Diyarbakır Barosu’nun delil tespiti yapılacak yapılarda yıkımın tedbiren şimdilik durdurulması talebi mahkeme tarafından önce kabul edildi daha sonra karar geri çekildi.
Diyarbakır Barosu, 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen deprem sonucunda Diyarbakır’da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün tespit ettiği acil yıkılacak ve hasarlı binaların ileride hukuki ve cezai sorumluluk açısından hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için Diyarbakır 1’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/16 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yapılacak yapılarda yıkımın tedbiren şimdilik durdurulması ve yapılarda yıkım sebebine ilişkin delil tespiti talebinde bulundu.
Baro, Diyarbakır 1’inci Sulh Hukuk Mahkemesi 23 Şubat tarihli kararıyla talepleri kabul etti. Mahkeme; Diyarbakır Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü’nce delil tespiti yapılacak olan yapıların yıkım işleminin tespitler bitinceye kadar tedbiren şimdilik durdurulmasına ve yapılardaki hasar sebebinin tespiti konusunda tüm hasarlı taşınmazlarda 4 kişilik uzman bilirkişi kurulunca 24 Şubat (yarın) tarihinden itibaren keşif yapılmasına karar verildiğini belirtti.
Kentte hasarlı yapılara ilişkin ileriki süreçlerde cezai ve hukuki sorumluluk açısından hak kayıplarının yaşanmaması için hasar tespitlerinin yapılmasına dair sürecin de baro tarafından yürütüleceği kamuoyuna duyuruldu.
Karar ‘sehven’ verilmiş
Baro, yaptıkları başka bir açıklama ile kararın ‘sehven’ verildiğini açıkladı. Baro açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Bugün, Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesi mesai saati içerisinde Diyarbakır’da deprem nedeniyle hasarlı yapılarda delil tespiti amacıyla yapıların yıkımını tedbiren durdurma kararı vermiş ve söz konusu karar Baromuz tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ancak mesai saati bittikten sonra UYAP sisteminde ‘yıkımı durdurma kararının sehven verildiği, bu konuda görevli ve yetkili mahkeme olmadıkları gerekçesiyle yıkımı durdurma kararından rücu edilmiştir’ şeklinde yeni bir karar verildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Öncelikle delil tespitinin yapılabilmesi için yapıların yıkımının tedbiren tespitler bitinceye kadar durdurulması kararında görev ve yetki konusunda hukuki bir tereddüt bulunmamaktadır. Aksi durum yani yıkım işleminin devamı delil tespit talebini konusuz bırakacaktır. Bizleri asıl kaygılandıran kararın hukuki değerlendirmesinden ziyade, kararın kamuoyunda ve basın yayın organlarında işlenmesinden sonra mahkemenin mesai saatleri dışında kararından rücu etmiş olmasıdır. Bu durumu; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından kaygı verici buluyor, kararı ve değerlendirmeyi kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.