Antalya’da konuşan Erdoğan “Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Ülkemize dayatılan bu filmlerle ilk defa karşılaşmıyoruz” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da düzenlenen mitingde konuştu.
Kepez Turgut Özal Spor Salonu önünde seçmenlere hitap eden Erdoğan, Millet İttİfakı’na yüklendi. Erdoğan, “Birileri ülkenin birikimlerini önce 6’lı olarak başlayan masada paylaşmaya niyetlendi sonra ortaklardan biri yerinden kalkıp otururken, masanın altındaki HDP de yerini aldı. 2 büyükşehir belediye başkanını da dahil edip ortak sayıyı 9’a çıkardılar. Ülkenin ve milletin yeminli düşmanları PKK ve FETÖ de seslerini yükseltti. Oldu mu size 11 ortak. Daha DHKP-C’sini, tefecileri, simsarları, istihbarat aygıtlarını saymıyorum” dedi.
‘Bu mekanizma hassasiyetleri umursamıyor’
Kemal Kılıçdaroğlu’na da yüklenen Erdoğan, şunları söyledi:
Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Bu mekanizma hassasiyetleri umursamıyor. Ne diyordu bay bay Kemal ‘Tıpış tıpış oy vereceksin’ diyerek bu nobranlık ifade ediliyor. Bunların derdi Türkiye’yi siyasetiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasisiyle yarım asır kendine gelemeyecek bir çukura itmektir.
‘Eğer gerçek siyasetçiysen çıkar, açıklarsın’
Konuşmasında HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a da değinen Erdoğan, “Şimdi bu Selo cezaevinde. Ne diyorlar, ‘Selo’yu çıkaracağız’. Ondan sonra da Selo’yu Öcalan’ın yerine getireceklermiş. Buradan şu anlaşılıyor; bay bay Kemal demek ki parlamentoda yaptığı görüşme buydu. Açıklayabildi mi, açıklayamaz. Çünkü her şey fırıldak. Düzgün bir şey yok. Eğer gerçek siyasetçiysen çıkar, açıklarsın. Hayatı yalan, hep fırıldaklarla dolaşıyor” ifadelerini kullandı.
‘Bu filmi defalarca seyrettik’
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
Kılıçdaroğlu üzerinden ülkemize dayatılan bu filmlerle ilk defa karşılaşmıyoruz. Bu filmi defalarca seyrettik. Tek parti döneminde insanımızın hak ve özgürlükleri çiğnenirken, sanayi kuruluşlarımızın kapısına kilit vurulurken seyrettik. Darbe ve muhtıralarla seyrettik. Koalisyon hükümetleri döneminde güven ve istikrarı kaybederken izledik. İdeolojik kavgalarda köken ve mezhep kışkırtmalarında seyrettik. Biz defalarca seyrettiğimiz bu filmin senaristlerini de oyuncularını da finalini de çok iyi biliriz.
‘14 Mayıs’ta bu aziz millet sana sandıkları mezar edecek’
Ülkeyi bir avuç sapkın ideoloji mensubunun evlatlarımızın varlığına göz diken ihtiraslarına teslim etmek istiyorlar. Ülkeyi köken ve mezhep ayrımını derinleştirerek kardeşi kardeşe düşman etmek istiyorlar. Ülkeyi terör örgütlerinin cirit alanına çevirmek istiyorlar. Bunların derdi Türkiye ile Türk milletiyle. Kandil’den ne diyordu birisi, bunların bayrağı, ezanı, dini var mı? Ne diyor, ‘Bizim desteğimiz Kılıçdaroğlu’na’ diyor. Şimdi dini olmayan, diyaneti olmayan, bayrağı olmayan, ezanı olmayan kimler destekliyor bay bay Kemal’i, bu teröristler. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim kim olduğunu. Senin arkadaşın Kandil ve onlarla bu yoldasın. 14 Mayıs’ta bu aziz millet sana sandıkları mezar edecek.
Türkiye’yi bugünkü seviyesine getirmeseydik bize kimse ilişmezdi. Ne terör örgütü ne darbeciler, ne ekonomik tuzaklar ne küresel kampanyaların muhatabı olurduk. Biz teslim olmayı değil, mücadeleyi seçtiğimiz için hedefteyiz.
‘Kılıçdaroğlu’nun desteğine bakın’
Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlere, destek istediklerine, desteğine bakın. Tipik eski Türkiye politikacısıyla karşı karşıyayız. Ağzından çıkanı kulağı duymaz. Vaat diye söyledikleri yapılmış işlerdir. Söylediklerinin ucunun nereye gideceğini kendisi de bilmez. Herkesi tasfiye edeceğini söylüyor. HDP ve PKK ne diyorsa kendisi de onu söylüyor. FETÖ ve gizli tetikçiler ne diyorsa Kılıçdaroğlu onu söylüyor. ABD ve AB’de kulağına ne üfleniyorsa onu söylüyor. Bu zatın kendisini ciddiye almıyoruz.