Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı eğitim emekçileri, aylardır okullarda ve alanlarda kanunun iptal edilerek yeniden düzenlenmesi için talepte bulunuyor. AYM esastan görüştüğü iptal davasında üç sendikanın dinlenmesine karar verdi. Eğitim emekçileri kararı değerli buldu.
Eğitim sendikaları, öğretmenlerin atamaları ve mesleki gelişimleri ile kariyer basamaklarında ilerlemelerini düzenleyen Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla getirilen (ÖMK) Kariyer Basamakları Sınavı’na karşı birleşmiş, 14 eğitim sendikasının yaptığı ortak açıklamada, kariyer sınavının iptal edilmesi, eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına maaş tutarında sağlanması ve eğitim emekçilerine yoksulluk sınırının üzerinde ücret düzenlemesi istemişti.
Eğitim sendikalarının üyeleri, 2 Kasım’da da 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirmişti.
CHP, ÖMK’nin iptali için 8 Nisan 2022’de AYM’ye dava açmış AYM, iptal davasını 9 Kasım’da esastan görüşmüştü.
Eğitim emekçileri AYM’de görüşülecek ‘Öğretmen Meslek Kanunu’na karşı ‘meslek nöbeti’ başlatmış, polis aralarında Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay’ın da olduğu 5 eğitim emekçisini gözaltına almıştı.
9 Kasım’da AYM esastan görüşülen ÖMK’yla ilgili başvuruda Milli Eğitim Bakanlığı ve en yüksek üyeye sahip 3 sendikanın dinlenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bakanlığın ve sendikaların açıklamalarını dinledikten sonra belirlenecek bir günde kanunun iptal istemini esastan görüşerek karara bağlayacak.
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ve Eğitim-İş Genel başkanı Kadem Özbay meslek nöbetinde öğretmenlerin gözaltına alınması ve AYM’ de üç sendikanın dinlenmesini Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
‘Yargı öğretmen hareketindeki itirazları görüyor’
ÖMK’ye karşı 14 sendikanın birleşmesi ve mücadeleyi büyütmesinin bir karşılık bulduğunu belirten Eğitim Sen Genel Başkanı Kurul, beraber mücadele etmenin sürece etkisinin büyük olduğunu vurgulayarak, “Yargıdaki kişiler öğretmen hareketindeki bu itirazları görüyorlar ve gözlemliyorlar. 9 Kasım’da esastan görüşmek üzere gündemlerine almalarıyla bu net bir biçimde ortaya çıktı. Mücadele etmenin kurumlar, sendikalar ve toplum üzerinde etkisi var. Mücadelemizi sürdürmeliyiz” dedi.
ÖMK’nın, AYM’de esastan görüşüleceği 9 Kasım’da bir “meslek nöbeti” planladıklarını belirten Kurul, “Nöbet son derece barışçıl, slogansız, pankartsız, dövizsiz, sadece nöbet tutarak AYM’ye seslenmek ve tüm eğitim emekçilerinin sesini duyurmak üzere planlandı. Kamuoyunun vicdanına seslenme amacı taşıyordu. Bir yerlerden yine bir talimat geldi ve biz kurumların önünde açıklama yaptırtmayız gibi gerekçelerle polisin gözaltıları gerçekleşti. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz gözaltına alındı. Simge Yardım, Ahmet Karagöz. Aynı zamanda Eğitim-İş’in Genel Başkanı Kadem Özbay ve yürütme kurulu üyeleri gözaltına alındı. Ters kelepçe, irade dışında itme – kalkma da var. Ahmet Karagöz’ün ters kelepçe sırasında baş parmağı kırıldı. Bunun için de hukuki çalışmalarda bulunuyoruz. Şikayetçiyiz. Bu haddi çok fazla aşan orantısız şiddeti kınadığımızı bir kez daha dile getiriyoruz” diye konuştu.
‘Üç sendika orada görüşlerini savunacak’
AYM’nin bugüne kadar ilk kez bir davada taraf dinlediğini dile getiren Kurul, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
AYM’nin sendikaları dinleme kararı son derece önemli. Biz daha demokratik bir Türkiye’nin inşasında sendikaların birçoğunun dinlenmesini önerdik ama bardağın dolu kısmına baktığımızda 3 sendikanın dinlenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışma Bakanlığı, Temmuz ayı istatistiklerine baktığımızda üçüncü sendikanın Eğitim Sen olmasını bekliyoruz. Ama henüz tarafımıza ulaşan bir yazı yok. Ama biz çalışmalarımıza başladık. Biz bu çalışmalarımızı yürütürken birlikte hareket ettiğimiz sendikalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Ortak mesajlarımızı AYM’de paylaşacağız. Birlikte mücadele ettiğimiz 13 sendika güçlü bir mücadele yürütmeseydi ÖMK’ye itiraz neredeyse olmayacaktı çünkü bazı sendikalar ekonominin hemen bir parçası oldular, kitapçıklar basıldı, satılmaya başlandı hatta kursların bile açıldığını gözlemledik. Ama öğretmenlerin vicdanını yansıtan sendikaların açıklamalarıyla onlar da son dönemlerde çalışmalar yapmaya başladılar. Bazı sendikalara göre ÖMK gerekli. Kariyer basamakları olsun ama hizmet yılına bağlı olsun diyorlar. Sınav olmadan hizmet yılıyla maaş artışını alınsın istiyorlar. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz, çünkü biz öğretmenler arasında hiyerarşi istemiyoruz. Biz tüm eğitim emekçilerinin yüksek enflasyon koşullarında maaşlarında ciddi bir iyileştirmeye ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Sınavsız, kıdemle gelecek bir maaş artışları da eşitsizliğin hem ekonomik haklarda hem de demokratik haklarda devam etmesi anlamına geliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı
AYM görüşmelerinin henüz tarihinin belli olmadığına dikkat çeken Kurul, 19 Kasım’da yapılacak olan sınava dair sınavdan önce mutlaka bir karar alınması gerektiğini dile getirerek böyle bir karar alınmaması durumunda da olması gerekeni, “Dileğimiz bu sınavın iptal edilmesi ama sınav tarihinden önce AYM’den bir yürütme durdurma kararı çıkmayacaksa da Milli Eğitim Bakanlığına çağrımız sınavı ileri bir tarihe ertelemesi” şeklinde ifade etti.
