Ana SayfaGüncelSancar: Bu operasyon HDP’nin çok ötesine yönelen hedeflerle yürütülüyor

Sancar: Bu operasyon HDP’nin çok ötesine yönelen hedeflerle yürütülüyor

HABER MERKEZİ – Partilerine yönelik kapatma davası açılmasını değerlendiren HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, karşılarında çok geniş bir koalisyon olduğunu belirterek “Bir tür ahtapot yaratıldı” dedi ve “Erdoğan tuzağa çekiliyor” yorumlarına katılmadığını vurguladı. “Güçlü bir diyalog ağının hemen oluşturulmasına acil ihtiyaç var” diyen Sancar, “Hem kendi partimizin bütün birimlerine hem de demokrasi güçlerinin ortak aklına dayanan bir yol haritası için çalışma yürütüyoruz” mesajı verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi, akabinde de Yargıtay Başsavcılığı’nca HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) dava açılmasıyla gelişen süreci değerlendirdi.

Evrensel’in sorularını yanıtlayan* Sancar, bu süreci ‘yeni bir rejim oluşturma planının en önemli yöntemi’ olduğunu vurguladı:

Nitekim 15 Temmuz’un hemen ardından OHAL ilan edildi, OHAL sürecinde dokunulmazlıkları kaldırılan arkadaşlarımızın gözaltına alınması ve tutuklanması operasyonu geldi. OHAL ilanından itibaren yapılanların hepsi adım adım bu siyasi darbe sürecini derinleştirme hamleleriydi. Sonra Anayasa değişikliği gündeme getirildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yeni rejimin anayasal kılıfı hazırlandı.

Sancar, “Bu yeni rejimin temel özelliği ne?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Temel özelliği, ultra milliyetçi-İslamcı bir koalisyonunun tekçi ve otoriter yönetim oluşturma planına dayanması. İçinde tabii ki başı çeken aktör olarak AKP var, ama bunun yanında MHP çok belirleyici bir güç ve etraflarındaki diğer bütün kesimlerle birlikte bu süreci devam ettiriyorlar. 2018 seçimlerini hep birlikte gördük, orada bütün devlet imkanları kullanılarak bir seçim galibiyeti çıkardılar ve böylece yeni rejimi kurma yolunda hazırlanan anayasal kılıf resmen de uygulamaya geçmiş oldu.

Burada bir iki adımdan daha bahsedeyim; o dönemde de bize yönelik çok yoğun saldırı ve kuşatma vardı, bütün bu baskılara ve imkansızlıklara rağmen halkın desteği büyük oldu, yüzde 12 civarında bir oy alarak yeniden parlamentoya girdik, demokratik siyaset alanını canlı tutmayı başardık. Kritik dönemeçlerden biri de yerel seçimlerdi, eğer yerel seçimlerde istedikleri sonucu elde edebilseydiler işleri daha kolay olacaktı, fakat planlarını HDP bozdu ve iktidara geldiği 2002’den beri AKP ve sonrasında ortaklarıyla birlikte ikinci ağır seçim yenilgisini yaşadı. O seçimlerin ortaya koyduğu iki gerçek var; birisi, HDP’nin demokratik siyasette ve demokrasi mücadelesinde taşıdığı hayati önem ve sahip olduğu kilit rol. İkincisi, bu iktidarın halk desteğinin ciddi bir şekilde azalmakta olduğu.

Bu durum, iktidarın kendi krizinin de derinleşmesi sonucunu doğurdu. O günden itibaren de HDP’yi, HDP üzerinden demokratik siyaseti ve toplumsal muhalefeti bastırmak konusunda çok daha pervasız bir uygulama içine girdiler. Şu an geldiğimiz nokta, önlerinde büyük engel olarak gördükleri HDP’yi artık ellerinde kalan son imkanları da devreye sokarak etkisizleştirme veya siyasi denklemin dışına itme çabasıdır. Siyaseten yok edemediler, bütün baskılara rağmen gücümüzün azalmasını sağlayamadılar, kararlılığımızı bozamadılar, diz çöktüremediler. O nedenle kendileri için son imkanlar gibi görünen kozlarını devreye soktular.

