Araştırmacı Bekir Ağırdır, cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’ta düzenlenecek ikinci turu hakkında “Seçim bitmedi, sürüyor. Kimse bunun farkında değil gibi” dedi ve ekledi: Erdoğan’ın fark atması da Kemal Bey’in fark atması da mümkün.
Gazete Oksijen‘den İlke Gürsoy ile bir söyleşi gerçekleştiren Bekir Ağırdır, 14 Mayıs seçimlerine ve cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’ta düzenlenecek ikinci turuna yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Ağırdır, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘CHP tarihinin en yüksek genel başkanlık oyuna ulaşılmış’ olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
4-5 puan fark deniyor ama sonuç olarak konuştuğumuz oy 3 milyon. Bir yandan, yüzde 45’le Ecevit ve İnönü dâhil CHP tarihinin en yüksek genel başkanlık oyuna ulaşılmış. Bu aslında Kemal Bey’in kişisel başarısı.
Seçim sürecindeki eksiklerin birincisi, CHP ve Millet İttifakı ortaklarının örgütsel enerjilerinin sahada sinerji ve heyecan üretmemiş olmaları. Bunun da birinci derece sorumlu aktörü CHP örgütü. Dolayısıyla örgütün kalan günlerde müthiş bir enerjiyle, umutla, inançla uğraşması ve bunu seçmene göstermesi gerek. İkinci temel eksik de Millet İttifakı aktörlerinin o büyük heyecanı üretememesiydi.
Sinan Oğan’ın kimi desteklediği, tabanı için bağlayıcı mı?
Ağırdır, ilk turda aldığı yaklaşık yüzde 5 oranındaki oyla ikinci turun kritik ismi haline geldiği yorumu yapılan Sinan Oğan hakkında ise “Kemal Bey’e destek vermesi muhalif seçmende duygu tetikleyici unsurlardan biri olur, umudu diriltir. Vermezse moral bozukluğu sürer. Oy bakımından ise Sinan Oğan’a oy veren 2 milyon 800 bin oyun tümü Kemal Bey’e ya da Tayyip Erdoğan’a gitmez çünkü o oylar tek başına milliyetçilik üzerinden açıklanamaz. O bir kızgınlık, iki tarafa da yönelik. Bu insanların bir kısmı Erdoğan’a, bir kısmı muhalefete geçecektir. Sinan Bey’in ‘Ben şurayı desteklerim’ demesinden ibaret değildir hikâye” dedi.
‘Hâlâ her şey mümkün’
Ağırdır, 14 Mayıs seçim sonuçları için muhalefetin hızlı değerlendirme yapması gerektiği yorumunu yaparak ikinci tur vurgusu yaptı:
Hâlâ her şey mümkündür. Erdoğan’ın fark atması da Kemal Bey’in fark atması da mümkün. Sayılara baktığımızda AK Parti gerilemiş, 2002 noktasına geri dönmüş. Ama kopan seçmen muhalefete gelememiş. Bunca yorgun bir iktidar, açık ekonomik kriz, partizanlığın çoğalması… Bu tabloya rağmen 2018 seçimlerinden bu tarafa İYİ Parti’nin, CHP’nin, Deva’nın, Gelecek’in oylarında sıçrama yoksa ama Yeniden Refah Partisi’nde varsa herkesin düşünmesi lazım. Bunu düşünürken de hıza ihtiyaç var, ikinci tur geliyor. Ama herkes önce soğukkanlı şekilde hatırlamalı: Seçim bitmedi, sürüyor. Kimse bunun farkında değil gibi.
‘Gelecek pazar çok şeye gebe; bitmiş bir şey yok’
Bu konuda da 2019 yerel seçimi bir örnek olabilir. 31 Mart’ta sandığa gitmeyen ve iki tarafa da kızgın olan gençler, 23 Haziran’da oluşan 8 puan farkın 4-4,5’ini oluşturdu. Bu kez de AK Partili seçmenin bir kısmının ‘Fazla mı güçlendirdik’ diyerek sandığa gitmeme ihtimali vardır. İlla böyle olur demiyorum, ihtimal vardır. Ve ilk turda sandığa gitmemiş kızgın seçmenin bir kümesi muhalefete doğru da gelebilir. O yüzden gelecek pazar çok şeye gebedir. Bitmiş bir şey yok.