Ana SayfaManşetTürkiye İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı

Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı

HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararnameyle Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Sözleşme, kadına yönelik şiddeti önlemenin önemli bir aracıydı. Büyük tepki çeken karar üzerine Kadınlar Birlikte Güçlü, bu akşam 17.00’da İstanbul Kadıköy’de toplanma çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun bir süredir hedefine aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararını imzaladı.

19 Mart tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

Erdoğan imzalı kararnamede şu ifadelere yer verildi:

Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/02/2012 tarihli 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin Türkiye Cumhuriyeti tarafından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereği karar verilmiştir.

Kadınlar sokağa çıkıyor

Kararnamenin yayımlanmasıyla birlikte sosyal medyada bir çok hesap tepkisini dile getirdi.

Bir çok kadın örgütünün içinde yer aldığı Kadınlar Birlikte Güçlü ise bu akşam için eylem çağrısı yaptı.

Kadınlar Birlikte Güçlü’nün Twitter hesabından yapılan açıklamada bu akşam 17.00’da İstanbul Kadıköy Meydanı’nda toplanma çağrısı yapıldı.

İstanbul Sözleşmesi hakkında

İstanbul Sözleşmesi olarak anılan “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme.

İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak anılıyor.

11 Mayıs 2011’de imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi, 10 ülkenin belgeyi onaylamasının ardından, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmişti.

TBMM, İstanbul Sözleşmesi’ni 14 Mart 2012’de kabul etmiş, böylece sözleşmeyi onaylayan ilk ülke Türkiye olmuştu.

Sözleşme, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı yasakladığı gibi, ayrımcılığın kadına yönelik şiddetin bir biçimi olarak gerçekleştiğini hüküm altına almakta.

Bir süredir AKP ve kimi çevreler İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alarak Türkiye’nin bu anlaşmadan çekilmesini propaganda ediyordu.

Ancak hem kadınların mücadelesi hem de hükümet içinden kimi itirazlar bu adımın atılmasını geciktirdi.

Sözleşme ne diyor?

İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış bir metin. Sözleşme metni bu konularda getirdiği yüksek ve detaylı standartları içeren hükümlerin yanı sıra bir de Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için oluşturulacak ve kadına yönelik şiddet alanında uzman üyelerden oluşan GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu) adlı organın kuruluşunu, görevlerini ve işleyişini düzenleyen hükümler içeriyor.

GREVIO, taraf devletlerin sözleşmenin getirdiği standartlara uyup uymadıklarını belirlemek için raporlama usulünü kullanıyor. 4 Mayıs 2015’te 10 üyesi seçilerek oluşturulan ve Türkiye’nin adayı Feride Acar’ın başkanlık yaptığı GREVIO’nun ilk değerlendirme dönemi 2016 yılında başladı. Sözleşmedeki usul uyarınca her bir taraf devletin kendisine verilen süre içerisinde GREVIO’nun gönderdiği anket formunu yanıtlaması gerekiyor.

Bu ilk dönemde GREVIO taraf devletlerde İstanbul Sözleşmesinin uygulanma alanıyla ilgili bir durum tespiti yapmayı amaçlıyor. GREVIO’nun bu anket formuna verilen yanıtlara, taraf devletlerin temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelere ve ilgili ülkenin sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanacak gölge raporlara dayanarak hazırlayacağı denetleme raporunu internet sitesi aracılığıyla kamuoyuyla paylaşması ile ilk periyottaki değerlendirme süreci tamamlanacak.

GREVIO Türkiye’ye ilk değerlendirme sürecine ilişkin anket formunu Ocak 2017’de gönderdi. GREVIO’nun web sitesinde yayınlanan takvime göre Türkiye’nin Mayıs 2017 içerisinde raporunu sunması gerekiyor. GREVIO’nun nihai raporunu ise Haziran 2018’de açıklaması öngörülüyor.

Bu ilk değerlendirme süreci çerçevesinde GREVIO Türkiye’nin 2014-2015 arasında kadına yönelik şiddet alanında veri toplamadan önlemeye, kadınların korunmasından faillerin soruşturulmasına, maddi hukuk hükümlerinden göç ve iltica politikalarına kadar çok geniş bir alanda ve son derece kapsayıcı bir perspektifle İstanbul Sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri uyarınca neler yapıp ettiğini ve hangi noktada olduğunu öğrenmeyi amaçlıyor.

İlkeler ve temalar

İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor.

Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır. Dolayısıyla “aile” olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve taraf devletlerin bunu garanti altına alması gerekir.

Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.

Ancak devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Aynı zamanda şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete ait. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde şiddetin sorumlusu İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde devlet olacaktır.

GREVIO’nun Ocak 2017’de hükümete ilettiği ve ülkelerin İstanbul Sözleşmesi bakımından durumlarını tespit etmeyi hedeflediği ilk değerlendirme döneminin anket formu 6 ana başlık içeriyor; bütünleşik politika ve veri toplama (1), önleme (2), koruma ve destekleme (3), maddi hukuk (4), soruşturma, kovuşturma ve usul hukuku ile koruma tedbirleri (5) ve göç ve iltica (6).




Önceki Haber
Merkez Bankası Başkanı Ağbal görevden alındı: 20 ayda dördüncü başkan
Sonraki Haber
Dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya, Türkiye giderek mutsuzlaşıyor