Ana SayfaToplumsal CinsiyetDuygu Delen cinayeti davası: Sanık Mehmet Kaplan tahliye edildi

Duygu Delen cinayeti davası: Sanık Mehmet Kaplan tahliye edildi

HABER MEREZİ – 17 yaşındaki Duygu Delen’i öldüren Mehmet Kaplan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ev hapsi kararıyla tahliye edildi.

Antep’te 13 Ağustos 2020’de, 17 yaşındaki Duygu Delen’in, Mehmet Kaplan isimli erkeğin 4. kattaki evinin penceresinden düştüğü iddia edilmişti.

Duygu yaşamını yitirirken, 21 yaşındaki Kaplan gözaltına alınmış, çıkarıldığı mahkemece ‘cinsel istismar’ ve ‘kasten öldürme’ suçlarından tutuklanmıştı.

Hakkında, ağırlaştırılmış müebbet ve 32 yıla kadar hapis cezası istenen Mehmet Kaplan’ın yargılandığı davanın 4’üncü duruşması 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Duruşmaya sanık Mehmet Kaplan katılırken, Delen Ailesi avukatları Mehmet Balcı ve Ömer Faruk Akan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü adına Av. Şafak Nur Atmaca, TBB Kadın Hakları Komisyonu adına Av. Meriç Güzel, sanık avukatı Enes Akbulut katıldı.

Duruşmayı Delen ailesi de takip etti. Duygu’nun ölümüne ilişkin sanık avukatlarının talebiyle bilirkişi raporu hazırlayan heyette yer alan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nadir Arıcan, Murat Akbaba, Alpaslan Can, Çağlar Özdemir duruşmada hazır bulunurken soruşturma aşamasında dosyaya bilirkişi raporu sunan Prof. Dr. Hakan Kar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı.

Duygu’nun ölümüne ilişkin rapora dair bilgi veren Adli Tıp Uzmanı Nadir Arıcan, “Görüntülerde kişinin yüksekten düşerken aktif hareket yaptığı, korunma refleksi gösterdiğini fark ettik. Bu bulgular bilincin kapalı olmadığını gösteriyor. Bilincin tamamen kapalı olacağı nitelikte bir travma söz konusu değildir” dedi.

Arıcan, Mahkeme Başkanı’nın “Maktul kendisini sanığa karşı bedenen savunabilir mi, düşme öncesinde maktul sanığa karşı balkonun durumu itibariyle karşı koyabilir mi,” şeklindeki sorusuna karşı şu iddiada bulundu:

Evet, maktul kendisini savunabilir. Balkonda kendisini koruma durumunu net olarak açıklayabilmemiz çok güçtür. Ancak eldeki bulgular karşı koyma imkanı ve gücüne sahip olduğunu göstermektedir.

‘Sürüklenmesi mümkün değil’ iddiası

Arıcan, “Olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu noktasında tıbbi yönden net ve kesin bir ayrım yapmalarının mümkün olmadığını” ileri sürdü.

“Olay yerindeki kemer vücuttaki yaraları oluşturabilir mi?” sorusunu yanıtlayan Arıcan, “Yaralar kemer ile oluşmuş olsaydı ekimozlar paralel olarak görülürdü. Ancak ölçüler açısından böyle bir uyum yok. Ray şeklindeki ekimoz izinin kıvrılmış olması alttaki kemiğin de kıvrılma yapısından kaynaklıdır. Kapının ve perdenin durumu gibi tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde bir kişinin başka birisini oradan sürükleyerek götürmesi pek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Delen Ailesi’nin Avukatı Ömer Faruk Akan ise Arıcan’a, “Duygu’nun düşerken avcunun ve elinin açık olması düşüşteki hava sürtünmesinden kaynaklı olabilir mi ile madde ve alkolün sanık üzerinde nasıl bir etkisi olmuştur?” sorularını yöneltti.

Arıcan da, “Hayır olamaz biz bunu refleks olarak değerlendiriyoruz. Gerek alkol gerek uyuşturucunun nasıl bir etki gösterdiği kişiye ve aldığı miktara göre değişir” diye yanıtladı.

Duygu’nun ölümüne ilişkin soruşturma aşamasında bilirkişi raporu hazırlayan Prof. Dr. Hakan Kar ise kendi raporunun eldeki mevcut delilleri değerlendiren bir nitelikte olduğunu belirterek, Arıcan’ın raporuna önemli eleştiriler yöneltti.

‘Veriler bilincin kapalı olduğunu gösteriyor’

Kar, Duygu’nun düştükten yaklaşık 45 dakika daha yaşamını sürdürdüğünü kaydetti.

Duygu’nun vücudunda oluşan lezyonların düşmeyle mi yoksa darptan kaynaklı mı oluştuğu hususunu net bir şekilde değerlendiremeyiz. Olayın orjinini değerlendirmek adli tıp uzmanlarının değil hukukçuların işidir. 4 kişilik bilirkişi heyeti olayın kazara olamayacağını yazmış geriye iki ihtimal kalıyor. Bu iki ihtimal içinde bilimsel veriler sunmalıyız. Düştüğü esnada sol el yere temas etmiyor. Ellerin refleksle açıldığı görüşüne katılmıyorum.

Refleks hareketi olması durumunda neden önce kafa yere değiyor. Ben bilincin kapalı olduğu konusunda net bir tespit yapmıyorum ancak eldeki veriler kapalı olduğunu işaret ediyor. Parmakların açık olmasından bilincin açık olduğuna net bir şekilde varılmış olmasını anlamadım. Bilincin açık olup olmadığı konusunda dosyaya sunulan görüşler arasında çelişki bulunuyor.

‘Raporlardaki ifadeler çelişkili’

Düşmeye bağlı oluştuğu belirtilen ray şeklindeki ekimozlarla ilgili olarak dosyaya sunulan bir olgu olduğunu sözlerine ekleyen Kar, bunun literatürde çok az olduğunu belirterek, “Ben yüksekten düşmelerdeki otopsilerde ray şeklinde ekimoza karşılaşmadım. Delen’in sol bacağı düşme eylemi tamamladıktan sonra sadece 10-20 cm bir mesafeden yere çarpıyor. Ancak boylu boyuna uzanan ray şeklindeki ekimoz görüşüne katılmıyorum. Ray şeklindeki ekimozlarında gelişimi ile ilgili alınan raporlarda çelişki mevcuttur. Bu nedenle bu hususta adli tıptan görüş sorulmasının faydalı olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

Avukat beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme, Kaplan’ın ev hapsi kararıyla tahliyesine karar verdi.




Önceki Haber
Çalıştığı inşaattan düşen 17 yaşındaki Berzan Özgün yaşamını yitirdi
Sonraki Haber
İstanbul Sözleşmesi eylemine polis müdahalesi: Gözaltılar var