Ana SayfaGüncelAçlık grevinde 100. gün: Eğitimcilerin Wernicke-Korsakoff sendromuna girmeleri an meselesi

Açlık grevinde 100. gün: Eğitimcilerin Wernicke-Korsakoff sendromuna girmeleri an meselesi

HABER MERKEZİ – Bugün tam 100 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukatı Engin Gökoğlu “Her geçen gün ömürlerinden yiyorlar” derken, Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut ise Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Wernicke-Korsakoff sendromuna girmelerinin an meselesi olduğunu söyledi. Öte yandan Gülmen, açlık grevinin 100’üncü gününe ilişkin bir mesaj yolladı.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işe geri dönme talebiyle başlattıkları açlık grevi eylemi devam ediyor.

23 Mayıs’tan bu yana tutuklulukları devam eden eğitimcilerin sağlık durumu ise çok kötü durumda.

Öyle ki açlık grevinde kritik evreye 45’inci gün itibarıyla giriliyor, 60’ıncı günden sonra ise ölümler görülebiliyor.

Bugün ise Gülmen ve Özakça’nın açlık grevi eylemi tam 100’üncü güne girmiş durumda.

Birleşmiş Milletler (BM), Gülmen ve Özakça için Adalet Bakanlığı’na “ortak acil çağrı” mektubu göndererek bir yanıt istese de hükümet bir ses yok.

Her geçen gün ömürlerinden yiyorlar

Gülmen açlık grevine başladığında 58 kiloydu. Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça dün yaptığı açıklamada “Nuriye kıyafetle 46 kilo gelmiş” dedi.

Eğitimcilerin avukatı Engin Gökoğlu ise BBC Türkçe’den Selin Girit’e Gülmen ve Özakça’nın sağlıkları hakkında son durumu şöyle aktardı:

Her geçen gün ömürlerinden yiyorlar diyebiliriz. Nuriye artık bizim görüşlerimize tekerlekli sandalyeyle geliyor. Normalde avukat görüşleri hücrelerinden çıkıp yürüyerek geldikleri bir yer. Ama artık bir destek olmaksızın, bir gardiyan refakati olmaksızın, tekerlekli sandalyeye binmeksizin asla yürüyüp gelemiyor.

Çok ağrı çektiğini, kaslarında ağrı olduğunu söylüyor. Önceleri savunmasına yönelik notlar alıyordu. İki gün önce gördüğümüzde kalem bile tutamaz haldeydi.

Semih Hoca, Nuriye’ye göre biraz daha iyi. Görüş alanına yürüyerek gidip gelebiliyor ama onun da ağız içinde yaralar var. Onlar iyileşmedi hala.

Nuriye gün boyu yatakta. Tuvalete çıkamıyor artık. 46 kiloya düştü. Sağlık durumu gittikçe kötüleşiyor. Zihni açık, morali yerinde ama acılar çekiyor.

Nuriye Hoca yatağa bağımlı. Semih açısından da bu süreç çok yakın. Bu durum ilerlerse daha başka yıkımlar olacaktır.

Wernicke-Korsakoff sendromuna girmeleri an meselesi

Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Dr. Vedat Bulut ise edindikleri bilgiler ışığında, açlık grevinde 100’üncü gün itibarıyla durumun hayli kritik olduğunu söylüyor:

Özellikle Nuriye’nin durumu daha ağır. Şu anda kalp yetmezlik bulguları var, yataktan kalkamıyor. Semih’in solunum yolu enfeksiyonu vardı, antibiyotik kullanmıyor. Bunların hepsi yaşam süresini kısaltıcı faktörlerdir.

Şu anda nörolojik bulgular başlamış durumda. Kalp yetmezliği başlamış durumda. Çünkü protein harcandığı ve elektrolit dengesi bozulduğu zaman, sodyum-potasyum dengeleri bozulduğu zaman kalp kasları yeterince fonksiyon görmüyor. Onlar bozulmuş durumda.

