Gaziosmanpaşa’da seçmenin nabzını tuttuk. Çoğunluk belediyenin çalışmamasına, gençler geleceksizliğe, kadınlar can güvenliğine, emekliler parasızlığa vurgu yaptı. Bir yurttaş “Artık insanlar normal yaşamı lüks gibi görür hale geldi” derken Yeşil Sol Parti İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek ise yurttaşları İstanbul’a sahip çıkmaya çağırdı.
14 Mayıs yaklaşırken seçmenin sorunlarını ve seçimden sonraki beklentilerini dinlemek için gittiğimiz bir başka adres, İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesiydi.
İstanbul’un geç dönem yerleşimlerinden olan ve bir zamanlar Taşlıtarla adıyla tanınan Gaziosmanpaşa, 1950’li yıllardan sonra hızlı bir gelişim gösterdi ve 1963 yılında ilçe yapıldı. Dünyanın pek az yerinde görülebilecek bir kentleşme ivmesiyle ilçenin nüfusu 1935-1997 yılları arasındaki 60 yılda olağanüstü büyüdü ve tam 165 kat arttı.
2008 yılında çıkarılan yeni yasa çerçevesinde Arnavutköy ve Sultangazi bölgeleri Gaziosmanpaşa’dan ayrılarak ilçe statüsü kazanınca Gaziosmanpaşa’nın nüfusu 1 milyon 13 bin 48 kişiden, 460 bin 675’e düştü. Türkiye’nin en kalabalık ilçesi unvanını da böylece kaybetti.
İlçede nüfusla orantılı şekilde artan trafik sorunu, tramvay ve metro hatlarının açılması ile bir nebze azalsa da ilçe sakinlerinin dile getirdiği sorunlar arasında yerini koruyor.
Sıkışık bir kent dokusuna sahip olan ilçe, 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin her yerinden yoğun göç aldı, almaya devam ediyor.
Belediye 2014’ten bu yana AKP’de
Gaziosmanpaşa’da 2018 yılı milletvekili seçimlerinde AKP yüzde 51.5, CHP yüzde 20.1, HDP yüzde 10.1 oy aldı.
2019 yerel seçimlerinde ise AKP yüzde 52.21 ile belediye başkanlığını yeniden alırken CHP yüzde 33.35 ve Saadet Partisi yüzde 8.88 oy kazandı.
İlçede belediye başkanlığını görevini 2014 yılından bu yana AKP’li Hasan Tahsin Usta yürütüyor.
Belediye hizmetlerinin yetersizliği, özellikle ilçedeki çöp ve kirlilik sorunu, ilçe sakinlerinin dile getirdiği problemlerin başında yer alıyor. Gaziosmanpaşa yerelinde halkın AKP’li belediyeye yönelik en büyük şikâyeti çöplerin toplanmamasıydı.
Cadde ve sokaklarda ilerlerken sık sık birikmiş, toplanmamış çöplere rastladık.
Muhtemelen seçim çalışması kapsamında meydanda yaklaşık 15 yeni çöp arabası sergileniyordu. Mikrofonda konuşan bir kişi bu araçların tanıtımını yaparak temiz bir Gaziosmanpaşa vaadiyle meydandan hızlı hızlı yürüyüp geçen yurttaşlara sesleniyordu.
Gaziosmanpaşa’da oturanların deyimiyle ‘yereldeki kötü hizmet’in genel seçime nasıl yansıyacağını, ilçenin sorunlarını ve beklentileri öğrenmek üzere mikrofonumuzu ilçe sakinlerine uzattık.
İlçe seçim bürosu açılışında konuştuğumuz Yeşil Sol Parti 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek ise sorularımızı parti program ve çözüm önerilerini de anlatarak cevapladı.
‘Biz belediye başkanının bir faydasını görmedik’
Mesut Satış, hem Gaziosmanpaşa’nın temizlik krizine ve belediye hizmetlerine değindi hem de ekonomik problemlerin sosyal hayatı kötü etkilediğini anlattı:
Temizlik konusunda şu an sıfırız. Özellikle bu son dönem için konuşuyorum. Biz belediye başkanının hiçbir faydasını görmedik. Çöp konteynerleri leş gibi, hep çocuk oyun parklarının yanında. Hiç temizlenmiyorlar.
