14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1’e ulaşan aday olmadı. Seçim 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tura kaldı. İkinci turda Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan yarışacak. İlk turda katılım yüksek olsa da ülke genelinde yaklaşık 10 milyon seçmen sandığa gitmedi.
Biz de sanatçı ve yazarlara, ilk turda sandığa gitmeyenlere, gidip de tekrar gitmeyi düşünmeyen seçmenlere yönelik çağrılarını sorduk: Neden 28 Mayıs seçimleri önemli? İşte sanatçı ve yazarların yanıtları…
Nazan Kesal
Kadın ne sadece annedir ne de sadece eştir, kadının yeri sadece evi de değildir. Kadın her şeydir, her yerdedir. Kadın ne olmak istiyorsa odur. Kadın, yaşamın ta kendisidir, insandır. Kadınlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz için; eşit, adil, özgür bir Türkiye için 28 Mayıs’ta sandığa git! Geleceğimiz için, aydınlık bir Türkiye için sen de oyunu kullan!
Orhan Alkaya
28 Mayıs seçimi iki aday arasında değil, iki seçenek arasında geçecek.
Birinci seçenek; tekçi, otokratik, diktatöryen eğilimlerin git gide arttığı, hukukun üstünlüğü prensibini yok sayan mevcut rejimin devamı seçeceği.
İkinci seçenek; parlamenter rejime dönmeyi vadeden, özgürlüklerin önünü açacağını, adaleti tesis edeceğini, hukukun üstünlük prensibini kayıtsız şartsız uygulayacağını taahhüt eden yeni rejim seçeneği.
Birinci seçeceği tercih edenler Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy verecek. İkinci seçeneği tercih edenler Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek. Bu kadar basit.
Metin Kahraman
Merhaba arkadaşlar, 29 Mayıs sabahı karanlık bir Türkiye’ye uyanmak istemiyorsak, vatandaşlık görevimizi yerine getirelim ve oyumuzu demokrasiden, adaletten ve sevgiden yana kullanalım. Barış ve huzur gelsin. Ben nasıl bir Türkiye düşlediğimi yıllar önce yaşlı bir Dersimli amcadan öğrendiğim bir şiirle anlatmak istiyorum:
Der,
Gel gönül nefs ile,
Yolculuk etme cahil ile,
Bilmez ile her yere gitme.
Alemlere satar pul eder seni…
Der, güzeli görünce adım hacıdır.
Senlik benlik yoluna gitme zordur acıdır.
Gönlün gücü vicdan gücüdür,
Gönülden gönüle giden bir yoldur…
Hayranım sevgiye,
Bir de muhtacım sevgiye.
Sevgi Musa’lara bir tur gibidir.
Sevgi İsa’lara bir yol gibidir.
Sevgi Muhammet’e bir nur gibidir.
Cahile gizlenmiş bir sır gibidir.
Ben sevgiyi dört mevsimde yaz bilirim.
Ben sevgiyi dört kitaba yüz bilirim.
Mazlum Çimen
Mutlaka bir karar verip, sonunda da o kararı oya çevirip oylarımıza sahip çıkıyoruz. Sandık başına gidiyoruz. Oyumuzu kullanıyoruz arkadaşlar. Mutlaka oy kullanıyoruz!
Ayşe Tütüncü
Zorlu bir mücadele sürdürürken çeşitli zaaflara düşülebilir, hatalar olabilir. O zaman neyi eksik bıraktıysak onu tamamlayarak yola devam etmeye ihtiyaç var. Mesela, oy vermeye gitmemiş olanlarımız, bu sefer oy vermeye gidebilir. Oy vermeye gitmiş olanlarımız müşahit de olabilir. Ya da, depremzedelerin yer değiştirmekte çok zorlandıklarını biliyoruz, onların oy vermeye gidebilmesi için maddi olanak yaratabiliriz. Ayrıca oy vermezsek kazanabileceğimiz bir şey zaten yok. Ama verirsek kazanma ihtimalini yaratabiliriz ve büyütebiliriz. Benim yürümekte oldukça zorlanan 90 yaşında bir annem var ve o büyük bir hevesle oy vermeye gidecek. Ben de gideceğim. Hoşçakalın.
Yasemin Göksu
İşte seçim sürecinde ikinci turun kapısına geldik, dayandık. Karşımızda maalesef devletin her türlü imkanını, bu uğurda rahatlıkla kullanabilen ve her yolu mübah sayan bir güç var. Yani aslında bu net olarak baktığımızda, iyilerin ve kötülerin, karanlıkla aydınlığın hatta ölümle yaşamın savaşı. Ben zannetmiyorumki bu ülkede emeğiyle parasını kazanan bir insanın çocuğunun geleceğine harcayacağı tek kuruşu, evine götüreceği bir tane ekmeği, bir ailenin sefaati için kurban etsin. Her şey çocuklarımızın ve bu ülkenin geleceği için. Lütfen elinizi vicdanınıza, aklınızı gerçeklere yatırın ve bilimi tanıyan, liyakatli ekipler kurabilecek, iyi niyetli, güler yüzlü, ahlaklı bir insanın bu ülkede Cumhurbaşkanı olmasını sağlayacak bir oyu Sayın Kılıçdaroğlu’na verin. Yoksa gerçekten bu ülke karanlığa batacak. Bunun sonu ve çözümü de yok. Çok kolay olacağını düşünmüyoruz. Kimse bunu söylemiyor ama en azından bu işleri çözmek için hazır olan bir ekip var. Lütfen vicdanınızı ve aklınızı arkada bırakmayın. Bir grup kan emicinin, şiddet severlerin, kadın katillerinin, çocuk tecavüzcülerinin, hırsız çetelerin bu ülkeye hükümdar olmasının önüne geçin! Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu’na oy verin!
