Erdal Doğan
Günlerden yine yeniden Salı.. Gücünü ve işlevini daha çok yitirmiş Meclis’te siyasi grup oluşturabilmiş partilerin Meclis grup konuşmalarıyla gündemin haber akışları akacak yine ve yeniden… Bugünden başlamak üzere, yarın ve ertesi gün.. Birbirini takip eden beylik, hanımlık , siyasi sözler yeniden ve yineden görsel, sözsel, yazılı ve sosyal medyada uçuşarak..
Bu üç günün sonunda halkın çoğunluğunda geride kalan tek bakiye; büyük bir yılgınlık, çaresizlik ve umutsuzluk tortusu…
Saniyeler içinde elinde, avucunda ve cebindeki eriyen para birimiyle ülkede ve dünyada tutunmaya çalışan milyonlarca sabit gelirlinin derin belirsizliğinizden söz etmeye çalışıyoruz! Yalnızca sabit gelirli mi esnafı da orta ölçekli ticaret erbabından da bahsediyoruz. İşsiz, güçsüz, gelirsiz kesimlere biçilen kaderse zaten bir kör gayya kuyusudur!
Tarih hiç böyle bir umutsuzluk ve belirsizlik eşiğinden geçmediğinden olsa gerek ne olacağını bilmiyor, hesap edemiyor! Özellikle emeklilik ve asgari ücret üzerinden maaş alanların, alım güçlerinin hem ülkede hem de dünyada dolar gibi döviz cinsi para karşısında geldiği en düşük düzeyini tekrar ne hatırlayacak ne de anlatacak değilim.
Bu satırların yazarı olarak benim tek terdim güçlendirmiş demokratik parlamenter sistemini savunarak yeniden inşa edecek muhalif sıfatlandırmada yer alan siyasi grubu olan ya da olmayan tüm siyasi grupların neden etkili demokratik bir parlamenter çözüme gidecek somut adım arayışlarını bulamayışlarıdır.
Çoğu esnafın bile son haftalarda TL’nin döviz değerleri karşında giderek değer kaybı karşısında yeni mal alamadığı gibi, çok zorlandığı için mevcut elindeki mal ve malzemeleri de elinden çıkarmayı göze alamadığı zamanlardan geçiyoruz. Çünkü az bir karla elinden çıkardığı üründen kar etse bile onun yerine benzer mahiyette ürün ve malzemeyi sattığı miktar veya ondan daha ucuza alamadığından haliyle satamadığı, ticaretin dönmediği bir süreçten bahsediyoruz. Bahsettiğimiz süreç öyle bir süreç ki: Büyük çapta ülke ekonomisi dinamosunun üzerinde yükseldiği tefeci bezirgan dinamikleri ile birlikte devlet destekli yaratılmış gaspçı finans kapitalin dahi mevcut elindeki ürün ve malzemeyi günün TL ücretiyle pazarlamayı veya üretmekten ziyade stoklamayı tercih ederek daha çok kar etmeyi hesapladığı külli bir ekonomik bir manzaradan bahsediyoruz! Sabit gelirli kesimlerle ve geliri olmayan milyonlarca kişinin akıbetini siz düşünün!
Sözün kısası haftalık grup toplantılarında hamasetle muhalefet yapılacak dönemleri çoktan geçmiş bulunmaktayız.
Süreç 1.5 yıl sonrasını yani Haziran 2023 seçimlerini beklemeyecek aciliyettedir. Cumhurbaşkanı ya da Meclis’in acil olarak ülkeyi erken seçime götürmesinin zorunlu olduğu çok zorlu bir dönemeçten geçiyoruz. Bu mümkün değilse o zaman hükümeti yeni seçime zorlamak için Meclis’te grubu olan veya olmayan tüm muhalefet partilerin meclisten istifa ederek güvenli biçimde yeni seçimin başlangıcın işaret fişeğini çakmanın zamanın artık gelip geçtiğidir!
