‘Kimyasal silah’ iddialarının araştırılmasına dair yaptığı açıklamalar gerekçe gösterilerek tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Fincancı, savunmasında “Duruşumuzu suça dönüştürme çabaları beyhudedir” dedi. Fincancı’nın tutukluluğuna devam kararı veren mahkeme, duruşmayı 29 Aralık’a erteledi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması, Çağlayan’daki İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Fincancı hakkında ‘örgüt propagandası yaptığı’ iddiasıyla 7 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.
Ankara’dan ring aracıya kelepçeli bir şekilde getirilen Şebnem Korur Fincancı da duruşma salonunda hazır edildi.
Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle çok sayıda kişi içeri alınmazken, jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirilen Fincancı alkışlarla karşılandı.
Hakimin ‘kimlik tespitine başlayalım’ demesiyle avukat Meriç Eyüboğlu önce avukatlar duruşma düzenine itiraz etti. Avukat Eyüboğlu, “Bu adliyede büyük salonlar var. Salonda gördüğünüz kalabalığın üç katı da dışarıda var. Duruşma salonu düzenlemek sizin heyetinizin sorumluluğunda. Sağlıklı bir ortamda duruşmanın yapılmasını talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme başkanı, avukatların taleplerini reddederek üç avukat sınırlandırmasıyla duruşmanın devamına karar verdi.
İddianameyi özetleyen mahkeme başkanının, Şebnem Korur Fincancı’ya ‘sen’ diye hitap etmesi üzerine avukat Özkan Yücel, “Usulü çözmeden esasa geçemezsiniz. Nezaket kurallarına uygun bir yargılama talep ediyoruz” dedi.
Fincancı: Duruşumuzu suça dönüştürme çabaları beyhude
Ardından savunmasına başlayan Şebnem Korur Fincancı, özetle şunları dile getirdi:
Adil yargılama ihlali olduğunu söylemeden iddianameye geçmek istemem. İstanbul’a getirilme şartlarım adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekildeydi. Rahat olduğunu söylenen ancak insan onuruna aykırı, sağlıksız araçlarla getirildim.
Elinde silahı olan biriyle hangi tehlikeyi öne sürerek beni kelepçeyle yolculuk yaptırdılar?
Bugün buraya gelen 582 avukatlık bir dayanışmayı bir haftalık sürede sağlayan avukatlarıma teşekkür etmek istiyorum. Tutuklama kararına itirazın ise hukuk fakültelerinde başlı başına bir ders olarak öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Duruşumuzu suça dönüştürme çabaları beyhudedir.
MSB’nin katılma talebi reddedildi
Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) avukatı, davaya katılma talebinde bulundu. Savcı, bakanlığın suçtan zarar görme durumu bulunmadığı için talebin reddini istedi. Mahkeme başkanı da katılma talebini reddetti.
‘Dosya tamamen algı üzerinden oluşturulmuş’
Ardından avukat beyanlarına geçildi. Avukat Gulan Çağın Kaleli, “Önünüzdeki dosya tamamen algı üzerinden oluşturulmuş” dedi ve ekledi:
Biz avukatlar olarak müvekkile ve dosyaya ulaşmaya çalışırken, devlet görevlilerinden nefret söylemi içeren açıklamalar geldi. Devlet Bahçeli, müvekkilin vatandaşlıktan çıkarılmasını istemiştir. Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının açıklama yaptığı ortamda cumhuriyet savcısının bağımsız kalmayacağını, savcılık ifadesinin alındığı gün gördük. Müvekkil, Ankara’dan İstanbul’a getirilirken yaşadığı insan onuruna aykırılığa vurgu yaptı. Yani yıllardır mücadelesini verdiği alanın, ihlalin bir parçasına maruz kalmıştır.
Yıllarını insan haklarına veren bir kişi ‘hangi haber kanalı?’, ‘kimdir?’, ‘suç kaydı var mıdır?’ diye bununla mı ilgilenir yoksa halkın habere ulaşma hakkıyla mı ilgilenir diye düşünmek gerek. Tutuklama kararında dosyadaki evraklardan bahsedilse de dosyada iki rapor var. Medya Haber raporunun sadece 25 sayfası müvekkile ait. ANF ve Medya Haber üzerinden yaratılmaya çalışılan bir algı var. İddianame kabul edildi ama savcı durmuyor. Aynı savcı, 26 Ekim günü Türk Tabipler Birliği Başkanı ve konsey üyelerinin görevden alınması için davaname hazırladı.
‘TRT 1’e bağlanıp aynı şeyleri söylese dava açılmayacaktı’
Kaleli’nin ardından söz alan avukat Eyüboğlu ise “İddianamedeki temel isnat, müvekkilin bağlandığı yayın organıdır. Hangi yayına bağlandığına bakmak hukuk dışı bir yaklaşım. TRT 1’e bağlanıp aynı şeyleri söylese dava açılmayacaktı ama Medya Haber’e bağlanıp konuşunca dava açılıyor” dedi.
Suçun unsurlarının oluşmadığını belirten Eyüboğlu, “Müvekkilin atıf yaptığı kimyasal silahların yasaklanması konusundaki Cenevre Sözleşmesi, Türkiye’nin de taraf olduğu bir sözleşme. Müvekkil, ‘Sözleşme gereğince yerinde inceleme yapılması gerekir’ diyor. Yapılması gerekeni söylüyor. Alanının uzmanı olarak bunu söylemesinde hukuka aykırı bir durum yok” ifadelerini kullandı.
