 374 kez ise hastaneye kaldırıldı. O günden bu yana haftada bir ya da iki defa hastaneye kaldırıldı.

‘Bizi tanıdığına ve hissettiğine inanmıyoruz’

Mezopotamya Ajansı’na konuşan Özkan’ın kızı Selma Özkan, geçen hafta kapalı görüşte babasıyla görüştüğünü belirterek, “Ağabeyim babamı tekerlekli sandalye üzerinde görüş odasına getirdi. Babamın elleri titrediği için telefonu dahi tutamıyor. Biz ona, o bize bakıyor, iletişim kuramıyoruz. Bizi tanıdığına ve hissettiğine inanmıyoruz. 3 hafta önce yaptığımız açık görüşte, babam bizle vedalaşmadan oturduğumuz yerden kalktı ve bizim girdiğimiz kapıya doğru yöneldi. Ağabeyim onu tuttu, ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordu” ifadelerini kullandı.

‘ATK ortadan kaldırılmadan genelge çözüm değil’

Babasının refakatini üstelenen ağabeyi Ahmet Özkan’a, Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan hasta tutuklulara ilişkin genelgeden bahsettiğini ancak ağabeyinin bu konuda umutlu olmadığını ifade ettiğini kaydeden Selma Özkan, ağabeyinin sözlerini aktardı:

28 Şubat Darbesi’nden tutuklu bulunan 85 yaşındaki korgeneral Vural Avar cezaevinde yaşamını yitirmesinin ardından genelge gündeme geldi. Babamın sağlık durumu ondan daha ağır. Babam, neden tahliye edilmiyor? Çeşitli hastanelere götürüldü. Birkaç kere hastane ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermesine rağmen ATK, aksi yönde bir karar vererek, tahliye etmedi. Bu nedenle genelgeye dair bir umudum yok. ATK R Tipi Cezaevine götürmesini önermişti. Kendi başına temel ihtiyaçlarını karşılayamayan biri nasıl orada kalabilir? Son 4 yıldır her şeyini ben yapıyorum. ATK ortadan kaldırılmadan, yapısı değiştirilmeden, genelge çözüm değil.

‘Adalet varsa babam tahliye edilmeli’

ATK’nin tarafsız olmadığını dile getiren Özkan, “ATK bu güne kadar birçok insanın ölümüne sebep oldu. ATK siyasi tutumundan vazgeçmeli, cezaevlerinden cenazeler çıkmasın artık. Adalet varsa babam tahliye edilmeli. Babam cezaevine girdikten sonra hastalıkları arttı ve her türlü hastalığı var” dedi.

‘Çocuklarım son kez babalarıyla hasret gidersin’

Eşinin 27 yıldır cezaevinde olduğunu hatırlatan Emine Özkan ise “Eşimin cenazesi cezaevinden çıkarsa, oğlum bu durumu kaldıramaz ve kendine zarar verir. Oğlum Ahmet ameliyatlıdır. Ameliyatlı haliyle babasına bakıyor. Mehmet Emin Özkan neden kelepçeli bir şekilde hastaneye getiriliyor? Artık onu bırakın. Akşam bırakın, sabah evinde ölsün. Çocuklarım son kez babalarıyla hasret gidersin” şeklinde konuştu.

  Hasta tutuklu Özkan'a yine tahliye yok: 'Bir sonraki duruşmayı göremeyeceğine dair kaygılarımız var'
  Mehmet Emin Özkan: Bir vicdan çığlığı
  Hastaneye kaldırılan Mehmet Emin Özkan elleri kelepçeli bir şeklide cezaevine geri götürüldü
HABER MERKEZİ

The post Mehmet Emin Özkan’ın kızı: ATK ölümlere sebep oluyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>