Bir de enfeksiyona, bulaşıcı hastalıklara yatkınlık var. Diğer büyük tehlike de o. Bir hastane enfeksiyonu ne kadar tehlikeliyse bir hapishane enfeksiyonu da o kadar tehlikelidir. Hapishanede bulunmaları, tutuklu olmaları yaşam süresini kısaltıcı bir etki yapıyor.

Dr. Bulut, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Wernicke-Korsakoff sendromuna girmelerinin de an meselesi olduğunu söylüyor.

Nuriye Gülmen: Yolumuz 100 gün önce açlıkla kesişti

Açlık grevine Sincan Cezaevi’nde devam eden Nuriye Gülmen de eyleminin 100’üncü gününe ilişkin bir mesaj yolladı.

Gülmen’in mesajı şöyle:

Ekmek ve onur mücadelemiz bundan 220 gün önce başladı. “Yeni hikayeler yaratma sırası bizde” diyerek çıkmıştık yola. Hikayelerimiz yaldızlı ciltlere, koca koca kitaplara yazılsın diye değil; emekçi mahallelerin çamurlu yollarında, üniversite sıralarında, işlerinden atılan binlerce kamu emekçisinin sesinde, aç bırakılan milyonların nefesinde, karanlıkta bir umut ışığı arayan halkların bilincinde yer etsin, çoğalsın ve sonunda adaletin hikayelerine dönüşsün diye düştük yola.

Yolumuz 100 gün önce açlıkla kesişti. Bir gecede bizi ekmeksiz bırakanlara, bizi açlıkla terbiye etmeye çalışanlara karşı, açlığı bir silaha çevirdik; onu, ekmeğimizi ve onurumuzu savunmanın sessiz çığlığına dönüştürdük, ve açlık grevine başladık.

Hakikatten nasibini almamış olanlar, ekmeğin ve onurun düşmanları, haklı sesimizi boğmak için bizi tutsak ettiler. 24 gündür F Tipi tecrit hücrelerinde; beton, demir ve duvarların arasında, yine açlığımıza ekmeğimizin kavgasını vermeye devam ediyoruz. İnsanlık tarihinin binlerce yıllık güzelliklerini ve acılarını; ekmeğin kutsallığını, zulme baş eğmememin onurunu açlığımıza katık ediyoruz.

100’üncü günde eylem programı

Öte yandan açlık grevi eyleminin 100. günününde işe iade talebi protestolarının startının verildiği yer olan Yüksel Caddesi’nde eylem yapılacak.

Saat 13.30 ve 18.00’da Yüksel Caddesi’nde, yine saat 19.00’da da eğitimcilerin avukatı Sakarya Caddesi’nde bir açıklaması gerçekleştirecek.

Satta 20.30’da da Yüksel Caddesi’nde ‘Halk Sofrası’ kurulacak.

Öte yandan Mersin Emek ve Demokrasi Platformu da açlık grevinin 100’üncü gününde Eğitim-Sen Şube binasında bir ‘günlük ‘Yaşam Nöbeti’ eylemi başlattı.

“OHAL, KHK ve İhraçlara hayır, işimizi geri istiyoruz” ve “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça serbest bırakılsın” pankartının açıldığı binada nöbet tutan platform üyelerinin sabahın erken saatlerinde başladığı eylem akşam saatlerine kadar sürecek.

Eğitim-Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, açlık grevinde olan Özakça ve Gülmen’in eylemlerinin 100’üncü gününe girdiğini hatırlatarak, “Arkadaşlarımız artık ölüm sınırında. Biran önce devlet yetkililerinin arkadaşlarımızın taleplerini karşılamalarını istiyoruz. Gülmen ve Özakça biran önce serbest bırakılıp gerekli sağlık sorunları giderilmeli” dedi.

Nöbet eylemi akşam 20.00′ a kadar devam edecek.

Ne olmuştu?

Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile işlerinden ihraç edilmişlerdi.

İşe iade talebiyle önce 120 gün boyunca Yüksel Caddesi’nde protesto yapan eğitimciler defalarca darp edilerek gözaltına alınmışlardı.

Eğitimciler bu eylemlerinin bir karşılık bulmaması üzerine açlık grevine başlamışlardı.

İki eğitimci 23 Mayıs 2017’de ise gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.