Taksim Dayanışmasının çağrısıyla, Gezi direnişinin 10. yılında Taksim’de düzenlenen açıklamada Gezi’nin bir demokrasi çığlığı olduğu belirtilerek “Tüm farklılıklarımızla Gezi’de olduğu gibi birbirimizin elinden tutmakta inat ediyoruz” dendi.
Gezi Parkı’nın yıkımına karşı başlayan ve ülke genelinde halkın günlerce sokağa dökülmesine neden olan Gezi direnişinin 10. yılında Taksim Dayanışmasının çağrısıyla çok sayıda yurttaş TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi.
Açıklamaya Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin aileleri, HDP Milletvekilleri Musa Piroğlu, Oya Ersoy, EMEP GYK üyesi ve Antep Milletvekili Sevda Karaca, TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekili Ali Şeker, Sol Parti PM üyesi Alper Taş katıldı.
“Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza” pankartının asıldığı şube binasının önünde bir araya gelen kitle “Gezi tutsakları onurumuzdur”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Erdoğan gidecek başka yolu yok” sloganları attı.
Gezi eylemleri sırasında yaşamını yitirenler anıldı.
‘Hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz’
Ardından açıklamaya geçildi. Taksim Dayanışması adına açıklamayı okuyan Esin Köymen “Bu memleket aydınlığa kavuşsun diye gencecik yaşlarında hayatlarını kaybeden, bizden ayırdıkları Berkinimizin, Ali İsmailimizin, Abdocanımızın, Mehmetimizin, Ethemimizin, Ahmetimizin, Medenimizin ve Hasan Feritimizin anılarıyla gurur duyuyoruz.” dedi.
Taksim Dayanışmasının basın açıklaması şöyle:
Köymen sözlerine şöyle devam etti: “Gezi’nin onuncu yılında, şehir şehir dalga dalga yayılan, yasaklara, hukuksuz cezalara, baskıya, ranta, talana, yalana, tüm ayrıştırma politikalarına karşı yan yana durduğumuz, sesimizi çığa dönüştürdüğümüz o şanlı direnişten hala ilk günkü gibi gurur duyuyoruz!”
‘Gezi bizim demokrasi çığlığımızdı’
Köymen açıklamasında “gurur duyuyoruz” dediklerini şöyle andı:
“Gezi’de ben de vardım” diyenlerle… “Gezi bizim demokrasi çığlığımızdı O çığlık bu ülkenin semalarında dolaşmaya devam ediyor ve edecek” diyenlerle… “Gezi’yi ömrünün en renkli, en coşkulu, en heyecanlı ve en güzel günleri arasında anımsayanlarla… Ülkeyi karanlığa boğan rantçı, piyasacı, kadın düşmanı siyasetin karşısında Gezi Parkı’nın; eşitlikçi, paylaşımcı, doğayı ve emeği koruyan ve kadınların önde saf tuttuğu başka bir dünya mümkün diyenlerin yanında duranlarla… Bunca ötekileştirme, düşmanlaştırma çabalarına rağmen Gezi’nin o bir aradayız ruhundan da güç alarak birlikte yaşama iradesini, taleplerinden ve haklarından en ufak bir geri adım atmadan sürdürme kararlılığını gösterenlerle…. Tek bir kız kardeşlerini bile yalnız bırakmayan kadınlarla, yok sayılmaktan öte siyasi iktidar sahipleri tarafından nefret objesi haline getirilmelerine rağmen buradayız ve burada var olmaya devam edeceğiz kararlılığını gösteren LGBTİ bireylerle… Gündüz işte gece direnişteyiz diyen beyaz yakalılarla, şehrin bütün parklarını Gezi parkına dönüştüren işçilerle, işsizlerle, emeklilerle… Coşkusu, enerjisi ve kararlılığıyla bu ülkede haksızlıklara hukuksuzluklara adaletsizliklere her zaman karşı çıkanlar olacağını gösteren gençler ve ruhu hep genç kalanlarla… Gurur duyuyoruz!
