HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Gülistan Atasoy, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci turuna dair çalışmalarını anlattı: Motivasyon kaynağımız bu rejimin kaybetmesi gerektiği. Diğer tarafa dair eleştirilerimiz elbette devam edecek. Kılıçdaroğlu da kazansa ilkelerimiz çerçevesinde muhalefet görevini sürdürmeye devam edeceğiz.
14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminin sonuçlarına dair değerlendirme ile sözlerine başlayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eş Başkanı Gülistan Atasoy, yol haritasının katılımcı, demokratik yöntemlerle ve ortak demokrasi zemininde çizilmesi gerektiğini düşündüklerini ve bu sistemi değiştirmeye odaklanan bir siyaset yürütmeye çalıştıklarını ifade etti:
Siyasetimizi kutuplaştırmayan, birleştiren ve her şeyi konuşulabilir kılan bir demokratik zemini tesis etme üzerinden kurduk. Fakat iktidarın yaklaşımı hiçbir zaman böyle olmadı ve özellikle seçim yaklaşırken her türlü devlet mekanizmasını, yargı sopasını hem Kürt siyaseti hem Türkiye’nin tüm muhalifleri üzerinde kullanmaya devam etti. Gittikçe otoriterleşen ve toplumu kutuplaştıran bu atmosferin hakim kılınmasında muhalefetin de ciddi eksikleri oldu. Partimizin kapatılma sürecinin yarattığı belirsizlikle beraber yeni bir parti ile seçime girme riskini göze aldık. Seçim sürecinde kurmaya çalıştığımız demokratik zemin hâlâ çok gerekli ve Kürt halkı bir bütün olarak bizim yürütmeye çalıştığımız mücadeleye sahip çıktı.
Atasoy, 28 Mayıs’a yaklaşırken yine demokrasi talebinin öne çıkarılması gerektiğine vurgu yaparak “Demokrasi mi faşizm mi ikilemine direkt koşulsuz ‘demokrasi’ diyen çok geniş bir kitle var ve bu kitlenin çok büyük bir kısmını Kürt halkı oluşturuyor” dedi.
Atasoy, demokrasi ile faşizm ikilemi arasında kalanların sadece Kürtleri yalnız bırakmamak için değil 28 Mayıs’ta faşizmin daha da fazla kurumsallaşmaması ve yaşanabilir bir Türkiye için demokrasiden yana tutum alması gerektiğini ifade etti.
‘Motivasyon kaynağımız bu rejimin kaybetmesi gerektiği’
Atasoy HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tavrını “Tek adam rejimine karşı bir geçiş sürecinin ardından güçlü bir parlamenter sistemin kurulması ihtimali ve demokratik ilkeler üzerinden yaklaşmaya çalıştık” sözleriyle açıkladı:
Şu anda iki aday var. Bu iki adaydan biri 21 yıldır iktidarda; 2018’den beri tek adam rejiminin başında. Ülkenin kaderi onun iki dudağı arasında ve biz bu sistemin sürdürülemediğini, son derece antidemokratik olduğunu, Türkiye halklarının hayrına bir sistem olmadığını zaten deneyimledik. Dolayısıyla bizim burada motivasyon kaynağımız bu rejimin kaybetmesi gerektiği. Diğer tarafa dair eleştirilerimiz elbette devam edecek. Kılıçdaroğlu da kazansa ilkelerimiz çerçevesinde muhalefet görevini sürdürmeye devam edeceğiz. Kılıçdaroğlu’nun yanlışlarına yanlış demeye, Türkiye’nin demokrasisini geliştirecek bir çabası, bir adımı varsa da onu genişletmeye, büyütmeye çalışacağız.
’14 Mayıs’taki şaibeli sandıklarda şimdi iki katı görevlendirme yaptık’
Gülistan Atasoy, 2017 Anayasa değişikliği referandumundan bu yana hiçbir seçim sonucunun Türkiye halklarının içine sinmediğini, her seçimin şaibe ile neticelendiğini hatırlatarak 28 Mayıs seçimini kazanmanın yolunun sandığı korumaktan geçtiğini vurguladı.
Burada herkese, muhalefette yer alan bütün partilere görev düşüyor. Bu denli şaibe ve algı manipülasyonları arasında seçim güvenliğini sağlaması gereken devlet mekanizmalarına ciddi anlamda güvensizlik duyuluyorsa bu işi halk kendisi yapacaktır.
Seçimin ilk turunda müşahit eksiği bulunan ve sonuçları açısından şaibeli gördükleri sandıklarda 14 Mayıs seçimlerinin iki katı görevlendirme yaptıklarını ifade eden Atasoy, seçimin demokrasi lehine bir sonuç yaratabilmesi için yurttaşları kendi iradelerine sahip çıkmaya davet etti.