İstanbul’un en lüks semtlerinden biri olarak kabul edilen Nişantaşı’na, toplumun yaşadığı problemler nasıl yansıyor? Seçmenlerin tercihi ne olacak? Bu soruların cevabını almak için gittiğimiz Nişantaşı’nda mikrofon uzattığımız bir vatandaş durumu şöyle özetledi: Nişantaşı’ında sorun varsa, Türkiye’de çok daha fazlası vardır.
Seçmenin sorunlarını ve taleplerini dinlediğimiz haber dosyamızın bu seferki adresi İstanbul Şişli’ye bağlı Nişantaşı semtiydi.
Kentin Avrupa Yakası’nda bulunan Nişantaşı, günümüzde hem yoğun trafikli, canlı, kalabalık bir bölge olmayı hem de lüks mağazaları, galerileri, lokantaları ve zarif vitrinleriyle seçkin bir semt olmayı sürdürmekte.
Türkiye’nin gündeminde olan, başta ekonomi olmak üzere birçok problemin düşük gelirli insanların oturduğu ilçelerde etkisini öngörebilirken, Nişantaşı gibi ‘yüksek gelirli’ bir semt sorunlardan ne düzeyde etkileniyor veya bu etkinin seçimde nasıl bir çıktısı olacak?
Şişli’de 2018 milletvekili seçiminde CHP yüzde 41,7, AKP yüzde 25,3, HDP yüzde 18,2 oy toplamıştı.
Yine 2019 yerel seçimlerinde CHP yüzde 48,49, DSP yüzde 28,89, AKP yüzde 20,88 oy almıştı.
Mikrofonu uzattığımız birçok kişi konuşmamayı tercih ederken, konuşanlar sorunlarını net bir biçimde ifade ediyor. Gezerken karşılaştığımız CHP ve Yeşil Sol Parti’nin seçim stantlarına da parti olarak çalışmalarını ve seçimlerdeki hedeflerini soruyoruz.
’20 yıldır böyle bir şey yaptılar mı?’
Güzellik merkezinde çalıştığını söyleyen Sevda, yabancıların arttığını belirterek, bu durumun etkilerini anlatıyor. İktidarın şu an oy toplamak için her şeyi yapılabildiğini söyleyen Sevda, şimdi yapılan düzenlemelerin 20 yıldır neden yapılmadığını soruyor:
Bu seçim için asgari ücrete yüzde 95 zam yaptılar. 20 yıldır böyle bir şey yaptılar mı? Yapmadılar. Herkes biliyor, kimse aptal değil. Zam yapsan ne olacak, 2 ayda o zam zaten eriyor. Ben mesela burada öğlen yemeği yiyorum. 200 TL’den aşağı yemek fiyatı yok. Simitle besleniyoruz çünkü aldığım para karşılamıyor. Ama gönlüm CHP’den yana, umarım gelir, umarım değişir.
‘Nişantaşı’nda sorun varsa Türkiye’de çok daha fazlası vardır’
Maçka’da köpeğini gezdiren Gökhan Tan, Nişantaşı’nda yaşıyor. ‘Neyin değişmesini istersiniz’ sorusuna birçok madde sıralarken, düzelmesi gereken sorunların başında ekonominin geldiğini söylüyor:
Nişantaşı’nda bir sorun varsa herhalde Türkiye’de çok daha fazlası vardır. Nişantaşı’nın çok sorun diyebileceğim bir hali yok galiba.
Hangisinden başlamalı, her şey değişmeli. Derin bir ekonomik kriz var ama ekonomik krizin sebebi de ekonomik değil. Toplumdaki adalet ve hukukun, eğitimin yerle bir olması, medyanın kalmaması… Yani hiçbirini birbirinden çok öteleyemezsiniz, ama gözle görünen acil müdahale edilmesi gereken ve bir yerde çözümün anahtarı olacak şey şu anda ekonomi.
‘Halk çöpten besleniyor, boş tencere AKP’yi sandığa gömecek’
Daha önce tekstil sektöründe çalıştığını söyleyen bir kadın, EYT’li (emeklilikte yaşa takılanlar) olduğunu ve işten çıkarılma sürecini anlatıyor. Mikrofondan, 3 aydır yanıtsız bırakılan soruları tekrarlıyor:
EYT’li diye bizi emekli yaptılar, işten çıkardılar ama para, maaş yok, beş kuruşsuzuz. SGK’yı arıyorum ‘3 ay sonra maaşın bağlanacağını’ söylüyorlar. 3 aydır işsiz bıraktılar bizi. Ne yiyip içeceğiz onu sormak istiyorum. İyi ki karşıma çıktınız. Gerçekten sormak istiyorum: Maaşlarımızı ne zaman bağlayacaklar, ne zaman haklarımızı verecekler?