Eyüboğlu, “Hak kullanımı suç oluşturmaz. Var olan hukuki iklime ve her şeye rağmen müvekkilimizi alıp gitmek için geldik. Bu tutuklama çok haksız” diye ekledi.
TTB avukatı Hülya Yıldırım da “Sizin de önünüzdeki çözüm tutanağında ne bir örgüt atfı ne de bir beyan var. Sadece bir değerlendirme var. Terörle Mücadele Kanunu 7/2’nin unsurlarının oluşmadığı açıktır” dedi.
Tutukluluğun devamı istendi
Avukat savunmaları sonrasında esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından üst sınırdan hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep ederek, tutukluluğun devamını istedi.
Duruşma 1 saatlik aranın ardından başladı.
Savcının mütalaasına ilişkin konuşan Fincancı, “Tutuklu olmak elbette zor ama benim gibi bir insan hakları savunucusu için hapishane, bulunmaz bir nimet. Gazeteye hapishanedeki mahpusların, çalışanların sorunlarını yazıyorum. Biraz daha uzun süre yazmaya devam ederim” dedi.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı daha sonra savunma yapacağını belirten Fincancı, “Adli tıp dersi anlatmaya da devam edeceğim” dedi.
Fincancı’nın ardından konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan, “Biz nerelere gittik? Şimdi siyasi iklim değişti diye suç ve ceza değişebilir mi? Bir ülkede siyasi makamlar insanları sürekli olarak yargıya hedef gösteriyorsa orada bir sorun vardır. Mahkemeniz üzerinde etki kurmak isteyen siyasilere seslenmek gerekir. Mahkemeleri rahat bırakın. Siyasal iktidar bir suç tanımı yapıyor, o suç tanımına göre yargının harekete geçmesini istiyor” ifadelerini kullandı.
Avukat Meriç Eyüboğlu da “Vereceğiniz karar kıymetli. Hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. Üzerinizdeki baskıyı biliyorum. Türkiye ve dünyada çok sayıda kişi, vereceğiniz kararı bekliyor. Cezalandırma amacıyla tutuklamanın devamına karar verirseniz tarih bunu da yazacak” dedi.
Tutukluluğa devam kararı
Ara kararını kararını açıklayan mahkeme heyeti, Fincancı’nın tutukluğunun devamına hükmetti.
Duruşma 29 Aralık Perşembe gününe ertelendi.

Duruşma öncesi
Sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin duruşma öncesi açıklama yapacağı Çağlayan Adliyesi önündeki alan polis tarafından kapatıldı. Bu nedenle açıklama adliyenin yakınındaki metro durağı çıkışında gerçekleştirildi.
Fincancı’nın serbest bırakılması çağrısı yapılan açıklamada “Birçok sağlık sorunu nedeniyle uçak ile getirilmesi için her türlü hukuki girişimlerimize rağmen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir minibüs ile elleri kelepçeli olarak saatlerce süren bir yolculukla Ankara’dan İstanbul’a getirildiği öğrendik. Bir bilim insanın bu şekilde bir muameleye işkenceye tabi tutulmasını şiddetle kınıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Fincancı Davası | Duruşma öncesi Gazete Karınca'ya konuşan HDP Mv. @zuleyhagulum: TTB susmayacak; Şebnem Hoca hiç susmadı, susmayacak; bugün O'nu alıp çıkmayı bekliyoruz
📍Çağlayan, İstanbul pic.twitter.com/NwTSbWMVmh
— Gazete Karınca (@GazeteKarinca) December 23, 2022
Ne olmuştu?
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığına yönelik iddiaların araştırılması gerektiğini söylemiş, ardından iktidara yakın medya tarafından hedef gösterilmişti.
Sosyal medyada da hedef gösterilen Fincancı’ya jet hızıyla soruşturma açılmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, soruşturmayı ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçlarından başlattığı belirtilmişti.
Fincancı, “Ben bu değerlendirmeleri TTB Başkanı olarak değil, bir Adli Tıp uzmanı olarak yapıyorum. Bir kimyasal etkisi olabilir. ‘Sinir sistemini etkileyen o istemsiz hareketler nedeniyle bunun araştırılması gerekir’ diyorum. Yani görüntülerde bunu söylemek olanaklı değildir diyorum canlı yayında” demiş, hakkında açılan soruşturma için de “Bu gözdağıdır, ben uzman olarak görüşümü açıklamayla devam edeceğim” yorumunu yapmıştı.
Soruşturma açılmasının hemen ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şebnem Korur Fincancı ile ilgili yargının harekete geçtiğini söylemişti. Yasal düzenleme ile kurumun adının değiştirilebileceğini de söyleyen Erdoğan, “Sınır ötesi operasyonlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütü destekçilerini buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız” ifadelerini kullanmıştı.
AKP ile birlikte Cumhur İttifakı’nı oluşturan MHP’nin lideri Devlet Bahçeli de TTB’nin kapatılması çağrısını yineleyerek, Şebnem Korur Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılmasını istemişti.
Hedef gösterilen TTB Başkanı Fincancı, 26 Ekim’de İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara’ya götürülmüştü. 27 Ekim’de mahkemeye çıkarılan Fincancı, ‘örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla tutuklanmıştı.
Diğer yandan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise Türk Tabipleri Birliği ile mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili mevzuat çalışması başlatıldığı açıklamıştı.
Bu açıklamadan kısa bir süre sonra da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanlığı üyeleri ile tutuklu TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın görevlerine son verilmesi ve bu görevlere yeni isimlerin atanması istemiyle davaname hazırlamıştı.