2023 seçimlerine Yeşil Sol Parti çatısı altında gireceklerini söyleyen HDP’li Emir Ali Türkmen, “7 Haziran ile başlayan ve 1 Kasım seçimleri, 18 Haziran seçimleri olarak devam eden süreci düşündüğümüz vakit, HDP bütün devlet araçlarının baskılarına, siyasi baskılara rağmen büyüme ve yürüyüş yolunu hep yükseltmişti. Şimdi bu büyüme ve yürüyüş yolumuzun, biraz daha büyüyeceği kanaatindeyiz” dedi.
14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için geri sayım devam ediyor. Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ken, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu.
Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Mart 2023 tarihinde HDP’yi Meclis’te ziyaret etmiş ve “Kürt sorunu dahil tüm sorunların çözüm adresi TBMM’dir. Biz, milletin sağduyusu ile parlamentoya gönderdiği temsilciler ile tüm sorunların çözüleceğine inanıyoruz” demişti.
Emek ve Özgürlük İttifakı ise 22 Mart’ta yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını ve ilerleyen günlerde destekledikleri adayı duyuracaklarını belirtmişti.
Açıklamanın ardından, İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti adına konuşmadığını belirterek, bir takım açıklamalarda bulunmuştu. Ağıralioğlu, HDP’nin oyuna talip olduklarını ama HDP’yi muhatap almayacaklarını söylemişti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise konuk olduğu televizyon programında seçimlere, Yeşil Sol Parti çatısı altında gireceklerini duyurarak, en az 100 milletvekili hedeflediklerini ifade etti.
HDP Seçim İşleri Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Emir Ali Türkmen, seçim sürecine dair yaşanan son gelişmeleri Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
‘Partimiz sadece sözlere değil mücadele alanlarına da bakan bir parti’
Türkmen, HDP olarak 27 Eylül 2021’de açıkladıkları tutum belgesinden bu yana müzakere sürecine açık olduklarını vurgulayarak, “Biz tutum belgemizi açıkladığımızda Türkiye’de siyasetin yeniden kurulmasında ve dizayn edilmesinde bir yöntem önermiştik. CHP ile görüşmelerimiz bizim müzakere önerilerimiz esasından yürüdü” dedi ve şunları belirtti:
Bu ülkede asıl mesele bakanın ya da cumhurbaşkanı yardımcısının kimin olacağı değil. Asıl konu, Türkiye’nin yapısal olarak nasıl demokratikleşeceği ve asgari hukukun, adaletin nasıl inşa edileceği. Asıl mesele bu. Doğal olarak bütün partilerle olduğu gibi CHP ile de bu eksende bir görüşme yürüttük. Pozitif bir görüşme gerçekleşti. Kılıçdaroğlu’nun ortak basın toplantısında söyledikleri önümüzdeki dönem Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından umut veren sözler ama biliyoruz ki sözler değil bu süreçlerin nasıl inşa edileceği önemli. Partimiz sadece sözlere değil mücadele alanlarına da bakan bir parti. Bu açıklamaları önemsediğimizi söyleriz ama aynı zamanda hak ihlalleri ve toplumsal değişimin önündeki engellere karşı da mücadele etmeye devam edeceğiz.
‘Türkiye’nin en temel meselelerinin orta yerinde Kürt meselesi var’
Türkmen, Kürt sorunun Meclis’te çözülmesine dair, HDP programsal olarak, fikir olarak Türkiye’nin en temel meselelerinin orta yerinde Kürt meselesi olduğunu, kurulduğu günden beri savunan bir parti” dedi ve şöyle devam etti:
HDP tarihindeki on yıllık süreçte de ne kadar haklı olduğu görünür hale geldi. Aynı zamanda da Kürt sorunun demokratik çözüm süreçlerinin önünü tıkayan her hamle, Türkiye’nin iktisadi olarak da siyasal olarak da krize girmesine neden oldu. Şimdi de cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Kılıçdaroğlu, bu meselenin parlamentoda doğal araçlarla çözümü konusunda beyanda bulundu. Bu olumlu bir beyan. Biz uzun süredir zaten parlamentonun bu meseleyi sahiplenip Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözümünü savunuyorduk. Seçimlerden sonra bu ortamın güçleneceği kanaatinizdeyiz. Ama tabi ki Türkiye’nin Kürt meselesiyle beraber yapısal bir demokrasi meselesi var. Demokrasi yeniden inşa edildikçe Kürt meselesinin de bu paralelde çözüm sürecine gireceği kanaatindeyiz. Bundan sonraki çabamız bunun daha görünür ve uygulanabilir bir hale gelmesi.
‘Değişim kendi yolunda devam edecek’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarmama açıklamasının hemen ardından İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu’nun, “HDP’nin oyuna talibiz ama HDP’yi muhatap almıyoruz” sözleri hakkında, “Türk siyasi hayatında özellikle sağcı ve muhafazakar geleneğin siyaset yapma modeli bu” diyen Türkmen sözlerini şöyle devam ettirdi:
Kabul etmek lazım HDP, uzun süredir Türkiye’nin önemli fikir kurucu hareketlerinden bir tanesi ve diğer partilere benzemiyor. Bunun için de çok büyük bedeller ödeyen bir parti. Doğal olarak HDP fikirlerinde ısrarcı oldukça ve bunun arkasında 7 milyon halk kitlesi ‘biz sandıkta partimizin yanındayız’ dedikçe karşı blokta bu açıklamayı yapan şahıs gibi gruplar çıkıyor. Bütün bunlara rağmen biz çözümü müzakerede görüyoruz. En uzakta olan, milliyetçisi de Türkçüsü de bu değişimin ayak izleri karşısında direnç oluşturabilir. Ama değişim kendi yolunda devam edecek.
‘Yeni seçim yasasının sunduklarını en pozitif şekilde kullanmak istiyoruz’
Türkmen, Mithat Sancar’ın 22 Mart’ta katıldığı televizyon programındaki, “Biz 100’ün üstünde milletvekili çıkarmayı hedef koyduk. Türkiye’nin felaket iktidarından kurtulmasını istiyoruz” sözlerine dair şu değerlendirmeyi yaptı:
HDP olarak, Yeşil Sol Parti çatısı altında seçimlere girmeye karar verdik. Daha önce 7 Haziran ile başlayan ve 1 Kasım seçimleri, 18 Haziran seçimleri olarak devam eden süreci düşündüğümüz vakit, HDP bütün devlet araçlarının baskılarına, siyasi baskılara rağmen büyüme ve yürüyüş yolunu hep yükseltmişti. Şimdi bu büyüme ve yürüyüş yolumuzun, biraz daha büyüyeceği kanaatindeyiz. Türkiye’de demokrasiyi isteyen, özgürlükleri isteyen, eşit yurttaşlık hakkını isteyen herkesin sandıkta ‘benim partim HDP’ diyeceğini biliyoruz. Bu HDP’nin programsal hedefi. Bu seçimde de bunu göstereceğiz. Biz ittifakımıza önem veriyoruz, değerli görüyoruz. Ama seçim modeli partiler ayrı girdiği vakit farklı farklı yerlerin kitlesi sayıyor. Biz de seçimde bu momenti en pozitif şekilde kullanmak istiyoruz.