İnsanların alım gücü çok zayıf bence. Şu an işsizlik hâkim, biz 40 yaş üstü insanlar biraz olsun rahatız. 30 yaş ve altı insanlara Allah yardım etsin, hep bir belirsizlik içinde yaşıyorlar. Yaşadığımız hayat lüks değil. Şimdi ben kızıma mont almayayım mı, eşofman almayayım mı? Benim sosyal hayatta yaşadığım problem şu: Mesela ben ‘çocuğumu konsere, tiyatroya götüreceğim’ dediğimde, ‘ne gereği var, bir de buna para mı harcıyorsun’ deniyor. Artık insanlar normal yaşamı lüks gibi görür hale gelmiş.
‘Ağaçlarımız vardı, ‘kesmeyin’ dedik, ‘keseriz’ dediler’
Hülya Yılmaz isimli kadın kentin erkeklere göre planlandığından, kadınlar ve çocuklar için uygun güvenli alanlar olmamasından yakındı:
Gaziosmanpaşa Meydanı yani burası, eski yerleşim bölgesi. Yeni yerleşim bölgesine çok güzel hizmet veriliyor. Ama bu eski yerleşim alanına hiçbir şekilde hizmet verilmiyor. Ağaçlarımız vardı, ‘kesmeyin’ dedik, ‘keseriz, yol yapacağız’ dediler, şimdi de tekrar ağaç diktiler. Toplanma alanı da burası olarak görünüyor. ‘Afet zamanında nereye toplanacağız?’ diye sorduğumuzda meydan diyorlar. Ama meydan dedikleri yer de zaten bina dolu. Burası nasıl toplanma alanı olacak?
Taleplerimiz çocuklarımızın geleceği olsun. Çocuk parkları, bizim de oturabileceğimiz yerler olsun. Bakın hep erkekler oturuyor, biz kadınlara hiçbir şey yok, oturamıyoruz bile.
‘AKP’liyim ama oy vermeyeceğim’
Daha önce AKP’ye üye olduğunu söyleyen Salim Babayiğit, üyelikten çıkma gerekçelerini şöyle açıkladı:
Şu an çalışma yok, yollar kötü. Belediye başkanı çalışmıyor, bu yüzden ona oy vermeyeceğim.
Düzenli bir EYT çıkmadı, bir günden dolayı kaybedenler oldu. AKP’liyim ama oy vermeyeceğim. Ben parti üyeliğinden de çıktım, çünkü haksızlık yapıyorlar.
Bir diğer kadın, düzelme umudunu değişime bağlayarak, ‘‘Burası artık yaşanacak bir yer olmaktan çıktı. Düzen, temizlik yok. Madde kullanan çok. Ben burada poşetin içinde bali koklayanları çok görüyorum, düzelmez. Değişim olursa belki bir şeyler düzelebilir. Tabi değişim olsa da düzelene kadar 5-10 yıl geçer’’ dedi.
‘Sürekli biber gazı taşımak zorumda mıyım?’
Yaşanan sorun her neyse kadınlar, o sorunun iki katını yaşıyor ve toplumda erkeklerden daha farklı problemlerle de muhatap olmak zorunda kalıyor. Elif Erdinç isimli genç kadın, başından geçen bir olayı dışarıda ne kadar güvensiz hissettiğini anlamamız için paylaştı:
Geçen gün adamın biri kemerini çıkarıp beni dövmeye kalkıştı. Orada güvenlikler de vardı ama hiç kimse sesini çıkarmadı. Bizim can güvenliğimiz olmayacak mı? Ben sürekli biber gazı mı taşımak zorunda olacağım ya da her koşulda birini mi aramak zorunda kalacağım? Kadınların korunması gerekiyor, can güvenliğimizin olduğunu düşünmüyorum.
Butikte çalışan Ceyda Erdoğan isimli bir diğer genç kadın da benzer sorunları şu şekilde aktardı:
Dışarı çıkamıyoruz, çok saçma sapan insanlar yüzünden. Rahatsız oluyoruz, mesela ben gece burada 12’den sonra dışarıya çıkarsam korkuyorum, sürekli arkama bakarak yürüyorum. Demek istediğimi anladınız mı? Burada çok sapık insan var.
