Memur ve emeklilerin maaş artışını belirleyen Aralık 2022 dönemi enflasyon verisinin açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yüzde 25 olarak duyurduğu, bugün ise yüzde 30’a çıkardığı zam oranını değerlendiren KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik: “Tüm emekçiler ‘geçinemiyoruz’ çığlığı atıyor. Gerçekten emek örgütü vasfı olan konfederasyonlara birlikte ortak mücadele etme çağrısında bulunuyoruz.”
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), enflasyon oranını düşük gösterdiği gerekçesiyle birçok kentte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) binaları önünde protesto eylemleri gerçekleştirdi.
Açıkladığı tartışmalı enflasyon rakamlarına karşı TÜİK önünde bir araya gelen KESK üye ve yöneticileri, “TÜİK’in sahte verileri maaşlarımızı eritiyor” diye seslendi ve ‘müjde’ olarak duyurulan zamları eleştirdi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yüzde 25 olarak duyurduğu, bugün ise yüzde 30’a çıkardığı zammı Gazete Karınca’ya değerlendiren KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Bugün yüzde 5 arttırdık ve yüzde 30’a çıkarıyoruz söylemi gayri ciddi bir açıklamadır” dedi.
‘TÜİK, İktidarın yalan makinesine dönüşmüş durumda’
Bu durumun yönetememe krizinin ortaya çıkarmış olduğu bir sonuç olduğunu ifade eden Bozgeyik. “Yüzde 25’lik açıklamaya dair tepkilerimiz vardı. Bu rakamın yüzde 30’a çıkarılması bizim için hiçbir şeyi değiştirmedi. Bu rakamlara dair eylemliliklerimiz sürmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
Bozgeyik, TÜİK verilerine dair şunları kaydetti:
TÜİK, zaten iktidarın yalan makinesine dönüşmüş durumda. Son 3 yılda en fazla başkan, başkan yardımcısı değiştiren kurum oldu. İktidara sürekli yaranma peşinde. Bu ay açıklamış olduğu enflasyonla kasım ayında açıklamış olduğu enflasyon arasında 20 puanlık bir fark oluşmuş durumda. Doğal olarak bu bir aylık süre içerisinde Türkiye ekonomisi çok büyük bir değişim yaşamdı, çok olumlu şeyler yaşanmadı.
‘Maaşlarımız asgari ücretin 3 katına çıkarılırsa, ancak yoksulluk sınırına ulaşıyoruz’
Açlık sınırının 10 bin TL’nin, yoksulluk sınırının ise 26 bin TL’nin üzerinde olduğunu vurgulayan Bozgeyik, “En düşük emekli maaşı, yapılan zamlarla 4 bin 500, 5 bin civarına ancak ulaşabilmiş durumda. Ulaşımda, gıdada yüzde 100 varan bir enflasyonla karşı karşıyayız. Doğal gaza, elektriğe gelen zamlar da düşünülürse yoğun bir enflasyonist manzara var” dedi.
Bozgeyik, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Bakan Nebati ‘enflasyon düşmeye başladı’ demiş olsa bile çarşıda, pazarda, mutfakta enflasyon halkı olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor. En son Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin 2022 yılındaki gıda maddelerine gelen artışlarla ilgili bir verisi vardı. O raporda yüzde 300’e varan artışlardan bahsediliyor. Mesela kuru soğan, yüzde 250 oranında artmış durumda. Meyveler ve sebzeler açısından da çok farklı bir tablo söz konusu değil. Gerçeklik bu iken açıklanan yüzde 25’lik ya da 30’luk zam hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu rakamlar da yetmeyecektir.
Ortalama bir kamu emekçisinin maaşının asgari ücret düzeyine geldiğini, emekli maaşının ise asgari ücretin yarısı olduğunu ifade eden Bozgeyik, “Ücretlerimizin asgari ücretin üç katına çıkarılması gerekiyor ki, yoksulluk sınırında bir maaş alabilelim” dedi.
‘Emek vasfı olan konfederasyonlara birlikte mücadele çağrısında bulunuyoruz’
Dün yapılan yüzde 25’lik zammın açıklandığı ortamın önemine de dikkat çeken Bozgeyik, şunları ifade etti:
Birçok üyeye sahip Memur-Sen’in bir toplantısına katılarak bunun açıklanması, iktidarla arasındaki yandaşlık ilişkisini de gözler önüne seriyor. Bir konfederasyon başkanının bu derece yoksulluk, açlık, sefalet varken yüzde 25’lik zammı alkışlaması kabul edilebilir bir şey değil.
Bu bağlamda bütün emekçilerin beraber mücadele etmesi gerekir. Gerçekten emek örgütü vasfı olan konfederasyonlara da birlikte ortak mücadele etme çağrısında bulunuyoruz.
Uzun bir süredir iş yerlerinde yoğun bir çalışma süreci yaşadıklarını kaydeden Bozgeyik, “Üyemiz olsun olmasın bütün emekçiler ‘geçinemiyoruz’ çığlığı atıyor. En azından asgari ücrete yapılan zam gibi bir zam beklediklerini ifade ediyorlar” şeklinde konuştu.
‘İnsanlar 60 yaşında emekli oluyor, 80 yaşına kadar çalışmak zorunda kalıyor’
Öte yandan EYT düzenlemesini ‘kara kutu’ olarak değerlendiren Bozgeyik, şunları söyledi:
İçeriğine dair henüz net bir bilgimiz yok. Muhtemelen o da birçok mağduriyet ortaya çıkaracaktır. İnsanlar düşük aylıkla emekli olacaklar. Bu insanlar, 1999 öncesi yasaya göre aylıkları 4 bin 500 gibi rakamlarla emekli olacaklar. İnsanlar emekli olsalar bile ikinci bir işte çalışmak zorunda kalacaklar. Avrupa’da insanların refah düzeyi göz önünde bulundurularak emekli olma şartları oluşturulurken, Türkiye’de insanlar 60 yaşında emekli oluyor ve 80 yaşına kadar çalışmak zorunda kalıyor!
‘Emekçiler bu yalanları iyi biliyor’
Sözleşmeli çalışanların kadroya alınmasının da bu durumdan farklı olmadığının altını çizen Bozgeyik, “Bu da müjdelerle duyuruluyor ama sözleşmeli çalışma devam edecek. Mayıs, haziran aylarında alınacak personel yine sözleşmeli olacak. İktidar seçime giderken bir algı yaratarak insanların aklıyla dalga geçiliyor. Ama emekçiler artık bu yalana ve talana dair politikayı çok iyi biliyor” diye belirtti.
Son olarak zammın bu şekilde olacağının zaten belli olduğunu ifade eden Bozgeyik, şunları kaydetti:
2022 bütçesine baktığımızda da emekçilere yeteri kadar kaynak ayrılmamıştı. Bütçenin yüzde 30’u güvenlikçi, savaş politikalarına ayrılmıştı. Güvenlikçi politikaların, onların üzerinden şekillenen otoriter politikaların sonlanması gerekiyor ki ülke demokratikleşsin, yaşam standardı yükselsin.