Türkiye ve Şam yönetimi arasında 11 yıl sonra Moskova’da yapılan ilk üst düzey görüşmenin yankıları sürüyor. Konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan da açıklama geldi. ABD’li yetkili Price, “Esad’ı eski durumuna döndürmek için ilişkilerini iyileştiren veya destek veren ülkeleri desteklemiyoruz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, 3 Ocak’ta yaptığı günlük basın toplantısında Türkiye, Şam yönetimi ve Rusya arasında Moskova’da gerçekleştirilen üçlü görüşmeye ilişkin soruyu yanıtladı.
Price, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ın 28 Aralık 2022’de iki ülkeden mevkidaşları ile bir araya gelmesine ilişkin olarak Beşar Esad yönetimine yönelik politikalarının değişmediğini söyledi.
Ülkelerin Şam yönetimi ile ilişkilerini düzeltmesini desteklemediklerini kaydeden Ned Price, soruyu özetle şöyle yanıtladı:
Söyleyebileceğim tek şey politikamız değişmedi. Acımasız diktatör Beşar Esad’ı eski durumuna döndürmek için ilişkilerini iyileştiren veya destek veren ülkeleri desteklemiyoruz. Devletleri, Suriye halkına zulüm etmeye devam eden Esad rejiminin son 12 yıldaki korkunç insan hakları sicilini ve yıllardır acı çeken Suriye halkının insani yardıma erişimi engellemeye devam etmesini dikkate alma çağrısında bulunuyoruz.
‘Kalıcı bir siyasi çözüm için çalışma sürdüreceğiz’
Suriye halkı neredeyse 12 yıldır iç savaşın acısını çekerken, BMGK’nin 2254 sayılı kararına uygun bir biçimde Suriyelilerin öncülüğündeki siyasi bir çözüme olan desteğimizi sürdürüyoruz. Kalıcı bir siyasi çözüm için ise müttefikler, ortaklar ve BM ile çalışmayı sürdüreceğiz.
Washington-Ankara ilişkileri
Price, Washington’ın Ankara ile konuya ilişkin temas kurup kurmadığı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
Tüm müttefiklerimize ve ortaklarımıza, ilişkileri normalleştirmenin zamanı olmadığını, ilişkileri ilerletmenin zamanı olmadığını ve ülkelerin, Esad rejiminin neden olduğu korkunç insan hakları siciline dikkat etmesi gerektiğini açıkça belirttik.
Çavuşoğlu ‘Suriyeli muhalif güçler’ ile görüştü
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) temsilcileri ile Ankara’da bir araya geldi.
Çavuşoğlu, görüşmeyi sosyal medya hesabından “Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı El-Maslat, Suriye Müzakere Komisyonu Başkanı Camus ve Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Mustafa ile görüştük. Suriye bağlamındaki son gelişmeleri ele aldık” mesajıyla duyurdu.
Çavuşoğlu, “2254 sayılı BMGK Kararı uyarınca Suriye muhalefetine ve halkına desteğimizi yineledik” dedi.
SMDK Başkanı Muslat açıklama yaptı
Görüşmenin ardından SMDK Başkanı Muslat da yazılı bir açıklama yaptı. Muslat, “Türkiye, Suriye devriminin ve muhalif güçlerin güçlü bir müttefiki. 2118 ve 2254 sayılı Cenevre Kararları başta olmak üzere Suriye meselesine ilişkin tüm uluslararası kararlarda Türkiye’nin böyle kalacağını ümit ediyorum” dedi.
Beşar Esad yönetiminin “sözlerini yerine getirmeme konusunda aldatmaca tavırlar sergilediğini” belirten Muslat, “Suriye muhalifleri, halkın acısını dindirmek için siyasi süreci harekete geçirme konusunda istekli. Adalet ve eşitliğe dayalı yeni bir dönem ve Suriye ile bölge ülkeleri için güvenlik ve istikrar tesis edilmeli” değerlendirmesinde bulundu.
ABD, Çavuşoğlu ve Muslat’ın atıfta bulunduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), Aralık 2015’te oy birliğiyle onayladığı 2254 sayılı karar, Suriye genelinde acil bir ateşkesin sağlanması ve buna paralel olarak siyasi müzakerelerin başlaması; iki yıl içerisinde bir “birlik hükümeti” kurulması ve ardından seçimlerin gerçekleştirilmesi için çağrı yapıyor.
İbrahim Kalın’dan da açıklama
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da dün NTV kanalında dış politika gündemine ilişkin soruları yanıtladı. Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beşar Esad arasında yapılması muhtemel görüşmenin takvimine ilişkin şunları söyledi:
Bununla ilgili belirlenmiş bir takvim yok. Öncelikle belki savunma bakanı, istihbarat başkanımızın yaptığı toplantının takibi ve devamı mahiyetinde toplantılar olabilir. Dışişleri bakanımızın toplantısı olacak. Önümüzdeki aylarda bu alanda yeni toplantılar, görüşmeler olabilir.
Görüşmelerin cumhurbaşkanları düzeyine çıkması için henüz daha yapılması gereken çok şey var. Bugünden bir şey söyleyemem, önümüzdeki üç ay içinde mi olur, altı ay içinde mi olur, olur mu olmaz mı… Şu anda bunu söylemek için erken, sürecin seyrine bağlı…
Akar’dan ‘Suriye ile ortak devriye’ açıklaması
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye ile görüşmelere dair açıklamalarda bulundu. Meclis’te AKP’nin grup toplantısı öncesi, gazetecilerin sorularını cevaplayan Akar, geçen hafta Moskova’da MİT Başkanı Hakan Fidan, Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya ilişkin görüşmedeki esas gayelerinin, Türkiye ve Türk milletinin savunması olduğunu söyledi.
Görüşmelerin devamının olacağını söyleyen Bakan Akar, “Gerekli mutabakatlar sağlandı. Ortak merkezin kurulması, devriyelerin yapılması ve uzmanların tekrar buluşması şeklinde bu süreç devam edecek. Umudumuz, dileğimiz; bu sürecin makul, mantıklı ve başarılı bir şekilde devam etmesi” dedi.
Türkiye’nin desteklediği örgütten Ankara-Şam görüşmelerine tepki
Türkiye’nin desteklediği Ahrar el Şam’dan, Ankara-Şam yakınlaşmasına ilişkin açıklama geldi. Reuters ajansının aktardığına göre Ahrar el Şam’ın açıklamasında, “Türk müttefiklerimizin durumunu anlıyoruz ancak Suriye hükümetiyle uzlaşmayı tahayyül bile edemiyoruz” denildi.
Öte yandan Reuters’a konuşan bir Türk yetkili, Türkiye, Suriye Rusya savunma bakanlarının Moskova’da gerçekleştirdiği üçlü görüşmeye ilişkin konuştu.
Ankara’nın, silahlı grupların toplantıya yönelik tepkisini gördüğünü söyleyen yetkili, ‘Türkiye’nin kendi politikasını kendisinin belirlediğini’ dile getirdi. Söz konusu isim, “Bakanların ilk toplantısından hemen bir sonuç alınmasını beklemek gerçekçi değil” dedi.
HTŞ de tepki göstermişti
Suriye’de İdlib’i kontrol eden Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) örgütünden dün yapılan açıklamada, Türkiye’nin Suriye ile normalleşme girişimleri ‘U dönüşü’ olarak nitelendirilmişti.
HTŞ’ye bağlı medya kuruluşu Amjaad üzerinden servis edilen “Uzlaşmayacağız” başlıklı 4 dakikalık videoda HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani, “Şam’a ulaşıp rejimi devirene kadar mücadeleye devam edeceğiz” demişti.
2011’den günümüze süreç nasıl ilerledi?
Suriye krizinin başından bu yana Ankara-Şam arasında kesilen ilişkiler Rusya’nın arabuluculuğuyla yeniden başladı. 2011’den günümüze kadar süreç nasıl ilerledi?
Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduğu dönemde yani 9 Ağustos 2011’de Şam’da Beşar Esad’ı ziyaret etti.
Davutoğlu, 6 saat süren görüşmede Esad’ı Türkiye’nin şartlarına göre Suriye’de değişiklikler yapması için ikna etmeye çalıştı. Fakat Türkiye’nin taleplerinin reddedilmesi üzerine taraflar arasında kriz başladı.
O dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, görüşmeden hemen bir gün sonra (10 Ağustos) Esad’a değişim yapması için 15 gün süre tanıdı. Diğer taraftan Davutoğlu ise Şam hükümetine ölümleri durdurması için ‘son sözleri’ söyledi.
Beşar Esad ise Ağustos’un 22’sinde Türkiye’nin açıklamalarına yanıt olarak, “Türkiye’nin öncü rol oynamak istemesi kabul edilemez” dedi. Bu açıklamalar taraflar arasındaki krizi daha da derinleştirdi.
Tarih 9 Eylül 2011’i gösterdiğinde Erdoğan, Esad için “Kan üzerinde iktidarını kuranlar kanla gidecektir” ifadelerini kullandı.
2 Kasım 2011’de İstanbul’da ‘Suriye Muhalefeti Ulusal Meclisi’ kuruldu.
Bu adımla birlikte Türkiye artık Esad karşıtlarının üssü haline geldi. Söz konusu meclisin kurulmasından 20 gün sonra ise Erdoğan bu defa Esad’ı “korkak” olarak tanımladı ve istifa etmesini istedi.
Ankara bu gelişmelerin ardından artık Suriye karşıtı politika yürütmeye başladı. Öncelikle Şam’daki yetkililerin Türkiye’deki mal varlığını dondurdu, Türkiye-Suriye bankaları arasındaki para akışını durdurdu. 26 Mart 2012’de Şam’daki elçiliğinin çalışmalarını askıya aldı.
Haziran 2012’ye geldiğimizde (Şam hükümetinin Akdeniz’de Türkiye ait RF-4E Phantom keşif uçağını düşürmesinin ardından) her iki taraf arasındaki siyasi kriz askeri krize dönüştü. Türkiye, Suriye sınır hattına füze bataryası yerleştirdi.
4 Ekim 2012’de dikkat çekici bir açıklama yapan Beşar Esad, Türkiye’nin ‘silahlı muhalefete’ verdiği destekten dolayı ağır bedeller vereceğini söyledi.
5 Ekim’de ise Meclis’te Suriye’ye yönelik operasyon kararı çıktı.
‘Katil Esad’
Tarafların karşılıklı sert açıklamaları sürerken Erdoğan, Nisan 2017’de Esad’ı “katil” olarak tanımladı.
27 Aralık 2017’de eski Tunus Cumhurbaşkanı El-Baci Kaid es-Sibsi ile yapılan basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Şüphesiz, El Esad teröristtir. Yaklaşık bir milyon vatandaşını katletti” dedi. Özcesi Erdoğan, Esad’ı ve Esad’la olası görüşmesi her zaman reddediyordu.
Erdoğan, Şubat 2018’e geldiğimizde Ankara’da yapılan belediyeler toplantısında ise şöyle dedi:
Bir milyon Suriyelinin katledilmesine neden olan bir katille hiçbir konuda görüşmeyiz.
Aynı ayda Antep’te AKP’lilerle buluşan Erdoğan, ‘dünyanın Suriye rejimine desteği ve Esad’ı korumasını’ şaşkınlıkla karşıladığını belirterek, “Türkiye zalimlerin yanında durmuyor. Halen mazlumların hakkını savunuyor ve özgürlükleri için çalışıyor” sözleriyle Esad’ı bir kez daha hedef aldı.
Öte yandan Beşar Esad ise Türk mevkiidaşına ilişkin çok fazla açıklama yapmıyor, kullandığı dil ise Erdoğan’a kıyasla sert değildi.
Ekim 2019’da İdlib’in güney kırsalındaki cepheleri ziyaret eden Esad, Erdoğan’ı “hırsız” ve “ABD’nin kölesi” olarak tanımladı.
Ankara’nın Şam hükümetine karşı olan politikasında U dönüşü yapıncaya kadar taraflar arasındaki düşmanlık devam etti.
İlişkilerin normalize edilmesine doğru
Şimdi ise taraflar öncelikli olarak istihbarat düzeyinde görüşmeye başladı. Bu kapsamda Şam istihbaratı başkanı Ali Memlük ve MİT Müşteşarı Hakan Fidan arasında temaslar oldu. Başka bir deyişle Suriye krizi başladığından bu yana Şam-Ankara arasındaki güvenlik ilişkileri kesilmedi.
11 Ağustos 2022’ye gelindiğinde Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Şam hükümetinin dışişleri bakanı Faysal Miktad’la kısa bir görüşme yapıldığını açıkladı.
Görüşme, 11 Ekim 2022’de Sırbistan’da düzenlenen Bağlantısızlar Toplantısı’nda gerçekleşti.
Çavuşoğlu açıklamasında, “Sonuçta orada da biraz önce söylediğimi söyledim. Suriye’nin tek çıkar yolu siyasi uzlaşı. Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun… Diğer taraftan muhalif Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 6 Ekim 2022’de Prag’da düzenlenen Avrupa zirvesinde uygun zamanda Esad’la görüşebileceğini kaydetti.
Bu söylemin ardından Ankara’dan üst üste açıklamalar gelmeye başladı. Buna karşın Suriye’deki kaynaklar ise Aralık 2022’nin başından bu yana Şam hükümetinin seçimlerden önce Türkiye ile görüşmeyi reddettiğini belirttiğini söyledi.
12 Aralık 2022’de Türkiye’nin dış bütçesinin görüşüldüğü toplantının ardından konuşan Çavuşoğlu bu defa, “teröre”, Suriye’deki siyasi süreç ve Suriyelilerin ülkesine dönüşü için Şam hükümetiyle ortak çalışmaya hazır olduklarını kaydetti. Aynı zamanda Türkiye ve Şam istihbarının bir süredir görüştüğünü de ekledi.
15 Aralık 2022’de Erdoğan, Esad’la bir kez daha görüşmeyi istediğini ifade ederek, Putin’in konuya ilişkin görüşünü olumlu bulduğunu açıkladı.
Son olarak 28 Aralık 2022’de Ankara, Rusya ve Şam hükümetinin savunma bakanları Moskova’da görüştü. Söz konusu görüşmeler ve açıklamalar, Ankara’ya Şam’la ilişkilerini normalize etmesinin kapısını açtı.