Cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı konusunda epey bir tartışma yürüdü, gerilimler yaşandı ve cumhurbaşkanı adayları 31 Mart tarihi itibariyle netleşti. Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Sinan Oğan ve mevcut AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs’ta yarışacak cumhurbaşkanı adayları. Bu 4 isim seçim kampanyalarını sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı adaylarının ardından insanların merak ettiği bir konu da seçime girecek siyasi partilerin adaylarının kim olacağıydı.
9 Nisan’da aday listelerini YSK’ye veren siyasi partiler, yapılan itirazlar, yerini beğenmeyenlerin istifa etmesi, milletvekili koşullarını sağlayamayanların! YSK’nin bildirmesi ve yerlerine yeni adayların konulması gibi meseleler de bir haftadır sürüyordu. Bu süreç de dün itibariyle tamamlandı, itiraz süresi bitti ve YSK kesinleşmiş listeyi yayımladı.
***
Adayların belirlenmesi sürecinde de hemen hemen tüm siyasi partilerde ciddi tartışmalar ve parti içi dengeler gözetildi. Aday gösterilmeyip küsenler, sıralamasını veya yerini beğenmediği için istifa edenler, tartışma konusu olan isimler oldu ve bu tartışmalar halen devam ediyor.
Sonuç itibariyle parlamentoya girmeyi ceylan derisinden konforlu bir koltuk kapma, ayrıcalıklı koşullarda yaşama, statü elde etme, ‘dokunulmaz’ olma gibi bir anlayış ile ele alırsanız, bu tarz tartışmaların yaşanması son derece normal. Her seçim döneminde oluyor ve bu dönem de olacak.
Parlamento alanı sorunlu bir alan olduğu için adil olmayan birçok şeyin yanı sıra gerçekten bu işi yapacak, temsil ettiği kesimlerin iradesini doğru bir şekilde ortaya koyabilecek epey bir milletvekili adayı da sahada çalışmalarına başladı.
***
Bu noktada, benim yakından takip edeceğim adaylar Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında milletvekili adayı olan isimler. Son kertede, devlet blokları karşısında ülkedeki sorunları yeniden inşa temelinde ele alan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın parlamentoya güçlü girmesi, bu ülkenin çoğunluğunu oluşturan ancak iradeleri yok sayılan kesimler açısından büyük önem taşıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında parlamentoya; Kürtlerin iradesi, Alevilerin iradesi, kadınların iradesi, işçi ve emekçilerin iradesi, gençlerin iradesi yaşam alanı savunucularının iradesi bir şekilde yansıyacak.
Bu ittifakın aday belirlerken eksiklikleri var mı? Listelerine baktığım kadarıyla var.
Özellikle Ermeniler, Romanlar, engelliler noktasında daha hassas yaklaşıp seçilebilecek yerlerden aday gösterilebilirlerdi. Aday olmaması veya yapılmaması gerekenler var mı? Bence o da var. Bu bir eksiklik. Ancak özellikle Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde Yeşil Sol Parti listesinden aday olan herkesin bu eksikliği parlamento zemininde gidermek için daha özverili olma sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarını düşünüyorum. Yapılan bir hatayı telafi etmenin en iyi yolu, o hatayı düzeltecek veya eksikliği tamamlayacak olan çalışmaları doğru bir şekilde yürütmekten geçer. Bu boyutuyla Yeşil Sol Parti listesinden aday olanların, bu topraklarda toprağın kendisi başta olmak üzere her türlü canlıyı temsil etme ve haklarını savunma sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarını düşünüyorum.
Emek ve Özgürlük İttifakı ve özellikle Yeşil Sol Parti listesine ilişkin bu kısa değerlendirmeden sonra seçim çalışmalarının asıl bugünden sonra başladığı söylenebilir. Tüm partiler son 24 günlük kısa süreyi, yoğun bir tempo ile tamamlamaya çalışacak. Tabi bu süreçte sadece siyasi partilerin seçim çalışmalarını görmeyeceğiz, belli ki her türlü ayak oyununun, kaba tabiriyle bel altı vuruşlarının olacağı bir 24 günlük süreci yaşayacağız. Yine kaybetme durumuyla yüz yüze olan AKP-MHP iktidarının temsilcilerinin diline baktığımızda her türlü provokasyonu yapacak potansiyele sahip oldukları da görülüyor. Geçmişte bunun örneklerini çokça gördük, bu seçim sürecinde de görmemiz sürpriz olmayacak.
Tüm bu yaşananlar karşısında, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri başta olmak üzere AKP-MHP karşıtı olan tüm muhaliflerin öngörülü, soğukkanlı ve bunları boşa çıkaracak hazırlıklarının da olması gerekiyor. Bunu derken kesin bunlar olacak diye söylemiyorum ancak geçmiş deneyimlerimiz, buna ilişkin hazırlıklı olunması gerektiğini gösteriyor.
***
Sonuç olarak 19 Nisan sonrası artık seçimlerin sonucunun ne olacağı alanlardaki çalışmalar ve siyasi figürlerin performansları, söz kurarken hata yapmamaları, ayaklarının neyin üzerine bastığına dikkat etmeleri gibi çalışmalar belirleyecek. Ortaya çıkan ve çıkacak olan ‘Delilerin Delisi’ gibi hesaplardan da seçim çalışmaları yürütülecek.
Emek ve Özgürlük İttifakı ve AKP-MHP karşıtı muhalefet, bu 24 günlük süreci her yönüyle başarılı bir şekilde yürütebilirse AKP-MHP iktidarının gitmemesi için ortada hemen hemen hiçbir neden gözükmüyor. Sadece ve sadece ortada olan nedenleri topluma etkili ve doğru bir şekilde anlatılması gerekiyor. Bu başarılırsa 15 Mayıs tüm sorunlarımızın çözüldüğü bir tarih olmaz ama en azından 21 yıldır duyduğumuz sesler yerine yeni sesler duymaya başlarız.
Zafer kazanılmış mı olur peki? Hayır. Mücadele çok boyutlu olarak sürmeye devam eder. Değişen sistem olmayacak çünkü sadece iktidardaki güç olacak.
İbrahim Aslan kimdir?
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarından itibaren Dicle Haber Ajansı’nda muhabir, haber şefi ve editör olarak çalıştı. DEM TV’de ve 1HaberVar Platformu’nda editörlük, KHK ile kapatılan JIYAN TV’de haber koordinatörlüğü yaptı. 2019 yılından bu yana Gazete Karınca’da yazmayı sürdürüyor.