AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Mart 2023’te aldığı erken seçim kararıyla birlikte 14 Mayıs 2023’te, Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili seçimleri yapılacak. Bu süreçte tartışılan konulardan biri de seçim güvenliği. Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Sözcüsü ve Seçim İşleri Başkanı Avukat İdris Şahin hedeflerinin 190 bin sandıkta da müşahit görevlendirmek olduğunu belirterek, “Ama şu anki durumda ancak yarısını temin edebiliyoruz. Geri kalan sandıklar için de Oy ve Ötesi gibi sivil toplum oluşumları, barolar, ‘Saydık.Biz’de gönüllü çalışmak isteyenlerden destek alacağız” dedi.
Seçime Yeşil Sol Parti ile giren HDP’nin sandık kurullarında resmi görevli bulunduramayacağını da hatırlatan, “Sandık güvenliğini sağlamak için Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de Emek ve Özgürlük İttifakı’nın birleşenleriyle, seçime giren diğer partilerle, herkesle işbirliği yapmak durumundayız” ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi Sözcüsü ve Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin, Gazete Karınca’nın seçim güvenliği ile ilgili sorularını yanıtladı.
DEVA Partisi olarak ülkenin içinde bulunduğu şartlar doğrultusunda seçim güvenliğine dair nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Hem DEVA Partisi olarak ferden (tek başımıza) hem de Millet İttifakı olarak kolektif bir çalışma yapıyoruz. Oyların, sağlıklı bir şekilde sandığa girdiği gibi sonuca yansımasını istiyorsak, oy kullanan her bir vatandaşın en az siyasi partiler kadar sorumluluğu olduğunu bilmeliyiz. Bu kapsamda da DEVA Partisi olarak bir platform oluşturduk. “Demokrasiyi sevdik biz, oylarımızı saydık biz” diye bir kampanya başlattık ve Saydık.Biz başlıklı bir aplikasyon hazırladık. Önce Türkiye’deki 190 bin sandığı vatandaşın sahiplenmesini istedik ki partimizin üyesi olması, bize oy vermiş olması önemli değil.
‘Saydık.Biz’ aplikasyonu nasıl işliyor, seçmenler bu uygulamayı nasıl kullanacak?
Sandığa giren oyun üzerine gölge düşmemesini isteyen, kullanılan oyun olduğu gibi sonuca yansımasını arzu eden hangi vatandaşımız varsa internet üzerinden bu uygulamaya giriyor ve bir sandık sahipleniyor. Biz de 190 bin sandıkta siyasi partilerin görevlendirdiği isimler dışında vatandaştan ne kadar sahiplenme olmuş görebiliyoruz. Örneğin 130 bin sandık sahiplenilmiş, geri kalan 60 bin sandığı iletişim halinde olduğumuz sivil toplum örgütlerinden, vatandaşlardan, parti üyelerimizden arkadaşların sahiplenmesini sağlıyoruz ve diyoruz ki 190 bin sandığın tamamında şu anda sorumlu var. Bu sorumluluk alındıktan sonraki aşamada sandıkları sahiplenen kişiler, seçim günü oy kullandıkları sandıkta, sandık sonuç tutanağı dediğimiz, seçimin tapusu diye tarif ettiğimiz kapılara asılan ıslak imzalı tutanakların fotoğrafını çekip bizim sistemimize yükleyecekler. Aslına bakarsanız 50 bin kişi bile yeterli bu çalışma için. Çünkü bu ülkede 50 bin noktada oy kullanılıyor. Bir okuldaki herhangi bir vatandaş bile kendi okulundaki ıslak imzalı tutanakların tamamının fotoğrafını çekip sisteme yükleyebilir. Ve biz Yüksek Seçim Kurulu verileri açıklamadan, Anadolu Ajansı’nın verilerine ihtiyaç duymadan elimizdeki verilerle nasıl oy kullanıldığını, sonuçların nasıl yansıdığını net olarak ortaya koyabileceğiz. Bu bizim kendi hazırlığımız.