Bazıları diyor ki karnımız tok, buna şükredelim. Karın tokluğuna şükretmeyin, benim hakkım çalınıyor. Ben açlığa, yokluğa şükredemem, sadece hakkımı istiyorum.
Kendileri uçuyor, kendileri saraydaki saltanatlarını sürdürüyor. Halkı da öyle görüyorlar ama halk çöpten besleniyor. Değişeceğine inanıyorum. Mutfaktaki boş tencerenin AKP’yi sandığa gömeceğini düşünüyorum.
‘Türkiye’de son 15 yıldır sanat yapmak zor’
Sokakta kostümüyle çalışan sanatçı Hüseyin Fevzi Marangoz, Maraş depremlerinden sonraki Kızılay iddialarına değinerek bir sanatçı olarak Türkiye’de sanatın durumu üzerine gözlemlerini paylaşıyor:
Bizim kan verdiğimiz neredeyse 2 yüz yıllık bir kurumun şirketleştirilmesi bana çok saçma geliyor. Bu dediğim nasıl oluyor merak ediyorum. İsterdim ki bir bakanımızın tweet ile değil de bir istifa dilekçesi vererek ülkeyi öyle terk etmesidir. Tweet atarak ‘bay bay ben gidiyorum’ değil yani.
Türkiye’de son 15 yıldır sanatsal bir faaliyet yapmak istediğin zaman ne valilikten ne de belediyeden izin alamıyorsun. İzni alsan bile bir yerlerde bir şey patlıyor, bir yerlerde olan olay bize de yansıyor. Türkiye’de her yere yansıyor. Sokaklar daha canlı, sanatsal faaliyetlerin yapıldığı yerler olabilir.
‘Balon satıyorum, geçinemiyorum’
Güngören’de oturan ve Nişantaşı’nda balon satan Hasan Kogar ise dilenciliğin artmasından yakınarak, milletvekillerinin halkı seçim zamanlarında hatırladığını dile getiriyor:
Söylemek doğru olur mu bilmiyorum ama çok dilenci var burada. İhtiyacı olan veya olmayan herkes dileniyor. Her şey pahalı, her şeye her gün zam geliyor. Ben Güngören’de bin 800 TL’ye oturuyordum, ev sahibi 5 bin TL yaptı, şimdi de 7 bin TL yapacağım diyor. Asgari ücret 8 bin 500 TL. Nasıl geçineceğiz, balon satıyorum, zar zor geçiniyorum. Milletvekilleri oya ihtiyaç duydukları için şimdi dolaşıyorlar. ‘İyi misin, bir ihtiyacınız var mı’ diye soruyorlar. Seçim bittikten sonra o da bitiyor.
Görüş almak için gittiğimiz partilerin seçim stantlarındakilerin de benzer sorunları tespit etmelerinin yanında çözüm için bazı yol haritaları çiziyorlar. CHP seçim standında broşür dağıtımı yapılırken, Yeşil Sol Parti standında ise müzik dinleniyor, kadınlar halay çekiyordu.
‘Adalete güven azaldı, insanlar bağımsız yargıyı unuttu’
CHP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Berk Arkan, ülkedeki ekonomik problemlere şöyle değiniyor:
Vatandaşımız bugün evine ekmek götürmekte zorlanıyor. Bugün gençlerimiz sosyal yaşamını kısıtlamak zorunda kalıyor. Bugün dolar, euro kurları korkunç derecede yükseldi. Gençler yurtdışına çıkamıyor; yurt içinde tatil yapamıyor; kültürünü, vizyonunu geliştirecek faaliyetlerde bulunamıyor. Yine enflasyondan dolayı kiralar aşırı derecede artmış durumda. Oysa barınma en temel ihtiyaç.
Bu sorunları CHP olarak çözmeye aday olduklarını belirten Arkan, “Ben adalet sisteminin içinde olan bir hukukçuyum. Adalete güven azaldı, insanlar bağımsız yargıyı unuttu. Sadece Şişli özelinde değil, tüm ülke genelindeki soruların çözümü için Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve partimiz CHP’ye oy vermeye çağırıyoruz” diyor.
İhtiyaç sahibi kadınlara altın
Yine stantta duran CHP Merkez Mahallesi Temsilcisi Gülten Aksoy, ‘kadınların sorunlarına nasıl çözümler üretmeyi düşünüyorsunuz’ sorusuna cevaben son çalışmalarını anlatıyor:
6 aydır kadın hakları ile ilgili, kadın aile destek sigortası projemiz var. Biz kadınlar sokak sokak gezerek bunu kadınlara anlattık. Hiçbir kadın sigortasız kalmayacak. Bunun yanında ihtiyaç sahibi olan kadınlarımıza da altın vereceğiz.