Kurul, devamla şunları dile getirdi:
AYM’nin sendikaları dinleme talebi samimiyse ve bu samimiyetle kamuoyuyla paylaşılıyorsa yapılması gereken şey sınavdan önce bu yürütmeyi durdurma kararının alınması ve öncesinde eğitim sendikalarına yeterli süre vererek tarafların görüşlerinin dikkatli bir biçimde dinlenmesi ve daha adil bir kararın alınmasını bekliyoruz. Emekten, öğretmenlerimizden, tüm eğitim emekçilerinden yana kapsamlı ve bütüncül bir yasa çıkarılmasının imkanlarını ortaya koyacak bir kararın alınmasını bekliyor ve diliyoruz. AYM’den öğretmenlerimizin, eğitim emekçilerinin lehine Türkiye’ye yaraşır bir ÖMK’ya yürütmeyi durdurma kararı almasını bekliyoruz. ‘Eşit işe eşit ücret’ ilkesi Avrupa Eğitim ve Bilim Sendikaları Konfederasyon’un da tanımladığı bir ilkedir. Bizim sendikamızın da diğer sendikaların da görmezden gelemeyeceği bir ilkedir.
‘100 binin üzerinde eğitim çalışanını temsil ediyoruz’
9 Kasım’da AYM önünde öğretmenlere yapılan müdahalenin Türkiye demokrasisi açısından bir utanç olduğunu dile getiren Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, ”Yapılan müdahale bir utanç görüntüsü olduğu için de basının görüntü alması engellendi. Biz 100 binin üzerinde örgütlenmiş eğitim çalışanını temsil ettiğimiz gibi milyonları da temsil ediyoruz. Elinde kaleminden başka bir şey olmayan öğretmenleri ters kelepçe ile gözaltına almak bir utançtır. Bu yapılanların tarihle yargılanacağının, tarihte bir utanç vesikası olarak kalacağının tekrar altını çiziyorum” dedi.
‘Mahkeme itiraz sebebine daha çok yer vermeli’
AYM’nin sendikaları dinleyecek olmasını çok değerli bulduklarını dile getiren Özbay, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Bir yıldır Milli Eğitim Bakanı’nın yapmadığının AYM’nin yapması, konunun muhataplarını dinleyecek olması çok değerli. Ama burada şuna dikkat etmek gerek konunun muhataplarından özellikle itirazını güçlü şekilde dile getirenlerin dinlenmesi adalet terazisini tartarken daha sağlıklı bir karar vermelerine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Bu nedenle, burada özellikle itiraz noktasında bir yıldır alanda anlatmaya çalışan sendikalar sayı sınırına bakmadan dinlenmemeli. Tabi 49 sendika var Çalışma Bakanlığı’na bağlı, belki 49’unu da yüz yüze dinleyecek bir fırsat olmayabilir ama özellikle itirazı güçlü bir şekilde dile getiren sendikalar dinlenmeli. Eğer ki bu dinleme yüz yüze sınırlanmasında bir sıkıntı yaşanıyorsa hepsinin yazılı görüşünü de talep edip sunulmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Mahkemelerin hepsini dinlenmesi makuldür, Milli Eğitim Bakanı’nın da dinlemesini hatta aynı duruşmada olmayı da çok isteriz. Çünkü Milli Eğitim Bakanı’nın kendisini göremiyoruz biz. Milli Eğitim Bakanı’na anlatmaya çalıştığımız ama bir türlü dinlemediği, duymadığı, anlamak istemediği şeyi mahkemede anlatma fırsatı buluruz. Dinlenecek sendikalardan ÖMK’yı savunan ya da destekleyen tarafın dinlenmesi adalet açısından sakıncalı değildir ama daha çok itiraz sebebine yer verilmesi lazım. AYM’nin dinleyeceği iki büyük sendikayı ne alanda gördük ne de söylemlerini gördük. AYM onları dinleyecekse eğer itiraz makamında sesini daha güçlü yükseltenlere daha fazla zaman ayırması adalet açısından daha uygun olacağı kanaatindeyim.
’19 Kasım’da yapılacak olan sınav ertelensin’
19 Kasım’a çok fazla bir zaman kalmadığının altını çizen Özbay, 19 Kasım’da yapılacak sınava dair beklentilerini, “Milli Eğitim Bakanlığı öncelikle sınavı ertelemeli. Aslında iptal edilmesi gereken bir sınav ama mahkemenin bu iradesinin de göz önünde bulundurarak sınavın ilk aşamada hemen ertelemesi gerekmektedir. Çünkü hukuken ciddi bir karışıklık oluşacak, yeni sorunlar ortaya çıkacak” şeklinde ifade etti.
Özbay, kariyer basamaklarının tamamen ortadan kalkmasını talep ettiklerini belirterek, “AYM, süreci daha hızlı götürmeli. Milli Eğitim Bakanlığı da bu süreci dikkate almalı. Sınav olduktan sonra verilecek karar da geç gelen bir adalet olacaktır. Adaleti geciktirmemek lazım. Hem AYM yargıçlarına hem de Milli Eğitim Bakanı’na burada ciddi görev düşüyor” dedi.