Selçuk Mızraklı, Kürt sorunun çözümünde Meclis’in önemine işaret ederek, “Kürt sorununun çözümünde göbek taşının Meclis olacağı aşikar bir gerçekliktir. Bununla birlikte Meclis’te atılacak güven arttırıcı adımlarla birlikte sorunun doğası gereği sürece dahli olan ve çatışmasızlıktan barışa geçişi sağlayabilecek aktörlerin de katkısını zorunlu kılıyor” dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından 19 Ağustos 2019 tarihinde görevden alınarak, yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı, 22 Ekim’de tutuklandı. Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Örgüte üye olmak” iddiasıyla verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandıktan sonra Yargıtay’a taşındı.
Kararı değerlendiren Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, verilen cezayı kanuna aykırı bularak, dosyayı mahkemeye geri gönderdi. Karar üzerine yerel mahkemede yeniden başlayan yargılama devam ediyor.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mızraklı, gündeme dair MA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin siyasi tarihini “darbeler tarihi” olarak nitelendiren Mızraklı, “Bir kısmı standart askeri ama diğer bir kısmı kravatlı, üniformalı, cübbeli bileşkenin yaptığı darbeler. Bu nedenle Meclis’in kapısından vekillerin alınmasından günümüze kadar merkezinde Kürt siyasetinin olduğu her yerde serbestçe hukuk dışına çıkılan çok sayıda örnek verilebilir. Hem kayyım hem tutuklama ise daha çok derin aklın bir tasarrufu gibi duruyor. Başka söze gerek yok sanırım” ifadelerini kullandı.
‘İttifak kazandığı güvenle etki çeperini genişletecektir’
Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlere değinen Mızraklı, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın önemli ve değerli bir hamle olduğunu belirtti:
Kürdistan’da Kurdi İttifak, ulusal birliğe ilişkin parçalardaki gelişmeler, Emek ve Özgürlük İttifakı, hepsi bileşke oluşturuyor. Türkiye’nin ileriye doğru yürüyüşe, özgürleşme, demokratikleşme, aydınlanma gibi fasılları ancak yüzyılın çözülmemiş, ertelenmiş meselenin çözülmesi ile mümkün olabilecek ve her çözüm sadece ülkeyi değil bölgeyi hatta daha geniş çeperleri etkiler niteliktedir. İttifak, özellikle 14 Mayıs seçim süreci atlatıldıktan sonra hem Meclis’teki varlığı ve etkinliği ile hem de Meclis dışında toplumun emek, kadın, ekoloji, gençlik mücadelesi safları ile de buluşacak, siyasal olarak da kazandığı güvenle hacmini ve etki çeperini genişletecektir.
’31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 150 belediye hedefi ile yüklenmek gerek’
Siyaset sosyolojisinde çok kullanılan ‘dip dalgası’ kavramı var. Ben de bundan hareketle ‘dip dalgası’ Kürtler+emekçiler+ kadınlar+ kent ve kır yoksulları, genç dalgası, ülkeye olan umut ve güveni tüketen karanlık kötülük rejimine karşı ve son olarak ‘geç dalgası’ diyorum. ‘Geç dalgası’ da, gençliğinde ilerici-devrimci mücadelenin içinde olmuş şimdi 65+ olan ama ülkesi evlatlarının torunlarının geleceği için endişe taşıyan kesim diyelim. Aritmetik toplamlardan çok ittifakın çekim alanında bulunan sosyolojiye baktığımızda doğru ilişkilenme, örgütlenme ve dayanışma zincirleri ile abartılı gözüken yüzde 20 düşüktür bile. Bunu şimdi yakalamasak bile önümüzdeki 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 150 belediye ve 2028’de en az yüzde 25 hedefi ile yüklenmek gerekir.
HDP-Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesi
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yaptığı görüşmede Kürt sorununun çözümünde Meclis’e işaret edilmesine dair Mızraklı, şunları belirtti:
Bilgece siyaseti kuranlar gelişme ve ilerleme fırsatlarının hepsini şaşmaz bir ustalıkla işlemeyi ve kazanmayı hedefler. İçinde bulunduğumuz moment Kürt siyasetini hem etkili aktör hem de moderatör pozisyonuna taşımıştır. Birçok hassas dengenin saatçi ustalığı ile gözetilmesini ve doğru takvimlendirilmesini, uygun dille seslendirilmesini gerektiriyor. Son 2-3 yıldır CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde mutad CHP halinden bir çıkışı yine benzeri şekilde liberal ya da modern muhafazakar çizgilerde de değişim sancılarını görüyoruz. Şimdi bu kesimler ortak sancı odasında bir araya geldiler ve reformcu restoratif bir programın deklarasyonunda bulundular. Helalleşmeden ilerlemeye naif bir hatta ilerliyor. Bizlerde toplu iğne deliği kadar ışık görüyorsak bunu insan-toplum ve ülke bağlamında ivmelendirebileceksek yüzümüzü döneriz. Kürt sorununun çözümünde göbek taşının Meclis olacağı aşikar bir gerçekliktir. Bununla birlikte Meclis’te atılacak güven arttırıcı adımlarla birlikte sorunun doğası gereği sürece dahli olan ve çatışmasızlıktan barışa geçişi sağlayabilecek aktörlerin de katkısını zorunlu kılıyor.
Çözümün önündeki etkenler
Çözümün önündeki etkenlere de dikkat çeken Mızraklı, “Her zaman bütün çatışmalı sorunların çözüm süreçlerinde böyle hayırsız aktörler olabilir, vardır. Zaten bunu bilerek en zor anlarda bile pedal çevirmeyi bilerek hayırlı günlere ulaşabiliriz. Meclis’ten diplomasiye, toplumsal alandan medyaya, üniversitelere, hukuktan bürokrasiye tam teşekküllü tahkimat gerektirecek bir süreç olacaktır. Sağlam, kararlı, buna inanmış ve ikna olmuş bir toplumsal iklimle beraber sonrası maharet aktörler de aşılacaktır, inanıyorum” diye belirtti.