‘CHP’de kadın kotası yeteri kadar işliyor mu’ sorusuna Gülten Aksoy, şu cevabı veriyor:
Bizim kadın kotamızda herhangi bir sıkıntı yok. Kadınlar daha da ilerleyip ön plana çıkacak tabi. Elbette kadınlarımız bu konuda cesaretlensinler diye düşünüyorum. Erkeklerden daha cesur olursak kadın kotasının yükseleceğine inanıyorum.
Bütün kadınlara omuz omuza mücadele çağrısı
Yeşil Sol Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Nilay Kuş ise ülkenin kadın haklarını gasp eden bir sistem tarafından yönetildiğini vurgulayarak, kadınlara seçim sürecinde örgütlenme çağrısı yapıyor:
Bizler bu zihniyete ve sisteme karşı yıllardır sokaklarda, meydanlarda direniyoruz. Önümüzde 14 Mayıs seçimleri var. Bizler Yeşil Sol Parti olarak sistemi değiştirmeyi ve kadınlar için güvenli, eşit ve özgür bir yaşamı kurmayı vaat ediyoruz. Bu nedenle bütün kadınları sadece seçim günü oy kullanmaya değil, bu süreçte bizlerle yan yana gelmeye, mücadeleyi omuz omuza büyütmeye ve seçimlere daha güçlü girmeye davet ediyoruz.
‘100 vekil Meclis’e girmeli ve en az yarısı kadın olmalı’
Nilay Kuş, Meclis’te kadın temsiliyetinin yeteri kadar güçlü olmadığını söyleyerek, kendi partilerinin bunu değiştirmek için kararlı olduğunu vurguluyor:
Meclis’e baktığımız zaman aslında yaş ortalaması yüksek, erkeklerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Kadınların sesinin, Meclis’teki temsiliyetinin kısıtlı kaldığını görüyoruz. Özellikle AKP-MHP cenahına baktığımızda çok az sayıda kadın olduğunu; yine Millet İttifakı bileşenlerine baktığımızda benzer bir zihniyetin devam ettiğini görüyoruz.
Yeşil Sol Parti’nin en az 100 vekile, bu 100 vekilin en az yarısının kadın olması şeklinde Meclis’e girmesi önemli. Çünkü karşımızda İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran; 6284’e de saldıran ittifaklar var.
Yeşil Sol Parti olarak hem İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalayacağımızı hem de var olan yasaları kadınların güvenliğini sağlayacak şekilde uygulanmasını sağlayacağız. Bu anlamda en yüksek temsiliyetle iktidara gelmemiz çok önemli.
Duyarlı olma ve sandıklara sahip çıkma çağrısı
Türkiye’deki neredeyse her seçimin güvenli şartlarda olmadığına, daha önce oyların çalındığına dönük görüşler, deneyimler var. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde oy sayımı sırasında yaşanan elektrik kesintisi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Arkadaşlar bir espri gibi kabul etmeyin lütfen; bir trafo merkezine bir kedi girdi ve kısa devre yaptı. Yaklaşık 4 metreden atlayan bir kedi bunu yapabiliyor” açıklamasını yapmıştı.
Seçim güvenliği için başlattıkları çalışmaları anlatan CHP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Berk Arkan, seçimde görev alabilecek herkese sandıkları koruma çağrısı yapıyor:
Özellikle İstanbul genelinde sandıklarda sağlam olduğumuzu düşünüyorum. Ben ilçe bazında çalışıyorum ama il bazında çalışma yapan il hukuk komisyonundaki arkadaşlarımızla da görüşüyoruz. Avukatlara yönelik seçim güvenliği eğitimi yapıyoruz. Eğitim almayan sandık görevlimiz, okul sorumlumuz, avukatımız kalmasın diye çalışıyoruz.
Herkese sandık güvenliği, seçim hukuku konusunda seçim anında ve sonrasında yapılması gerekenler hususunda eğitim vermeye gayret ediyoruz.
Herkesten ricam ilçe başkanlıklarımıza başvursunlar. Müşahit veya gözlemci olabilirler. Avukatlarsa okul hukuk sorumlusu olabilirler, bilişimden anlayan kişilerse bilişim sorumlusu olabilirler. Çünkü ıslak imzalı sandık tutanakları çok çok önemli. O tutanaklardaki sonuçlar bize 2019’da seçimi kazandıran sonuçlar. Duyarlı olan herkesi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum.