HDP’nin düzenlediği Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nda konuşan Tayip Temel, “İlk kez Kürt halkının talepleriyle Türkiye’deki toplumun talepleri örtüşmüştür” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği Demokratik Cumhuriyet Konferansı, ikinci gününde “2. yüzyıla girerken: Demokrasi ve Cumhuriyet” oturumuyla devam etti.
Konferansta sunum yapan araştırmacı yazar Bekir Ağırdır, “Cumhuriyet’in demokrasiyle imtihanı” başlığında değerlendirmelerde bulundu.
Ağırdır, “Bizim siyasi zeminimizde, partiler demokrat değil. Partilerin hiçbiri demokrat değil. HDP’yi tenzih ediyorum. Ötekileri biliyoruz ki 2023 seçimlerinde, 3 ay sonra Altılı Masa’daki altı lider, kendi 600 listesini yazacaklar” dedi ve şöyle devam etti:
Devlet peki buradan nereye geldi. Toplum ve bireyin de eksiklikleri var. Hem kalkınma hem modernleşme, makbul yurttaş tanımlama ve makbul olmayanları kendine uydurma var. Kamusal alanda devletin daha güçlü olmasını isteyen, bireysel hayatına değmeyen bir devlete istiyorlar. Kimsenin demokrasi telaşı yok. Bir yandan da bütün bu hikayede küresel krizle karşı karşıyayız. Küresel ölçekte demokrasi kriziyle karşı karşıyayız.
Daha derin, daha katmanlı bir demokrasi mücadelesi gerekiyor. Dünyadan da beslenen, karşılıklı birbirini çoğaltan bir durum var. Buradan nasıl çıkacağız? Bunun yolunu bulamazsak, meseleyi sadece bir var olma mücadelesi içinde direnme, itiraz mücadelesi olarak görürsek, sonuç alamıyoruz. Asıl bundan sonrasına bakmak gerekiyor. Önümüzde tarihi bir fırsat var. En geniş uzlaşmayı üretebilir, parlamentoda en geniş temsiliyeti sağlayabilirsek, bu bize yeniyi inşa etme şansı verebilir.
‘Umut yorgunuyuz’
Altılı Masa’nın 30 Ocak’ta açıkladığı ‘Ortak Politikalar Metni’ne yönelik eleştirilere değinen Ağırdır, şunları söyledi:
Altılı Masa mutabakat metni hazırladılar, Kürtler, emek hareketi, LGBTİ’ler yok. Belki de olmaması doğruydu. Altılı Masa kurucu meclis mi her şeyi onlardan bekliyoruz? Biz yeniyi inşa etmek için maksimum temsiliyeti sağlayalım. Gelecek üzerinden oyunu kurarsak, yol bulabiliriz. Bugünün pazarlıkları içinde kaldık, biraz da umut yorgunuyuz. Başka bir yol bulmamız lazım. Pratik olarak doğru bir yol bulmamız lazım. Bunlardan biri. Parlamentoda en geniş temsiliyet sağlamak. Temel olarak bir zihni devrime, kopuşa ihtiyaç var.
‘Kurucu meclis parlamento olacak’
Ağırdır, yeninin nasıl inşa edileceğini ise şöyle açıkladı:
Biz bu salonda parlamento seçimleri için ne yapılması gerekeni örmeliyiz. Asıl hikaye parlamentoda gerçekleşecek. Kurucu meclis bu parlamento olacak. Taleplerimizin ne olduğunu, asıl yeniyi nasıl inşa edeceğimizi düşünmenin vaktidir. Türkiye toplumunda da demokrasi kültürü eksik. Sokakta güçlü bir devlet olsun isteyen bir toplum. Bir yandan da kendi deneyimledikleri var. Önümüzdeki tarihi fırsatı yaratan da şu; bütün siyasal kutuplaşma meselesi, kimliğine, partisine aşık meselesinde bir aşınma var. Ortada gerçek sorunlar var. Kimliklerin soyut anlatıları artık eskisi kadar güçlü değil. Toplumsal cinsiyet üzerine farkındalık var. O farkındalığı gayrette çevirecek siyasette eksiklik var. Önümüzdeki süreci demokrasi hareketi heyecanıyla yaşamıyoruz. Herkes kaygılı, ‘biz de buraya dahil olacak mıyız?’ üzerinden meşgul. Bunu aşmamız gerekiyor.
Bugün sadece Kürtlerin meselesi değil, her birimizin bir arada, ortak ufku biz duygusunu devletin ya da siyasetin inşa etmesini beklemek yerine, biz el birliğiyle başka bir siyaset inşa edebiliriz. Sadece meseleyi kendimizle, şikayet ettiğimiz dille devam edersek, Türkiye bu ezeli meseleyle devam edecek. Türkiye’nin, hepimizin önündeki fırsatın tarihi olduğunu, kutuplaşmanın hararetinin azalmasının fırsat ürettiğini düşünüyorum. Bu fırsatı örgütlemeye ihtiyacımız var. Önümüzdeki seçimin medeniyet ve bereket seçimi olacağını düşünüyorum.
Nasıl bir demokrasi?
Gazete Karınca’ya konuşan HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, nasıl bir demokratik cumhuriyet sorusuna yanıt verdi.
HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, konferansı değerlendirdi.
78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise “Altılı Masa’nın Kürtlerin, Alevilerin, solun lafını bile etmediği bir ortamda HDP’nin meydana çıkıp gerçeği açık açık ifade etmesi çok onurlu bir cevaptır” dedi.
Yüksel Genç: Cumhuriyet demokratikleştirilecekse, erkeklik ittifakından vazgeçmeli
“Nasıl bir gelecek, nasıl bir cumhuriyet” başlıklı oturum Onur Hamzaoğlu moderatörlüğünde yapıldı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, “Kadınlar ne istiyor?” başlığında sunum yaptı. “Bu coğrafya nasıl biz olacak?” sorusuna yanıt aranması gerektiğini dile getiren Genç, şunları ifade etti:
Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık öyküsü, içinde nasıl güçlü bir devlet olduğunun öyküsü değil. Bu güce feda edilenlerin de öyküsünü taşıyor. O feda edilenlerin direnişini taşıyor. Yüz yıllık öyküde Türkiye Cumhuriyeti’nin yaslandığı kapitalist moderniyete ilişkin kaçınılmak bir tıkanma yaşıyoruz. Bundan çıkış için her anlayış kendi çeperinden yanıtlar oluşturuyor. Geçmişi bugüne taşımak, bazı tahribatları onarmaktan geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti yüz yıl önceden bugüne kadın özgürlüğünü, eşitliğini konuşan bir yerden gelmiyor. Çok ciddi bir ataerkil süreçte yaşıyoruz. Sorun kadının bir cins olarak yer alması değil, kadın bakış açısıyla sürecin nasıl inşa edildiğiyle ilgili. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, kadının içinde yer almasına karşın tipik ulus devlet formlarını hiç aşamadı. Tüm dünyada ulus devlet inşası, militirazmin içerisinde kendini inşa etti. Toplumsal cinsiyet hiç konuşulmadı.
Demokratik cumhuriyetin bir seçenek olduğunu söylemek mümkün ama toplumsal dokunun yönetici bir forma dönüşmesi süreci, kesinlikle toplumsal cinsiyet rejimiyle olur.
Demokratik Cumhuriyette toplumsal cinsiyetçiliğin aşılması kurucu bir hedef olmalı. Kadınların demokratik cumhuriyet süzgecinden en önemli beklentisi, toplumsal sözleşme sürecindeki etkin katılımıyla ilgili demokratik anayasa beklentisi olacaktır. Cumhuriyet demokratikleştirilecekse, erkeklik ittifakından vazgeçmeli.
Ardından Sosyal bilimci ve araştırmacı Aslı Odman, “Emekçiler ne istiyor?” başlığında sunum yaptı.
Mustafa Aslan: Aleviler tüm kesimler tarafından sahiplenilmeli
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan “Aleviler ne istiyor?” başlığında yaptığı sunumda, Alevilerin örgütlü yapılarının her ortamda taleplerini dile getirdiğini söyledi. Aslan, şöyle devam etti:
Birinci yüzyılda inkar eden, yok sayan anlayışa karşı bu acıları yaşamamak adına, bir birimize karşı eksikliklerimizi bir kenara bırakarak, bir birimize sahip çıkarak yapmalıyız. Son dönemlerde seçimler tartışılıyor. Bu ülkede Kürtlerin, Sünnilerin, muhafazakar kesimlerin hassasiyetini konuşuyor; Alevilerin hassasiyetleri konuşulmuyor. Alevilerin tüm kesimler tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Demokratik cumhuriyet çok renkli olacaksa, bunun sözde değil, uygulamada tek bir sesle haykırmaya ihtiyacımız var.
Tayip Temel: Kürt halkının talepleri ile Türkiye toplumunun talepleriyle örtüşüyor
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel “Kürtler ne istiyor?” başlıklı sunum yaptı. Kürtlerin güncel görevlerini yerine getirdiğini söyleyen Temel, “Neredeyse Ortadoğu’nun en büyük sorunu, diyalog, birlikte yaşam ve birlikte inşa anlayışlarından uzak, körü körüne ulus devletçi çözümlere saplanıp kalmış bir coğrafyanın merkezinde yaşıyoruz. Demokratik cumhuriyet önemli kavramlardan biridir. Bu gerçekleşmeden, Kürt sorunu başta olmak üzere, Anadolu’da Türkiye Misak-ı Milli sınırları içinde çözümü mümkün değil. Kürt sorununun çözüm bulmaması, demokratik yollarla Kürt sorununun çözümünün tamamlanmaması, demokratik bir cumhuriyetin oluşmasına olanak tanımaz. Birbirini tersten etkileyen bir etmenle karşı karşıyayız. Özgürleşen Kürt halkı, belli yönleriyle statü sahibi olmuş Kürt halkı ve demokratikleşen Türkiye. Birbirini besleyen kavramsallaştırma, Türkiye’deki demokratik cumhuriyet fikrini, inşa mücadelesini hayati kılıyor. İlk kez Kürt halkının talepleriyle, Kürdistan toplumunun Türkiye’deki toplumla talepleri örtüşmüştür” şeklinde konuştu.
Konferans oturumların ardından sona erdi. Sonuç bildirgesinin önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.