Ana SayfaGüncelDargeçit JİTEM davasında savcı kayıp: 11 yaşındayken gördüğü işkenceyi anlattı

Dargeçit JİTEM davasında savcı kayıp: 11 yaşındayken gördüğü işkenceyi anlattı

HABER MERKEZİ – Üçü çocuk dokuz kişinin gözaltında kaybedildiği Dargeçit JİTEM Davası’nda kilit isimlerden dönemin savcısı Adem Kul bulunamıyor. Yakınlarını kaybeden Hazni Doğan, şahit olduğu işkenceyi ilk kez anlattı ve “Ben gözaltına alındığımda 11 yaşındaydım. Yeter artık adalet yerini bulsun” dedi.

Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ve 8 Mart 1996 tarihleri arasında gözaltına alınıp kaybedilen üçü çocuk sekiz kişi ile durumu ailelere bildirdikten sonra kendisinden haber alınamayan uzman çavuş Bilal Batır’la ilgili açılan davanın 20’nci duruşması görüldü.

Aralarında dönemin karakol komutanının da bulunduğu 18 kişi hakkında “taammüden öldürme” suçlamasıyla açılan davanın Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasına mağdur avukatları Erdal Kuzu ve Aziz Türk katıldı.

Davanın sanık ve müdafileri mazeret bildirerek duruşmaya katılmazken, bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenmesi istenen emekli öğretmen Dilek Tok, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Aynı olayda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hazni Doğan ise tanık olarak ilk kez duruşma salonunda hazır bulundu.

Tanık olarak dinlenmesi ve hakkında mahkemeye zorla getirilme kararı bulunan dönemin Dargeçit savcısı Adem Kul için, daha önce kolluğa yazılan müzekkereye ise cevap verilmedi.

Gözaltına alındığında 11 yaşındaydı

Duruşmada ilk olarak söz alan Hazni Doğan, abisi Seyhan Doğan, eniştesi Abdullah Olcay ve amcası Abdurrahman Coşkun’un kaybedildiğini belirtti.

25 yıldır adalet talebinde bulunduklarını söyleyen Doğan, “Annem adaleti görmeden yaşamını yitirdi. Ben gözaltına alındığımda 11 yaşındaydım. Yeter artık adalet yerini bulsun” dedi.

Gözaltına alındığı sırada 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde olduğunu, 2 öğretmen ve bir müteahhidin öldürülmesi olayının duyulmasının ardından gece saat 03.00’te evlerine baskın yapıldığını, ağabeyi Seyhan Doğan’ın gözaltına alındığını aktaran Hazni Doğan, daha sonra 35-40 kişiyle birlikte gözaltına alındığını söyledi.

Doğan, şahit olduğu işkenceyi şöyle anlattı:

Abim akrebin (askeri araç) içindeydi. Bizi de oraya aldılar. Yine eniştem Abdurrahman Olcay arabadaydı ve üzerinde askeri kamuflaj elbiseleri vardı. Hepimizi çırılçıplak soydular. Beni abimin yanına götürdüler. Abim Filistin askısındaydı. Orada bize işkence yaptılar. Gözaltına alınan Süleyman Seyhan’ı ise bıyıklarını bahane ederek dövüyorlardı.

‘Annem olayın peşini bırakmadığı için gözaltına alındı, 95 gün sonra öldü’

Annesinin birçok yetkiliyle görüşmek istediğini söyleyen Doğan, anlatımlarına şöyle devam etti:

Annem jandarma komutanı Mehmet Tire’nin yanına gidiyor. Abimi soruyor. Annem abimin taburda olduğunu söylüyor. Annem daha sonra Midyat’ta karakola gidiyor. Orada gözaltına alınıyor. 35 gün gözaltında kaldı. Sırf abimi aramasın diye gözaltına aldılar. Annem gözaltından çıktıktan 95 gün sonra yaşamını yitirdi karaciğer hastalığından. Biz cenazelerimizi bulduğumuzda kimisinin kafası yoktu. Yetmemiş üzerlerine odun atıp yakmıştılar. Bu nasıl bir insanlık? Devletin tüm kapıları o dönem bize kapalıydı. Biz bir an önce sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.

