Ana SayfaDünyaFT’den özel dosya: Türkiye’nin Arap ülkeleriyle siyasi, ticari, enerji ve turizm ilişkileri

FT’den özel dosya: Türkiye’nin Arap ülkeleriyle siyasi, ticari, enerji ve turizm ilişkileri

HABER MERKEZİ – Financial Times gazetesi bugünkü sayısında, Türkiye’nin Arap ülkeleriyle siyasi, ticari, enerji ve turizm ilişkilerini ayrı ayrı makalelerde incelendiği özel bir ek yayımladı. Türkiye’nin dış siyasetinin değerlendirildiği makalede, Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisinin kısıtlı olduğu belirtilerek Rusya ve İran’a bağımlılığa sürüklendiği yorumunda bulunuldu. Yazıda ayrıca, Türkiye dış politikasının Kürtlerin toprak kazanmasının önüne geçmeye indirgendiği savunuldu.

İngiltere merkezli Financial Times (FT) gazetesi bugünkü sayında Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ilişkilerini incelediği özel bir ek yayımladı.

“Ankara’nın ittifakları eleştiri çekiyor” manşetiyle yayımlanan ekte Türkiye’nin Arap ülkeleriyle siyasi, ticari, enerji ve turizm ilişkileri ayrı ayrı makalelerde incelendi.

FT Uluslararası İlişkiler Editörü David Gardner, “Erdoğan odağını Kürtlere çeviriyor” başlıklı makalesinde Türkiye’nin dış siyasetini değerlendirdi.

‘Türkiye, kontrolsüz bir pusula’

Gardner yazısında, “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘neo-İslamist’ partisinin, 2011 yılında İslam’la demokrasinin bir arada var olabileceğinin modeli gibi görüldüğünü, günümüzde böyle bir şeyi hayal etmenin bile zor olduğunu” yazdı.

Türkiye’nin bir dönem hüküm sürdüğü Orta Doğu’daki etkisinin, Osmanlı’nın emperyal tarihi nedeniyle her zaman kısıtlı kalacağını belirten Gardner, makalesinde Türkiye’nin Rusya ve İran’a bağımlılığa sürüklendiğini yazdı:

Türkiye’nin Batılı müttefikleri, ABD ve AB, zor zamanlarda Ankara’yı Orta Doğu’da güvenilir bir pusula olarak gördü. Ama artık o pusula kontrolsüz bir şekilde dönüp duruyor. Türkiye hem komşularıyla hem de Batı’yla kötü ilişkiler içinde, tarihi rakipleri olan Rusya ve İran’a bağımlılığa sürükleniyor.

Gardner ayrıca, Şam’da namaz kılma hayali vardı dediği Erdoğan’ın, 2011 Arap Baharı sırasında çıktığı ‘rock star’ turunda Tunus, Mısır ve Libya’yı ziyaret ettiğini ve İslam dünyasında Müslüman Kardeşler’e güvendiğini ifade etti.

David Gardner, ‘2013 yılından itibaren rüzgarın değiştiği’ yorumunda bulunarak şöyle yazdı:

Fakat 2013’te rüzgar değişti. Mısır’da geniş destek alan bir darbe Müslüman Kardeşler’i iktidardan indirdi, Tunus’ta İslamcılar koalisyon hükümetinden ayrıldı, Libya ise kabile savaşları ve cihatla bölündü. Obama hükümeti de Suriye’de Esad’ı bombalamamaya karar verdi ve Türkiye’nin desteklediği Sünni İslamcı isyan güç kaybetmeye başladı.

‘Erdoğan ve neo-İslamcı danışmanları Türkiye’nin gücünü olduğundan daha fazla sandı’ diye yazan Gardner, “Türkiye’nin dış siyasetinin yalnızca sınırındaki Kürtlerin daha fazla toprak kazanmasının önüne geçmeye indirgendiği” yorumunda bulundu.

Gardner, makalesinde Türkiye’nin bölgedeki durumu hakkında şu ifadeleri kullandı:

Suriye’de ise El Kaide’nin eski şubesinin oluşturduğu Heyet Tahrir El Şam, Türkiye’nin desteklediği Ahrar el-Şam örgütünü zorla ele geçirdi. Yeterince kaygı verici olan bu gelişme Türkiye’nin bölgedeki rakiplerinin manipüle etmek istemesi durumunda Türkiye için ciddi bir bela olabilir.

Katar gerilimi ve ekonomik bağlar

Financial Times’ın Dubai’deki muhabiri Simeon Kerr, “Ekonomik bağlar Katar gerilimine üstün geldi” başlıklı makalesinde Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ticari ilişkilerini inceledi.