‘Bir tür ahtapot yaratıldı’

Karşılarında çok geniş bir koalisyon olduğunu belirten Sancar, “Bunun ellerinin nereye uzandığını, ayaklarının nereye bastığını çok net bir şekilde tarif etmek zor olabilir” dedi ve ekledi:

Bir tür ahtapot yaratıldı. Bunun içinde çeteler de var, devlet içinde farklı oluşumlar da var, muhtemelen milis yapılanması gibi çalışmalar yapan odaklar da var; fakat hepsi bir yerde toplanıyor. Kürt halkının herhangi bir kazanımın söz konusu olmasını mutlak bir şekilde önlemek. Bu kadim devlet ideolojisidir ve bütün bu güçler burada buluşmuş durumdadırlar. Kürt sorununda inkar, sindirme ve diğer bütün yöntemlerle toplumsal-siyasal gücü tasfiye etme planı bu ortaklığın temel harcıdır. Buna Kürt karşıtlığı denebilir, ama daha fazlası da var, ‘Kürt düşmanlığı’ tabiri bunu çok daha iyi açıklıyor. Bunları bir arada tutan harç da esasen budur ama ötesi de mevcut.

Erdoğan’ın otoriter bir yönetimi tam anlamıyla yerleştirerek iktidarı devam ettirme hesabı kendisi açısından çok önemlidir. 19 yıllık iktidarı boyunca biriken çok fazla günah ve bu ülkeye yaşatılan çok ağır tahribatlar var; bu tahribatların gerektirdiği sorumluluğun gereklerinden kaçmak için de iktidarı devam ettirme mecburiyeti hissediyorlar. Kendileri için iktidarı sürdürmeleri hayati bir meseledir. İktidarı sürdürmeyi de seçim dışı yollara başvurarak değil, seçimle şekli bir meşruiyet yaratarak sağlayabileceklerini düşünüyorlar. Seçimlere yatırımları o nedenle özel bir yerde duruyor ve bu hesapların önündeki en büyük güç de HDP. HDP’yi tasfiye etmeden, etkisizleştirmeden bu hedefe ulaşamayacaklarını görüyorlar. HDP üzerinden muhalefetin bir araya gelmesini engelleme çabası da bu planın bir parçasıdır. Demokrasi güçlerini Kürt sorunu ve HDP üzerinden ayrıştırarak zayıflatma hesabı da bunun içindedir. O nedenle bize her türlü yöntemle saldırılarını sürdürüyorlar.

“Erdoğan tuzağa mı çekiliyor?”

“Erdoğan tuzağa çekiliyor” yorumlarına katılmadığını vurgulayan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, şunları dile getirdi:

‘Tuzağa düşürüldü’ yorumları, merkezi yönetim aklının daha açık bir şekilde görülmesine engel oluyor. Dolayısıyla bizim bakmamız gereken şey, bugün Erdoğan’ın başında bulunduğu iktidar blokunun merkezi aklının ne yaptığını gayet iyi bilen bir şekilde yoluna devam ettiğidir. Sorumluluk, birinci derecede elbette rejimin en tepesindedir. MHP’nin bunu zorlamış olması ya da Erdoğan’ın buna mecbur kaldığı şeklindeki yorum naiften öte, gerçekliği ıskalayan veya gölgeleyen bir yaklaşım olur. Hayır, karşımızda bir iktidar bloku var, onun temsil ettiği bir ideolojik duruş var ve bunun hem uzun vadeli hem de konjonktürel hesapları var. Bütün bunlar da bu iktidarın ortak sermayesidir ve icraatları da bu sermayeye dayanıyor. Dolayısıyla yaptıkları her şeyden hep birlikte sorumludurlar, hepsi hep birlikte bu kararların sahibidirler.

“Girilen yol, sonu uçurum olan karanlık bir patikadır” diyen Sancar, “Kurtulmak için tek şans var: Geri dönmek. Ama geri dönmek de bu iktidar için büyük riskler içeriyor; esasen böyle bir zihniyeti, niyeti ve kabiliyeti de yok. Bu yüzden o karanlık patikada yürümeye devam ediyorlar” diye belirtti.

