Son günlerde ülkede neredeyse tek konuşulan konu 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri. 23 yıldır ülkenin yönetimini elinde tutan AKP’nin iktidar yorgunluğu bir yanda, muhalefetin kendini bu zamana kadar hiç olmadığı kadar güçlü hissetmesi diğer yanda, aydın ve demokrat kesimler için umudun en çok yeşerdiği bir seçim atmosferi içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeşilin, hele ilkbahar yeşilinin bakanın içini açtığı, soğuk suları içmeye doyulmaz, termal kaplıcaları şifa kaynağı olan, yüksek dağlarının oksijeni ciğerleri, yüceliği ruhu canlandıran Bingöl de seçim heyecanını tüm ülkeyle beraber yaşıyor.
Cewaxçûr, Çapakçûr, Çewlîg-Çolîg, Bingöl
Kendi halinde mütevazı bir coğrafya olsa da her seçim döneminde ilgi odağı olan illerden biri olagelmiştir Bingöl. Tarihine baktığımızda da farklı uygarlıkların hüküm sürdüğü bir bölge olduğunu görüyoruz. 7000 yıllık bir yerleşim olarak Kürt yurdu olan Bingöl, Urartulardan Osmanlılara, Medlerden Romalılara, Hurrilerden Türklere birçok devlet tarafından ele geçirilmiştir. Rivayete göre Büyük İskender sularından çok etkilenmiş ve burada bir yerleşim kurmuş. İlk adı Cewaxçûr olan bölgeye Kürtlerin verdiği isim Çewlîg/Çolîg’dir. İlçe ve illeşme süreçlerinde ismi önce Çapakçur sonra da şu anki hali olan Bingöl olarak değiştirildi. Kürt illerinde uygulanan ve önemli bir parçası da coğrafi isim değişiklikleri olan asimilasyon politikasından Bingöl de böylece nasibini almış oldu.
Makus talih
Bu topraklar tarih boyunca çeşitli devletler, kavimler ve uygarlıklar tarafından ele geçirilip sık sık sahip değişikliği yaşadığı gibi, Arap plakasının Anadolu plakasıyla savaşı/plaka sıkıştırması sonrası da çokça tektonik değişikliğe uğramıştır. Bu kadar değişime maruz kalmasına rağmen, gelişip büyüme, çağdaşlaşma, modernleşme ve ilerleme anlamında makus talihinde neredeyse hiç değişiklik olmamıştır desek yeridir.
Cumhuriyetin kuruluşunda dini argümanlar gerekçelendirilip gelişmesine karşı durulmuş, Şeyh Said ayaklanması sonrası ise iyice kapalı kutu haline getirilmiş ve böylece çağın akışına uyum sağlayamamıştır.
Devlet mekanizmasının Muaviye anlayışına uygun din anlayışını şeyhler, tarikat ve cemaatler, molla ve hocalar yoluyla enjekte ettiği Bingöl halkı büyük çoğunlukla gerici, yobaz ve çağdışı bırakılarak sağcı siyasetçiler için çantada keklik haline getirilmiştir. Kuzeyli ilçeleri (Adaklı, Kiğı, Yayladere, Yedisu) saymazsak, Genç ve Solhan ilçeleri ile Bingöl merkezi, Bingöl’e yönelik genel siyasetin ve siyasetçilerin belirleyeni olmuşlardır. Bingöl, tarihinde belki de ilk defa, Kenan Evren Anayasası oylamasında büyük oranda (yüzde 23.5) hayır oyu vererek ilerici bir tavır göstermiştir.
Siyasi renkler
CHP’den Demokrat Partiye, Adalet Partisi’nden Milli Selamet’e, Anavatan’dan AKP’ye, HEP’ten HDP’ye dek tüm renkleri içerisinde barındıran ve ilgili partilere vekil veren bu şehir hiçbir zaman hak ettiği yatırımı alamamıştır.
1983 sonrası ANAP, DYP, MSP ve AKP, şehirdeki ağırlıklı oyları alarak kimi zaman üç, kimi zaman iki milletvekili çıkarmışlardır. Kürt siyasetinin ise Bingöl’deki ilk temsiliyeti 1999 yerel seçimlerinde HADEP’in yüzde 26,25 oy alarak belediyeyi kazanması ile oldu. Daha sonra 2011 seçimlerinde BDP’nin bağımsız adayı olarak Bingöl’den milletvekili seçilen İdris Baluken, Kürt siyasetinin bölgeden meclise giren ilk vekili oldu. Ancak çeşitli iddialarla hem milletvekilliği düşürüldü hem de hapse atıldı. Geçtiğimiz günlerde ise uzun tutukluluk halinden sonra tahliye oldu. İdris Baluken ile başlayan bu temsiliyet daha sonra HDP vekilleri Hişyar Özsoy ve Erdal Aydemir ile devam ettirildi. Bu seçim döneminde ise Yeşil Sol Parti (YSP) adayları bayrağı devralmak ve bölgenin meclisteki varlığını daha da güçlendirmek hedefiyle yoğun ve etkili bir çalışma yürütüyorlar.
Bu kez ne olabilir?
2023 seçimlerine geldiğimizde ‘ya herro ya merro’, yani adeta ya umutların sıfırlanacağı ya da yeniden yeşerip gelişeceği bir tablo bizi bekliyor.
Bingöl yine ilgi odağı olmayı sürdürüyor. AKP’nin, MHP’nin, İYİP’in (İyi Parti), Deva Partisi ve CHP’nin ayrı ayrı aday yarıştırdığı Bingöl’de, Yeşil Sol Parti için bir milletvekili kesin görünmekte ve dahi bu sayının ikiye çıkma ihtimali bulunmakta. Yeşil Sol Parti’den Av. Ömer Faruk Hülakü, Cemile Turhallı Balsak ve eğitimci Faruk Aris seçime giriyorlar.
Seçim sürecinde son düzlüğe girilmek üzere. Coşkunun, heyecanın, kuşku hatta korkuların birbirine karıştığı bir atmosferde, son 10 gündeki performanslar belirleyici olacaktır.
Çünkü ortalık söylentileri doğruysa, karşılıklı ya da karşılıksız basılan paraların ulufe gibi dağıtıldığı, dini otoriteler huzurunda yemin ettirildiği, çeyreklerin tam altınların adeta saçıldığı günlerden geçiyoruz. Eğitimsiz ve din yobazı cahil kesimin, rahatlıkla aldatılıp yönlendirildiği Bingöl, her iki tarafa da sürpriz yapabilir. YSP: 2, AKP: 1 ya da AKP: 2 YSP: 1.
YSP’nin Bingöl mitingindeki katılım azlığı YSP açısından moral bozucu olsa da kanımca Bingöl merkez HDP ve YSP görevlilerinin mitinge davet çalışmasında yetersiz kalışlarından kaynaklıydı. YSP 1. sıra adayının, hitap biçiminin coşku-heyecan yaratamayışı ikinci bir olumsuzluktur.
Genç ilçesinde tanınan ve sevilen ikinci sıra adayı, Av. Cemile Turhallı Balsak, Genç’i ikna ederse, iki milletvekili YSP’nin olur. Bu da Bingöl’de umuda yolculukta güzel bir adım olur.
Karlıova dahil kuzey ilçelerinde, YSP lehinde güzel çalışmalar ve gelişmeler var. Her ne kadar AKP’yi destekleyenleri ikna etmek, tekeden oğlak beklemek gibi olsa da yılmamak gerek.
Elazığ’ın ibadeti, Bingöl’ün siyaseti
Marx’ın ‘din uyuşturucudur’ vurgusundan bu yana bilimsel çalışma ve veriler sonucu bu tespitin doğruluğu su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Eğitim düzeyi kısmen geri olan veya gericiliğe yatkınlığı bulunan yerlerde, Muaviye anlayışı çerçevesinde, sosyolojik bir gerçeklik olan dini argümanlarla kitleleri uyutma yolu ile iktidarların oy deposu haline getirdikleri yerlerden biri de Bingöl’dür. Her seçim öncesinde şeyhlerle, dini otoritelerle yapılan parasal pazarlıklar sonucu halka ayar verilip arzu edilen partiye oy desteği oluşturuluyor. Eskiden beri bu yörede söylenegelen veciz bir söz vardır ki tam buraya denk gelmektedir: Ne Elazığ ibadeti, ne Bingöl siyaseti tahmin edilemez. Daha önceleri şeyhler, günümüzde ise tarikat ve cemaatler tarafından yürütülen bu süreçten nemalananlar ise sağcı-muhafazakâr-milliyetçi partiler oluyorlar. Yurtseverler ve gerçek demokratik yaşamı kurgulayanlar ise çeşitli nedenlerle bu bölgeden uzak bırakılmış durumdalar.
Ancak gelişmeler ve yaşanan gerçeklikler sonucu Bingöl’de kısmi bir uyanma olduğunu belirtmek gerek. Yeşil Sol Parti adıyla seçime girecek ve 2023 Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi öncesinde kapatılma tehlikesi ve tehdidi altında olan HDP, Bingöl’de iki vekil çıkarma hedefiyle çalışıyor. Tabi bu çalışmanın bilimsel tarzda, planlı ve akılcı olması kaydıyla hem taktiksel hem de stratejik manevralarla atılacak adımlar ile yürütülmesi önemli.