Uganda’da, pandemi sırasında 10-14 yaş arası kız çocukları arasında hamilelik oranı 4 kattan fazla arttı. Cinsel istismardaki artışın cezasızlıktan kaynaklandığını belirten bölgedeki kadınlar ve sivil toplum kuruluşları, “Cinsel şiddet bir savaş stratejisi olarak kullanıldı. Bunu kadın bedeninde yapılan bir savaş olarak tanımlıyorum” diyor.
Cinsel saldırı ve istismar faillerinin çoğunlukla cezasız bırakıldığı Uganda’da kız çocuklarına yönelik cinsel istismar vakalarında ciddi bir artış yaşanıyor.
Uganda’nın Sağlık Yönetimi Bilgi Sistemi’ne göre, ülkedeki ilk Covid-19 karantinası sırasında (Mart-Haziran 2020) 10-14 yaş arası kız çocukları arasındaki gebelikler yüzde 366 arttı.
BBC’nin haberine göre başkent Gulu’daki hastanede geçen yılki tüm gebeliklerin yaklaşık dörtte biri, 18 yaşın altındaki kız çocuklarıydı.
Kadın doğum ve jinekoloji biriminin başındaki Dr. Baifa Arwinyo, çocuk yaştaki hamilelerin hepsinin cinsel istismara maruz bırakıldığını söyledi. Arwinyo, “Onlar ergen, hamile olmamaları gerekiyor. Doğum sırasında ölenler arasındaki en yüksek oran genç annelerde. Ne kadar gençse o kadar zor” diyor.
3 yaşındaki çocuğa istismarda bulundu, serbest bırakıldı
Sivil toplum kuruluşu Caritas için çalışan Avukat Eunice Lakaraber Latim, 3 yaşındaki bir çocuğun akrabası tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını belirtiyor.
Çocuğun annesi, istismarı kızının yürüyüşü değiştiğinde fark etmiş. Kadın, polisin faili tutukladığını ancak karakola götürmek için para istediğini ifade ediyor.
Annesi, cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanan çocuğun enfeksiyonun hiç iyileşmediğini söylüyor.
Kadın, “Hapis cezası almalı. Böyle sona ermesini istemezdim” diyor.
Vakaya ilişkin konuşan Latim de tutuklanan failin cezevinde kalması için, istismara maruz bırakılan çocuğun ailesinin para vermesinin beklendiğini belirtiyor.
Latim, “Adaleti sağlamak için gerçek anlamda ödeme yapmak zorundasınız. Benzin parasını ödemeniz gerekiyor. Polis karakolundayken ona yemek sağlamalısınız. Erkek 6 ay tutuklu kaldı, ancak bazı yasal prosedürler izlenmediği için kefaletle serbest bırakıldı” bilgisini veriyor.
Latim, adalet sisteminin mağdurları korumadığını ve çok sayıda davanın sonuçlanmadığını belirterek, “Yolsuzluk çok. İnsanlar suç işlemekten korkmuyor, paran varsa çıkarsın diyorlar. Olan bu” ifadelerini kullanıyor.
‘Zayıf bir adalet’
Yerel Meclis Başkanı Obita David Livingstone, “Her hafta 3 tecavüz vakası oluyor. Bazen faili yakaladığımızda, iplerle bağlayıp polise götürmemiz gerekiyor. Ama onlar bu olayı takip etme zahmetinde bulunmuyor. Tecavüze uğrayan kişiyi destekleyebilecek kimse yok. Bana göre bu, zayıf bir adalet” diyor.
Yüksek cinsel istismar oranının Uganda’nın kuzeyinde 20 yıldır süren şiddetli çatışmaların bir mirası olduğu düşünülüyor.
Savaş; çocukları silah kullanmaya zorlama, tecavüz, yaralama, şiddet uygulamalarıyla tanınan ve hükümeti devirmek isteyen ‘Tanrı’nın Direniş Ordusu’nun (LRA) başındaki Joseph Kony tarafından başlatıldı.
Tahminlere göre bu dönemde 40 bin çocuk kaçırıldı, savaşmaya ve fuhuşa zorlandı. 1,7 milyon insan kamplarda yaşadı.
‘Cinsel şiddet LRA tarafından bir savaş stratejisi olarak kullanıldı’
İsyancılar 2008’de Uganda’dan çıkarıldı ancak Gulu’da kadın hakları üzerinde çalışan sivil toplum örgütü GWED-G’nin Müdürü ve kadın hakları savunucusu Pamela Angwech’e göre şiddetin etkisi hala sürüyor:
Bu toksik, mayın tarlası dolu çevrede yaşamanın toplumda uzun vadeli etkisi oldu. İnsanlar ölü bedenler görmeye alıştı, ölü görmeye alıştı. Cinsel şiddet LRA tarafından bir savaş stratejisi olarak kullanıldı. Bunu kadın bedeninde yapılan bir savaş olarak tanımlıyorum. Savaş döneminde işlediği suçlar hakkında çok az kişi yargılandı ve ceza aldı.
Dönemin faillerinden sadece bir LRA komutanı olan Dominic Ongwen Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (ICC) yargılandı.
Şubat 2021’de 61 savaş suçu ve insanlık dışı suçtan ceza aldı. Ancak Kony ICC tarafından hala aranıyor ancak nerede olduğuna dair bir bilgi yok.
Aswa bölgesi emniyet müdürü Nachula Damalie, suçlamalara dair şunları söylüyor:
Bir kurbandan hizmetlerimiz için ödeme yapmasını istemememiz gerekiyor. Ama bazen yakıtımızın bitebileceğini kabul etmeliyim. Evet. Şimdi yolsuzlukla birlikte, polis memurlarının yolsuzluk yaptığı genel bir algı haline geldi, ancak diğer kurumlar gibi hepsi yolsuz değil. İyimiz ve kötümüz var.
Kuzey Uganda Devlet Bakanı Grace Freedom Kwiyucwiny ise “Yolsuzluğu inkar edemem. Yolsuzluk var. Her düzeyde, hatta bakanlıklar düzeyinde var. Tecavüze karşı yasalarımız var, ensestle ilgili yasalarımız var ama bir şekilde insanlar yasanın dışına çıkıp polise rüşvet veriyor ve sonra polis, ‘Tamam, git bunu evde hallet’ diyor. Yargılanan davalar var ama sayı yüksek değil” diyor.