Sancar, “Bunun adı çaresizliktir, bunun adı acizliktir, onların yürüdüğü patikadan bu toplum yürümeyecektir. Biz bu toplumun yolunun demokrasi, özgürlük, ekmek ve eşitlik olduğunu söylüyoruz. Muhalefet ve demokrasi güçleri burada doğru davranırlarsa toplumu o patikaya değil, ucunda güçlü ışık olan bu yola hep birlikte sokacağız” diye ekledi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Saray’dan onay gelmeden” bu davayı açamayacağını yineleyen Sancar, sürecin en hızlı şekilde işletilmek istenileceğini tahmin ettiklerini dile getirdi ve ekledi: “Biz de çalışmalarımızı buna göre yürütüyoruz.”

HDP’nin hazırlıkları neler?

Mithat Sancar, sürece ilişkin alacakları tedbirler ve hazırlıklarına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:

Bir defa geçmişten bugüne epeyce parti kapatıldı ve biz de bu geleneğin içinde yer alıyoruz. Elbette HDP kendisinden önce kurulan partilerden farklı bir partidir ama sonuçta o geleneğin de içinde yer almaktadır ve bu gelenekte parti kapatılması konusunda epeyce tecrübe vardır. Ciddi bir birikime sahibiz. İkincisi, bu dönemin kendine özgü şartları var, yani bir dönem oluşturulan yol haritalarının bugün aynen devam ettirileceğini de düşünmemek lazım, çünkü bu dönemki şartlar farklıdır. Elbette önümüzde çeşitli seçenekler var ve bunlar üzerinde daha önce de çalıştık, ancak bu seçeneklerden hangisinin nasıl tercih edileceğini belirlemek için kurullarımızla tartışmalarımız devam edecek. Newroz sonrasında Parti Meclisi’ni toplayacağız, zaten MYK’da görüştük ama Newroz sonrası bir MYK’mız daha olacak. Tabii teşkilatlarımızla da görüşmeler gerçekleştireceğiz.

Öte yandan farklı çevrelerle de istişareler yapacağız. Mesela Türkiye’de saygın ve yetkin olduğu herkesçe kabul edilen hukukçularla bir araya geleceğiz. Buna benzer başka kesimlerle de görüşüp fikirlerini alacağız, bu çalışmaların sonunda ortak akla dayalı bir yol haritası ortaya çıkacaktır. Kısacası hem kendi partimizin bütün birimlerine hem de demokrasi güçlerinin ortak aklına dayanan bir yol haritası için çalışma yürütüyoruz.

‘Güçlü bir diyalog ağının hemen oluşturulmasına acil ihtiyaç var’

“Muhalefet desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye de sorulan Sancar, bu soruyu şu şekilde yanıtladı:

Kapatma davasını, vekilliklerin düşürülmesini sadece HDP’nin meselesi olarak görmek çok büyük yanılgı olur. Başta da belirttiğim gibi bu operasyon HDP’nin çok ötesine yönelen amaç ve hedeflerle yürütülüyor. Toplumda demokrasi mücadelesini, özgür gelecek inancını ve barış umudunu yok etmek, bu operasyonun esas hedefidir. Bu değerlerden yana olduğunu söyleyen herkesin kendi durduğu yerden etkili bir tutum ortaya koyması, esasen kendi sorumluluğunun gereğidir. Yani mesele, HDP’yle dayanışmanın ötesindedir. Biz zaten çağrılarımızı ‘bize yardıma gelin’ şeklinde yapmıyoruz. Herkes sorumluluğunu görsün ve ona göre tutum alsın. Bütün muhalefetin, bütün demokrasi güçlerinin etkili bir yolu nasıl oluşturabileceklerini kendi içlerinde ve birbirleriyle istişare etmeleri gerekiyor. Güçlü bir diyalog ağının hemen oluşturulmasına acil ihtiyaç var. Hem muhalefet partileri arasında, hem de demokrasi güçleri arasında. Şu ana kadar ortaya konan tepkileri genel anlamda olumlu buluyorum. İlk verilen mesajlar ve ortaya konanlar şu an için bence olumlu, ama operasyonun ne kadar ağır ve hedefinin ne kadar derin olduğunun görülmesi gerekiyor ki buna uygun bir demokratik mücadele ortaklığı, demokratik tutum birliği daha kolay sağlanabilsin.


*Röportajın tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
İllere göre haftalık vaka yoğunluğu haritası açıklandı
Sonraki Haber
Hakkari'de Newroz sabahı ev baskınları