‘İstanbul’da elde edilen zafer, Türkiye’nin zaferidir’
İlçe seçim bürosu açılışında konuştuğumuz Yeşil Sol Parti 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek, sorularımızı yanıtlamaya, bir Türkiye temsili olan İstanbul’un seçim sonucunun ülke geneli açısından belirleyici olduğunu hatırlatarak başladı:
İstanbul kadim bir kenttir, inançlar, kültürler, kimlikler şehridir. Onlarca farklı kimlik bu şehrin gerçek sahipleridir. İstanbul’da bir bütün olarak insanların kendi kimliklerinden kaynaklı ortaya çıkan mağduriyetler var. Sadece 2. bölge değil İstanbul bir bütün olarak göçmen şehri, bir Kürt şehri, Alevi şehri… Karadenizlisinden Egelisine ekonomik sebeplerle göç almış bir şehir.
İstanbul’da elde edeceğimiz başarı aynı zamanda Türkiye’de elde edeceğimiz başarı demektir. AKP’ye dönük asıl kalıcı mücadele İstanbul’da yükselecektir. Yani Sivas’ın, Trabzon’un, Dersim’in, Amed’in, İzmir’in hepsini İstanbul’dan örgütleyebiliriz. 31 Mart seçimlerinde de gördük İstanbul’da elde edilen zafer Türkiye’nin zaferi olacaktır.
‘AKP iktidarı bu kente ihanet etti’
‘Kimdir bu kentin asıl sahipleri’ sorusuna Cengiz Çiçek, Yeşil Sol Parti’yi Nuh’un gemisine benzeterek cevap verdi:
İstanbul aslında bir göçmen şehri, bir mülteci şehri; aynı zamanda yeşile, doğaya ihanet edilmiş bir şehir. Özellikle AKP iktidarı bu kente fazlasıyla ihanet ederek beton bir kent haline getirdi. Deprem gerçeği üzerinden de baksak aslında bu iktidar her yönüyle bizim geleceğimizi tehdit eden hale geldi, bu yüzden bu gemide yalnız değiliz. Nuh’un gemisine benzetiyoruz bu yürüyüşümüzü. Herkes, her renk bu gemide var. Kimse bu gemiden aşağı inmesin.
Emekçi kenti
Yine aynı zamanda İstanbul bir emek kenti, çok ciddi bir emekçi nüfus var. Bu emekçi nüfusun ortaya çıkan enflasyonla, zamlarla nasıl yoksullaştığını hepimiz görüyoruz. Bir yönüyle de AKP’nin ekonomik politikalarına İstanbul’dan dur deme zamanı. Güncel örnek olarak söyleyelim, araba yapıyorlar adına Togg diyorlar, ‘biz Togg diyoruz siz soğan diyorsunuz’ diyorlar. Ama biz yemeğimize soğan doğruyoruz, Togg’u doğramıyoruz ve sizin yaptığınız arabaları insanlar yıllarca çalışsa da alamıyorlar. Alım gücü kalmadı, yoksulluk derinleşti. İnsanlar utancından intihar etmeye başladı.
Kadın kenti
İstanbul kadın kenti, Bu iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra kadın kırımları, kadına dönük şiddet, İstanbul’da daha da fazlalaştı. Kadınların AKP-MHP iktidarına en büyük tokadı atacağı merkezlerden biri İstanbul olacaktır.
Gençlerin kenti
Cengiz Çiçek, kentin sahipleri olarak gördüğü gençlere de geleceklerini sahiplenme çağrısı yaptı:
İstanbul genç şehri, önemli bir gençlik potansiyeline sahiptir. Biz genç arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza buradan sesleniyoruz, bizim için klasik bir seçmen kitlesi değilsiniz. Genç arkadaşlarımızın, demokratik bir gelecek arzulayan, özgür üniversiteyi hedefleyen, anadilde eğitimi isteyen bütün genç arkadaşlarımızı kendi geleceklerini örmek için 14 Mayıs seçimlerine yüklenmelerini istiyoruz.