Kerr makalesinde, “Türkiye’nin Katar krizine dahil olması Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Körfez’de ‘Osmanlı yayılmacılığına’ izin vermeyeceklerini söylemesine yol açtığı” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonominin geleceği belirsiz, parası geçen yıla kıyasla yüzde 17 değersiz

Gazetenin yatırım bankacılığı muhabiri Laura Noonan da “Canlı bankalar Körfezli talipleri çekiyor” başlıklı bir makale yazdı.

Türkiye’nin ekonomik geleceğinin belirsiz, enflasyonunun çift haneli, parasının geçen yıla kıyasla yüzde 17 değersizleşmiş olmasına rağmen bankaların canlı olduğunu ve iç piyasaya odaklandığını yazan Noonan, “Bankacılık sektörünün ülke içine odaklanmasının ülkedeki diğer sektörlerle tezat oluşturduğunu” vurguladı.

Noonan, Türkiye’nin uzun vadeli görünümünü karışık bulduğunu belirterek şöyle yazdı:

Moody’s Türkiye’ye negatif görünüm verirken ‘yerel siyasi, güvenlik ve jeopolitik riskleri’ gerekçe olarak gösteriyordu. Düşük ekonomik büyüme ve yüksek enflasyon öngören Moody’s, 2017 büyüme beklentisini yüzde 2,6’dan 3,4’e çıkarsa da bu 2010-15 ortalaması olan yüzde 7,4’ün çok gerisinde.

‘Türkiye, Rusya’nın gazına bağımlı’

Financial Times Enerji Editörü Andrew Ward, özel ekte Türkiye’nin enerji politikasını inceleyen bir makale yazdı.

Ward, “Enerji güvensizliğinden kaynaklanan arz arayışı” başlıklı makalesinde Türkiye’nin enerji ithal etme ihtiyacına odaklandı.

Türkiye’nin enerji ihtiyacının dörtte üçünü dışarıdan sağladığını ve bu alanda da çoğunlukla Rusya gazına bağımlı olduğunu belirten Ward, Erdoğan’ın Akdeniz ve Kuzey Irak’ta yeni kaynaklara erişerek arz çeşitliliği sağlamayı hedeflediğini öne sürdü.

Ward, bu hedefin çeşitli ekonomik ve jeopolitik riskler barındırdığını belirtti:

Doğu Akdeniz İsrail, Mısır ve Kıbrıs arasında üçe bölünmüş durumda ve hepsinin hem Türkiye ile hem de birbirleriyle karmaşık ilişkileri var.

Yazıda görüşlerine yer verilen Garth Winrow, çok sayıdaki faktörün hesaba katılmasıyla iyimser olmanın zorlaştığını ifade etti.

Kısa süre önce Rus enerji grubu Rosneft, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile bir boru hattı için görüşmelere başladığını ve sene sonuna kadar anlaşma imzalamayı planladığını açıkladı. Yeni arzlar yaratacak olsa da bu durum Türkiye’nin Rusya’nın enerji pazarındaki arz kontrolünden kurtulmasının ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de ‘helal turizm’

Gazetenin özel ekinde konuk yazar Burhan Wazir de Türkiye’deki ‘helal turizm’i inceleyen bir makale kaleme aldı.

“Helal tatiller Müslüman turist sayısını artırıyor” başlıklı makalede Türkiye’nin Orta Doğu’dan çektiği turist sayısındaki artışa dikkat çekildi.

Müslüman turistler için Malezya’nın ardından en popüler ikinci durak olduğunun belirtildiği yazıda, helal turistlerin talep ettikleri uygulamalar şöyle aktarıldı:

HalalBooking.com sitesinin pazarlama müdürü Ufuk Seçgin, helal turistlerin açık ve kapalı havuzlar ile spalarda haremlik selamlık uygulaması istediğini, restoranlarda ise bu uygulamanın olmamasını istediklerini, bunun yerine alkol yasağı istediğini söylüyor.

Ekte Halkbank, Akbank ve Katar Ulusal Bankası’nın (QNB) reklamları da yer aldı. Financial Times eke, reklamverenlerinin içerik üzerinde etki sahibi olmadığına yönelik bir uyarı da düştü.


Bu haber BBC Türkçe’den derlenmiştir.

 

Previous post
Emine Erdoğan sezaryene karşı 'seferberlik' çağrısı yaptı
Next post
Orta Doğu’da barış için pedallayacak 500 kadından biri: 'Birbirimizin hayatına dokunacağız'