Rekabet Kurumu tarafından hazırlanan ‘Çevrim İçi Reklamcılık Sektör İncelemesi Ön Raporu’nda yer verilen anket sonuçlarına göre internet kullanıcılarının 41,5’i gizlilik politikalarını okumuyor. Okuyanların neredeyse yarısı ise hizmet şartlarını ve gizlilik politikalarını anlamıyor.
Rekabet Kurumu tarafından hazırlanan ‘Çevrim İçi Reklamcılık Sektör İncelemesi Ön Raporu’na göre son yıllarda bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması, geleneksel reklamcılıktan çevrim içi reklamcılığa geçişi artırdı.
İnternette uygulanan kişiselleştirilmiş reklamlar, tüketicinin kişisel verilerinin işlenmesini gerektiren reklamlar olarak tanımlanıyor. Bu reklamlar, kullanıcıların göz atma geçmişi, konumu gibi bilgilerden derlenen kendileriyle ilgili bir profile dayanıyor. Kişiselleştirilmiş hedeflemede, kullanıcının hobisi, ilgi alanı ve karakteri gibi belirli veriler kullanılıyor ve bu tür veriler arama geçmişinden ve diğer çevrim içi etkinliklerden saptanıyor.
Raporda sektör incelemesi kapsamında tüketicilere yönelik yapılan anket sonuçlarına göre kullanıcıların çoğu çevrim içi mecralarda toplanan verilerin kullanımı konusunda endişeli. Ancak verilerinin nasıl kullanıldığıyla ilgili endişelerine rağmen, ankete katılanların yüzde 41,5’i gizlilik politikalarını hiç okumadığını belirtti.
Gizlilik politikalarını okuduklarını belirtenlerin neredeyse yarısı ise hizmet şartlarını ve gizlilik politikalarını anlamadığını ifade etti. Az sayıda kullanıcının internet sitesine veya uygulamaya kayıt sırasında seçilen gizlilik seçeneklerini sonradan değiştirme yoluna gittiği de belirlendi.
Raporda yer alan tespitlere göre, kişisel verilerin kullanım şartlarının tüketiciler yerine büyük ölçüde (Facebook, Instagram, YouTube vb.) platformların kendileri tarafından belirlenmesi hem tüketici refahı hem de rekabet açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla hedefli reklamcılığın faydaları ile zararları karşısında optimal bir dengenin kurulması toplumsal refah açısından önem taşıyor.