Rojda
Bu seçim kuşkusuz diğer seçimlerden çok farklı ve çok önemli. Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor süreçlerde, hem ekonomik hem de siyasi çıkmazlar açısından adaletsizliğin, eşitsizliğin, iç huzursuzlukların olduğu bir süreç. 28 Mayıs seçiminin, bu haksızlıkların giderilmesi ve ekonomik dar boğazdan insanların çıkmaları için bir umut olabileceğine inanıyorum. Ama en önemlisi de iç huzurun olmasını, ötekileştirilmeyen dil, din ve kültür gözetmeksizin saygı gösterilmesine, eşit, adaletli, özgürlükçü, çatışmaların olmadığı ve ifade özgürlüğünün olduğu bir ülkede, her şeyi herkesi terörize eden bir dilden, yaklaşımdan uzak tutan bir anlayışla, herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanının olması Türkiye halkları için çok önemli. Bundan dolayı gelecek kaygılarımız ve umutlarımız için yine oyumuzu kullanmak, sandıklara, geleceğimize sahip çıkmak gerekiyor.
Kemal Sahir Gürel
Birinci turda tam bir sonuç alınabilmiş değil ama zorlukları bir kenara bırakmak ve umut yüklenmek gerekiyor. Zaten seçmenin en az yarısı, bu kadar engelleme ve manipülasyona karşı sandıkta kendisini gösterdi. Şimdi sıkı bir sandık güvenliği ve önceden oy kullanmayanları da davet ederek geleceğimiz adına BAŞARABİLİRİZ!
Domuz Bağı’ndan,
Kadın Cinayetlerinden,
Yoksulluktan,
Çocuklarınızın uyuşturucuya alıştırılmasından,
Eşit ve layıkıyla yürütülmeyen eğitimden,
Diplomalı işsiz olmaktan,
Sadece AKP lehine işleyen hukuktan,
Kültür ve inanç dayatmasından,
Her gün kürsüden azar yemekten,
Nefret objesi olmaktan…
Çoğunluk iken belli bir azınlık tarafından yönetilmekten,
vb…
Kurtulmak için ‘SON ŞANSIMIZ’ 28 MAYIS!
Kılıçdaroğlu ve ekibine lütfen güvenin!
Gülten Kaya
Bu coğrafya eski ve çok acılı bir tarihin içinden geçti, geçiyor. Kaç kuşak örselendi, ne kadar çok hayat bir daha onarılamayacak şekilde yıkıldı. Anneler gömdü evlatlarını bu coğrafyada. Ne savaşı bitti buranın ne acısı dindi ne de yüzü güldü. Elbette toplumların geleceğe doğru yol alma hızı birbirinden farklıdır ama biz hep “yerinde say” durumunda, karanlığın içinde kalakaldık.
Azarlandık, incitildik, yasak olduk, yok sayıldık yine de bir arada kaldık. En insani, en demokratik ve en haklı ve en “yurttaş” ve en masum halimizle nefes almak istiyoruz. Nefessiz bırakıldık! Hapishanelerde, sürgün yollarında, bambaşka coğrafyalarda, kendi yurdumuzda nefessiz kaldık! Açıkçası adeta güdüldük, adımıza kararlar alındı, kararnameler çıkarıldı, tehditkar parmaklar gözümüze sokuldu! Neydik peki biz? Halklar? Hakları olan yurttaşlar? Yorgunuz açıkçası (kararsız değil) ve böyle devam edemeyeceğimizi biliyoruz. Geleceği görebilmenin, o geleceğin kurucusu, müdahili, dinamiği olmanın ve devam edebilmenin yolu açık; tüm yorgunluğu üzerimizden atıp, nefes alabilmek için yerimizden kalkalım artık. Güzel bir yürüyüşün güzergahı hepimizi hak ettiğimize doğru yönlendirecektir zaten. 29 Mayıs sabahına derin bir nefes alarak uyanalım. Ama uyanalım! Uyanalım!
Füsun Demirel
Umutsuzluk, yılgınlık bize yakışmaz güzel kardeşim.
Biz baharların gelişini el ele kol kola kutlayacağız.
Eğer bunca hile, oy hırsızlığına rağmen bu oranı tutturabildiysek şimdi daha da güçlü geleceğiz.
Senin bir oy’un çok değerli genç kardeşim.
Bir oy çok önemli güzel evlat.
Pes etme, ne olacak deme, geleceğini 1 oy yeniden kuracak belki de.
Haydi 28 Mayıs’ta oy kullanamayan 8 milyon üzeri
Yurttaşlarımız sandık başında olsun.
Bu sefer alt edelim kanımızı emenleri.