Ana SayfaGüncelGazeteci Abdurrahman Gök’ün yurt dışı yasağı kaldırıldı

Gazeteci Abdurrahman Gök’ün yurt dışı yasağı kaldırıldı

HABER MERKEZİ – Kemal Kurkut’un polis tarafından öldürülme anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök’ün 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması Haziran ayına ertelendi. Gök’ün yurt dışı yasağı kaldırıldı.

2017 yılında Diyarbakır Newrozu’nda üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polis tarafından öldürüldüğü anı fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök’e haber kaynaklarıyla görüşmesi, sosyal medya paylaşımları ve gizli tanık beyanları nedeniyle “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Gök ve avukatı Resul Tamur, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada hazır bulundu.

Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Bölge temsilcisi Mahmut Oral ve bazı gazeteciler takip etti.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKGP) Sözcüsü Ayşe Güney, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Ajansı Kürtçe Editörü Kadri Esen ise Covid-19 tedbirleri gerekçe gösterilerek duruşma salonuna alınmadı.

Suçlama gazetecilik faaliyetleri

Hakkındaki iddialara ilişkin savunma yapan Gök, 17 yıldır gazeteci olduğunu belirterek, “Meslek hayatım boyunca yaptığım haberler nedeniyle bu güne kadar ne tekzip aldım ne de hakkımda dava açıldı. Hakkımda açılan soruşturmalar ise takipsizlik kararıyla sonuçlandı. Gözaltına alınmadan bir hafta önce hakkımda açılan bir soruşturmada ifade verdikten sonra takipsizlikle sonuçlandı” dedi.

İddianamede kendisine yönelik suçlamalarla ilgili iddia makamının gazetecilik faaliyetleriyle ilgili yoruma gittiğini ve bu durumu da suç unsuru olarak göstermeye çalıştığını kaydeden Gök, “İddianamedeki suçlamaların tamamı gazetecilik faaliyetlerimdir. İddia makamı, yaptığım telefon görüşmelerin gazetecilik faaliyeti olduğunu kabul ediyor. Bu benim sevindirici bir şey” ifadelerini kullandı.

Gazeteci bir meslektaşıyla yaptığı telefon görüşmesinin iddianamede suç unsuru olarak gösterildiğine de dikkat çeken Gök, “Bütün gazetecilerin birbirini arayıp haberi teyit etmek için yaptığı görüşmeyi benim yapmam örgüt üyeliği delil sayılıyor” diye belirtti.

‘Hakikati bir bütün olarak görmeye çalışıyorum’

Bir gizli tanığın dava dosyasında “Gök’ün KCK basın yayın alanından sorumlu kişi” olduğu yönündeki iddiası sorulan Gök, ‘Sabır’ isimli gizli tanığın aynı beyanlarının 2018 yılında açılan bir dosyada da kendisine sorulduğunu, bu dosyanın takipsizlikle sonuçlandığını belirterek, söz konusu gizli tanığın iddialarının asılsız olduğunu kaydetti.

Gök, 2014 yılında beri Irak, İran ve Suriye gibi çatışma bölgelerinde gazetecilik yaptığını söyledi.

Bu sırada savunmayı kesen mahkeme başkanı, Gök’e “Yaptığınız haberleri Öcalan’ın görüşleri doğrultusunda yapmıyor musunuz?” diye sordu. Gök, bu soruya, “Ben yüzyıllardır var olan evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda haber yapıyorum” cevabını verdi.

Yeniden araya geren giren mahkeme başkanının, gazeteci Gök’e “Herkes evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda haber yapıyor? Sizin için öyle olabilir, ama başkaları için bu farklı olabilir. Herkes evrensel ilkeler doğrultusunda gazetecilik yapıyor, ama…” sözleri üzerine Gök, “Doğrudur. Herkes hakikatin bir parçasını vermeye çalışıyor. Ben ise hakikatin bir bütün olarak görmeye çalışıyorum” yanıtını verdi.

‘Gazetecilik mesleğini icra ediyorum’

Gazeteci Gök, Instagram hesabında yayımlanan ve iddianamede suç unsuru olarak gösterilen fotoğrafların haber sahasında çektiği fotoğraflar olduğunu vurguladı.

Mahkeme başkanının “Çektiğin fotoğraflar silahlı terör örgütü fotoğrafları bunları neden yayımladın?” sorusuna Gök, fotoğrafları çektiği 2014 yılında YPG’nin devlet tarafından “yasa dışı” olarak görülmediği yanıtını verdi.

Gök son olarak da “Ben gazeteciyim, gazetecilik mesleğini icra ediyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

‘Dosya kötü niyetle hazırlandı’

Avukat Resul Tamur da müvekkilinin gazeteci olduğuna ilişkin belge ve haberleri duruşma arasında mahkemeye gönderdikleri dilekçeyle sunduklarını söyledi.

Dava dosyasının çarpıtıldığını, polisin müvekkiline ismini sorduğu kişilerin iddianamede “kimliği tespit edilmeyen” kişiler olarak geçirildiğine dikkat çeken Tamur, “Aslında emniyet bu kişilerin ismini çok iyi biliyor. Ancak dosya kötü bir niyetle bu hale evriltilmeye çalışılıyor. Dosyada müvekkilinin gazetecilik yaptığına dair herhangi bir kuşku yok” diye kaydetti.

İddia makamı ise dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesi yönünde görüş bildirdi.

Mahkeme, gazeteci Gök’ün yurt dışı yasağı ile adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına, gizli tanıkın gelecek celse dinlenmesine ve Gök’ün avukatının gizli tanığa sormak istediği soruları 14 gün içinde mahkemeye bildirmesine karar verdi.

Bir sonraki duruşma 3 Haziran’da yapılacak.

İddianameden

Diyarbakır’da 9 Ekim 2018’de gözaltına alınan gazeteci Abdurrahman Gök hakkında, haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, sosyal medya paylaşımları ve yaptığı haberler gerekçe gösterilerek yürütülen soruşturma 2 yıl sonra tamamlanmıştı.

Abdurrahman Gök hakkında “Örgüt üyesi olma” ve “Örgüt propagandası yapma” iddiasıyla açılan davanın iddianamesinde, Gök’ün mültecileri konu alan fotoğraflarının sms yoluyla istendiği konuşmalar suç unsuru olarak yer alıyor.

Gök’ün “Ölürüm Türkiyem” müziğinin çalıntı olduğuna ilişkin yaptığı haber ve müziğin sahibi ile orijinal kaset üzerine yaptığı konuşmada, kasetteki “Ey Raqip” marşına ilişkin sorduğu soru da iddianamede delil olarak gösteriliyor.

İddianamede, “Sabır” isimli gizli tanık beyanları, Gök’ün Kürt Gazeteciler Günü etkinliğinde yaptığı konuşma ve haber içerikli Twitter paylaşımları da suç unsuru olarak yer alıyor.

Gök hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve basın yoluyla “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
NASA Perseverance'in Mars'a iniş anını yayınladı
Sonraki Haber
Van Cezaevi'nde intihar iddiası