Geçmişte CHP’nin hazırlamış olduğu veri tabanının seçim günü çöktüğünü görmüştük. ‘Saydık.Biz’ isimli uygulamanın güvenilirliği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Tabi ki bu dijital bir uygulama; bu tarz sorunlar olmaz diyemiyoruz ama ona da bir alternatif çözüm buluyoruz. Bir iletişim ağımız da olacak, vatandaşlar telefonla arayıp sonuçları okuyarak iletebilecekler. Ayrıca bant daraltma ihtimalini yüksek görüyoruz. Çünkü deprem bölgesinde on binlerce insan enkaz altındayken bile sağlıklı iletişimi kesip bant daraltan iktidar, seçim günü işlerin tersine gittiğini düşündüğü anda bu alternatife başvurabilir. Bunu bildiğimiz için bir iletişim ağı da geliştireceğiz. Görevlendirdiğimiz arkadaşlar ıslak imzalı tutanakları alıp ilçe seçim merkezimize teslim edecektir. İlçe seçim merkezimiz bunu doğrudan genel merkezin seçim merkezine iletecektir. İnternet üzerinden bu işlemleri yapamazsak manuel olarak yapacağız. O durumda da iki saat geç olabilir ama sağlam olacaktır. Islak imzalı seçim tutanakları elinizde olsun, iki saat geç olsun çok önemli değil. Ama ıslak imzalı seçim tutanakları elinizde olmazsa aynı İstanbul seçimlerinde Binali Bey’in akşam saat 21.00’de çıkıp ‘seçimi kazandık’ diye açıklama yapması gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Tapu elimizde olursa o tapunun mülküne kimse gecekondu yapamaz.
Müşahit çalışmalarınız ne durumda, hedeflediğiniz müşahit sayısının ne kadarına ulaşabildiniz?
Hedefimiz 190 bin sandığa da müşahit vermek ama şu anki durumda ancak yarısını temin edebiliyoruz. Geri kalan sandıklar için de Oy ve Ötesi gibi sivil toplum oluşumları, barolar, Saydık.Biz’de gönüllü çalışmak isteyenlerden destek alacağız. Büyükşehirlerde Millet İttifakı’nın diğer paydaşlarının sandık kurullarına yönetici verdiği bir ortamda illa bizim de müşahidimiz olsun diye bir arzu içerisinde değiliz. Aynı ekibin içinden en az üç kişi sandık yönetiminde çalışıyor ise görevlendireceğimiz müşahitlerin, daha zayıf olunan yerlere kaydırılması için çalışırız.
Sandık güvenliği konusunda Altılı Masa ile nasıl kolektif bir çalışma yürütüyorsunuz?
Altılı Masa’da her siyasi partinin kendine göre bir çalışma programı var. Millet İttifakı ile yaptığımız çalışma, Seçim Güvenliği Komisyonu altında yürüyor. Bu komisyonda Altılı Masa’ya dahil olan her partinin seçim işleri başkanı görev alıyor. Seçim Güvenliği Komisyonu, CHP Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Oğuz Kaan Salıcı ve Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, DEVA Partisi’nden ben, Demokrat Parti’den İlay Aksoy, Gelecek Partisi’nden Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti’den Şenol Sunat ve Saadet Partisi’nden Hasan Bitmez’den oluşuyor. Seçim öncesi, seçim günü ve seçim sonrası olarak üç başlıkla 24 maddeden oluşan bir kısım tedbirleri ele aldık. Seçimin güvenliğinin sadece siyasi partilere bırakılmayacak kadar önemli bir iş olduğunu da vurguladık.
HDP, seçim ve sandık güvenliğini sağlamak konusunda tecrübeli bir parti. Kürt illeri özelinde sandıkları koruyabilmek için birlikte bir çalışma yürütüyor musunuz?
HDP, seçimlere Yeşil Sol Parti ile girecek, dolayısıyla sandık kurullarında resmi görevli bulunduramayacaklar. Biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın birleşenleriyle, seçime giren diğer partilerle, herkesle işbirliği yapmak durumundayız. Altı Masa olarak değil ama biz DEVA Partisi olarak seçime girecek her siyasi partiyle ve sivil toplumla bir ve beraber hareket etme kararlılığındayız. Altılı Masa, Emek ve Özgürlük İttifakı ile bu konularla ilgili müzakere etmeyi şu an itibari ile kararlaştırmasa da DEVA Partisi olarak bu tür işbirliklerine her daim açık olduğumuzu ifade edebilirim.
Seçmen listeleri muhtarlıklarda askıya çıkarıldı. Muhalefet partilerinin hepsi listelerin kontrol edilmesi çağrısında bulundu. Sizce bu listeler üzerinde yeterli kontrol sağlanabildi mi?
Geçtiğimiz günlerde Hatay Defne İlçe Başkanımız arayıp seçmen listeleri içinde seçmen olmayan 2-3 kişi bulunduğunu belirtti. Tabii kontrolünü yapıyoruz ama depremden kaynaklı olarak pek çok insan başka yerlere göç etti, ayrıca bir kısmı da deprem bölgesine gitti. Dolayısıyla burada sağlıklı bir değerlendirme yapma yükümlülüğümüz var. Şu an itibariyle sorunlu durumları tespit edebilecek en büyük imkana Cumhuriyet Halk Partisi sahip; büyük bir ekipleri var ve 2009’dan bu yana seçmen hareketlilikleri konusunda çalışıyorlar. Biz de bu bilgileri Onursal Bey ile istişare ederek alıyoruz. Gerek vatandaşlık kazananlar, gerekse ikamet yeri değişikliği yapanlara dair çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Biz de teşkilatlarımızın güçlü olduğu yerlerde sandık bazlı bu çalışmayı yaptırıyoruz. Bir anormallik görürsek de 2 Nisan’a kadar düzeltilmesi için gerekli adımları atacağız.
Maraş merkezli depremlerde on binlerce insan hayatını kaybetti, binlercesi yer değiştirdi. Üstelik deprem bölgesi Türkiye’nin seçmen nüfusunun yüzde 15’ini karşılıyor. Yaşamını kaybedenlerin kimliğine dair belirsizlik kısmen sürüyor, yer değiştirenlerin oy kullanma durumuna dair sorular var. Siz deprem bölgesi için özel bir çalışma yapıyor musunuz?
Listeler belli olduktan sonra Altılı Masa olarak bir araya geldiğimizde bu konuya dair bir gündem oluşturacağız. Dışarıya göç etmiş ve kaydını almamış olanları tespit ettikten sonra bu vatandaşların kendi seçim bölgelerinde oy kullanabilmeleri için bir lojistik destek sağlayacağız. Yüksek Seçim Kurulu ile de görüştük. Sandık bölgelerinde bir sıkıntı olmayacak. Bir okul yıkılmışsa bile oraya bir konteyner kurularak işlemler gerçekleştirilecek. Sandık bölgelerinin birleştirilmesi ise zaten seçimlere bir ay kala o ilin valisi tarafından verilecek bir karar. Bunlar netleştikten sonra bütün motivasyonumuz oradan göç etmiş ama kaydını aldırmamış seçmeni götürüp bölgesinde oy kullandırmak olacak. Yine ikametgahını buraya aldırmış olanlara ayrı bir ekip kuruyoruz ve bulundukları adreslerde ziyaret ediyoruz. Ama bu çalışmayı şu an sadece DEVA Partisi çatısı altında yapıyoruz.
Peki hayatını kaybetmiş ve kayıtlara geçmemiş vatandaşlar…
Sandık kurulları boş bırakılırsa, ciddi anlamda sıkıntı olur. Öncelikle sandık kurullarındaki görevlilerimizi iyi eğitmemiz lazım. Şu bir gerçek, deprem bölgesinde vefat edip, ölüm kaydı alınmadan, nüfustan düşürülmeden gömülen ciddi sayıda insan var. Bunların yerine oy kullanmak isterler mi? Fırsatını bulurlarsa oy kullanmak isterler. Bu sebeple seçim günü sabah saat 6.30’da müşahitlerimizin de sandık görevlilerimizin de sandık bölgesinde olması gerek. Sandık kurulu oluştuktan sonra oy kullanma işlemi bitinceye kadar bu görevliler çok dikkatli ve itinalı hareket etmeliler. Yine teşkilatlarımızdan, ölmüş olup da nüfusta kaydı düşürülmemiş olanları sandık listeleri kesinleştikten sonra tespit edip orada görev yapan müşahitlerimize isimlerini işaretletmelerini istiyoruz. O isimler işaretlendikten sonra yerlerine birinin oy kullanması söz konusu olamaz. Ama dikkatli bir takip olmazsa her yolu deneyebilirler. Çünkü ahlaki üstünlüklerini kaybettiler. Altı siyasi parti yan yana gelmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyen ve seçimlere girecek 8-10 tane siyasi parti var. Sandıklarda önlemlerimizi almalıyız.
2017 ve 2019 seçimlerinde ciddi hukuksuzluklar yaşandı. YSK’nın müdahalesiyle mühürsüz oy pusulalarının ve zarfların sayılması açıkça bir müdahaleydi. İstanbul seçimleri iptal edildi. Yine geçmiş dönemlerde pek çok defa okul bahçelerinde seçim kuruluna götürülmemiş çuvallar ve yanmış oy pusulaları yakalandı. Bunların hepsi düşünülünce 14 Mayıs seçim günü yaşanma ihtimali olan hukuksuzluklara dair bir çalışmanız var mı?
2017 referandumundaki mühürsüz oy pusulaları ve zarfları ile 2019’da İstanbul yerel seçimlerindeki Yüksek Seçim Kurulu’nun müdahalesi dışında seçim sonuçlarını doğrudan Türkiye genelinde etkileyebilecek bir şeye ben şahit olmadım. Avrupa raporlarına baktığımızda, Türkiye’de 2017 ve 2019 seçimleri dışında çok fazla bir sıkıntı görülmüyor. Buradaki mesele sandıklarda alınacak tedbirlerle çözülemez. Bu iki seçimde de hakemin, oyunun kurallarına müdahalesi söz konusuydu. Burada hukuka aykırılığı gerçekleştiren bizzat Yüksek Seçim Kurulu. Aynı hukuka aykırılıkları yapmamaları için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçici aday listesinden silinmesine dair dilekçeler verdik. Dedik ki, ‘Açıkça Anayasa’nın hükmü var, Anayasa’yı ikrar eden bir tutum ve davranış içinde olmayın. Yarın bu iktidar değişecek siz aklınıza vicdanınıza, mevzuatınıza uygun hareket edin, asla ve asla hukuktan ödün vermeyin’. Buna rağmen şartları zorlar ve açıkça Anayasa, hukuk ihlalinde bulunursa elbette ki hesap sormayı hukuk devleti çerçevesinde gerçekleştireceğiz.
Sandık güvenliği konusunda seçmenlere mesajınız nedir?
Vatandaşlarımız müsterih olsun. Sandık güvenliği açısından her türlü tedbir alınıyor. Ama müsterih olsunlar derken de sorumluluğu başkasına yüklesinler demiyorum, sorumluluk hepimizin… 64 milyon kişi oy kullanacak, bu seçim aynı zamanda 64 milyonun ortak sorumluluğu dahilinde gerçekleşecek. Herkes üzerine düşeni yaparsa emin olun seçimlerin güvenliğinde hiçbir sıkıntı olmayacaktır. El birliği ile bu değişimi gerçekleştireceğiz.