Hastaneler depremzedelerin sığınağı olmuş durumda iken ilaç tedarikinde ciddi sorunlar yaşanıyor. “Bir çadırı bize çok gördüler” diyen bir depremzede, “Çadır devletinse, benim de” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi.
6 Şubat Pazartesi günü saat 04.17’de Maraş Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve saat 13.24’de Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen iki büyük depremin ardından büyük bir yıkım ve can kaybı yaşandı.
Depremin 5’inci gününde, hastanelerde hala ilaç eksikliği söz konusu. Çadır olmadığı için de hastane koridorlarında kalan depremzedeler var.
İlaçlar yetersiz
Turgut Özal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde, ilaç tedariği için kurulmuş üç adet çadır bulunuyor. Yoğun bir ilaç eksikliği söz konusu. Malatya Eczacılar Odası gönüllüleri, bazı ilaçları bölerek hastalara paylaştırdıklarını ilettiler.
Acil servisine getirilen depremzedelere müdahale sürüyor. Hastane içinde bekleyen yakınları da gidecek yerleri olmadığını söylüyorlar.
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bir kısmı hasar görmüş halde, bazı katlar neredeyse boşken, depremde evi yıkılan insanlar ise hastaneye sığınmış durumda.
Hastane önünde kurulan sahra hastanelerinden ilaç temin etmeye çalışan depremzedeler ve yakınları uzun sıralar bekliyor.
Bilgi edinmeye çalıştığımız Malatya İl Sağlık Müdürü Erhan Berk ise hastanelerin iyi çalıştığını, hiçbir sorun olmadığını söylüyor.
Bu çadırda kalamazsın denildi
Evi tamamen yıkılmış, hastaneye sığınan bir depremzede, ismini paylaşmak istemeyerek isyanını dile getirdi.
İlk gün hastane önüne kurulan Kızılay çadırına sığındığını belirten depremzede, ertesi gün yetkiler tarafından “Burası ilaç deposu olacak, kalmazsınız” diyerek çıkarıldığını aktardı.
Hastanede çalışan sağlıkçıların tepkisiyle tekrar çadıra yerleştirilen kişi, aynı gün Kızılay yetkilileri tarafından tekrar dışarı çıkarılarak mağdur edildiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı’na sordu
Hastanenin giriş bölümünde sandalyeler üzerinde yatan depremzede “Buz gibi yerde bekliyoruz. Evimiz yok. AFAD tarafından çadır verilmiyor, her yerden kovuluyoruz” dedi.
Şikayetlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletilmesinin ısrarla altını çizen depremzede, “Ben nereye gideceğim? İki gün çok aç kaldım. Daha yeni bir şeyler yiyebildim. O çadıra da yatacak yerim olmadığı için gittim. Bu çadır devletin değil mi? Ben de bu devletin vatandaşıyım” diyerek isyan etti.
‘Çadır devletinse, benim de’
Sadece bazı sağlık görevlilerinin yardımcı olduğunu belirten depremzede, devamında şunları dile getirdi:
Nerede yolladıkları çadır? Özellikle Cumhurbaşkanına soruyorum. Sürekli yerimizi değiştiriyorlar. Depremi bizzat biz yaşadık, bir çadırı çok gördüler. Çadır devletinse eğer, benim de o çadır.
‘Bir ilaç benim hakkım değil mi?’
Evi bütünüyle yıkılmış Necla Akdoğan isimli başka bir depremzede ise 5 gündür hastane koridorunda beklediğini söyleyerek, “Bir eşofman, bir ilaç benim hakkım değil mi? İlaç bulamıyorum. Sadece saygı, sevgi ve adalet istiyorum. Bu bizim hakkımızdır. Evimiz barkımız yok. Ne yapalım, yardım istiyoruz. Hiçbir destek göremiyoruz” dedi.