Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması yürüten altı muhalefet partisi bazı ilkelerde anlaştı: “Gensoru geri geliyor. Cumhurbaşkanının “OHAL KHK’sı” yetkisi kaldırılacak, yasama, yürütme ve yargıya ilişkin icrai yetkilerine son verilecek. Başbakanın yetkileri artırılacak. Hakimler ve Savcılar Kurulu yeniden düzenlenecek.”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda temel ilkeleri belirlemek üzere dün dördüncü kez TBMM’de bir araya gelen CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti temsilcileri “yürütme ve yargı” başlıkları üzerindeki çalışmalarını sürdürdü.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre altı siyasi parti birçok ilke üzerinde uzlaşmaya vardı. Üzerinde anlaşmaya varılan hususlar şunlar:
Yapıcı güvensizlik oyu
- Başkanlık sistemine geçilmesi ile kaldırılan, Meclis’in denetim yollarından olan “gensoru” mekanizması “yapıcı güvensizlik oyu” sağlanması koşulu ile geri getirilecek.
- Buna göre, yeni hükümet kurulması güvence altına alınmadan, gensoru ile mevcut hükümet düşürülemeyecek.
- “İstikrarsızlık, hükümetsizlik” riskine karşı ise gensoru ile hükümetin düşürülmesi yeterli olmayacak, güvensizlik oyu verenler, yeni hükümetin kurulacak olmasının da garantisini verecek.
- Bunun için de Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu ile hükümeti düşürme çoğunluğuna sahip olan Meclis üyelerinin, yine aynı çoğunlukla yeni hükümet konusunda da uzlaşması zorunluluğu aranacak.
OHAL süresi kısalacak
Üzerinde uzlaşılan bir başka başka ilke ise cumhurbaşkanının Olağanüstü Hal Kararnamesi (OHAL) çıkarma yetkisine son verilmesi ve OHAL sürelerinin kısaltılması.
Toplantıda OHAL süresinin kısaltılması konusunda ilke kararına varılmakla birlikte şimdilik bir net süre konulmadı. Bu sürenin 3 veya 4 ay olabileceği üzerinde duruldu.
OHAL yasası yeterli olacağı için halen Cumhurbaşkanı’nın yetkisinde olan “OHAL KHK’sı” çıkarma yetkisine son verilmesi benimsendi.
Cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlanıyor
Muhalefet partileri daha önce cumhurbaşkanının bir kereye özgü 7 yıllığına seçilmesi ve “devletin başı” sıfatıyla sorumsuz ve temsili görev ve yetkiler tanınması konusunda uzlaşmaya varmıştı.
Bu çerçevede, cumhurbaşkanının yasama, yürütme ve yargıya ilişkin görevlerine, yani icrai görev ve yetkilerine son verilmesi benimsendi ve imzaladığı kararlarla ilgili, başbakan ve ilgili bakanın da imzası kuralını içeren “karşı imza” ilkesi öngörüldü.
Cumhurbaşkanına sadece kendi teşkilatı ile ilgili atamalarda tek başına imza atma yetki verilecek ve anayasada istisnai nitelikteki tek başına imza atabileceği işlemler açıkça düzenlenecek.
Başbakanın yetkileri artırılacak
Cumhurbaşkanının icrai yetkilerine son verilirken, başbakanın yetkileri artırılacak.
Başbakan, TBMM üyeleri veya gerekli görülmesi halinde, eski sistemde olduğu gibi milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından bakanları atayacak.
Cumhurbaşkanının, eski parlamenter sistemde olduğu gibi bakanları “veto” yetkisi olmayacak ve Başbakan’ın önerdiği ismi bakan olarak onaylamak durumunda olacak. Aynı şekilde cumhurbaşkanı yasaları bir kere daha görüşmek üzere Meclis’e gönderebilecek ancak bu konuda da veto yetkisi olmayacak.
Hükümet kurma görevi sırayla verilecek
Seçimlerden sonra yeni hükümet kurulması görevi de yeniden düzenlenecek.
Buna göre eski sistemde olduğu gibi cumhurbaşkanı hükümet kurma görevini parlamentoda en çok sandalye sayısına sahip olan siyasi partinin liderine verecek.
Ancak hiçbir siyasi partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmaması halinde, cumhurbaşkanının “seçim hükümeti” kurarak, erken seçime gitme yetkisi de elinden alınıyor.
Buna göre en fazla sandalyeye sahip siyasi parti, hükümeti kuramadığı taktirde, cumhurbaşkanı hükümet kurma görevini sırasıyla ikinci, üçüncü partiye verecek ve siyasi partilerin konulacak süreler içinde hükümeti kurması için uzlaşma araması sağlanacak.
Hakimler Kurulu yeniden düzenlenecek
Yargı başlığı altında yapılan çalışma kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ikiye ayrılması öngörüldü. Hakimler Kurulu’ndan Adalet Bakanı ve Müsteşarı çıkarılacak.
Savcılar Kurulu’nda ise idari anlamda Adalet Bakanlığı ile doğrudan çalışılması gerektiği için yer alıp almaması henüz karara bağlanmadı. Adalet Bakanı’nın yer alsa bile oy hakkı tanınıp tanınmaması konusu gelecek haftaki toplantıya bırakıldı. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu’na üye atamasında yürütmenin yetkisi olmaması, üyelerin TBMM, yargı organları ve barolar tarafından belirlenmesi benimsendi.
Hakim ve Savcılar Kurulu kararlarının disiplin ve meslekten çıkarma kararları yargısal denetime tabi olacak, hakimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğuna ilişkin hüküm kaldırılacak.
Özel yargılama usullerine son verilecek
Yargılamanın her aşamasında ve duruşma salonlarının düzeninde “silahların eşitliği” ilkesi uygulanacak. Bu çerçevede savunma ile iddia makamı salonda eşit düzeyde olacak, savcılar bir üst basamakta oturmayacak.
Özel yargılama usulleri ve özel mahkeme uygulamasına son verilecek. Bu çerçevede yetkileri tartışma konusu olan sulh ceza hakimliklerinin yetkileri yeniden düzenlenecek.