‘Gezi’yi bir afet toplanma alanı olarak koruyanlarla gurur duyuyoruz’
6 Şubat depremlerini anımsatan Esin Köymen “Bir kez daha haklılıkları ispatlandığı üzere, sağlıklı ve dayanıklı kentlerde yaşama hakkını hukukla ve meslek ilkeleriyle savunarak Gezi’yi bir afet toplanma alanı olarak koruyan, bu ülkenin demokrasi güçleri ve demokrasiye omuz veren yurttaşlarıyla gurur duyuyoruz!” diye ifade etti.
Köymen, 5,5 yıldır hapiste tutulan Osman Kavala ile “Gezi’nin onurlu bakiyesini bizler adına taşıyan” diye andığı bir yıldan fazladır tutuklu bulunan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Mine Özerden’le gurur duyduklarını kaydetti.
‘Karşı olmak pasif bir tutum değil bizler için aktif bir tavırdır’
Köymen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ve ülkemizin adaletsiz, hukuksuz, farklı görüşlere tahammül edilmeyen, demokratik talep, tepki ve eylemlerin doğrudan doğruya suç kapsamına alınan bir anlayışla yönetilmesine, yargının bağımsızlığının ortadan kaldırılmasına, dosyaları okumayan, delillere bakmayan, direktifle kararlar veren mahkemelere, Hak arayanı biber gazına boğulmasına, polis şiddetine maruz bırakılmasına, ülkenin gençlerinin, eğitimli, kültürlü kesiminin, muhaliflerin, emeği sömürülen işçilerin; baskı, ekonomik kriz, geleceksizlik, liyakatsizlik yüzünden bir nefes, bir huzur arayışı ya da hayatta kalabilme çabasıyla kalbini memleketinde bırakıp bu ülkeden göç etmek zorunda bırakılmasına karşıyız! Karşı olmak pasif bir tutum değil bizler için aktif bir tavırdır.
‘Dünya tarihinin gördüğü en adaletsiz seçimlerinden biri’
Devletin tüm imkânlarının iktidar adına kullanıldığı, dünya tarihinin gördüğü en adaletsiz seçimlerinden birinden çıkan sonuç bizi umutsuzluğa sürüklemeyecek. Aksine, eşitlik özgürlük ve adalet için tüm farklılıklarımızla Gezi’de olduğu gibi birbirimizin elinden tutmakta inat ediyoruz. Gezi’de kapısını araladığımız o coşkulu, heyecanlı, bir arada, umutlu, paylaşımcı, dirençli ‘bir başka dünya’ için mücadele etmeye devam ediyoruz. Bilsinler ki bizim pusulamız Gezi’dir. İnsanca, özgür, adil, refah içinde, demokratik bir yaşam talebimiz ve hak arayışımız hep sürecek. Onuncu yaşında da, Gezi’yi hep genç kılan, bizi hep ayakta tutan, tüm hayallerimiz gerçek olana kadar dilimizden düşmeyecek olan sloganıyla anıyoruz Gezi Direnişini ve bu sloganla karşılıyoruz önümüzdeki dönemi bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Bu gurur hepimizin! Karanlık gider, Gezi kalır!”
Basın açıklamasının ardından Taksim’e çıkan Kaldıraç ve TKP üyeleri gözaltına alındı.
İzmir’de de açıklama yapıldı
Gezi direnişinin yıl dönümünde bir açıklama da İzmir’de yapıldı.
Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan basın açıklamasında “Gezi tutukluları serbest bırakılsın” pankartı açıldı.
‘Bizim pusulamız Gezi’dir’
Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti, kurum, sendika ve meslek odalarının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Grup adına basın metnini okuyan Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yöneticisi Kemal Çakmak, “Bilsinler ki bizim pusulamız Gezi’dir. İnsanca, özgür, adil, refah içinde, demokratik bir yaşam talebimiz ve hak arayışımız hep sürecek. Onuncu yaşında da, Gezi’yi hep genç kılan, bizi hep ayakta tutan, tüm hayallerimiz gerçek olana kadar dilimizden düşmeyecek olan sloganıyla anıyoruz. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” ifadelerini kullandı.