Narkotik polisi tarafından Haziran 2010’da gözaltına alındıktan sonra çıplak arama, işkence ve tehdide maruz kaldıktan sonra hayatına son veren Onur Yaser Can davasında mahkeme hükmünü açıkladı.
Haziran 2010’da narkotik polisi tarafından İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra çıplak arama ve işkenceye maruz bırakılan ve emniyete yeniden çağrılınca intihar ederek yaşamına son veren Onur Yaser Can’ın ölümünün ardından açılan ve dört polis ile bir bilirkişinin ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlamasıyla yargılandığı dava, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (ACM) görüldü.
Davanın 5’inci duruşmasında sanık polislerden hiçbiri mahkemede hazır bulunmazken, iki sanık polis Hakan Aydın, Muhammet Ongun ve Onur Ülker başka şehirlerden Ses ve Görüntü Bilişimi Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can ve avukatlarıysa salonda hazır bulundu.
‘Sanık polis ve amirleri hakkında suç duyurusunda bulunulsun’
Mahkemede ilk olarak konuşan Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, yargılamanın başından beni mahkeme sundukları tüm delillerin Onur Yaser Can’a yönelik ‘örgütlü bir şekilde, zincirleme olarak işlenen ve onu ölüme sürükleyen sahtecilik, resmi belgeyi bozma ve yok etme, işkence, eziyet, kötü muamele ve intihara sürükleme suçlarını açık bir şekilde’ ortaya koyduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
Başta mahkemenizin savcı mütalaasıyla da sabit olan evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi bozma ve yok etme suçlarıyla ilgili vereceği kararda, bu eylemlerin sonucu itibariyle bir ailenin tek tek yok edilmesine sebep olduğunu göz önünde bulundurarak bu suçlarla ilgili en üst sınırdan ceza vermesini ve birçok celse hazır bile bulunmayan ve yargılamayı ciddiye almayan ve son celsede delillendirdiğimiz gibi yalan beyan vererek adaleti yanıltan bu sanıklar hakkında herhangi bir ceza indirimine gitmemesini talep ediyorum.
İkinci olarak ve daha da önemlisi mahkemenizin işkence ve intihara sürükleme ile ilgili sanık polis ve amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum, adalet ancak bu şekilde yerini bulacaktır. Ben bu konunun aydınlanması için katılan olarak üzerime düşen görevi yaptım. Yurt dışından tanıkların gelip dinletilmesini sağladım. Narkotik kamera görüntülerinin ve tüm diğer delillerin huzurunuzda sunulması için avukatlarımla birlikte çok yoğun bir uğraş verdik.
Tüm ailesini sanıkların bu suçları yüzünden kaybetmiş biri olarak talebim, etkin soruşturma yükümlülüğünüzü yerine getirerek yani görevinizin gereğini yaparak sanıkların bu eylemleri hakkında suç duyurusunda bulunmanız ve bu konunun araştırılmasını bir mahkeme olarak sağlamanız.
‘Davada belgede sahtecilik dışına çıkılmadı’
Söz alan Avukat Tuğçe Duygu Köksal, muhtemel bir karar duruşmasında olduklarını hatırlatarak, şunları belirtti:
Süreçte ‘ince arama’ sadece idare mahkemesi tarafından yapılan tespitlerle ortaya kondu, devamı hiçbir zaman getirilmedi. Bu süreç, savcılık makamının yapması gereken işi idare mahkemesinin yaptığı, idarenin ‘savcıya topu attığı’, savcının hareketsiz kaldığı bir süreç olarak kalmıştır. Sanıkların ‘rutin uygulama’ olarak ifade ettiği ‘ince arama’nın, işkence ve kötü muamelenin ihbarına, şikayetine ve her yargılamada dile getirilmesine rağmen, yargılama resmi belgede sahtecilik dışına çıkartılamamıştır. Yargılama makamlarının ‘ince arama’yı, psikolojik işkence ve kötü muameleyi sadece bilmesinden hareketle, başlangıç şüphesiyle – öteye gitmeye bile gerek yok- suç duyurusunda bulunmaları gerekmektedir.
Mahkeme, dört sanık polis; Hakan Aydın, Onur Ülker, Yunus Başay ve Muhammet Ongun’a ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’ suçundan altı yıl hapis cezası verdi, sanık bilirkişi Zafer Kökdemir’in ise beraatine karar verildi.
Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, karara tepkisini “Adaletiniz batsın” diyerek gösterdi.
12 yıllık süreçte 3 ölüm
Onur Yaser Can, 24 Haziran 2010’da Narkotik Şube’de iki defa ifade verdikten sonra kötü muamele ve çıplak aramaya maruz kalıp üçüncü kez ifadeye çağrılınca intihar etti. Ardından annesi Hatice Can da Mart 2014’de intihar etti.
Onur Yaser Can öldüğünde 28, annesi Hatice Can 57 yaşındaydı. Baba Mevlüt Can da 9 Ekim 2019’da hayatını kaybetti.