Çocukların okula gelmediğini doğruladı

Duruşmaya katılan emekli öğretmen Dilek Tok, daha önceki beyanlarını tekrarladı.

O dönem okulda hem idareci hem de öğretmenlik yaptığını söyleyen Tok, gözaltına alınan iki çocuğun o gün okula gelmediğini doğruladı.

Tok, avukatların “Siz idareci olarak çocukların okula niye gelmediğini araştırmadınız mı?” sorusunu “Ben sadece yoklamaya bakarım. Ben öğrencinin okula gelip gelmemesini araştırmam” şeklinde yanıtladı.

JİTEM yöntemi infazlar

Avukat Erdal Kuzu, sekiz kişinin devlet gücüyle öldürüldüğünü, bu cinayetleri işleyenlerin JİTEM olduğunu, davanın bu bakımdan açık olduğunu söyledi.

Kuzu, sekiz kişinin de tek kurşunla katledildiğini belirterek, “Bu yöntemin JİTEM yöntemi olduğunu iyi biliyoruz. Şayet o denem JİTEM’in bu infazları ortaya çıksaydı, Hrant Dink ile Tahir Elçi katledilmeyecekti” dedi.

O dönem iki öğretmen ve bir müteahhidin öldürülmesiyle ilgili 15 kişinin MİT tarafından gözaltına alındığının raporlara yansıdığını ifade eden Kuzu, şunları söyledi:

15 kişiden sağ kurtulan yedi kişi defalarca mahkemelerde tek tek dinlendi. O dönem kim tarafından ne yaşadıklarını söylediler. Dosya bu kadar açık ve nettir. Müvekkilimiz Hazni Doğan’ın dediği gibi, bulunan cenazelerin üzerinde askeri elbiseler olduğu biliniyor. Her şey bu kadar açık ve nettir.

Savcı neden bulunmuyor?

2016 yılından beri mahkemede dinlenmesine karar verilen dönemin Dargeçit savcısı Adem Kul’un, Gülen Cemaati’ne üye olduğu gerekçesi tutuklandığı, daha sonra 2 yıl 1 ay hapis cezası verilerek serbest bırakıldığını söyleyen Kuzu, “Bu kişi nasıl bulunamıyor? Yurtdışı yasağı ve hakkında ceza verilen bir savcı nasıl mahkemeye getirilmiyor? Yine devletin tedbir uyguladığı bir kişi nasıl bulunmuyor? Biz birilerinin bu mahkeme üzerinde elleri olduğunu düşünüyoruz. 4 yıldır bu savcı dinlenmiyor. Birileri savcının konuşmasını istemiyor” dedi.

Mağdur avukatları, dava dosyasında tüm somut delilerin bulunduğunu belirterek, savcının mütalaa vermesini ve sanıkların tutuklanmasını istedi.

Talepler reddedildi

Mahkeme, savcının yeni atandığı gerekçesiyle avukatların talebini reddetti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti dönemin Dargeçit Savcısı Adem Kul’un adresinin araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmasına karar vererek, duruşmayı 29 Mart 2021 tarihine erteledi.

Dargeçit JİTEM Davası

Dargeçit JİTEM Davası, Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında biri uzman çavuş, üçü çocuk olmak üzere, toplam dokuz kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili bir dava.

Dargeçit’te Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan (57) gözaltında kaybedilmişti.

2012, 2013 ve 2015 tarihlerinde yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerden bazılarının ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşılmıştı.

Davada, aralarında dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de bulunduğu 18 kişi yargılanıyor.

Dava, ”güvenlik” gerekçesiyle Adıyaman’da görülüyor.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Bimeks işçileri gözaltına alındı
Sonraki Haber
Mevcut en güncel haber.