Tercih zamanı: “Ya onurlu bir dayanışma öreceğiz ya da tüm değerleri çöpe atacağız”

HABER MERKEZİ – Sınırdaki mültecilerin durumuna ilişkin açıklama yapan HDK, sınırların açılıp bir an önce insani krize son verilmesini istedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği sınırlarında kapıları açsa da Suriye sınırında kapıları kapalı tuttuğuna dikkat çeken HDK, hem Yunanistan hem de Türkiye’deki hükümetlere tepki gösterdi. Taleplerin sıralandığı açıklamada, “Ya onurlu bir dayanışmayı öreceğiz ya da insanlığın mücadelesini vererek bugünlere taşıdığı tüm değerlerini bugün hemen şimdi Pazarkule sınırında çöpe atacağız. Tercih zamanı!” denildi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), mültecilerin sınıra taşınması ile başlayan ve devam eden insani krize ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

“Mülteciler bir siyasi pazarlık aracı olmaktan çıkarılmalı!” başlıklı açıklamada mültecilerin “hükümet eliyle” sınıra taşındığı ifade edildi.

Ana akım medya ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mültecilerin sınıra yığılmasını arttırmak için gerçek dışı rakamlar verdiğinin savunulduğu açıklamada, Pazarkule’de Türkiye ve Yunanistan sınırındaki tampon bölgeden çıkıp Türkiye’ye geri dönmek isteyen mültecilerin kabul edilmediğine dikkat çekildi.

Mülteciler neden Türkiye’den kaçmak istiyor?

Açıklamada, “Savaştan, ölümden, yoksulluktan kaçarak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan mülteciler neden Türkiye’den kaçmak istiyor?” sorusu dile getirildi.

Bunun nedenlerinin mültecilerin sağlık, eğitim, çalışma gibi en temel haklarına erişemememsi, eriştiği durumda dahi dışlanma, ötekileştirilme, yoksulluk gibi sorunlarla karşılaşması olduğu belirtildi.

HDK, “Temel ihtiyaçlarını zar zor temin eden ya da ihtiyaçlarına erişemeyen göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek’ ne getireceği netleşmemiş olsa da ‘parlak bir düş’” dedi.

Mültecilerin “bu insanlık dışı koşullardan kurtulmak için” ölümü dahi göze alarak Türkiye’den kaçmaya çalıştığı belirtildi.

Bir soru: Aynı Türkiye neden Suriye sınırını açmıyor?

İdlib’deki duruma da dikkat çekilen açıklamada, “Türkiye’nin bizzat payı bulunan İdlib’deki çatışmalar nedeniyle Türkiye-Suriye sınırında bekleyen 800 bin Suriyeli sivil savaş mağduruna da Türkiye sınırını açmıyor” denildi.

Yunanistan hükümetinin de eleştirildiği açıklamada, “yasadışı göçmenlerin istilası” mitiyle Avrupa’da ve Yunanistan’da nefret ve korku yayıldığı kaydedildi.

Sınırdaki ölümlere dikkat çeken HDK, “Mülteci politikasının şantaj boyutuna dönüştürülmesinin sonuçlarından hem AB hem de Türkiye sorumluyken sonuçlarına göçmenler katlanıyor” dedi.

Talepler

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İdlib’deki asker ölümlerinin ardından sarf ettiği “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” sözleri eleştirilirken, Suriye savaşının son bulması ve barışın Suriye halklarının özgür iradesiyle tesis edilmesi talebi dillendirildi.

HDK, “Hiçbir mültecinin geri dönüşe zorlanmamasını, haklarına erişiminin garanti altına alınmasını ve dolayısıyla göçmen haklarının her yerde ve her koşulda geçerli olmasını talep ediyoruz” dedi ve diğer talepler de şöyle sıralandı:

• Sınırda bekleyen mültecilerin beslenme, barınma ve hayati tehlikeler içeren sağlık sorunları var. Öncelikle sınırdaki mültecilerin en temel insani ihtiyaçları karşılanmalıdır.
• Türkiye’de mültecilerin, mültecilik hukuku kapsamında hakları tanınmalıdır. Eğitim, sağlık, barınma ve çalışma gibi en temel hakları güvence altına alınmalıdır.
• Ölümden kaçan mültecilere Avrupa Birliği ve Yunanistan tarafından kapatılan kapılar derhal açılmalıdır.
• Mülteciler bir siyasi pazarlık aracı olmaktan çıkarılmalı, yaşanan insani krize çözüm getirilmelidir.
• Akabinde, toplumun her alanında, haklara erişimin her basamağında, Türkiye’de yaşayan her kesime yönelik ayrımcılık karşıtlığı ve eşitlik alanında politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi elzemdir.

Dayanışma çağrısı

“Biz barışta ısrar ediyoruz” denilen açıklamanın devamında ise “Sınırların öldürdüğünü, sınırların açılması gerektiğini söylüyoruz” diye belirtildi.

HDK açıklaması, “Ya onurlu bir dayanışmayı öreceğiz ya da insanlığın mücadelesini vererek bugünlere taşıdığı tüm değerlerini bugün hemen şimdi Pazarkule sınırında çöpe atacağız. Tercih zamanı!” sözleriyle noktalandı.